Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 5 - Yürek Çıkmazı-

@symdaldalli

Uzandığı yerde pencereden giren ağaç dalları yüzünde gölgeler bırakmıştı. Annem içeri girip yavaş adımlarla bana doğru yaklaştı.


Elini omzuma koyduğunda başım ona doğru döndü.


"İyi olacak." Bakışlarım tekrardan Belial'e döndü.


Derin bir nefes aldım. Her şey başa dönseydi ve biz başka konumlarda bulunuyor olsaydık o zaman daha kolay olurdu.


Fakat sona bu kadar yaklaşmışken baştan bahsedemezdik.


Annem biraz daha yanımda kalıp ardından çıktı.


Uyuyordu hala.


Uyandığında bu defa ne hatırlayacaktı?


Zaman o an gelip yaralı omuzlarımdan sarsmaya başladı.


Uyandırmak değildi amacı. Biliyordum.


Belial yerinde kıpırdandığında endişeli gözlerim üzerinde gezindi. Dudakları aralandı ardından kapandı.


Gözlerimi kapattım. Ufak ufak saçlarım yüzüme doğru uçuştu. Göz kapaklarımı aralayan bu etken ile yutkundum. Saate baktığımda hiç geçmemiş sandığım vaktin çoktan bittiğini gördüm.


...


"Tüm bu olanlar mantıklı gelmiyor." Belial sıkıntıyla nefesini verdi.


"Öyle." Yüzüne bakmayı bıraktım. Karşılıklı oturduğumuz masada öne doğru geldi.


"Benim peşimdeler neden? Hatırladım onları, sonra biraz burayı da ama hala çok eksik parça var." Yüzüne baktım.


"Neyi hatırladın?" Tek kaşını kaldırıp indirdi.


"Bizi kimse istemedi. Buna rağmen yan yana olmuştuk." Yutkundum.


"Başka?" Omuzlarını kaldırıp indirdi.


"Şu anlık bu kadar." Başımı salladım.


"Evet, biz iki farklı dünyadan bireyleriz. Ve bu dünyaların ne kadar farklı olduğunu anlatmak için şu benzetmeyi kullanabilirim." Etrafıma baktım.


"Ateş ve su." Gülümsedim.


"Yakan ve söndüren. Belial biz buyduk. Birimiz sönmeyi göze aldı her şeye rağmen ama iki taraf da yok oldu. Bunu kimse hesaba katmamıştı." Kaşları çatıldı.


"Neden? Mümkün olamaz mı?" Bir süre durdum.


"Eğer olsaydı her şey çok farklı olurdu zaten." Etrafına baktı.


"Neden beni arıyorlar?" Parmaklarımla oynadım.


"Çünkü kayıpsın. Ve sen en önemli parçaydın." Kaşlarını çattı.


"Şimdi ne olacak?" Dudak büzdüm.


"Aramaya devam edecekler." Başını salladı.


"Her şeyi hatırladıktan sonra," duraksadı. Saniyeler geçti ve ardından usulca devam etti.


"Gitmek istersem?" Gülümsedim.


"Gidebilirsin." Gözlerime baktı.


"Sen, yani siz tehlikeye girmez misiniz?" Her şeyi hatırladıktan sonra bizi önemsemeye devam edecek miydi?


"Başımızın çaresine bakarız." Arkasına yaslandı.


"Anladım." Dediğinde başımı salladım.


"Seni bir yere götürmem gerekiyor." Dediğimde bakışlarımız buluştu.


"Tamam." Yerimden kalkıp onu da alarak bahçeye çıktım. Ardından dün geçtiğimiz kapının önüne gelip durdum.


"Ambrosius, qui Sunt In Belial. Accipere nobis."


(Ambriel ben geldim Belial ile birlikte. Bizi kabul et)


Ayna açıldı ve geçit izin verdi.


Elinden tuttuğumda parmaklarıma parmaklarından bir akım yayıldı.


Bir adımı attıktan sonra yutkunup diğerini de attım. Belial arkamdaydı.


Geçtikten sonra büyük, tek bir ağacın önünde duran Ambriel'e baktım.


Adımlarım ona doğru yöneldi.


Karşısına geldiğimizde gözlerini açtı. Bizi gördüğünde gülümsedi.


"Hoş geldiniz, sizi görmek ne güzel." Ben de gülümsedim.


"Seni de öyle." Dediğimde Belial kafası karışmış bir halde bakıyordu.


"Ben Ambriel, hatırladın mı henüz bilmiyorum." Belial gözlerini kıstı.


"Sadece adını." Dedi. Ambriel başını salladı.


"Dünyada tekrar bir araya geleceğinizi kim bilirdi?" Başımı iki yana hafifçe salladım.


"Bilenler olmuş." Dedim annemi kastederek. Belial'in bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum.


"Son dakika öğrendiklerini düşünüyorum." Ambriel sözünü bitirdiğinde baktım.


"Bilmiyorum. Ambriel Belial'i aramaya başladılar." Ambriel Belial'e doğru döndü.


"Sudan içtin mi?" Başını olumlu anlamda salladı.


"O su seni yok kılacak. En azından sen her şeyi hatırlayana kadar geçici bir çözüm olacaktır." Belial kaşlarını çattı.


"Neden kaçıyorum?" Ambriel gülümsedi.


"Geçmişten." Gözü uzak bir noktaya daldı.


