@susieeeeeeee
|
🖤❤️ 4 yıl önce "Kerem dur artık!" Bağırışlarımın pek bir anlam ifade ettiğini düşünmüyordum. Kerem yine aptal şakalarından birini bana yapmıştı. Yok yani! Bu çocuk büyümüyordu. Kahkahalarının arasından "Ne var fena mı oldu can geldi yüzüne!" Dedi. Tam cevap verecektim ki içeri Ezgi girdi. Ellerinde bizim için aldığı kahveler vardı. Benim saçlarımı ıslak görünce "Kerem! Bıkmıyorsun dimi?" Diye bağırdı. "İzCik başlattı benim ne suçum var." Bu sefer fena yapacaktım ama! Ayağa kalkarken Ezgi araya girip "Çocuk musunuz oturun şuraya!" Dedi. Elindeki kahveleri masaya koydu ve bana da peçete uzattı. Ben peçeteyle yüzüme bulaşan suları silerken Ezgi lafa girip "Bu akşam balo var!" Dedi. Sky Mimarlık olarak ilk defa baloya katılıyorduk ve bu bizim için çok önemliydi fakat Ezgi bu yüzden değilde Mert'i göreceği için heyecanlıydı. Kerem kahvesinden bir yudum alıp "Bilmez olur muyuz sayende her saniye haberdarız." Dedi. Ezgi Kerem'e sinirle bakarak "Sana da yaranamıyoruz he!" Deyince birbirlerine ters ters bakmaya başladılar. Ortamı dağıtmak için "Arda gelecek mi?" Dedim. Ezgi eski haline dönüp "Abim yetişemeyecekmiş biz tek halledeceğiz." Dedi. Arda'nın olması aslında en iyisiydi sonuçta biz pek ortamı tanımıyorduk fakat Ezgi vardı o hallederdi. Ezgi telefonuna bakarken "Aa! Unutuyordum benim kuaför randevum vardı, gitmem gerek." Dedi. Aceleyle ayağa kalkarken bize bakıp " Güzlece giyinip gelin orada sizi bekliyor olacağım."diyerek devam etti. Odadan çıktıktan sonra Kerem sinirle bana yaklaşıp "O it için bu kadar heyecanlı dimi?" Dedi. Kahvemi dudaklarıma götürürken Kerem'in içinden "Sikeyim." Dediğini duymuştum. Haklıydı Mert bok gibi bir insandı fakat öylesine söylemiyordum gerçektende bok gibiydi! "Aldattı onu, daha ne yapması gerek soğuması için anlamıyorum." Kerem'in bu kadar takması bana garip gelmemiş değildi, şu anlık sorgulamadım ama bu sonradan sorgulamayacağım anlamına gelmiyordu. Yarım saat daha ofiste kaldıktan sonra giyinmek için Keremle eve döndük. Eve gelir gelmez odama hazırlanmaya geçtim. Siyah elbise üstüme en iyi oturan tek elbiseydi. Saçlarımı dalgalı bırakıp, makyajımı yaptım ve odadan çıktım. Kerem tuvaletten çıkarken beni gördü ağzından çıkan ıslık sesi ve bakışları güzel olduğumun işaretiydi. "Nasılım, olmuş muyum?" Kerem yanıma yaklaşıp biraz düşünür gibi yaptı "Yani bilemedim..." koluna vurmaya başladığım da gülerek "Bence çok fazla hareket etme derim," gözleriyle elbisemi işaret ederken elbisem hareketimden dolayı biraz açılmıştı. İndirirken kast ettiği şeyi anladığım için çok daha ağır bir şekilde omzuna vurdum. Kolunu uzatıp "Size eşlik etmek şereftir." Dedi. Çantamı alıp koluna girdim ve yola çıktık. Kerem'le çocukluk arkadaşıydık, yıllarca birlikte yaşayıp gelmiştik bugüne kadar. Uzun boylu, sarı saçlı ve bir erkeğe göre fazlasıyla bakımlı birisiydi Kerem. Hatta bazen benden bile bakımlı olduğu halleri oluyordu. Vardığımız sırada Keremle etrafa bakmaya başladık. Fazlasıyla ışıltılı ve aydınlık dizayn edilmişti. Bu ortam için fazla mı siyah kalmıştım bilemiyordum bildiğim