@symdaldalli
|
12 Saat kala
Kapsülden çıkıp arabaya bindik. Araçların kontrolü Nox ve yönetiminin elindeydi. Barlas yola çıktığında gittiği adresle yutkundum. Babamın tamirhanesine sürüyordu. Önce anılar doldu, boğazıma oturan koca yumruyla yutkunamadım. Güneş gözüme giriyordu. Saçlarım her yana dağılmış, elbisem rüzgarla sağa sola savruluyordu. Babam elindeki metallerle bir yerlere dokunuyordu ve garip sesler çıkıyordu. Arkadan bir müzik çalıyordu. O müzik, yasaklanmış müziklerin arasındaydı ama babam dinlemeye devam ediyordu. Özgürlük ve hayattan bahseden sözler olduğunu anımsamakla birlikte tüm bu kavramları anlayamadığımı da biliyordum aynı zamanda. Babam bir takım garip sesler eşliğinde, her şeye baş kaldırırken rüzgar saçlarımı ve eteğimi uçuşturuyordu ve ben elimde saksıda yetişmiş bir beyaz lale tutuyordum. Yolda duran, kalkan, hızla hareket eden metal araçların arasındaydık. Etraf normale göre daha sakin ve sessizdi. Kapsüllerden çıkan insan sayısı normalin çok altındaydı. Sırtımdan kollarıma hafifçe uzanan lale dövmesi yanmaya başlayınca parmaklarım yavaşça sırtımda gezindi. Kollarımı birbirine iyice sarıp gözlerimi kapattım. Herkesin, benim bile unuttuğum o şarkının kulağımda ötmeye başlayan ritmiyle yutkundum. Tamirhaneye geldikten sonra Barlas hızla inip aracın önünü açtı ve karmaşık kablo ve sistemleri incelemeye başladı. Gözlerimi dikip yutkundum. Babam ve ben oradan zamana meydan okuyorduk. Saçlarım uçuşurken bu defa elimde lale tutmuyordum. "Onların yönetiminden çıkarmaya mı çalışıyoruz?" Diye sordum geride koca bir geçmişi bırakıp Barlas'ın yanına giderken, bana bakıp başını salladı. "Ormanlık alana gitmemiz gerekiyor." Gergin kaşlarımı bırakınca alnımı acıttığımı fark ettim. "Ama orada..." Diye mırıldandığımda bana baktı. "Orada söylenenin aksine büyük bir tehlike olduğunu sanmıyorum. Dünya'nın buradan ibaret olması sana da saçma gelmiyor mu? Korku, insanları yönetmenin en kolay yoludur ve onlar da bunu kullandı." Sakince söylediği sözler bana güç vermişti. "Babamın bir not defteri vardı Barlas. Her şeyi yazardı, öyle otururken de hep elindeydi, bir kalem bir de o defter. Eğer onu bulabilirsek işimize yarayacağını hissediyorum." Hissediyorum kelimesini söylemek dilimde yabancı durdu ilk defa. "Sen içeride onu ara ben bununla uğraşacağım. 1 saat içinde hallolması lazım Nehir. Acilen yola çıkmak zorundayız." Başımı sallayıp tamirhaneye doğru hızlı adımlar atıp arkadaki eski bölmeyi açtım. Yıllar önceye ait her şeyden ufak ufak vardı içeride. Çekmeceli bölmelerin içine bakmaya başladım. Bir çok not vardı. Bir çok fotoğraf ve çizim de gördüm. Bir kağıtta sayılar yazıyordu. 4277 Odanın içini aramaya devam ettim. Bu şifre bir şeyi açıyor olmalıydı. Gözlerim etrafta o nesneyi aramaya başladı. Buraya geldiğimizi kimse fark etmeden bir an önce gitmemiz gerekiyordu. Çünkü babam gibi burası da yasaklıydı. Adım attığım sırada yerdeki bir parke oynayınca yere eğilip kalkan kısmı ellerimle çektim. Tahta gıcırtıyla oynadı yerinden. Aşağıda bir kasa vardı. Aceleyle diğer iki tahtayı da söktüm. Eski kasa gözler önüne çıktı. 4277 yazdığımda kapısı kendiliğinden açıldı. İçinden 3 paket ve bir küçük iki uçlu garip bir nesne çıktı. Eskiden babam sürekli bunu ekranlara takıp bir şeyler izlerdi. Ve annem her seferinde ona kızardı. Tehlikeli işler yapmasından korktuğunu söylerdi. Sorun şuydu ki artık o ekranlar yoktu... Bulduğum her şeyi alıp tahtaları eski yerine dizdim. Eski masanın üzerinde paketin birini açtım. İçinden bir harita çıktı. Masayı kaplayan kağıtta küçük bir kroki ve ormanlık alan vardı. Barlas haklıydı, ormanın ötesinde yaşam vardı. Tüm yasakların gerisinde ve o şarkının ritminde bir hayat. Babam bunun için mücadele vermişti... Katlayıp çantama koydum. Defterin olduğunu düşündüğüm paketi açtım ve haklıydım. Deftere göz gezdirirken ilk sayfada bir motor vardı. ZST3 Motor Yukarıda çizimi olan motorun tasarımı bana ait. Tüm araç sistemini ana devreye bağlamayı başardım. Sağdaki kablo sisteme haber verir, soldaki kablo ilişkiyi keser. Güç insanlık elinde kaldığı müddetçe korunaklı. Eğer ileride işler kontrolden çıkarsa bu defter insanlığa yardımcı olsun.
Gözlerim dolduğunda babamın yazısında elim gezindi. Karışık alınmış bu notların benim için ne anlama geldiğini bilse daha çok yazar mıydı... Her anında insanları düşünmüş ve onlara hayatını adamış bir insan olarak değil de bir hain olarak ölmüştü. Çünkü sistem insanları çoktan bitirmişti. Defteri kapattığımda her şeyi oldukça hızlı bir şekilde yerleştirip Barlas'ın yanına doğru gitmeye başladım. Başımı havaya diktim ve çantamı düzelttim. Babamın tuttuğu bayrak artık ellerimde olacaktı. Ne zaman canım yansa onu hatırlayacaktım. Ne zaman pes etsem devam etmeye gücüm olacaktı. "Ne durumdasın?" Diye sorduğumda başını kaldırıp baktı. "Bu kabloyu sökmek ve," Gösterdiğinin iki yanındakini işaret etti. "Şunun arasındayım. Ne yapmalı?" "Soldaki kablo." Barlas başını yana çevirip bana baktı. "Fazla emin söyledin ama sen seçenekleri sevmezsin. İçeride ne buldun?" Hafifçe gülümsedim. "Bu motorun tasarımı babama ait. Sol Barlas, tüm ilişkiyi kesen kablo soldaki."
|
0% |