@the_just
|
Selamm yepyeni bir kitapla karşınızdayım. İlk olarak şöyle diyim. Bu bölüm gerçekten çok uzun. Ve size biraz sıkıcı gelebilir. Bu bölümde kısacası sadece ön bilgilerimiz gündelik hayat ve + olarak minik bir erkek misafirimiz varrr. İşte o yüzden en iyi kısmı bunların birbirlerini kıskanmaları olucak. Duyguları bilinmeden hoşlantılar ile dolu yepyeni kitabımızzzz. Dilerseniz oylayıp yorum yapıp hemen kitaba başlayabilirsiniz. Yorumlarda buluşalımmm. 🫶🏻✨🩰🧸🎀💝
"İçeri gir"
Gelen mesajla hemen balkondan etrafa baktım. Kim neden böyle bir mesaj atsın ki. Ayrıca özel numaradan yani anonim numara kullanmıştı. Tereddüt ederek mesaja bakıyordum. Beni nereden görüyordu? Sena'nın bana şaka yaptığını düşünerek telefonu bıraktım. Çünkü yaklaşık 1 ay önce bana ufak bir telefon şakası yapmışlardı. Dün de böyle bir mesaj atmıştı. Şuan Ankarada'ydık. Fakat ben ve arkadaşımın beraber staj yapmak amacıyla beraber İzmir'e gidecektik. İçeri girip ayna karşısına geçtim. Sarı saçlarımı düzleştirmeye başladım. Bu gün Sena ile bi şeyler içmeye gidecektik bu yüzden hazırlanıyordum.
"Işıl tokamı gördün mü?" "Hayır" Dedim. Acaba ona anonim mesajları anlatsamıydım. Aniden gelen düşünceyle kendimi tutamayıp söyledim. "Sena" "Hı?" Dedi çekmeceden başka toka alırken. "O anonim mesajların lütfen sana ait olduğunu söyle" "Neden bahsediyorsun Işıl? Ayrıca onu unut bi daha yapmam" "Nasıl yani o mesajları sen atmadın mı?" "Hayır" dedi bana sorarcasına bakarken. Telefonu açıp mesajları gösterdim. "Bizimle oyun oynuyor olmalılar takma kafaya" "Peki" dedim ama ürpermiştim. Sonuçta beni izliyordu. Bilmediğim kişi beni izliyordu ve 3 gündür bana anonim mesajlar atıyordu. Tekrardan ayna karşısına geçerek düzleştirdiğim saçımın üstüne kalıcı olması için sprey sıktım. Yüzüme genelde sürmezdim ama bu gece Ankara'da ki son günümüzdü. Yüzüme kapatıcı sürüp yaydım. Sonra mavi gözümün önünde kalan kirpiklerime maskara sürdüm. Dudaklarıma da ruj ve gloss sürüp kıyafet seçmeye geçtim. İnce askılı siyah drapeli elbise aldım. Önemli bir geceydi. Sena'nın söylediğine göre bi erkek arkadaşı gelecekmiş ne kadar da rahatsız olsamda yüzüne söylemekten çekiniyordum. Kafaya takmayıp elbisemi giydim. "Çok güzel olmuşsun" "Sende" dedim. Sena siyah saçlıydı O yüzden boynunda büyük bir ışıltı saçıyordu kolyesi. Kendisi makyaj yapmamıştı anlaşılan. Gözleri ise kahverengiydi. Sena ise tül bir elbise giymişti. Gerçekten harikaydı. Siyah baget çantamı alıp Sena'nın yanına geldim. saten topuklu ayakkabımı alıp Sena ile çıktık. Söylediği arkadaşı bizi alacağı için rahattım çünkü topuklu ile bara gidemezdim. Aşağı indiğimizde söylediği kişi gelmişti. Sena öne geçti ben ise Sena ve Sena'nın arkadaşının arasındaki arka koltuğa yerleştim. "Merhaba Çağatay nasılsın?" "İyi" dedi aynadan bakışlarımız buluştuğunda. "Bu Işıl İzmir'e beraber gideceğim arkadaşım" Çağatay denen çocuk arkaya elini uzatıp "Merhaba ışıl" dedi ama ben hâla ona bakıyordum. Çok sürmeden tebessüm edip elini kavradım. Sonra gideceğimiz bara yol aldık. Çağatay iyi birine benziyordu ilk ve son görüşüm olacaktı anlaşılan çünkü yarın İzmir'e gidiyorduk. Kumral saçlıydı. Boyu tahminen 1.85 olduğunu düşünüyorum. Trafik ışıklarının yanmasını bekliyorduk. Gözlerim dikiz aynasına kaldığında bana baktığını fark ettim. Anlık bir utançla hemen gözlerimi kaçırdım ve telefonu çantamdan çıkardım. Anonim atılan mesaja girdiğimde bir mesaj daha gelmişti.