"Ya da şimdiden." Diye bitirdi cümlesini.


"Peki küçüğüm, senin o sudan içmediğin sürece açık hedef halinde olmayacağını kim düşündürdü?" Birden bana doğru dönüp elini omzuma koydu.


"Ben buraya aitim." Acı bir tebessüm kapladı yüzünü.


Unuttun mu bize olanları? Biz onlardan biri gibi değiliz? Sesi duyduğunda başını iki yana salladı.


"Böyle kaçamazsın." Dedi Ambriel usulca.


"Kaçmıyorum." Duraksadım.


"Kendine bunu yapma. Onu korumak istiyorsun anlıyorum ama sen? Ne olacak sanıyorsun?" Belial lafa girdi.


"Ne olacakmış?" Ambriel bir ona bir de bana baktı.


"Anlatmadın mı?" Başımı olumsuz anlamda salladım.


"Hatırlasın diye bekliyorum." Derin bir nefes alıp gözlerime baktı.


"Tarih tekerrür ederse benim küçüğüm o zaman ne yapacağız?" Duraksadım.


Sustum. Gerçekler her seferinde can acıtıcı bir şekilde karşınıza çıkabilirdi.


Belial kolumdan tuttu.


"Biraz konuşalım mı?" Ambriel yavaşça gözlerini kapattı.


"Siz yalnız konuşun benim zaten gitmem gerekiyor." Yavaşça uzaklaştı ve gözden kayboldu.


"Evet dinliyorum." Kaşlarını çattı.


"Yeter ben senden bir cevap bekledikçe sen beni hafızama gömüyorsun. Görmüyor musun yok benim şu an ulaşmak istediğim cevaplar bende değil!" Nefes alışverişi hızlandı.


"Ne oldu bana anlat artık." Sessiz kalmaya devam ettim.


"Sana ne yapmak istiyorlar?" Omuzlarımı kaldırıp indirdim.


"Bilmiyorum." Kaşlarını çattı.


"Neden onlar gibi değilsin?" Gözlerine baktım.


"Belial..." Lafımı kesti. "Cevap istiyorum." Diye sert bir şekilde uyardı.


Saniyeler süren sessizlik aramızda imzalanmış bir ferman gibi uzadıkça uzadı.


"Çünkü eksiğim." Sessizliği bölen sesim ile kaşlarını havaya kaldırdı.


"Nasıl bir eksiklik bu?" Gözlerimi kapatıp dudaklarımı yaladım.


"Büyük bir eksiklik." Bir elim kolumu tutmak için dirseğime kadar çıktı.


"Aftiel." Gözlerimi açtım.


Yavaşça arkama doğru geçti. Beyaz askılı elbisemin askısını tuttuğunda çıplak omzuma değen parmakları ile tenim uyuşmaya başladı.


Sertçe yutkundum.


Parmaklarını tutmak için ellerim gitti fakat boşta olan eli ile elimi tutup elbisenin askını yavaşça indirdi.


Omzum ve sırtımın bir kısmı açık kaldığında sertçe yutkundum.


Kalbim kulaklarımda atıyordu. Her şey yavaşlamıştı.


"Kanatların yok." Sırtımda açık olan yaranın etrafında parmak uçları gezinirken elektrik çarpmış etkisi ile irkildim.


"Nasıl?" Bir adım öne gitmeye çalıştım ama beni kendine doğru çevirdi.


Gözlerime bakıyordu.


Düşen omuz askımı tek eliyle kaldırıp düzeltirken gözlerimiz birbirinden ayrılmadı.


"Seni bulurlarsa ne olur?" Yutkundum.


"Bilmiyorum." Oldukça sessiz bir tonda çıkmıştı sesim.


"Babamı öldürmüşler." Birden duraksadım.


"Belki beni de..." Gözümden bir damla yaş yuvarlanıp akarken cümlemi kesen şey bu defa dudakları oldu.


Gözlerimi sıkıca kapattığımda dondum.


Tuzlu tat dudaklarımız arasında yayılırken zor da olsa bir adım geri gitmeye çalıştım.


Gözlerimi açtığımda gözleri kapalı bir şekilde duruyordu. Aramızdaki mesefa yok denecek kadar azdı.


Kalbim sertçe atarken Aftiel içimde kıvranmaya başladı.


Geçmişe ihanet ettiğimi hissederken Belial'e baktım.


"Sen," acı bir gülümseme belirdi dudaklarımda. "Benim hem tüm acılarım hem de yarım kalan en büyük sevdamsın." Gözlerimi kapattım.


Onu tanımlayan en doğru şey buydu, can acım.


Yürek yaram.



16 mayıs 2023


Bölüm nasıldı? Biraz sohbet edelim.


Ben çok yoğunum. Aslında sadece biraz kafa olarak ve bazen ödevler oluyor. Onun haricinde herkes kadar oluyor vaktim.


Bazı yenilikler oluyor ve bu hepimizi etkiliyor. Bazen de yerimizde sayıyoruz ilerlediğimizi sanarak. Bu insanı yalnızca yoruyor.


Yine de devam etmemiz gerekiyor.


Ya da herkes gibi ettiğimizi sanıp gözlerimizi kapamamız.


Mümkün olabilirse tabii...


Uğur yücel- gemide


Size bir de şarkı bırakıyorum.


Hoşçakalın.


Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.


Loading...
0%