@the_deardiary
|
Risk almak bazen iyi bir şeydi, ama bu kadarı da fazlaydı. İki sene önce yapamadığım için yarışmayı kaybetmiştim, bu yüzden de korkularım artık bana ileri seviyeleri yaşatıyordu. Önce lisa sahaya çıktı ve biraz ısınma hareketlerini yapmaya başladı. Etrafında dönme, ayak koordinasyonu, göz hizası, çeliklerinin sağlamlığı ve ritim’i tutturarak, hazır hissediyor gibiydi. Ama onun yerine ben daha çok korkuyordum. Önce derin bir nefes aldı, sonra da yavaşça patenlerini büktü ve havalanmaya çalıştı. Başarmıştı ama üçlü hava dönüşünü değil, sadece havaya uçmayı başarmıştı. Korkuyordu gözlerindeki o siyah küçük noktasının içini biliyordum ben. Yutkundum ve ona yardım için hemen sahaya atıldım. “Evet bende korkuyordum, evet bende düşüyordum, yapamıyordum ama bu sefer değildi. O benim arkadaşımdı bugünler için yanında olacaktım.” Dedim kendime Zangır zangır titreyen ellerini tuttum ve iliklerime geçen o ince çizginin donduğunu hissettim. Kulağına yaklaşırken yavaşça nefesimi verdim “Sakin ol başaracaksın, bana güven seni tutacağım.” Dedim ve yutkunduk. Daha sonrada kendine gelerek bana gözlerini kırptı ve beraber çifte buz pateni yapmaya başladık. “Sağ, sol” “Sağ, sol” “Sağ, sol” yavaşça ilerliyorduk. Hareketler hızlanıyordu. Önce lisa’nın belini tutarak kendime çektim, ardından da yavaşça el ele tutuşarak ellerimizi havaya kaldırdık. Sonrada lisa etrafımda dönerek arkama geçti ellerimi onun beline koydum ve ayaklarımdan güç alarak onu kaldırmayı denedim. ‘1 kere, 2 kere, 3 kere’ Ve en sonunda başardık onu havaya kaldırdım. Ama şimdi asıl sorunumuz “Onu nasıl havaya atıp, tutup tekrar indirecektim?” Biraz düşündüm ve çeliklerimi serbest bırakarak süzüldük. Daha sonrada lisa’yı daha çok havaya kaldırdım ve etrafımda dönerek onu havaya attım. ‘1. Dönüş, 2. Dönüş ve 3. Dönüş’ hızlı bir şekilde ineceği yere kaydım ve onu kucağıma aldım. Ama hiçte ağırlık hissetmiyordum. Çünkü lisa benim kucağımda değildi. O austin’in kucahındaydı, austin bizim lisenin en yakışıklı erkeklerinden ilk üçe adaydı. Kendisi froinga pistinin buz hokeyi takım kaptanıydı, ve kendisi bizim lisa’ya ap açık yanıktı. Ve bizimde okuldan arkadaşımızdı, yani gabriel’in arkadaşıydı ve bu yüzden de bizde onu tanıyorduk. Ardından da hemen lisa’yı yere indirdi ve “Bir daha asla böyle bir işe kalkışmayın. Sakın bak bu çok tehlikeli, ya bir yerin kırılsaydı!” dedi ve bir baba gibi bize kaşlarını çatarak, azarladı. Ve daha sonrada lisa’nın sırası bittiği için onu soyunma odasına götürdüm ve geri dönüp, koçum olan lucky’nin istediğini yapmaya çalıştım. Ama bende başarısız olunca lucy bugünlük bizi bıraktı ve çalışmalar için yeni yöntemler deneyeceğini söyledi, ve kafeteryaya doğru ilerledi. Ben ise seyircilerin oturduğu sandalyelerden birine oturdum ve austin’i bekledim. Zaten çok geçmeden yanıma geldi ve biraz bakışarak, konuşmaya başladık. ... Austin kalkıp giderken arkasından sadece baka kaldım ve yutkundum. Daha sonrada konuştuklarımızı biraz düşündüm ve aklıma lisa gelince hemen kalktım ve kafeteryadan bize iki kahve alarak aşağıya soyunma odasına indim. Ve Lisa çoktan hazır bir şekilde beni bekliyordu, bende biraz oyalandım ve o sırada da biraz konuştuk. Austin ve bu üçlü atlayış hakkında. Lisa tabi ki bana çok sinir olsa da, susmadım ve gerçeği öğrenmek için onu zorladım. Ve başardım lisa bana anlatmaya karar verdi ve yavaşça arabaya binerken beni kendi evine davet etti. Bende kabul ettim ve beraber lisa’nın evine gitmek için yol aldık, ama tabi ki bir yandan da konuşuyorduk. Austin hakkında. Lisa daha çok sinir olsa da ben peşini bırakmaya hiçte niyetli değildim. Eve geldiğimizde hemen çantamdan telefonumu çıkardım ve ekrandaki yazıları okunmaya başladım. *Bir yeni mesaj* “Merhaba emily, seni ve tüm arkadaşlarını üç gün sonraki partime bekliyorum, o bir (maskeli bir balo) olacak. Hepimizi bekliyorum detaylar linkte ama isterseniz yarında konuşa biliriz.” Mesajı okuduktan sonra ekranı heyecanla lisa’ya çevirdim ve okuttum. Lisa mesajın kimden geldiğini gördüğü gibi teklifi reddetti ve sinirle üzerini değiştirmeye çıktı. Bende o sırada dayanamadım ve austin’e mesaj attım. “Tabi ki de geleceğiz austin, hiç merak etme lisa’da orada olacak ‘Göz kırpma işareti’ yarın görüşürüz.” Mesajı gönderdim ve heyecanla koltuğa kendimi bıraktım. Artık geri dönüş yoktu, lisa bana kızacak olsa da bunun geri dönüşü yoktu, her şey çok güzel olacaktı.
|
0% |