@symdaldalli
|
Gözlerim bağlıydı. Sesler karmakarışık bir şekilde bana ulaşıyordu ve beynim bunların yorumunu yaparken epey zorluk çekiyordu. Derin derin nefesler alıp algımı oturtmaya çalışıyordum. Pürüzsüz bir kaç adım sesi geldi. Göz bağı soğuk parmakların yüzüme değmesinin ardından açıldı. Karanlığa alışan göz bebeklerim bir süre aydınlıkta afalladılar. Bağlı olan bileklerime baktım. Belial'i iki kişi tutuyorlardı. Tam karşımdaydı. "Size bendeniz Vepar huzurunda geçmişten bir zevk yaşatacağım." Gözlerim Belial'de kaldı. "Ah Aftiel bunun için mi kaçtın yıllardır?" Arkama doğru geçti. "Yine dönüp dolaşıp döndün ama yalnız gelmedin." Zevk mırıltıları çıkarırken yüzümü buruşturdum. "Belial'imiz de geldi sonunda." Etrafıma göz gezdirdim. "Şimdi bana onu nasıl sakladınız anlat. Sonra da ben ona unuttuğu şeyleri anlatacağım." Yutkundum. "Seninle bir şey paylaşmayacağım." Diyerek yanıt verdiğimde gülümsedi. "Ne yazık..." Belial'e döndü. "O halde ben anlatayım." Belial kaşlarını çattı. "Lamia hatırlıyor musun onu?" Belial kafasını salladı. "Ne olmuş ona?" Vepar daha da zevk aldığını belli eden yüz ifadesine ulaşmıştı. "Aftiel onu öldürdü." Belial'e bakıyordum. Bakışları hızla bana döndü. "Sen benim..." Yutkundu. "Kardeşimi mi..." Devam edemedi. "Daha bitmedi." Bakışlarım yavaşça yere indi. "Senin şehrinin yarısını da yok etti." Duraksadı. "Herkesi savaşa sürükledi." Beynim olanları reddediyordu. İsteyerek olmadı. Aftiel'in sesi yankılandığında Vepar etrafına baktı. "Bu kim?" İkimiz de cevap vermedik. "Belial'e neler anlattın da kandırdın onu?" Bana doğru gelip omzuma dokundu. "Çek elini." Diye tersledim. Güldü. "Ben ona hiçbir şey anlatmadım." Sözümü bitirdiğimde derin bir nefes aldı. "Hiçbir şey bilmeyen birini kullandın yani?" Kaşlarımı çattım. "Gerizekalı ne alakası var onunla bunun?" Duraksayıp bana doğru eğildi. "Ne dedin bana?" Gözlerine bakmamak için gözlerimi kapattım. "Sen o kelimeyi biliyor musun?" Başka birine sormuştu sesi uzaklaşmıştı çünkü. "Vepar bırakın beni." Belial'in çelik kadar sert sesini duyduğunda ona döndü. "Efendim bırakmak isterim ama bizimle misiniz tekrardan?" Belial başını salladı. İki adam da yana doğru çekilince bana doğru yürüdü. Yaklaştıkça kalbim acıyla atıyordu. "Çıkın dışarı bizi yalnız bırakın." Vepar diğer adamlara baktı. "Çıkıyoruz, hemen kapının önündeyiz." Diyerek kapının dışına çıktı. Kapı yavaş yavaş kapandığında gözüm aralık kısmındaydı. "Sen!" Bağırmasıyla gözlerim kapandı. "Bana bak!" Çenemden tutup kaldırdığında başım yukarı rota almıştı. "Nasıl yaptın bunu?" Tükürürcesine konuşuyordu. "Belial sandığın gibi değil." Gözleri ateş saçıyordu. Bir an o günde gördüğüm ifade geçti yüzünden. Gözleri aynı karanlığı taşıdı. İçim ürperince geriye doğru kaçmaya çalıştım. "Bana öyle bakma!" Diye bağırdım. Nefret oturan gözlerinde başka hiçbir his yoktu. "Nasıl bakayım? Aşık gibi mi? İstemiyordun onu da ne istiyorsun Aftiel sen?" Başımı iki yana salladım. "Her şeyi hatırlamanı, başka bir şeyi değil." Sandalyenin iki koluna ellerini koyup üzerime doğru eğildi. "Senin için üzülmüştüm. Bahçede, Ambriel ile görüştükten sonra sürekli kendimi suçlu hissettirdin." Histerik bir şekilde güldü. "Ama bakıyorum da sen benden daha kirlisin." Sertçe yutkundum. Gözlerim yanarken başımı iki yana doğru salladım. "Hayır, neler olduğunu bilmiyorsun." Sandalyeyi