Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@swordnoob

 

 

 

 

 

 

 

Merhaba arkadaşlar ben wattpadden geldim orda da buna benzer bir kitap yazıyordum ama kapandığı için giremiyoruz biliyorsunuz ki. Neyse umarım bölümü beğenirsiniz.

***

 

 

 

En sevdiğim yazarın imza gününe gitmek için evden çıkmıştım. Bu gün için özenle giyinmiştim mavi bir kot şort üstüne uzun beyaz bir tişört giyinmiş, parmaklarımdaki gold eklem yüzüklerim, uzun kolyem, belime kadar su dalgasıyla gelen kahve rengi saçlarım ve beyaz nike ayakkabılarımla bence güzel olmuştum elimdeki poşette ise yazarıma imzalatacağım ölümcül taht adlı mükemmel kitabım vardı.

 

Ayy unutmuşum galiba kafanız karıştı hemen kendimi tanıtayım ben deniz Kayra. Bu ismi annem beni doğururken öldüğü için babamda beni bu yüzden evlatlık verdiği için hemşire ablalar aralarında kararlaştırıp koymuş. 28 yaşındayım bekarım -taliplerimi beklerim- kitap bağımlısı bir avukatım. Avukat olmamın sebebim yurtta bana hem ablalık hem annelik yapan Elif ablamın 6 parçaya bölünüp suçluların hapse dahi atılmadığı, halde sokaklarda ellerini kollarını sallayarak gezdikleri için oldum.İnsanların özellikle kadınların haklarını savunurum ve hiç acımadan onları ceza evine atılmalarını sağlarım. Kendimi savunmak için dövüş sporları öğrendim,okuduğum kitapardan özenip hançer ve kılıç kullandım-kılıç çok iyi kullanmasamda hançeri hızlı ve çevik hareketlerle kullanırım-

 

22 yaşımdan sonra kendi evime taşındım okul çıkışlarında 2 işi birlikte yapardım sabahları bir kaç zenginin evinde temizliğe giderdim - çok kazandırırdı-zenginlerin elleri boldu, akşamları genelde değişir ama genelde barmenlik yapardım. zaten üniversitede %100 bursla yurtta kaldığım için parayı 8 yıl gbi bir sürede toplamıştım.

 

Evden çıkıp arabamı açtım radyoya telefonumu bağlayıp ceza açtım yetişebildiğim yerleri söylüyordum. Işıklarda durduğumda yeşil yanınca direkt gaza bastım ama diğer bütün ışıklarda yeşil yanıcağını nerden bilebilirdim ki, yan şeritten gelen tırı görünce her şeyin çok geç olduğunu zaten anlamıştım.

 

"Buna tanık olan her genç tarihi yazsın." oldu son sözlerim.

***

İnanılmaz ekilde başım ağrıyordu elimle anlımı ovalarken bir yandan gözlerimi açmaya çalışıyordum sonunda açabildiğimde tavanı görüyordumum. En son bütün trafik ışıkları yeşili gösterdiği için bana tır çarpmıştı ama nasıl hayla yaşıyordum tıp ne ara bu kadar ilerlemişşti. Offf arabanın kaskosuda yoktu, benide nasıl yaşatmayı başardıylarsa bu da çok masraflı olurdu. Tamam sağlık her şeyden önemlide 500 bin TL ölsemde ödemem be.

 

Sonunda yumuşacık yataktan kalktığımda odaya bir göz attım ve istem dışı gözlerim kocman açıldı.Bu odanın iğrenç bir uyumu olsada çok kötüde gözükmüyordu ama beni şaşırtan bu değildi burası hiç 21 yüzyıla benzemiyor burası daha çok 19.yüzyıl odalarına benziyordu. Oda pembenin iğrenç bir tonuyla kaplıydı ve bir çok yerde altın rengi detaylar vardı öyle bir parlıyorlardı ki gerçek olduğunu düşünmeye başladım.

 

Ayağa kalktım ve kocaman camın önüne geçtim bu arada üstümde yine iğrenç bir pembe gecelik vardı pembe rengini çok severim ama şimdi kusasım geliyor. camdan dışarı baktığımda karşılaştığım bahçe beni şoka uğrattı. Her yer çiçeklerle doluydu ağaçlara bir kaç adam şekil veriyor uzayan dallarını kesiyordu. At arabaları geliyor bir kaç şövalyeye benzeyen kişi onları götürüyor, hizmetçi kıyafeleri giyinmiş bir kaç kişi sohbet ediyor bazıları etrafta koşuşturarak bir şeyler götürüyorlardı. Ayaklarım kendiliğinden dolabın önündeki aynaya gitti ve karşımdaki görüntü beni dehşete uğrattı öyle bir çığlk attım ki koşuşturma sesleri geldi.

 

Aynada gördüğüm şey ilahi bir güzellik gibiydi bembeyaz saçlar - yaşlılarınki gibi değil- ametis taşı gibi gözler ve beyaz bir ten. Kapı çok hızlı bir şekilde açıldı.

 

"LEYDİM İYİ MİSİNİZ?!?" dedi yine hizmetçi kıyafetleri giyinmiş bir kız. Leydim?

