Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 1

@the.poinette

Medyadaki müzikle birlikte okumanızı tavsiye ederiz ✨

 

Yıl:1023

 

 

 

"Paucorum improbitas est multorum calamitas"

 

 

Birkaç kişinin şerefsizliği, birçok kişinin felaketidir.

 

 

 

Gökyüzünü korkunç bir karanlık kaplamıştı. Dev birer göz yaşını andıran damlalar hızla iniyordu şehire. Gökyüzü ağlıyor muydu yoksa? Kuşlar sürüler halinde çığlıklar atarak uzaklaşıyordu . Gizli şehirdeki tüm bebekler aynı anda ağlıyordu. Boğazları yırtılırcasına...Tüm saf ruhlu canlılar hissediyordu ters giden bir şeyler olduğunu.

 

 

 

Boş sokaklarda hızlı adımlarla yürüyen tek bir kişi vardı. Titrek bir nefes aldı. Başını kaldırıp sarayın tepesinde toplanan kara bulutlara baktı. "Hayır baba, yapma."

 

 

 

Adımlarını hızlandırdı. Su birikintilerini hızlı hızlı geçerken ne yapacağını düşünüyordu. Sarayın girişine geldiginde fısıldadı.

 

 

"Tanrım lütfen yardım et"

 

 

 

Islanmış ve çamurlu elbisesini umursamadan taht odasına girdi. Dev bir masanın etrafında toplanmış babası ve komutanları hararetli bir toplantının ortasındaydı . Kızını gören kral ayağa kalktı , tabi diğer komutanlar da. Kral hafifçe gülümsedi. "Demek aramıza katılmaya kadar verdin majesteleri? Ne kadar mutluluk verici bir haber bu."

 

 

 

Vezirin sesi yükseldi salonda:

 

 

"Domini hanedanının tek vasisi prenses Alessi" Komutanlar eğilerek prensesi selamladı.

 

 

 

Alessi derin bir nefes aldı. "Size katılmaya gelmedim baba. Sizi uyarmaya geldim."

 

 

 

Sessiz fısıldaşmalar oldu salonda. Kralın kaşları çatıldı. Tam o sırada yakınlarda bir yere yıldırım düştü. Gürültüyle camlar titredi, içeriyi bir ürperti sardı.

 

 

 

"Bakın! Tanrılar sinirleniyor. Yaptığınız şey çok yanlış. Hepimizi öldüreceksiniz!"

 

 

 

Kral sahte bir gülümsemeyle konuştu:

 

 

"Saçmalamayı kes Alessi. Yeryüzündeki tanrı da benim, irade de güç de. Ve artık daha fazlasına sahip olmak istiyorum. Dünyayı istiyorum!"

 

 

 

Alessi yumruklarını sıktı. Yıllar önce ölen annesinin gücü, tanrılarla iletişim kurabilmekti. Annesi Alessiye bazı şeyler öğretmişti. İşaretler vardı göklerden yere gönderilen. Alessi bunları okuyabiliyordu. Son günlerde binlerce işaret almıştı tanrıların sinirlendiğine dair.

 

 

 

Dizleri, elleri toprakla kaplıydı. Annesinin mezarının toprağı... Annesinin mezarına sarılıp uyuyakaldığı sırada gördüğü rüyayı hatırladı. Sokaklarından kanlar akan Gizli şehir...İliklerinde hissediyordu korkuyu.

 

 

 

Gözlerini kapattı ve babasının zihnine girmeye çalıştı. Belki değiştirebilirdi bir şeyleri. Çaresizceydi yapmaya çalıştığı şey. Gücünü babası üzerinde kullanamayacağını biliyordu. Boynundaki özel tılsım kralı koruyordu.

 

 

 

Kral gülümsedi. "Boşa kendini yorma güzel kızım. Bana katılmaktan başka çaren yok."

 

 

Alessi derin bir nefes aldı. Bunu yapmak istemese de tek çaresi onları zor kullanarak durdurmaktı. Dünyayı ele geçirme hırsı ile tüm yuwları dev bir savaşa sürükleyeceklerdi aksi halde...