geriye doğru ittiğinde yerimden biraz daha geriye doğru sürüklendim. "Anlatmadın! Şimdi öğrendikten sonra mı söylemek istiyorsun?" Gözlerimi kapattım. Büyük masaya tekme attı. Üzerinde olanları yere dağıtırken korkuyla izledim. "Vepar!" Diye bağırdım. "Vepar yardım edin!" Birden bana doğru dönüp yanıma yaklaştı. "O mu kurtaracak seni?" Gözlerimden yeni yaşlar akarken boğazım kurumaya başlamıştı. "Yapma..." Diye fısıldadım. Arkama geçip ipi çözdü. Ardından ellerimi çözüp ipleri kenara doğru attı. Kolumdan tutup kapıya doğru giderken arkasından sürükleniyordum. Kapıyı açtığında Vepar bize baktı. "Yer altı mağarasına gidiyoruz." Kolumu çekip durdurmaya çalıştım. "Hayır, hayır Vepar nolur olmaz!" Vepar bir bana bir de Belial'e baktı. "Orada suçlularımız var, Aftiel için uygun değil." Belial birden durunca sırtına doğru sendeledim. "Sordum mu Vepar sana!?" Geri çıkmaya çalıştım yine. Yine mi oraya hapsedeceksin beni? Öyle bir bağırmıştı ki sesi duyduğum an tüylerim ürperdi. Benim aksime Belial duymazdan gelip yürümeye devam etti. Merdivenlere ulaştığımızda direnmem artık onu etkilemiyordu. Merdivelerin sonuna yaklaştığımızda demir sesleri ile duraksadım. "Yapma, nolur yapma..." Diye mırıldandım. "Korkuyorum." Diye devam ettiğimde duyduğundan emin bile değildim ama duraksatmıştı onu. "Merhameti hak etmiyorsun." Diye beni terslediğinde yanaklarımdan akan yaşları elimin tersiyle sildim. "Belial." Bana doğru dönmesi için kolundan tuttum. Pes etmiştim. "Her şeyi hatırladığın zaman da merhamet duyma sakın çünkü ben seni asla affetmeyeceğim." Gözlerime çok kısa bir süre baktı. Tekrar sürüklemeye başladığında direnmeyi bıraktım. Hücreye benzer yerlerinin yanından geçerken içlerine bakmamak için çabalamaya başladım. Görmek istemiyordum. Beni boş birine fırlatır gibi atınca yere doğru sendeledim. Ama düşmedim. Arkamı dönüp ona bakarken gözlerimiz birleşti. Kapıyı kilitleyip bir süre orada durdu. "Yeni misafirimiz mi var?" Korkunç bir ses gelince başım hızla ona çevrildi. "Evet." Dedi Belial. Görüş alanıma girdi sesin sahibi. Yüzü görünmüyordu ama hatırlıyordum. "Sen, yine mi geldin?" Benden sonra, uzun şapkayla çevrili başını Belial'e döndürdü. "Ona bu defa ne ceza vereceksin?" Belial'e baktım. "Cezasına 9 gün sonra karar vereceğim." Kaşlarımı çattım. Her şeyi hatırlayacağı güne kalan süreydi bu. "O zamana kadar burada kalmaya dayanamaz." Belial omuz silkti. "Dayanacak." Gözlerimi kapattım. Arkasını dönüp gittiğini hissediyordum. Yalnız kaldığımda soğuk rüzgarlar eserek etrafımı kuşattı. Yalnızdım ve bu yalnızlık çok başkaydı. Acı çığlıklar her yerden yükseliyordu. Sesler o kadar derinden geliyordu ki duymak yalnızca canımı acıtıyordu. "Baba..." Diye mırıldandım. "Baba sen nasıl dayandın?" Gözümden yaşlar akarken boğazımda var olan düğüm yutkunmama bile engel oldu. Ben buradayım. Korkma. Aftiel'in sesini duyduğumda yutkundum. Babam'ın direnişi hala burada. Etrafıma baktım. "Babam burada mı kalmı...?" Devam edemedim. Boğazımdan kaçan bir hıçkırık sözümü böldü. "Aftiel." Gözyaşlarımın görüşümü bulanıklaştırdığı bakışlarla baktım sese doğru. "Buraya nasıl geldin?"  Selamm nasılsınız? Bölüm nasıldı biraz sohbet edelim. Yazma işi şu an biraz duraksadı benim için başka işlerim de var. Okuması da az olduğu için ister istemez etkiliyor. Yine de atmaya çalışacağım. |
0% |