Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1. BÖLÜM "Kader"

@swarley

Bir eline bir de kocaman açtığı bal rengi gözlerine bakakaldım ve hızlı bir şekilde elimi ona uzattım.

- Nazlı.

+Memnun oldum Nazlı, paşa değilim ama sen de memnun olmuşsundur umarım.

Hafif gülerek söylediği cümleden sonra yüzüne öküz gibi bakıyordum resmen. Baya bildiğimiz Barış Alper buradaydı ve espri yapıyordu? Kendine gel ve cevap ver Nazlı.

-Ay şey tabii ki memnun oldum, özür dilerim öyle demek istemedim tabi ki Barış Bey.

​​​​​​Yok aslında gayet öyle dedim ama konu sen olunca değişti.

Pablo'yu daha önce birçok kez tıraş etmiştim ama getiren hep başka biriydi. Pablo beni tanıdığı için heyecanla ve sevinçle havlayınca kucağıma alıp öperek sevmeye başladım.

- Bitanem sen miydi o paşa bilsem hiç söylenir miydim sana ben?

Söylenirdim tabii ki Pablo, normalde 3 ayda bir cumartesi sabahtan getirirdi seni getiren kişi ne VIP'si derdim ama senin bunu bilmene gerek yok..

+ Tanıyor seni herhalde ses çıkarmadığına göre?

-Evet genelde o geldiği zaman işim olmadığı için buralarda oluyorum oynatıp sakinleştiriyorum, öyle işleme alıyoruz. Di mi Pabliko, di mi oğlum?

+Normalde menajerim getiriyordu evet ama uzun zamandır gelmek görmek istiyordum. Bu saatte açtırdığım için özür dilerim çok yoğun çalıştığım bir işim var hiç dinlenme fırsatım olmuyor, yine de oğlumun bazı anlarından da geri kalmak istemedim.

Es vermeden kendini açıklıyordu Pablo kucağımda onu dinleyip sadece kafamı sallıyordum o kadar hızlı konuşuyordu ki araya girme fırsatım bile olmadı.

+ Futbolcuyum ben,

Elimde dur yaptım ve gülümsedim.

-Sizin kim olduğunuzu biliyorum Barış Bey, dağda yaşamıyorum ayrıca çok sağlam Galatasaray'lıyım. Sadece Pabliko'nun sizin köpeğiniz olduğunu bilmiyordum o kadar.

+ Barış Bey ne ya? Abiye alıştım Barışa alıştım Alperinyo falan da tamam da Bey ne allasen? Ona Pabliko bana, BEY!

Ben de sana aşkııım demek isterim de işte yiğitliğe bok sürdürmek istemiyorum Barış.

-Ne diyeyim bilemedim gelen müşterilerimiz ilk defa geliyorsa genelde böyle hitap ederiz ama (sesimi inceltip Pabloyu öptüm) onun çook gelişi o yüzden o artık Pablikoooo!!

Gülerek tıraş olacağı alana Pabloyu oturttum ve Barış'a döndüm.

- Ama tamam madem istemiyorsun bey yok.

+Şükür ne diyelim sonunda kalktı resmi- lafını elinde ayranımı sallaya sallaya dükkana giren Sedat kesti

×Ablaların gülü (duyar duymaz yüzümü buruşturup Sedat' a döndüm )

-Sedo geç kaldın oğlum bak müşterim (Sedat ona döner dönmez şok içinde kaldı)

×Oha Babarışbappe Yılmaz!

-Ne?

Kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım. Barış ifadesiz bir şekilde Sedat'a baktı sonra benim gülüşüme tebessüm etti.

+Heh bak bana böyle sesleniyorlar bey falan duymuyoruz biz genelde canım benim .

Canın mıyım senin?

×Abi bir fotoğraf çekilebilir miyiz ya?

+ Tabii ki kardeşim, gel.

Bir tane yalandan gülümseme ile fotoğraf çekildi.

- Kimseye söyleme burada olduğunu ama başka zaman paylaş bak gelir doluşurlar rahatsız edersek VIP müşterimizi Murat Abim beni keser.

×Tamam abla, kolay gelsin.

Kaş göz yaparak çıktı dükkandan.

+İma mı sezdim Vıp falan derken?

-Yok açık açık söyledim aslında amaaaaaa. Bu arada açsan döner acayip lezzetlidir ye lütfen, ben işleme girip çıkıcam buz gibi olur o sırada tadı gider.

+Yemek söz konusu olduğu zaman hiç tok olduğumu hatırlamıyorum zaten ama öyle olmaz şimdi yarım yarım yesek?

- Yarım zaten ya ye gitsin lütfen.

+Olur yiyorum bak sonra deme geldi paşam yemeğimi yedi falan.

Göz devirdim

-Rica ediyorum.

+Rica ettiğin için yiyorum.

- Ay Alper uzatma ve ye artık soğudu.

Sesim resmen azarlar gibi çıkmıştı.

+ Tamam be ne kızıyon yiyoruz işte ayrıca Alper de bana daha çok hoşuma gitti öyle demen.

Cevap vermeden işlem odasına girdim ve Pablo'nun tüylerini kısaltmaya başladım işlem sırasında Pablo hiç yerinde durmuyor sürekli zorluk çıkarıyordu tüm gün hiçbir şey yemediğim için de başım haddinden fazla dönüyor işlemi bitirmem zorlaşıyordu. Ağzıma abur cubur atmak için işlem odasından çıktığım sırada Barış'la göz göze geldik yanağı şişik ekmeği çiğnerken gülümsemeye çalıştı. Elimle yüzümü kapatıp güldüm ve mutfağa girdim yiyecek hiçbir bir şey kalmamıştı sabahtan kalan filtre kahveyi bardağa doldurup işleme geri döndüm. Tüyleri kısaltmak tek başıma olduğum için sandığımdan da uzun sürdü ama sonunda bitti kucağımda Pablo ile çıkıp bekleme alanına geldiğimde Barış yoktu.

- Barış?

Birkaç kez seslendim odalara göz gezdirdim fakat ortalıkta yok gibi görünüyordu. Omuzlarımı silkip dudak büktüm ve odaya doğru Pablo ile konuşarak ilerlemeye başladım.

-Baban seni terk etmiş gibi görünüyor Pabliko, pusetinde terk edilme notu ile bebek bulan anneler gibiyim, gel bakalım sen benim oğlum ol.

Arkadan gelen kahkaha sesi ile kapıya döndüm ve elinde poşetle tüm heybetiyle duran Barış'ı gördüm.

+ Nereye ya daha karpuz kesecektik?

 

 

Herkes hoş geldi. Umarım beğenirsiniz.

 

Loading...
0%