@sznr8763
|
Alternatif Zaman:1800'lü yıllar Şehir merkezine geldiklerinde her şey aynı gibidir ama bir şey dışında, Hatice hatunun ölümü. Bizimkiler Hatice hatunun evine gittiğinde her yer bomboştur. Bertan oradaki halktan birine sorar ne oldu diye, Hatice hatunun ölümünden sonra Mucit Sinan bütün eşyalarını orada ne varsa alıp padişahın sarayına taşındığını söyler. Onlar konuşurken bu sırada Koray intikam almak için bazı planlarını gözden geçiriyordu ve ilk planını zaten devreye sokmuştu. Hatice hatunun ölmesinin sebebi Koray'dır. Bizimkiler ormanda kaldığı günlerde uyuduklarını fırsat bilerek Koray, Hatice hatunun evine gizlice girip, günümüzden getirdiği zehri Hatice hatunun suyuna katmıştı ve doğru ormana geri dönmüş, hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu... Koray etrafı kolaçan etmek bahanesi ile bizimkilerin yanından ayrılmak ister. Bertan buna izin vermez ve babası kötücül planlarını devreye sokmasın diye Koray'ın yanında gider. Koray'ın canı bu duruma sıkılır ve oğlunun yanından kaçmak için fırsat kollar. Bertan bu fırsatı asla vermez. Bertan babasına bu durumu birbirimizi tanımak için kullanalım diye söyler. Baba-oğul hem yürüyüp hem konuşurlar. Bertan'la, Koray öyle bir konuşuyorlardı ki Koray o anlığına yapacağı kötücül planları unutmuş gibiydi. Leyla, Rojbin hanım ile birlikte saraya girmenin yollarını ararlar. O sırada fırsat ayaklarına gelmiş gibidir. Mucit Sinan kendisiyle birlikte çalışacak bir çırak arıyordur. Leyla bunu fırsat bilerek Rojbin hanıma durumu anlatır. Rojbin hanım başta tereddüt eder. Sonuçta Osmanlı zamanındayız. Kadın bir çırağın olması garipsenebilir tereddüdünde bulunur ama Leyla umutludur ve şansını dener. Leyla ve Rojbin hanım sarayın kapısına doğru gider ve Mucit Sinan'la görüşmek istediklerini söyler. Mucit Sinan onları kabul etmiştir. Rojbin hanım sanki Leyla'nın akrabasıymış gibi davranır ve durumu anlatır. Mucit Sinan ileri görüşlü bir insandır. Leyla'nın çıraklık yapması onun için bir sıkıntı yaratmaz hatta mutlu olur. Rojbin hanımda oraya gitmişken iş bulur. O da temizlikçi olarak çalışır. Sonunda girebildiklerine sevinmişlerdir. Durumu bir an önce Bertan'a anlatmak isterler. Bu sırada Bertan ve Koray saraya doğru geliyorlardır. Rojbin hanım onları fark eder ve yanlarına gider. Bertan'ı, Koray'ın yanından alır ve durumu anlatır. Bertan duruma sevinir. Hem Leyla babası ile zaman geçirecektir hem de zaman makinesini bir an önce yapıp gitmeyi umarlar. Bu sırada Koray, onlar konuşurken ortadan kaybolur. Halbuki Koray sarayın içine girmiştir. Bertan arkasını döndüğünde babasını bulamaz. Bu sırada Leyla ve Mucit Sinan gelir. Bertan'ı tanıştırır. Bertan'dan iyi elektrik alan Mucit Sinan, Bertan'ı ikinci çırak olarak yanına alır. O sırada Koray kılık değiştirmiş. Sarayın içinde dolaşıyordur. Bertan babasını arıyordur ama bir süreden sonra pes etmiştir. Sadece bir an önce zaman makinesinin olmasını istiyordur artık. Aradan yaklaşık bir hafta geçmiştir. Koray'dan halen bir iz yoktur. Mucit Sinan bu süreçte bütün bildiklerini Leyla'ya ve Bertan'a aktarmıştır. Bu süreçte Mucit Sinan, Leyla ile sohbet ederken tıpkı Hatice hatun gibi o da tanıdık geldiğini söyler. Neredeyse aralarından hiç su sızmazmış gibi samimi olmuşlardır. Mucit Sinan bazen Leyla'ya kızım diye hitap ettiği bile oluyordu. Mucit Sinan ve bizim ikili zaman makinesini neredeyse tamamlamışlardır. Bu sırada Koray, Osmanlıya karşı olan bir grup ile anlaşıp saraya karşı bir kuşatma planı hazırlamıştır. Zaman makinesi artık hazırdır ve sadece test edilmesi gerekir. Bertan, Mucit