@sznr8763
|
Artık Rojbin hanım ve Leyla Türkiye'ye gelmiştir. Gelir gelmez ilk önce üniversiteye gidip, buldukları harita parçalarını kontrol ederler. Harita, öyle bir haritadır ki biraz tanıdık ve biraz anlamsız gibi duruyordur. Halen bulunması gereken üç harita parçası daha vardır. Rojbin hanım harita parçalarının burada güvende olmayacağını söyleyerek Leyla'ya testim eder. Rojbin hanım, Jace'se yalan söyleyeceğini ve haritanın Leyla'da olduğunu söylemeyeceğini söyler. Bunlar olurken Jace büyük zaferini kazanmışçasına efendisinin yanına gider. Aslında Jace'se iğne yapılmadan önce Rojbin'e ve Leyla'ya çok yardımı oluyordu. Silahlı adam zaman içinde o kadar büyütmüştü ki bilgisini ve teknolojisini istediği zaman iğne yaptığı kişileri kontrolü altına alabiliyordur. Jace büyük bir mutlulukla efendisine sahte harita parçasını teslim eder. Silahlı adam bir anda sinirlenerek: _ Lanet olası köle. Seni kandırmışlar. O kadar tarihi bilgin var hiç mi fark etmedin... Jace efendisinden özür dileyerek af diler. Tabi yaptığı iğnenin yan etkisi de beyin fonksiyonlarıyla biraz oynamasıdır. Jace'sin bir şey yapamayacağını anlayan adam, Jace'si bayıltır ve yaptığı iğnenin etkisini yok edecek ilaç verir. Jace'si Türkiye'ye postalar. Artık işleri eline alması gerektiğini anlayan silahlı adam, kılık ustalığını da kullanarak Türkiye'ye yeni üniversite hocası olarak gider... Aradan yaklaşık bir hafta geçer. Her şey normale dönmüş gibidir. Leyla, Yasemin ve Mert ile kahvaltısını yapar. Leyla onlara durumu anlatmamıştır. Haritalardan dahi bahsetmemiştir. Sadece onlara güzel ve bilgilendirici bir gezi olduğunu söylemiştir. Kahvaltısını yaptıktan sonra okuluna doğru yola çıkar. Okuluna geldiğinde müdür herkesi konferans salonuna davet etmiş. Toplanan herkes ne olacağını merak etmeye başlar. O sırada müdür gelir: _ Merhaba sevgili öğrenciler. Muhtemelen niye sizi buraya topladığımı merak ediyorsunuz. Ben bugün emekli olmaya karar verdim, gerekli mercilere de bunu ilettim. Şimdilik yeni müdür gelene kadar burada uzun süre eğitim verecek bir hocamız geçici müdür olacak. İzninizle onu taktiim etmek isterim. Kendisi hem güvendiğim bir dostum hem de kardeşim diye bildiğim adam Koray Kandemir. Hem geçici müdür hem de tarih ve arkeoloji uzmanı... Koray(Silahlı adam): _ Sağ olun müdürüm. Görevinizi bana güvenerek teslim ettiğiniz için teşekkür ederim... Leyla, Rojbin hanım ve Bertan şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir. Onun silahlı adam olduğunu anlamışlardır. Leyla zaten kendisi üzerindeki sorumluluk baskısını hissederken, bu Koray'ın gelmesi sorumluluğunu daha çok artırmıştı. Olabildiğince, elinden geldiğince o harita parçalarını daha çok koruması gerekti... Aradan birkaç saat geçer. Okulun geçici müdürü olan Koray Kandemir, Leyla ve Bertan'ı görmek ister ve onları çağırtır. Odaya gelen Leyla ve Bertan onu tanıdıklarını belli etmemeye çalışır ama silahlı adam çoktan anlamıştır tanıdıklarını: _ Ah çocuklar numara yapmayın, beni tanıdığınızı biliyorum. Şimdi sadede gelelim. Harita nerede? O beş parçayı da buraya getirdiğinizi biliyorum. Simdi söyleyin nerede? Leyla:_ Sen ve senin gibilerinin bulamayacağı bir yerde. Asla nerede olduğunu bilemeyeceksin. Leyla kendinden emin tavrıyla resmen koraya meydan okuyordur. Leyla ve Bertan odadan ayrıldıktan sonra adam öfkelenerek masayı dağıtır ve şunu söyler: _ Babandan kurtulduktan sonra zaten sendende kurtulacağım küçük hanım... Leyla'nın içinde hep bir endişe vardır. Bu yüzden bir süre harita parçalarını Bertan'a emanet etmek ister. Bertan emaneti kabul eder. Eve geldiklerinde Leyla'nın ailesi evde yoktur. Bunu fırsat bilen Leyla, harita parçalarını Bertan'a verir. Aradan iki gün geçer, okul balkanlara bir gezi ayarlar. Bu süreçte Leyla, mucit babasının defterine bakmış. Orada yaptığı icatların notları nasıl yapıldığını gosteren kılavuzlar varmış ama zaman makinesi ile ilgili bir şey yokmuş. Son sayfasında balkanlarda olan Osmanlı döneminde yapılmış bir camiden bahseden bir kağıt bulur. Leyla artık öğretmeni sayesinde birazda azim ederek Osmanlıcayı az da olsa anlayabiliyordur. Bu haberi Rojbin hanıma vermek isteyen Leyla, olabildiğince dikkatli olmaya çalışıyordur. Sonunda en azından söylemenin bir yolunu bulmuştur. Leyla, Rojbin hanımı arayıp buluşulması gereken yere çağırmıştır. Buluşan Leyla, Rojbin hanıma durumu anlatmıştır. Haritaları Bertan'a verdiğini ve koruduğunu söyler. Mucit babasının bıraktığı kağıdı gösterir. Rojbin hanım ona, bu bahsedilen caminin ismi Saray Bosna'da bulunan Osmanlı dönemin de yapılan Hünkar Camii olduğunu ve oranın ilk yapıtlarından birisi olduğunu söyler. Ne tesadüftür ki ilk gidilecek balkan ülkesi Bosna Hersek'tir. Bunlar olurken Jace, Türkiye'ye dönmüş gözünü hastanede açmıştır. Uyanan Jace neler olduğunu hatırlayamaz. Sadece son hatırladığı şey İngiltere'de otelde olduğunu hatırlar. Ne silahlı adamı hatırlıyordur ne de haritayı. Yanındaki hemşire ağır bir zehir benzeri bir ilaca maruz kaldığını söylemiştir. Bir süre daha hastanede kalması gerektiğini söyler... Bütün öğrenciler toplanmıştır. Artık balkanlara gitmek için hazırdırlar. Tabi geçici müdür olan Koray balkanlara gitmez çünkü elinde sonunda o harita parçalarının ona geleceğinden emindir. O yüzden hiçbir şekilde Leyla'ya karışmaz. Leyla, Bertan ve Rojbin hanım, diğer öğretmenler ilk durak ülke olarak Bosna Herse'ğe yola çıkarlar... |
0% |