Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm: DESTEK

@the_deardiary

YILLAR SONRA...

New york'taki evime taşındığımızdan beri hayatımız artık çok farklıydı.

Artık eski ben, eski evim, eski arkadaşlarım yoktu. Sadece yeni bir yer ve yeni bir hayat vardı. Hayat göründüğünden daha zordu, ama zaten amaç da buydu, zorlukları aşarak zafere ulaşmak gerekirdi. Gardımı asla bırakmadım ve bırakmayı da düşünmüyordum.

  

Uzun süre sonra hayat ilk defa yüzüme gülmüştü, bugün bir iş görüşmem vardı, ve artık tekrar psikolog olarak işe başlayabilecektim.

Defalarca denememin, sonucunda artık yeni işim ve yeni benliğime kavuşmuştum. İstemesem de.

O Sabah evden çıktıktan sonra her şeyin değişebileceğini inanmıştım, ama hiç kimse o gün yaşayacaklarımın ve yaşadıklarımın geri dönüşü olmayacağını söylememişti bana.

İş yerine geldikten sonra, uzun bir görüşmenin ardından bana haber vereceklerini söylediler. Ama o haber er ya da geç elime ulaşana kadar rahat edememiştim.

 

1 gün sonra...

İşe alınmıştım.

Sonunda cevap geldiğinde ise, bir heyecanla ertesi sabah giyineceğim kıyafetlerimi çıkardım. Çantamı hazırladım ve derin bir uyku çekebilmek için telefonumdan alarmı hazırlayarak, arkamı döndüm.

 

Ertesi sabah iş yerine gittiğimde, yeni iş bekleyen insanları gördüm. Gerçekten onlarda benim gibi düşünüyorlarmıdır diye tereddütle gözlerini okumaya çalıştım. Ama sadece çalıştım, çünkü ben müectin değildim, ya da özel güçlerim yoktu.

Bu aklımdaki saçma sapan bilgileri aşarak odama geçtim ve çantamdaki eşyalarımı masama döktüm, sırayla hepsini düzenledim ve ilk işim için beklemeye başladım.

Bir süre sonra sekreter Aisha odama girerek. "Lizge hanım biri sizinle görüşmek istiyor?” Dedi ve kapıyı araladı. İçeri giren bir erkekti, şaşırmıştım çünkü bu zamana kadar asla bir erkeğin psikolog gittiğini görmemiştim.

Hemen içeri girip benimle göz göze geldi, ardından sekreterim odadan çıkarak kapıyı çekti. Bende koltuğu işaret ederek oturmasını söyledim.

Ayağa kalkarak elimi ona doğru uzattım. Elleri cebindeydi ve kulağında kulaklık vardı, kulaklığı boynuna indirerek bir elini cebinden çıkardı ama elimi uzatmadı sadece elimi itti.

Anlaşılan konuşmayı tercih etmiyordu. Ben de elimi döndürerek kulağımın yanına kaldırdım ve o şekilde selamlaştık.

Ardından da ikimiz de tekrar oturduk, ve telefonundan müziği kapattığını gördüm. ‘Billie eilish’ dinliyordu.

Daha sonra kendini bana biraz anlatmaya başladı, ama sesi o kadar inceydi ki onu anlayabilmem için dışarıdaki sesleri durdurabilmem gerekiyordu. Bunun için bu sıcağın ortasında camı kapattım, evet sonbahardaydık ama küresel ısınma nedeniyle her yer kaynıyordu.

Daha sonra tekrar oturarak onu bu sefer dikkatli bir şekilde dinledim.

İsmi chris’ti, zayıftı, modadan anlayan, pısırık biri gibi duruyordu. Ama onu tanıdıkça daha çok yanıldığımı fark ettim.

Bana güvenmiyor gibiydi, bu beni üzmüştü. Ama yine de ona yardım etmeye kararlıydım onunla iletişime geçebileceğim telefon numarası istedim ve daha sonra seansımız bitince odadan çıktı ve her şey o anda bitmiş gibiydi, sanki odamın içinde ben yokmuşum gibi hissetmiştim.

 ...

Ardından çok geçmeden içeri biri daha girdi. Yakışıklı, kaslı, ve centilmen birine benziyordu. Onu da kulağında kulaklık vardı, kulaklığı çıkardı ve kutusuna koydu, ardından hırkasının fermuarını aşağı doğru indirdi ve önünü açtı. Tişörtünü düzelterek koltuğa oturdu.

  

Yaklaşık yarım saat sonra seansımız bitti ve o da odadan çıktı. Sanırım, ben birilerine çok hızlı bağlanıyordum. Çünkü chisten sonra arda da odadan çıktıktan sonra içimde büyük bir boşluk oluşmuştu.

Ama şu an bunları düşünmeyecektim. Üzerimi değiştirdim, ceketimi giydim ve eşyalarımı toplayarak ofisinden çıktım. Eve dönüş zamanıydı, bir günü daha bitirmiştim.

Loading...
0%