Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2: Bir Anda Berliren Çocuk

@sznr8763

Alternatif Zaman: 2000'li Yıllar

Sıcak bir haziran ayının yılıdır. Kalın bir ağacın kabuğunda bir patlama olur. Orada bir yada iki yaşlarında bebek belirir ve ağlamaya başlar. Ormanın içinde kamp kurmaya gelen bir karı-koca, bebek sesini duyar. Sesi takip ettiğinde ağacın içindeki çocuğu görürler.

Leyla bebeği bulan çiftin ismi Yasemin ve Mert'ir. Yasemin ve Mert çocuğu bulduklarında ne yapacaklarını bilemezler. İlk başta polise gitmeyi düşünürler ama bir yandan da kendi çocukları olmadığı için evlat edinmeyi de düşünmüşlerdir. Çocuğun ensesindeki muskada osmanlıca harflerle yazan ismi çözmeye çalışırlar. Bildikleri ve tanıdıkları bir uzmana sorarlar. Muskada Leyla isminin yazdığını ve içinde dua olduğunu söyler. Bir süre sonra Leyla ile ilgili bir şey bulunamayınca Yasemin ve Mert çocuğu evlat edinirler...

Aradan yıllar geçer. Leyla artık 20 yaşına basmıştır. Yasemin ve Mert, Leyla'ya çok güzel bir doğum günü partisi hazırlamışlardır.

Yasemin:_ İyi ki doğdun, benim güzel kızım.

Mert:_ İyi ki doğdun, hayatımıza neşe katan prenses.

Leyla:_🥰 Teşekkür ederim.

Mert:_ Annenle sana bir süprizimiz var. Kapının dışında, hadi git bak.

Leyla heyecanla hediyesine bakmaya gider ve ailesi ona bir bisiklet almıştır. Her ne kadar buruk bir sevinç yaşasada hediyesi hoşuna gider. Hediyesiyle mahallede gezmeye başlar. Sokakta hoşlandığı çocuğu görür. Çocuğun ismi Bertan'dır. Bertan, Leyla'ya doğum günü için tebrik eder. Bertan'da bisikletini alır, mahallede dolaşırlar. Bir süre dolaştıktan sonra evlerine geri dönerler.

Aradan yaklaşık bir hafta geçmiştir. Üniversitenin müze ve arkeoloji gezisi vardır. Yasemin, Leyla'yı uyandırmak için çabalar, en sonunda uyanır ve hazırlanır. Leyla ve Bertan buluşup, birlikte okula doğru giderler. Bütün öğrenciler okulda toplanıp otobüse binerler. Öğretmenleri onlara bir görev verir. Görevleri araştırmaktır. Leyla ve Bertan bir takım olurlar. Araştıracakları konu Mucit Sinan'ın hayatıdır.

Bütün öğrenciler yapacakları görev için heyecanlıdır. Öğretmenleri, en güzel araştırmayı yapacak olan takıma ödül vereceğini söyler.

En sonunda müzeye ulaşırlar. Öğretmenleri müzedeki eşyalara dokunmamak şartıyla gece yarısına kadar müzenin açık olduğunu söyler. Leyla ve Bertan hemen işe koyulurlar.

Mucit Sinan ile ilgili olan bölüme giderler. Bertan ve Leyla görür görmez oradaki icatlara hayran kalırlar. Mucit Sinan öyle icatlar yapmış ki Leyla ve Bertan gözlerini alamamışlardır. En çok dikkatlerini çeken şey, Mucit Sinan ve ailesinin portresi olmuş.

Bertan:_ Leyla, bu kadın sana çok benziyor. Kadının ismi Hatice Hatun muş.

Leyla:_ Yok canım, emin misin?

Leyla ve Bertan, Hatice Hatun'un hayatını okurlar ve fark ederler ki onlarında Leyla adında kızları varmış. Esrarengiz bir şekilde kaybolduğu söyleniyormuş.

Leyla ve Bertan diğer icatlara bakmaya devam ederler. İcatlara bakarken bir yerin boş olduğunu fark ederler ve bir görevliye sorarlar.

Leyla:_ Hanfendi, birşey sormak istiyorum? Burası niye boş, burada ne vardı?

Görevli:_ Burasının boş olmasının sebebi, Mucit Sinan'ın en büyük icadı olan zaman makinasının bulunmamasıdır. Ayrıca replikası burada değil, Topkapı Sarayında sergileniyor. Bir söylentiye göre Mucit Sinan'ın kızı makinaya girmiş ve yok olmuş, o günden beri de bulunamamış. Makina tehlikeli olduğu için saklandığı söyleniyor.

Leyla ve Bertan duydukları bilgiye şaşırmışlardır. Bir süre sonra öğrenciler ve öğretmenleri dönmek üzereymiş. Bertan ve Leyla araştırma için müzede kalmayı seçmişler. Leyla ve Bertan bütün oradaki bilgileri not almışlar ama Bir şey orada Leyla'nın dikkatini çekmiş. Bir mektup, babası tarafından bırakılan bir nottu ve zaman makinasının yerini söylüyor olabilirdi.

Mektubun türkçe çevirisinde şöyle yazıyordur;

_ Sevgili,Güzel kızım Leyla,

Bunu bulduysan muhtemelen gelecekte bir yerdesin demektir. Ama şunu bilmeni istiyoruz ki annende bende seni çok seviyoruz. Günün birinde geri dönmen için zaman makinasını senin için sakladım. Padişaha çalışmayan sahtesini götürdüm. Zaman makinasını bulmak için sana bıraktığım hazineye bak. Seni seviyorum.

Leyla kendisi ile ilgili hep garip şey olduğunu ama anlamlandıramadığını söyler. Daha çok araştırma yapmaya devam ederler. Leyla ve Bertan uyuya kalmışlardır. Bir kaç saat sonra sabah olmuştur. Görevli başlarında bekler:

_Burada ne işiniz var? Burada bu saate kadar kalmak yasak.

Bir başka görevli kadın gelir ve durumu anlatır. Artık Leyla ve Bertan'ın müzeden çıkması gerektir.

Müzeden çıktıktan sonra, kahvaltı için bir çay bahçesine giderler. Leyla ve Bertan orada konuyu tartışırlar. Leyla düşünür" Acaba benim muskamla alakası var mı?" diye. Kahvaltılarını yaptıktan sonra Bertan, Leyla'yı evine bırakır.

Yasemin, Leyla için endişelenir. Bu saate kadar neredeydi diye. Leyla, anne ve babasına müzede ne olduğu ile ilgili herşeyi anlatır. Kendisine benzeyen bir portre olduğunu söyler. Annesine şunları söyler:

_ Portredeki kişi Hatice Hatun'muş. Kaybolan, Leyla adındaki kızın annesi... Acaba ben miyim o kaybolan kız diye düşündüğüm oldu bir anlığına, ama sonuçta öz kızınızım saçma olur değil mi?

Yasemin:_ Mert, artık anlatma vakti geldi. Daha fazla saklamayalım.

Mert:_ Haklısın hayatım. Kızım, bu konu ile ilgili sana söylememiz gereken bir şey var.

Yasemin ve Mert bütün herşeyi anlatırlar. Bir ağacın kavuğunda bulduklarını ve o muskanın anlamını çözmeye çalıştıklarını ama bulamadıklarını söyler.

Yasemin:_ Sakın bu gerçekler seni değiştirmesin, sen bizim kızımızsın ve daima öyle kalacaksın. Seni seviyoruz.

Leyla bir şok geçirir ve hava almak için dışarı çıkar. Artık Leyla'nın hayatı o saatten sonra değişmeye başlamıştır...

Loading...
0%