Zamanın durduğu bir dünyada, gerçeği arayan bir kadın... 6 Mayıs 1999. Zaman asla ilerlemiyor. Aynı gün, aynı tarih, aynı karanlık... "Fırtına" adını verdikleri bu afet, zamanın akışını bozuyor, geçmiş ve geleceği yavaş yavaş parçalıyor. Hayatını adadığı insanların ihaneti ve asla kaçamadığı geçmişi... Zamanı altüst etmeye çalışan Pendulum Örgütüyle savaşırken, onu yetiştiren insanların idealleri artık o kadar gerçek gelmezken, avcıyken av haline gelen, özünde küçük bir kız çocuğu... Beraberinde çalıştığı Enstitü`nün algıları onu ne kadar yönlendirecek? Pendulum, o küçük kızın dönüştüğü amansız canavarı nasıl tekrar hayata döndürecek? (Öncelik olarak merhaba, ben Ayla. Bu kitabın yazarıyım ve başlamadan birkaç şey söylemek istiyorum. yazıcağım hikayede argo ve hassas temalar özellikle bulunacaktır yani eğer rahatsız olacak varsa hikayeye öyle başlamasını tavsiye ederim. Teşekkürler.)

Ya ölüceksin yada öldüreceksin. Bana göre çok sıkıcı. Dudaklarımı bi kenara kıvırdım. Ve gülümseyerek düşmanıma şöyle dedim : " Sen seçeceksin işkence ile mi öleyim seni yoksa kılıçla 1 saniyede içinde işini mi bitireyim. " Ve düşmanımın korkusunu 1 km uzaktan bile sezebilirdim tir tir titriyordu. Ve bende bundan mutluluk duyuyordum. Çünkü onların bize yaptıkları bir hiç değildi hiçbir zaman unutamayacaktım . Oyun yeniden başlıyor ama bu oyun sıradan bir oyun değil lanetli oyun.