@temari
|
"Lütfen dur" derin nefesler alıp bırakmaya devam ettim.
"Nefes al!"
"Yapma!"
"Hayır, Hayır" durması lazım böyle olmamalı. Yanağımdaki elin ve ıslaklığın hissiyatıyla sıkı yumduğum gözlerimi açtım uzun süre yummuş olmalıyım ki ışık gözlerimi aldı. Ne zaman ağlamıştım ben? Ne kadar süredir burdayım
"Aferim şimdi nefes al estelle" karşımda duran Lie beni kollarımdan tutup kaldırdı. Nefes alış verişlerim sesliydi. Çevreme baktım yine Peru'nun önünde uyumuşum. Lie beni yine sarstı. "Bana bak Estelle. Evet iyisin tamam mı iyisin" Lie birkaç kez tekrarladı.
"İyiyim" dediğimde gülümsedi. "Evet iyisin ama döndüğümüzde Anita için aynı şeyi söyleyemiceğim" evet annem beni bu sefer kesinlikle öldürecek.
"Çok mu kızgın" dediğimde histirek mi gülüş attı. "Kızgın mı hepimiz kızgınız en önemlisi endişeli üç gün oldu Estelle üç gündür şu lanet yerde uyuyorsun" Lanet yer dediğine Peru kızmış olacakki dallarından biri Lie'nin saçını çekti. "Tamam özür dilerim Yüce Peru" bana birkez daha bakıp ellerini üzerimden çekti. Etrafı kolaçan edip kulağıma eğildi.
"Ram ve yaşlılar çok sinirli Bağ törenini uyuyarak geçirdin bunun yaska olduğunu biliyosun, Peru seni bırakmayı red ediyordu. Kendini ne duruma soktuğunu farkında mısın? ruhlar senin haberini almışlardır birazdan yaşlılar burda olacaklar. Lia onlar konuşurken duymuş yaşı dolan herkes bağlanmak zorunda olduğunu seninde bağlanman için gereken neyse onu yapacaklar" sesi bi hayli endişeliydi haklıydıda Bağ töreni vakti dışında ruhla bağlanmak fazlasıyla acı verici ve tehlikeliydi.
"Bunu bilerek yapmıyorum" sesin fazlasıyla kısıktı. Lie ufak bi tebessüm kondurdu yüzüne hiçbir şey söylemeden sadece yüzüme baktı. İşte bu daha endişe vericiydi omzunun üzerinden arkaya baktığımda Ram'ı gördüm. Lie de baktığım yere bakınca beraber selam verdik "Ramı selamlarız" hiç hareket etmedi daha sonrarında Lie'ye dönerek selamı verdi "Penubranın ruhu seni korusun" bu selamımı almadığının göstergesiydi. Penubranın önemli bi olaydı Ram ve Anita'nın selamınızı kabul etmemesi sizi red ettiğini gösterir ne olursa olsun eğer red edilirseniz herkes buna mecburdur.
Bir anda yer titredi sanki vakit değişti gökyüzü karardı. Uğultu duyuluyordu tiz bir ses.
Ellerim titredi. Bu olmamalıydı hayır. Gölün etrafına insanlar toplanmaya başlamıştı. Anneme baktığımda üstünde yine Beyaz üstü ve tacıyla dimdik yüzüme baktı. Ona baktığımda konuşmaya başladı "Penubra halkı Estelle Savit sizin huzurunuzda Tetise davet ediyorum kabul edenleriniz el kal kaldırsın"
Lia "Kendi kızını ölüme yolluyorsun" ailesi Liayı tutup ormana geri götürmeye çalışıyordu Lianın söylediği tek şey buydu "orası ölüm demek bunu yapamazsınız" bağırıyordu sesi yankılanıyordı kimseden bir kelime çıkmamıştı elini kaldıran ilk kişi Ramdı ve eller çoğalmaya devam etti.
Beni Tetise göndericekler. Penubranın en kuzeyi dağlar bölgesi diğer anılan ismide canavar yuvası. Orası ölüme gitmekle aynı şeydi beni Lia'nın dediği gibi beni ölüme yolluyorlar orası kurak bölge verimsiz kışın hiç bitmediği karın durmadığı bölge. Orda yaşayanların en vahşi varlıklar olduğu söylenir.