bir şey varsa bu ortamın bizi pek sarmayacağıydı. Kerem'in Ezgi'yi görmesiyle onun olduğu masaya doğru ilerledik. Masada sadece Ezgi yoktu yanında bir adam daha vardı. Daha önce görmediğim bu adam uzun boylu, esmer ve kıvırcık saçlıydı. "Sizi tanıştırayım," Ezgi adamı göstererek "Kaan Akıncı, kendisi abimin çok yakın arkadaşı olur." Kaan'ın gülümseyişine karşılık verdim. Bu sırada elini ilk Kerem'e uzattı "Kerem Soylu." Kerem'in kendini tanıtmasından hemen sonra Kaan bu sefer bana elini uzattı. "İzel Kaya." Dedim. "İzel... yaptığın peyzaj tasarımlarını inceleme fırsatı bulmuştum. Sizden etkilenmemek elde değil." Dediği şeye bu sefer samimiyetsiz bir gülümsemeyle karşılık vermiştim çünkü adam sonda dediği şeyi sanki bastırarak söylemişti. Kerem bana imalı bakışlar atarken ben Kaan'a teşekkür etmiştim. Kaan yanımızda çok kalmamıştı biraz daha sohbet ettikten sonra yanımızdan ayrılmıştı. Kaan'ın gidişinden sonra Kerem Ezgi'ye Mert'in burada olup olmadığını sordu. Ezgi burada olmadığını söylemesine rağmen Kerem ısrarla Mert'in iğrenç biri olduğunu irdeleyip durdu fakat Ezgi onu pek dinliyor gibi değildi. Ezgi'nin baktığı yere gözlerim kaydı. Bir anda herkesin gözü sanki büyülenmiş gibi giriş kısmından içeri giren uzun boylu, esmer ve şık giyimli adamdaydı. Arkasından gelen iri yarı adamlar ise korumaları olmalıydı. Girişte gördüğü kadına selam verip , konuşmaya başladı. "Bu adam kim?" Soruma Ezgi "Etka Asır..." dedi. O kadar büyülenmiş bir şekilde bakıyordu ki şaşırmıştım. Etka Asır? Şimdi hatırlamıştım! Asır Holding'in sahibiydi. Aferin yani İzel daha yeni aklına geldi dimi! Daha zamanın vardı biraz daha düşünseydin. Kerem " Oha! Adamı yiyecek gibi bakıyorlar, fırsatı varsa kaçsın kurtarsın kendini!" Kerem'e gülerken Ezgi Kerem'in omzuna vurup "Bu adama düşmeyip de sana mı düşelim Keremciğim!" Dedi. Kerem tam lafa atılacakken "Bura sırası değil!" Diyerek ikisini de susturdum. Ezgi "Buraya bakıyor!" Dedi. Gözlerim tekrardan giriş tarafına döndüğünde Etka denen adamla göz göze geldim. Kalbime gelen ağırlıkla boynuma ellerimi koydum ve nefesimi kontrol ettim. Neden bir anda böyle olmuştum bilmiyordum. Kerem ve Ezgi’ye balkona çıktığımı söyleyip masadan ayrıldım. Balkon beklediğimden de büyüktü, çok insan yoktu. Biraz ıssız bir köşeye geçip duvara yaslandım. Şehrin ışıkları göz kamaştırıcıydı. Tam odaklanmış şehri seyrederken sağımdan gelen sese kulak verdim. Biri sanki acılar içinde kıvranıyordu. Sesin geldiği yöne ilerlediğim sırada gördüklerimle şok oldum. Çalıların ardında, üç adam ve ortalarında ise onlara yalvaran bir çocuk vardı. Adamlardan biri “Kaldırın şu oruspu çocuğunu!” Diye bağırdı. Çocuğu ayağa kaldırdıklarında adam çocuğun karnına öyle bir yumruk attı ki çocuk yere çömeldi. Karnını tutup kafasını toprağa getirdi. Nefessiz kalmış olmalıydı! Öldüreceklerdi çocuğu resmen. İleri atılmak için adım attığım sırada bileğimden tutan eller duvara çarpmamı sağladı. Gözlerim olayın şokuyla açılırken karşımda duran adam hiç beklemediğim biriydi… Etka Asırdı. Bölüm sonu. Bölüm : 18.12.2024 04:57 tarihinde eklendi |