Sinan'a bir soru sormuştur. Soruda şudur: _ Sinan bey diyelim ki bir zaman makinesi ve bu makine tıpkı buna benziyor ama şöyle bir farkı var. Bunda zamanda yolculuk yapmak için hazneye girmek gerekirken, niye mesela mağara gibi bir yerde direkt ışınlanabiliyoruz? Mucit Sinan: _ Sorunun cevabını şöyle verebilirim. Tabi bu bir varsayımsal. Zaman makinesinin yapıldığı malzeme enerjiyi bir yere kadar tutabiliyor. Makine ne kadar eskirse içindeki enerjiyi dışarı salar. Mağara gibi yerler bu enerjini etrafa yayılmasını bir nebze engeller... Mucit Sinan sonunda Bertan'ın bu sorusundan işkillenir ve ona gelecekten mi geldiğine dair bir soru sorar. Tabi Leyla bu duruma müdahil olur ve herşeyi anlatır. Mucit Sinan duruma sevinir, zaman makinesinin işe yaradığına ama padişahın bu makineyi kullanması durumundan endişelenir tabi. Bu sırada Rojbin hanım gelir ve Leyla, Mucit Sinan'a her şeyi anlattığını söyler. Bunlar olurken sarayın dışında hareketlilik vardır. Koray ve adamları sarayı kuşatma altına almıştır. Bu sırada Mucit Sinan herkese saklanmasını söyler. Bebek Leyla'yı güvenliği için zaman makinesinin içine koyar. O sırada padişah bütün adamlarına haber vermiş. Sarayı kuşatma altına alanları hallediyorlardır. O sırada Koray, Mucit Sinan'ın odasına girmiş ve öldürmek için hazırdı. Koray odaya girdiğinde bizimkilerde oradadır. Bertan, babasını durdurmak için uğraşır. Diğerleri yapmaması için bağırıyorlardır. Tam Mucit Sinan'ı öldürecekken Bertan babasının önüne geçer ve vurulur. Koray elindeki silahı bıraktığı gibi oğluna sarılır. Mucit Sinan, bebek Leyla'yı çıkartmak için hazneyi açar ama kızını orada bulamaz. Leyla, Mucit Sinan'ın yanına gider ve sarılır. Ona kızının çok iyi olduğunu ve bebek Leyla'nın büyümüş hali olduğunu söyler. Bulması için notlar bıraktığını sonunda bulduğunu söyler. Başta Mucit Sinan inanmaz ama Leyla'nın gözlerine baktığında, zaman makinesine koyduğu bebeği olduğunu anlar. Mucit Sinan kızına büyük bir sevgi ile sarılır. Kızı ona sevildiğini, iyi bir aile tarafından evlat edinildiğini söyler. Bu sırada Bertan yaralı halde, babası ağlamaklı haldedir. Mucit Sinan kızının ve arkadaşlarının burada kalmasının tehlikeli olacağını anlar. Son kez zaman makinesini çalıştırmayı dener ve başarır. Kızına burada kalmaması gerektiğini artık geleceğe ait olduğunu söyler. Kızına ve arkadaşlarına zaman makinesine girmesi gerektiğini söyler. Koray zaman makinesine girmeyi ret eder. Oğlunun onsuz daha iyi olacağını düşünür. Mucit Sinan bundan sonra o notları bırakmayacağını, onu sevdiğini ve kendisine iyi bakması gerektiğini söyler. Makineyi çalıştırır ve bütün her şey sanki baştan başlar... Zaman yolculuğu olduktan birkaç saniye sonra: Leyla yataktadır, Yasemin uyandırmaya gelir: _ Kızım hadi uyan. Geziyi kaçıracaksın hadi. Leyla:_ Tamam anne kalktım. Günaydın. Yasemin:_ Hadi kalk Bertan aşağıda bekliyor. Leyla:_ Tamam. Leyla hazırlandıktan sonra aşağı iner ve Bertan sanki hiç vurulmamış, sapasağlamdır. Leyla, Bertan'a sarılır ve ona iyisin der. Bertan'da onaylar. Üniversiteye doğru yola çıkarlar. Leyla, Bertan'a babası hakkında soru sorar. Bertan babasının küçükken öldüğünü ve Leyla'ya bunun kendisinin de bildiğini söyler. Aslında olanları sadece Leyla hatırlıyordur. Bertan ve Rojbin hanım hatırlamıyorlardır. Bunu anladıktan sonra soru sormayı bırakır. Müzeye geldiklerinde o portre duruyordur ama zaman makinesi ile ilgili hiçbir şey yoktur, hatta zaman makinesinin kendisi bile. Mucit Sinan söylediğini cidden yapmıştır. Kızı için ve zamanın korunması için kendini feda etmeyi bile... SON🔎🥰 |
0% |