@sznr8763
|
Bizimkiler ve Koray uçak yerine otobüse gelmeyi tercih etmişlerdir. Sonra bulabildikleri en yakın otele yerleşmişlerdir. Hayatlarında ilk defa Samsun'a gelen Leyla,Bertan,Koray ve Rojbin hanım ilk önce nereden başlayacaklarını bilemezler. Leyla ortaya bir fikir atar ilk önce şehri keşfetmeyi, muzeleri gezmeyi teklif eder. Belki gezinilirse zaman makinesi ile ilgili bir şeyler bulabilmeyi umar. Ertesi gün bizim üçlü ve Koray şehri keşfetmek için yola çıkarlar. Bandırma Müzesine, Gazi müzesine derken gidebildikleri kadar yere giderler ama zaman makinesi ile ilgili bir şey bulamazlar. Son olarak Samsun müzesi kalmıştır. Samsun müzesine giren bizim üçlü ve Koray orada da pek bir şey bulamazlar ama bir eğitim görevlisinin zaman makinası ile ilgili konuştuğunu duyarlar. Sonra orada bir şeyi gözden kaçırdıklarını fark ederler. Duvarda resimde bir mağara içinde zaman makinesine benzeyen bir araç gibi bir şey gözüküyordur. Sonra oradaki görevliye sorarlar. Görevli onlara zaman makinesi görünümünde kayanın içine tasvir edildiğini o mağaraya giren kişinin bir daha geri gelmediğini söyler. O yüzden oranın içine girilmesinin yasak olduğunu söyler. Bertan orasının hangi mağara olduğunu sorar. Adamda Tekkeköy mağarası olduğunu söyler. Bizim üçlü ve Koray otele dönene kadar akşam olmuştur. Gelir gelmez dinlenmeyi tercih ederler. Ertesi sabah Tekkeköy mağarasına gitmek için yola çıkarlar. Tekkeköy mağarasının olduğu yerin aşağısı piknik alanıdır. O yüzden çoluk çocuk kimler varsa herkes oradadır. Mağaranın olduğu yer çok diktir ve girişi neresi bulamamışlardır. Gezmeye ve etrafını aramaya karar verirler. Ararken de insanlara belli etmemeye çalışıyorlardır. Sonunda Leyla bir mağara girişine benzeyen bir yer bulur ama giriş tahtalarla kapatılmıştır. Her yer uyarılarla doludur ve her yerde insanlar vardır. O yüzden insanların hiç olmadığı vakti beklerler. İnsanlar gidene kadar akşam olmuştur ama bundan geri dönüş yoktur. Koray hemen gelir ve mağaranın girişindeki tahtaları indirir ama mağaranın içi çok karanlıktır. Hiçbir şey gözükmüyordur. Bertan yanına aldığı el feneri ile mağaranın içine girer. Mağara öyle bir mağaradır ki her an çokecekmiş gibi duruyordur. Sonunda zaman makinesine benzeyen taşa gelmişlerdir. Leyla taşa dokunur ve taşın dokusu çok farklıdır. Demire benziyordur ama bir yandan da değildir. Biraz daha inceledikten sonra anahtar deliğine benzeyen bir şey fark ederler. Bertan anahtarını Leyla'ya verir, açması gerektiğini söyler ama bir yandan da tereddüt içerisindedir, Jace'sin dediklerinden dolayı ama babasına ulaşmak için yapmak zorunda kalır. Anahtar deliğine geçirir ve çevirir hiçbir şey olmaz. Başta uzun süredir burada olduğu için bozuk olduğunu düşünür. Sonra İngiltere'de açtıkları sandık akıllarına gelir, belki zaman makinesi de böyle çalışıyor olabileceğini düşünürler. Sonra çevirecekleri yerde bir saat olduğunu fark eder ve şuan ki saate göre ayarlar, çevirir. Bir anda çalışmaya başlar. Üstündeki taş tabakası kalkar ve asıl görüntüsüne kavuşur, sonra bir anda kendilerini 1800'lü yılların Osmanlı döneminde İstanbul şehrinde bulurlar. Her yer ormandır ve şehir 100km uzaklıktadır. Üstlerinde oranın insanlarına karışabilecek kıyafet yoktur. Oldukları yere geçici süre kamp kurarlar. Yanlarında zaman makinesi duruyordur. Koray kendi kılık değiştirme yöntemini kullanarak şehir merkezinden kıyafet alıp gelir. Bizimkiler o kıyafetleri giyer ve Bertan babasına teşekkür eder. Bizimkiler ve Koray yaklaşık iki gün kalmıştır. Geldikleri zaman aslında Hatice hatun ölmeden birkaç gün öncesidir. Leyla'yı uyku tutmaz ve şehir merkezine doğru yürür. Daha yeni sabah oluyordur orada. Biraz daha zaman geçtikten sonra Leyla, Hatice hatuna benzeyen birini görür, onun yanına gider ve gerçekten de odur. Hatice hatun, Leyla'yı fark eder ve seslenir: _ Bakar mısın acaba buraya? Senin bugün mektepte olman gerekmiyor mu? Leyla o an ne yapıcağını bilemez ve şunu söyler: _ Evet. Haklısınız. Affedersiniz. Leyla,Hatice hatun ile okulun yolunu tutar. Sohbet ederek giderler. Sohbetinde birine benzettiğini ama kim olduğu aklına gelmediğini söyler ve kızından bahseder. Leyla'da anne ve babasının olmadığını ama iyi bir aile tarafından evlat edinildiğini ve çok sevildiğini söyler. Öyle bir sohbet etmeye devam ederler ki sanki uzun zamandır birbirlerini tanıyor gibidirler. Bunlar olurken Bertan ve Rojbin hanım, Leyla'yı ararlar. Bunu fırsat bilen Koray zaman makinesini kurcalar ve bir anda ortadan kaybolur. Bertan bir anda arkasına dönüp baktığında zaman makinesini bulamaz ve babasına hesap sorar, maalesef ki o zamanda kısılıp kalırlar. Aramaya Koray'da katılır ve üçü birden Leyla'yı ararlar...
|
0% |