28. Bölüm

27.Bölüm( İki Arada)

Teddiursa
teddiursa

"Darp raporu almak için geldim."

 

Sözlerimin üzerine ortam buz kesti. Yanımda Mehmet'in kaskatı kesildiğini hissediyordum. Başar ise şoku erken atlatıp rahatlama evresine geçmişti. Bir elini iki kürek kemiğimin arasına koydu. Onun sıcaklığı tüm bedenimi titretti. Yalnız bu titreme, birinin bana duyduğu güvenden ve benimle gurur duyduğunu hissetmemden kaynaklanıyordu. Başar, bu zor adımı attığım için benimle gurur duyuyordu. Kafamı çevirip ona baktığımda yüzündeki o kısa tebessümden dahi bu anlaşılıyordu.

 

"Peki, bir kimlik alayım sizden, kaydınızı oluşturayım."

 

Titreyen ellerimle zar zor açtığım çantamdan kimliğimi çıkardım. Sekretere uzatırken çok kısa bir süre önce edindiğim soyadım çarptı gözüme. Ona daha tam alışamadan veda edeceğim aklıma dank etti. Ama üzülmedim aksine şu an üzerimde boşanma konusu ile ilgili müthiş bir rahatlık vardı.

 

Kimliğimi geri aldıktan sonra sıramı beklemek için biraz geride olan, boş koltuklardan birine geçtim. Başar da benimle birlikte geldi ve hemen yanıma oturdu. Diğer yanımda ise yaşlı bir teyze oturuyor ve bana meraklı, Başar'a ise kızgın gözlerle bakıyordu. Sanırım yanlış anlamıştı. Birkaç kere cıkcıkladı ve telefonunda şeker patlatmaya geri döndü.

 

Mehmet ise boş gözlerle karşıya bakarak olduğu yerde duruyordu. Sekreterin " Sizin bir şikayetiniz var mı? Kayıt oluşturmamı ister misiniz?" demesiyle silkinip kendine geldi. Sadece kafasını sağa sola sallayarak arkasını döndü. Gözleri beni arıyordu. Bulduğunda ise donuk bakışlar ve ağır hareketlerle yanımıza geldi. Başar'a çok kısa sert bir bakış atarak tekrar bana döndü.

 

"Esma, emin misin? Bak yapma bunu bize. Konuşarak halledilebilecek bir meseleyi nerelere taşıyorsun."

 

Yine suçlu ben olmuştum. Ne güzel memleket ya.

 

"Ben kötü bir şey yapmıyorum. Senden en iyi ve en kısa yoldan nasıl kurtulurum ona göre hareket ediyorum."

 

"Benden kurtulmak mı? Bunun mümkün olmadığını bu zamana kadar anlamış olman gerekiyordu Esma. Sevdiğimi bırakmam ben. "

 

Mehmet'in sözü Başar'ın sözleriyle bölündü, " Bas git artık. Hala sevgiden bahsediyorsun utanmadan. Kızın halini görmüyor musun?"

 

Mehmet öfkesini zor zapt eden bir sesle, "Sen karışma. Karı koca arasına girme. Ha illa bu ilişkide üçüncü kişi olacağım diyorsan, bedeline de katlanırsın." demişti.

 

"İlişkideki üçüncü ve hatta dördüncü, beşinci kişilerin bedellerini senin ödeyeceğin gibi mi?" dedim. Bu kadar pişkinliğe de artık dayanamamıştım. Beni ve Başar'ı ne ile itham ediyordu?

 

Mehmet gözlerini kapattı ve burun deliklerini şişirerek derin bir nefes aldı. Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama bunda pek başarılı olamıyordu.

 

"Esma, beni dinlemedin ki. O yaşananlar evlenmeden, sana aşık olmadan önceydi. Ama şimdi her şey farklı. Evimize gidip huzurlu yuvamızı tekrar kurabiliriz."

 

"Bizim hiç huzurlu bir yuvamız olmamış ki. Hatta bizim bir yuvamız bile olmamış. Sen neden bahsediyorsun?"

 

Cevap verememişti.

 

Biraz ileride ekranda adımın yanmasıyla yerimden kalktım, Mehmet'i ve Başar'ı yalnız bırakıp muayene odasına doğru gittim. Tekrar ellerim titremeye başlamıştı ama kapıyı tıklatıp içeriye sakince girebildim.

 

***************************************************************************

 

Elimde raporum, aklımda binbir düşünce, omzumda taşıyamayacağımı düşündüğüm yüklerle muayene odasından çıktım.

 

Doktor hanım, istersem hastane polisine haber verebileceğini, darp raporu ile birlikte şikayetçi olabileceğimi söylemişti. Ama şu anda Mehmet'ten şikayetçi olmayı düşünmüyordum. İstediğim sadece bunu boşanma davasında kullanmaktı.

 

Acilin çıkış kapısına geldiğimde havanın tamamen karardığını fark ettim. Gözüm hemen Başar'ı aradı. Çevreme bakındım. Biraz ileride bankta oturuyordu. Ellerini başının arasına almış, dirseklerini de dizlerine dayamıştı. Düşünceli olduğu belliydi.

 

"Başar!" diye seslendim. Birden kafasını kaldırıp, yarım bir gülümsemeyle bana baktı. Tam kalkıp yanıma gelirken, kolumdan çekilip sağa doğru çevrilince bakışlarımız koptu.

 

"N'aptın aldın mı yalan raporunu?" Mehmet hala gitmemişti demek. Ben raporu alırken, utanıp gideceğinden o kadar emindim ki. Yanılmıştım. Mehmet tahminimden daha yüzsüzdü.