 

"Siz kimsiz?" dedim korkudan titreyen bir sesle. Bu kızı daha da şoka uğrattı. Beni çöktüğüm yerden kaldırdı ne zaman yere oturduğumu bile hatırlmıyordum

 

"Leydim ben sizin kişisel hizmetçininiz Mariana. Bir kaza geçirdiniz merdivenlerden düştünüz başınızı çarptınız galiba şuan hafıza kaybı gibi bir şey geçiriyorsunuz ben dükü çağırayım. Adınızı söylemebilirim sanarım, siz Diana Astrid Shadow'sunuz düklüğün tek prensesi.

 

"Leydim ben dükü çağırmaya gidiyorum lütfen burdan ayrılmayın." dedi ama ben dinleyemedim AMAN TANRIM BEN FAVORİ KİİTABIMIN KÖTÜ KADINI MI OLDUMMM

 

Ben öylece duvarla bakışırken kapı bu sefer daha da sert açıldı - sanki babanızın malı- içeri 40 larında görünen bir adam girdi. siyah saçlarının arasına aklar gelmişti yüz hatları keskindi ve bu onu yaşına rağmen fazlasıyla yakışıklı gösteriyordu. Adam bana doğru hızlı adımlarla geldi ve önüme çöktü ,ellerimden tuttu "Kızım iyi misin çok korktum."dedi. Hizmetçiye döndü ve "hemen hekim çağır."dedi. Bana döndüğünde gözlerindeki endişeyi beklemiyordum. Dük Robert her zaman kıznın arkasındaydı herkesin korktu adam kızına gelince pamuk gibi oluyordu ve buda Dianana'nın daha da şımarık olmasına neden oluyordu ama Dük karısı yani Düşes Kaitlyn 'yanın kopyası olan kızına aşık bir adamdı.

Kızının yaptığı hataları görüyor ama kızamıyordu çünkü bunun kızının annesiz büyümesine bağlıyordu. Bence haksızda sayılmazdı aslında Dianayla en büyük benzerliğimiz ikimizinde annesinin bizi doğururken ölmesiydi ama benim babam beni bıraktı Diananın ki ise onu daha çok sevgiye boğdu.

 

"İyiym efendim ama hiç bir şey hatırlamıyorum" dedim

 

"Kızım bana efendim deme ben senin babanım hekimler birazdan gelecek zaten." dedi gözleride ki üzüntüyle. Başımı olumlu anlamda salladım. Dük beni incelerken bende elimle saç tutamıma tuhaf tuhaf bakıyordum.

 

Düke bakıp "Saçım neden beyaz?" diye sordum. Dük hafifçe gülümsedi elini saçıma götürüp okşadı tuhaf hissettirdi "Annen nadir soydandı oda en az senin kadar güzeldi." dedi. Karısına hissettiği aşk hala gözlerinde taptaze duruyordu.

 

Hekim kapıyı tıklattı ve içeri girdi düke selam verdi yatağın kenarına oturdu bana bir şeyler yapmaya başladı sonunda konuşmaya başladı " Efendim kısa süreli hafıza kaybı geçiriyor olabilir. Yakın bir zaman da kendine gelicektir." dük derin bir nefes alıp "Yapmamız gereken bir şey varsa söyle yoksa çıkabilirsin." dedi sert ifadesini takınarak.Hekim selam verip çıktı.

 

Dük ayağa kalktı "Sen dinlen bir şeye ihtiyacın varsa hizmetçine söyle, ben senin yanına gelirim arada." dedi başımı salldım. Dük anlımdan öpüp odamdan çıktı.

 

Hemen yerimden kalkıp çekmecleri arıştırmaya başladım bir defter ve kalem bulunca açıp kitapta hatırladığım şeyleri yazmaya başladım. Tabi ki de türkçe, burda başka bir dil konuşuyorduk ve bende konuşabiliyordum.

 

Başkarakterimiz Agatha'nın ormanda kaybolmasıyla ve veliaht prens Haroldun onu bulmasıyla devam eder bunlar birbirine ilk görüşte aşık olur ama Veliaht 'ın takıntılı bir aşığı vardır -tahmin etmesi imkansız- tabii ki de o kişi benim yani Diana. Agatha Eloise seçilince (Azize gibi bir şey olarak düşünebilirsiniz anlamı tanrıya yakın olan demek) Dianana'nın radarına iyice takılır ve Diana onu gasp ettirir eşyalarını evinden çakdırır. Tabii Veliaht bunu duyunca Agatha'yı saraya yaşaması için çağırır.

 

Bunu duyan Diana sinir kırizleri geçirir bir kaç suikasçi tutar bu sefer Agatha'nın başka bir aşığı olan şövalyesi onu kurtarır Diana başka suikastlarda düzenler ama bir şekilde hepsi başarısız olur ama bir gün Agatha tek başına bir suikasçi'ye denk gelir ama bu sefer de özel gücü açığa çıkar kendi başına bundan kurtulur.

 

Veliaht suikastların kimin yaptığını öğrenince Dianayı astırır. Babası ülkeyi yıkmaya çalışır ama o da asılır. Son kısımlarda ise Agatha ülkeyi kurtarmak için ejderhalarla savaşır, kazanınca Veliahtla evlenip imparator ve imparotoriçe olurlar.

 

Sonumu hatırlayınca ürperdim bu sefer böyle bir şey olmayacaktı taht, güç ve saygı benim olacaktı.

 

Defteri yastığın altına koydum, gözlerim yorgunluktan kapanmıştı.

****

 

AYY İLK BÖLÜM BİTTİ UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.

 

Yazım hatalaım varsa affınıza sığınırım canlarım. Vote atmayı ve yoruma atmayı unutmayınnn

 

Loading...
0%