 

 

Tanrıların gönderdiği işaretlere bakılırsa çok büyük bir hezimet onları beklemekle kalmıyor, tüm yuw halkını yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyordu.

 

 

 

"Beni buna mecbur bırakan sendin. Özür dilerim baba."

 

 

 

Kral kızına doğru bir adım attı. Kafası karışmıştı. "Anlayamadım?"

 

 

 

Komutanlar yeniden fısıldaşmaya başladı. Uğultu sardı salonu. Alessi iç çekti ve bir adım geri çekildi.

 

 

"İçeri gelin!" Kapıya doğru bağırdı.

 

 

 

Postal sesleri yankılandı koridorda ve hemen ardından taht odasında. Saniyeler içinde koca bir tabur asker içeriye girmişti. Kralı ve komutanlarını dev bir çembere almışlardı.

 

 

 

Şaşkınlık içerisinde olanlari izliyordu herkes. Alessiye hizmet eden komutanlar girdi kapıdan. Gizli şehrin en güçlü komutanlarından birkaçıydı bunlar.

 

 

 

Alessi'nin önüne gelip eğilerek selam verdiler.

 

 

"Emredin efendim!"

 

 

 

Böyle bir ihaneti beklemeyen kral sinir bozucu bir kahkaha attı. "Bana karşı gelmekle kalmayıp bir de baş kaldırıyorsun öyle mi? Bu ne cüret!" Gök gürültülüsünü andırır bir şekilde bağırdı kral.

 

 

 

"Babam ve halkım arasında seçim yapmam gerekiyordu. Üzgünüm baba..."

 

 

 

Komutanlardan en büyüğü Alessi'nin dayısıydı ve güven verircesine ona bakıyordu.

 

 

 

Mavi-yeşil gözlerini dayısından almıştı. Annesini kaybettikten sonra hayattaki en büyük destekçisiydi aynı zamanda. Babası, aralarındaki dayı yeğen ilişkisinin başkaldırıya yol açabileceğini öngörememişti belli ki.

 

 

 

Kralın gri gözleri bir anda kırmızıya döndü. Alessi tebessüm etti. Babasi manipülasyon yeteneğini kullanarak askerleri kendi tarafına çekmeye çalışıyordu. Tabiki bunu önceden akıl edip askerlere bunu engelleyecek büyülü tılsımlar vermişti. "Son ateş büyücüsü olan kızını bu kadar hafife mi alıyor bu adam?" diye düşündü Alessi içinden.

 

 

Alessi'nin gücü büyüydü, yani gücünün sınırları yoktu. Tabi ki keşfedebildiği kadarını biliyordu o da. Aynı zamanda da ateş elementine hükmediyordu. Yani bu güne kadar gelmiş geçmiş en güçlü Domini'lerden biriydi.

 

 

 

Gücünün hic kimsede etki etmediğini fark eden kral dumura uğramıştı. Ateş elementinin son sahibi ve büyücü olarak tanrılar tarafından ona müjdelenen kızının güçlü olduğunu biliyordu ama kendisini bu kadar geliştirdiğinden haberi yoktu.

 

 

 

Alessi'nin babasına bakarken dolu dolu olan gözleri, babasının emrindeki komutanlara döndüğü an yerini acımasız bakışlara bırakmıştı.

 

 

"Emrime itaat etmek isteyen kim varsa tam olarak şuan safını değiştirsin. Sonrasında affım yok."

 

 

 

Komutanlar sessizce birbirine bakındı. Vezir ise yumruğunu sıkıyordu.

 

 

"Peki, siz bilirsiniz. Yakalayın hepsini!"

 

 

 

Bu emri bekleyen askerler saniyeler içinde Kralı ve adamlarını yakalamıştı.

 

 

"Sessizce ve acısız bir şekilde öldürün hepsini,kral hariç."

 

 

 

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!" Kralı iki yanından tutan adamlar savrulmuştu. Hızlıca kılıcını çekti ve sağ yanındaki askerin boğazını kesti.

 

 

Hemen yanda veziri tutan asker de aniden gelen harekete şaşırmıştı.Onun bu boşluğundan faydalanan Vezir de kılıcını çekip Kralın arkasında yerini aldı.

 

Loading...
0%