 

"Aldım bana zarar verdiğinin kanıtı olan o raporu, eğer kastettiğin oysa. Hem neden gitmedin ki sen? Burada bekleyince ne olacağını düşünüyorsun ki? Ha elimdeki bu raporu yırtıp atarak kurtulacağını sanıyorsan boşuna umutlanma sistemde kayıtlı bu rapor."

 

"Avukat olduğumu unutuyorsun Esma. Tabi ki sisteme kayıtlı olduğunu biliyorum. Ben senin için buradayım. Gelip evinde dinlen diye seni götürmek için bekliyorum. "

 

Artık sinirden gülmememi durduramamıştım. Ve kahkahalarla gülmeye başladım. Bu sırada da Başar gelip yine Mehmet'i iterek uzaklaştırmaya çalışmıştı.

 

"Esma? Esma iyi misin?" Başar'ın sesi endişeliydi.

 

Kahkahalarımın arasından "İyiyim." diyebildim güç bela.

 

"Ne dedin lan kıza? Niye histerik histerik oldu?"

 

"Seni ilgilendirmez ne konuştuğumuz. Sen hala neden buradasın gitsene."

 

"Esma'yı senden korumak için buradayım. Onu güvenle istediği yere bırakacağım."

 

"Hadi ya! Sana mı kaldı Esma'yı düşünmek. Neden bu kadar ilgilisin benim karımla?"

 

"Ağzını topla Mehmet, ne ima etmeye çalışıyorsun?" dedim bir anda kahkahalarım kesilmişti.

 

"Ne ima ettiğim açık. Bu adamın sende gözü var Esma. Gör bunu. İlk buluşmada konduramamıştım ama artık eminim."

 

"Saçmalıyorsun Mehmet. Ne Başar öyle bir insan ne de ben." Mehmet'in suratı yumuşadı ve daha sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı benimle.

 

"Biliyorum Esmam, sen öyle bir insan değilsin. Ama kalbin temiz, safsın, anlamıyorsun. Bu adamın sende gözü var. Şimdi aramız açık diye kendine gün doğdu sanıyor. Umut verme şuna."

 

"Söylediklerin saçmalıklardan ibaret. Sen de bir şey söylesene Başar, öyle bir şey yok desene."

 

Ama Başar sessizliğini koruyordu. Başar'ın uzun süre sessiz kalması üzerine bakışlarımı Mehmet'ten alarak ona çevirdim.

 

"Söylesene Başar, desene." diyerek sözlerimi yineledim.

 

"Ben Mehmet değilim Esma. Ben yalan söylemem, kusura bakma. Ama Mehmet'in ima ettiği gibi de kötü niyetli değilim."

 

Başar'ın suratına bakakalmıştım. Ne demişti o? Yani nasıl yalan söyleyemezdi. Yani, yani benimle ilgili duyguları mı vardı? Dediğine göre vardı. Ama nasıl? Hangi ara?

 

"N-ne?" Ağzımdan sadece bu kelime çıkabilmişti.

 

"Bak söyledim sana. Başar'ın nasıl bir insan olduğunu gör. Evli bir kadına ilgi duyacak kadar alçak biri o."

 

"Ağzını topla lan. İlgi duydum da ne yaptım. Efendi gibi yanındayım kızın. Senin gibi sevdiğimi söyleyip arkasından dünyanın işini çevirmiyorum."

 

Onlar kendi arasında laf dalaşına devam ederken ben donmuş bir şekilde aralarında duruyordum.

 

Bir yanda kocam, beni sevmeyen ama beni sevdiğini söyleyen kocam... Bir yanda kocamın eski yakın arkadaşı, beni sevdiğini söyleyen yeni yakın arkadaşım...

 

Ne yapacağımı bilemiyordum. Kaç gündür ne yaşıyordum ben. Birkaç gündür yaşadıklarımı tekrar gözden geçirirken neden o an orada olduğum aklıma geldi ve elimde tutmakta olduğum rapora baktım. Mehmet'i ve Başar'ı sonra düşünecektim. Şimdi yapmam gerekenler vardı. Bu raporu avukata vererek nasıl kullanabileceğimizi öğrenmem gerekiyordu.

 

"Beni eve götürür müsün?" dedim ruhsuz bir sesle.

 

İkisi aynı anda "Tabi." dediler. Sanırım soruyu kime yönelttiğim konusunda pek açık davranmamıştım.

 

"Başar, beni senin evine götürür müsün?"

 

O an Başar'ın suratındaki zafer gülüşü görülmeye değerdi. Onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum ama onun evine gitmek istememin sebebi Gülbin'in beni oradan almaya gelecek olmasıydı. Ama bunu Mehmet'in öğrenmesini istemiyordum.

 

"Hayır. Kabul etmiyorum." diyerek kafasını bir sağa bir sola sallıyordu Mehmet. Sinirden midir, üzüntüden midir bilmem gözleri dolmuş sesi titriyordu.

 

"Esma ben her şeye yeni alışıyorken, seni sevmeyi çok sevmişken yapma bunu bize." diyerek devam etmişti.

 

Başar bir elini belime koyarak beni arabasına doğru yönlendirdi. Yüzünde hala gülümseme vardı. Mehmet'in gözünden bir damla yaş düştü. İçimde bir yer bu görüntü karşısında kırıldı ama bencil Esma o kırılmaya aldırmadı, Başar'la birlikte arabaya doğru giderken Mehmet'in arkamızdan

 

"ESMAAA!" diye bağırarak seslenmesine kulaklarını tıkadı.

Bölüm : 29.11.2025 23:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...