@sznr8763
|
Leyla, Bertan ve Rojbin hanım, diğer öğrenciler ve öğretmenler Türkiye'ye dönmüşlerdir. Leyla ve Bertan balkan gezisi çok yorduğu için evlerine giderler. Yasemin ve Mert kızlarının döndüğüne sevinmişlerdir. Bu sırada Bertan'da evine gelmiştir. Annesi Neslihan oğlunun döndüğüne sevinmiştir ama bir yandan da korkuyordur, Koray'ın oğlunu ve anahtarı öğrenmesinden... Yasemin ve Mert, Leyla'yı soru yağmuruna tutarlar. Neler yaptı, nasıl geçti diye. Leyla hep aynı şeyi söyler. Güzel ve bilgilendirici bir gezi olduğunu. Ailesine yorulduğunu söyleyip eşyalarını alır ve odasına çekilir. Ertesi sabah güzel bir güne uyanan Leyla, kahvaltısını yaptıktan sonra arkadaşı Bertan'ı alıp okula doğru giderler. Okulda Koray çok dikkatlidir, gözü hep Leyla'nın üzerindedir. Leyla bunun farkındadır. Sonunda Koray'ın olmadığı bir zamana denk getirir ve bizim üçlü buluşurlar. İstanbul'da ne kadar tarihi su sarnıcı varsa araştırırlar. Sonra Mucit Sinan'ın bıraktığı kağıdı tekrar incelerler ve fark etmedikleri bir detay görürler. Bir sarnıç ismi yazdığını fark ederler. Sarnıcın ismi Bindirek sarnıcıymış. Maalesef ki Koray onları dinlemiştir ve onlardan önce davranır. Su sarnıcına doğru yola çıkar. Oradaki görevlileri kandırır ve harita parçasını bulur. Sanki hiçbir şey olmamış gibi okula geri döner. Bizimkiler oraya gottiğinde harita parçasını bulamaz. Tam tüm ümitleri kesiliyordu ki Koray onlara harita parçasını gösterir. Ancak son harita parçasını bulma görevine katmaları şartı ile verir. Bertan bu duruma karşı çıkar ve kabul etmez. Tam biraz daha tartışırken Koray, Bertan'ın boynundaki anahtarı görür. Koray:_ O anahtarı nereden buldun? Bertan:_ Sana ne. Bu anahtar benim babamdan kalma, seni ilgilendirmez. Koray:_ Neslihan, bana sattığını söylemişti. Bertan:_ Annemi nereden tanıyorsun? Onun adını azına almaya hakkın yok. Koray bir şok geçirir. Israrla anahtarı ister, Bertan'da o anahtarın ona ait olmadığını, Leyla'nın babasına ait olduğunu ve anahtarı koruduğunu söyler. Koray oradan sinirli bir şekilde ayrılır ve doğru Neslihan'ın kapısına dayanır. Koray:_ Neslihan aç kapıyı! Konuşmamız gereken meseleler var. Neslihan:_ Seninle konuşabileceğim hiçbir mesele yok. Açmıyorum kapıyı. Defol git. Koray:_ Bertan benim oğlum mu Neslihan? Neslihan kapıyı açar ve şunu söyler: _ Nerden anladın? Koray:_ İyi bir tahmin diyelim. Neslihan ile Koray bir süre konuşurlar ve sonra Koray oradan ayrılır... Okula dönen Koray kendini kabul ettirmeye çalışır ama bir yandan da onların yanına gelmesi durumundan emindir. Bizimkiler en azından son harita parçasının peşine düşerler ama ipucu kağıdınında Koray'da olduğunu bilirler. O sırada kafası karışık olan Bertan evine doğru gider. Annesi ile konuşan Bertan, babasının Koray olduğunu öğrenir. Bu durumu harita ve kağıdı almak için kullanır. Bertan tüm cesaretini toplar ve Koray'ın karşısına çıkar. Gerçeği öğrendiğini ve tanımak istediğini söyler. Tabi Koray'da bu durumdan çok memnun olmuştur ama bir yandan da oğlunun bu durumu kullanacağını düşünür ve kendini garantiye almak ister. Bertan ondan aramaya katılması için tek bir şart istiyordur, o da mucidi öldürmekten vazgeçmesidir. Koray bu durumu kabul eder ama aslında gerçekten kabul etmez. Oğlunun güvenini kazanmak için kabul etmiştir. Bertan yanına Koray'ı alır ve toplanılacak yere doğru gider. Koray'la, Bertan'ı yan yana gören Leyla ve Rojbin hanım şaşkınlıklarını gizleyemez. Bertan onlara Koray'ın oğlu olduğunu öğrendiğini ve mucidi öldürmekten vazgeçtiğini söyler. Bertan babasına güvenmek istiyordur ama harita parçası onda olduğu için mecbur kalır. Leyla ve Rojbin hanımda mecbur kalmıştır. Eldeki tüm haritaları birleştirip, Koray'ın elindeki ipucu kağıdını alırlar. Kağıt da haritanın son parçasının Topkapı Sarayında olduğu yazar. Hazırlıklar yapıldıktan sonra Topkapı Sarayına doğru yola çıkarlar...
|
0% |