Tabi ordaya giden nehri geçebilirsen oraya giden üç bölge vardı biri nehri geçmek ikincisi nehrin etrafını dolanmak ki bu yasaktı nehrin iki bitişi vardı biri Gwendrain krallığından geçmek ikincisi ikate krallığı üzerinden cehennem ağzıyla oraya geçmek bu ölüme altın tepsiyle gitmek gibiydi.
"Hayır, hayır" sesim kısıktı ama söylediğim tek şeyde buydu.
"Estelle uyan artık!"
"Hııh" derince bi nefes alıp yatağımdan doğruldum. Yatağımdan? Elimle destek alıp doğruldum. Lia gülerek anlıma bi fiske attı. "Ah. Bu acıdı"
"Nasıl olmuşum" diyerek oturduğu yatağın kenarından kalktı ben hala rüyanın şokundaydım oysaki. Ona baktığımda tören elbisesini giymişti tören evet doğruya bugündü. Yataktan kalktım "Mükemmelsin" diyerek yanından geçip cama koştum.
"Hey! Elbiseme bakmadın bile" dedi tripli bir şekilde. "Fark etmez sen hep mükemmelsin" dediğimde kıkırdadı "Evet biliyorum" diyerek yanıma geldi beraber dışarıyı izledik.
"Herkes tören için heycanlı biliyorsunki bugün Anita ve Ram'ın çocuklarıda bağlanacak"
"Evet yani biz"
"Evet bu yüzden biraz ciddiye al neredeyse öğlen oldu ve sen hala uyuyordun Anita yani annen çok sinirlenecek biliyorsunki elbiseni kendi manasıyla dokudu çok zarif ah keşke babamda bizim için yapsaydı" bunları söylerken iç çekiyordu. Onun için mükemmel bir örnek hep Annemdi. Oysaki bilmediği ne kadar çok şey vardı ki.
Anlatsamda ondan kimse nefret edemezlerdi o Anitaydı Penubranın Annesi, Güneş Ruhu Ymir'in kutsamasının sahibi o bir tanrıçaydı onun gözünde kızı ben sadece mükemmel ve örnek olması gereken bi denektim. Lia'nın zarif olarak tanımladığı elbise sadece annemin deneğinin kusursuz olması için yaratılmıştı.
"Evet çok güzel bir elbise" demem onu tatmin etmemişti arkama geçip beni itekledi. "Hadi hazırlanmalısın Lie seni gördüğimde ağzı açık kalacak"
"Yine mi bu ima" artık gına gelmişti ikiziyle beraber olmamız için her şeyini verirdi. "Biliyorsunki Anita ve Ram evlenmeliydi ve çocukları öyle olmalıydı ama gel görki biz olduk farklı ebeveynlerden yaşlılar çocuklarının evlenip bu geleneği devam ettirmemizi istiyorlar. Anitanın bi oğlu yok yani Lie ve sen beraber olmalısınız" bu dediği ciddi mi söylüyor diye yüzüne baktığımda büyük bi kahkaha attı gözlerinden yaş gelecek kadar güldükten sonra bi eliyle gözlerini sildi.
"Ay ne ironi Estelle görmen lazım ernom bunları söylerken ne kadar ciddiydi ikizimle sen mi midemi bulandırdı sen daha mükemmelerine layıksın hem biz ruhlarımızla bağlandığımızda burdan kaçacığız değil mi?" o kadar çok hızlı konuşuyordu ki yetişemiyorum sadece kafamı salladım beni elbisemin önüne iteklemeye devam etti.
Her ne kadar bunu şakaya vursada Lie ve ben en ufak ışık versek kesinlikle evliliği sonuna kadar desteklerdi.
" Evet her şey bi yana artık giyinmelisin" sesi heycanlıydı. Bugün için yıllardır bekliyordu.
"Sence bugün nasıl geçecek. Yani ruhumuzla bağlandıktan sonra" her ne kadar öyle durmasamda fazlasıyla sitresliyim rüyam beni çok etkiledi sanırım annem ve Ram'ın bakışı hala gözlerimin önüne geliyordu.
(Bi sonraki bölümde görüşmek)
|
0% |