@the_deardiary
|
“Hadi ama, biraz hızlı ol emily, şimdi gelecek!” Dedi anne. Ve bende hemen doğrulup omuzlarımı arkaya doğru atarak sırıttım, ve kumral saçlarımı dağınık bir şekilde toplamaya çalıştım. Ama sadece çalıştım, çünkü başaramamıştım. Ve anne’de bunun üzerine güneşte parlayan kahverengi gözlerini büyüterek, kaşlarını çattı ve “Ah, gel buraya kızım!” Dedi. Ve sonra da saçlarımı aynı bir abla gibi at kuyruğu yaptı. Saçlarımı topladıktan sonra, hemen yerleri silmeyi bıraktım ve tezgaha döndüm. Ardından da biraz siparişlere göz gezdirdim, ve tam da o sırada artık iş başı saatimiz başlamıştı. Yeni müşteriler içeri giriyordu, ve ben de hemen listeyi elimden bırakarak onlarla ilgilenmeye başladım. Ama yarım saat geçmesine rağmen patron hala ortada yoktu. o gelince hemen paydos edecektim. Ve mandy’i de alarak buz pistine gidecektik. Ama patron henüz ortalıkta yoktu, mecburen bekleyecektik. Ve bir süre sonra artık daha fazla mahcup olmamak için mandy’i aradım ve gecikeceğimi söyledim. O da biraz daha uyuyacağını hazır olduğunu söyledi ve telefonu kapattık. Bende hemen telefonu masaya bıraktım ve kafamı sıraya bakmak için kaldırdım. “Ama keşke yapmasaydım.” Dedim kendi içimden, çünkü yeni müşteriler kapının dışına kadar uzanıyordu. Ve bende hemen kimseye görünmeden ve işten kaytardığımı söylemeden ceza olarak kendimi feda ettim. Tezgaha geçerek yeni siparişleri almaya başladım. ... Sıra azalırken patron içeri daldı, ve flora ile bana kaş göz işareti yaparak yer değiştirmemizi söylemeye çalıştı. Flora artık benim yerime müşterilere bakarken, ben ise mandy’i alarak buz pistine gidecektim. Artık daha fazla geç kalmamak için hemen buzluğun oradan, merdivenden aşağıya indim ve önlüğümü çıkararak, eşyalarımı aldım. Ardından da pastaneden çıkarak arabama bindim. Arabaya biner, binmez çantamın ön gözünden telefonumu çıkardım ve mandy’i arayarak onu uyandırdım ve yolda olduğumu söyledim. O da hemen uyanarak, makyajını tazeleyeceğini söyledi. Ve telefonu kapattık. Bende arabayı çalıştırdım ve yola koyulmaya başladım. *Bir yeni mesaj* “Emily notlar girilmiş!” mesajı yazan lisa’ydı. Hemen kırmızı ışıklarda durdum. Derin bir nefes alarak, yutkundum ve yavaşça kendimi yatıştırmaya çalışırken bir yandan da telefondan uygulamayı açmaya çalıştım. YÜKLENİYOR... Ama bir türlü açılmıyordu, arkadaki herkes kornaya basmaya başlamıştı. Bende hemen telefonu yan koltuğa atarak gaza bastım ve devam ettim. Mandy’nin sitesine geldiğimde, mandy çoktan kapıdaydı ve beni bekliyordu. Biraz utançla onu arabaya aldım ve mandy’den biraz zaman istedim. “Notlar girilmiş, gördün mü?” Diye sordum ve bende tekrar uygulamayı açmaya çalıştım. Ama yine açılmamıştı. Bende bu seferde sinirlenince telefonu arka koltuktaki çantama koydum. Ve bağırdım “OLMUYOR!” Mandy hafif sırıttı ve soruma cevap verdi “Evet.” Yutkundum ve sinirle geç kalmamak için gaza yüklendim. Ama yine de yetişme ihtimalimiz yoktu, ders’e on dakikadan az vardı. Ama bizim buz pistine varmamıza en az on yedi dakika vardı. Yani neredeyse imkansızın da ötesindeydi. İşte bu yüzden de vazgeçtim ve güvenliğimiz için yavaşladım. Ama keşke “Yavaşlamasaydım!” Dedim kendi kendime. Çünkü arkadan gelen araba bize çarpmıştı. İşte şimdi bitmiştim. Arabadan indim ve arabayı kontrol etmeye başladım, ama maalesef arabada ciddi bir hasar vardı. Allah’tan biz iyiydik. Mandy’e haber vermek için arabanın kapısını açtım ve hemen arabanın durumunu söyledim. Ama arkamdaki araba hala gitmemişti. Bende arabada’nın şoförün’ün inmesini bekledim. Ama o tenezzül bile etmedi, ve bende en sonunda dayanamadım ve onu zorla indirdim. Ve maalesef arabadan inen kişi erkekti, ve onu tanıyordum o gabriel’dı. Bana sırıtarak “Evet, sorun neydi acaba?” Dedi ve ellerini yavaşça sim siyah saçlarında gezdirdi. Ardından da arabaya geri döndüm ve sinirle direksiyona vurdum. Çünkü gabriel ve ben kuzendim, ve bide bu yetmiyormuş gibi hepimizin aileleri birbirleriyle tanışıyordu. Bu yüzden sustum ve arabaya geri döndüm. Ama söylemek istediğim her şey içimde kaldı. ... Artık olayı unutmuştum yada ben öyle olmasını istiyordum. Ne fark eder ki? Artık buz pistine varmıştık. Hemen içeri geçtik ve soyunma odasına giderek çantalarımızı dolaplarımıza koyduk. Sonrada tekrar yukarı çıktık ve ayrıldık. Ben pistin kenarında bir sandalyeye oturdum ve buz patenlerimi bağladım. Artık piste çıkmak ve kaymak için hazırlandım. Bir kar tanesi, bir kuyruklu yıldız, bir buz pateni çeliği gibi...
|
0% |