@the_deardiary
|
Ertesi sabah uyandığımızda, saat daha 8.39’du bizde biraz daha uyumak için çabaladık. Ama başaramadık. Bende vazgeçerek uyandım ve hazırlanıp, pastaneye gitmek için aşağı indim ve arabama bindim. Pastaneye vardığımda çoktan herkes oradaydı, bende hemen üzerimi değiştirerek kasaya geçtim. Ve 11.40’a kadar çalıştık. *Bir yeni mesaj* “Emily parti değişti, artık bir kostüm partisi yapmaya karar verdim ve tarihide: yarın gece, saat: 19.10’da başlayacak. Hepinizi bekliyorum.” Mesajı okuduktan hemen sonra, arabaya bindim ve lisanın evine doğru yol aldım. Eve geldiğimde hemen hazırlandım, kızlarla gidip kendimize kostümler alacaktık. Hepimiz ne olacağımıza karar vermiştik. ‘BEN (Tinkerbell) olacaktım, LİSA (Malafiz) olacaktı, MANDY’de (Harry Potter’dan-Cho Change)’ olacaktı. Ama erkeklerden hiç birimizin haberimiz yoktu. Önce arabaya bindik ve bir avm’e seçerek dükkanlara bakmak için yola koyulduk. Mandy gelir gelmez telefona sarıldı ve erkeklerin ne giyeceğini öğrenmeye çalıştı, çünkü içimizde onlarla en iyi olan kişi mandy’di. Bu yüzden onu bu topa atmıştık. Mandy sırayla hepsini öğrensede bizim ne giyeceğimizi de söylemişti. Erkekler: ‘GABRİEL (mucize uğur böceği ile kara kedi-Kara Kedi), MAX (Bumblebee) ve AUSTİN (Draco Malfoy)’ olacaklarmış. Bunu öğrendikten sonrada, lisa’yla beraber mandy’e, birazcık bağırıp, çağırsakta artık avm’ye gelmiştik. Ve arabadan inerek hemen avm’ye ilerledik. Sırasıyla ‘1 dükkan, 2 dükkan, 3 dükkan, 4 dükkan, 5 dükkan ve 6. dükkan’ artık hepimiz yorgunluktan ve poşetlerden bayılacaktık. Bu yüzden de hemen arabaya döndük ve poşetleri bırakarak bir kafeye gittik. Önce hepimiz içeceklerimizi sipariş verdik sonra da bir masaya geçerek siparişleri bekledik. O sırada da bende sıkıldığım için kendi yazdığım kitabım olan ‘Kontrolsüz güç’ü’ tekrar okumaya başladım. Kızlar yüz ifadelerimi gördükçe, anlamsız gözlerle bana bakıyorlardı. En sonunda da dayanamayan lisa telefonu elimden çekerek “Ne yapıyorsun sen bakayım.” Dedi ve telefonu aldı. Mandy ve lisa beraber kitabımı okurlarken bende takmıyormuş gibi yapmaya çalışıyordum, ama tabii ki de olmadı, daha çok salağa benziyordum. En sonunda da pes ederek kızlara dönüp sordum “Nasıl olmuş?” Bana bakarak kaşlarının birini havaya kaldırdılar ve aynı anda “Neden?” Diye sordular. Bende yutkundum ve sırıttım “Can sıkıntısı!” Dedim ve hiç inandırıcı olmayan bir gülüş takındım. Daha sonrada lisa önce bana sonra mandy’e bakarak “Neden, bunu bize daha önce söylemedin ki?” Diye sordu. Galiba beğenmişti. Ama benim kalbim şimdi duracaktı, çünkü kitabımı ilk defa biri okuduğu için oluk oluk ter döküyordum. Daha sonrada lisa’ya dönerek “Korktum!” Dedim fısıldayarak. Ama etrafımızdaki kızlar duymuştu ve bana bakarak aralarında gizlice bir şeyler konuştular ama şu an dünya yansa umurumda değildi, çünkü iki buçuk yıldır yazdığım kitabı ilk defa birileri okuyordu. Onlar en yakın arkadaşlarımdı. Lisa okumayı bitirince telefonu bana geri uzattı ve şöyle dedi “Bence kesinlikle devam etmelisin emily, çünkü yazım dilin bir harika.” Ve sırıtarak mandy’e döndü. Mandy ise güldü ve “Güzel ama, basılabilir bir kurgu değil. Ama yine de yayınlaya bilirsin.” Dedi ve tamda o sırada kahveler geldi ve biz biraz daha konuşmaya devam ettik.
|
0% |