"Ordan in!" Nasıl yani beni mi takip ediyordu. Kahretsin çok kötü bir beladaydım.
2 saat sonra
Eğlenmiştik ve fazlasıyla kaçırmıştık. Sena'nın kafası güzeldi. Bende kendimde kalan son hücrelerle eve çıkıyordum. Yarın uçuş saati 13.30'daydı. Eğer yetişemezsek rötar olan başka bir uçakla gidecektik. "Görüşürüz" "Pek Sanmıyorum" dedim tebessümle. Çünkü görüşmeyeceğimizi bende ve onda biliyordu. "Her türlü umarım görüşürüz" "Umarım" "Bu arada" "Evet?" "Çok güzel olmuştun, yani ikinizde" "Teşekkürler" dedim ve kapıyı kapattım. Çağatay'ın yakışıklı olduğu ortadaydı. Yarın uçuşumuz olmasına rağmen hâla bavulumuz hazır değildi. Kendime bir kahve yaptım ve balkona geçip şarkı açtım.
Kal
Yada beni geri bul
Özlesen ne olur
Şimdi dön desem geri
Bu çok zor mu durur
Yüzünü severim
Sararıp sönerim
Elimdeki kahve yudumladım ve biraz dinlendim. Memleketimden ayrılmak biraz zor olacaktı anlaşılan. Bu semt bana çok şey bıraktı. Umarım İzmir Ankara'da ki yaralarımı kapatırdı.
Kimsenin kapatmadığı gibi...
Telefonumu aldım ve şarkının sesini en yüksek seviyeye getirdim. Hava bu gün az da olsa yağışlıydı. Baharın yağışı. Mayıs 21'di bu gün. Doğum günüm ise 24 Haziran idi. Yaklaşmıştı. Şarkı eşliği ile gözlerimi kapattım.
•~°^^°~•
Gözlerimi araladığımda uyuduğumu fark ettim. Saate baktığımda 02.34 idi. Gece yarısı uyanmam beni rahatsız ediyordu çünkü tekrar uyumam biraz zaman alırdı. Elimdeki kahveyi içeriye geçip masaya bıraktım ve yatağıma yerleştim.
•~°^^°~•
Uyandığımda hemen soğuk bir duş aldım. Duş ardından bakım yaptım. Ve sena ile bavulumuzu hazırladık. Saat 09.13 idi. Uçak saati erkene alınmıştı o yüzden acele ediyorduk. 10.55'te uçak kalkacaktı. Kahvaltı yapmaya zaman yetmezdi o yüzden kalacağımız yerde kahvaltı yapacaktık.
•~°^^°~•
"Ne zaman kalkacak şu, yarım saattir emniyet kemerimizi uyarıyor. Taktık be kaldırsana şunu" Sena sanırım pilot ile söz savaşına girmişti. Ben pencere kenarında Sena yanımda dış kenarda ise 23'lü yaşlarda düşündüğüm bi çocuk vardı. Kulaklık ve gözlükle çok fena durmuyordu. Fazla zayıf olmalı ki kolları çok hassas gözüküyordu. Kafamı cama yaslayıp uçuş boyunca yatmayı planladım.
•~°^^°~•
"Sayın yolcularımız ve konuklarımız uçak seferimiz 5 dakika sonra iniş yapmaktadır. Bu sırada haraket etmemeniz ve ayağa kalkmamanız önem ve rica edilir. Teşekkürler" Gözlerimi araladığımda aynı zamanda birazdan inecrğimiz bilgisini duydum.
10 dakika sonra
Hava limanından ayrılmıştık ve staj için yerleşeceğimiz yere taksi ile gidiyorduk. Sonunda varmıştık. "Buyrun" dedim parayı uzatarak. İndikten sonra bavulumu alıp yerleşeceğimiz yere doğru ilerledim. Kalacağımız yerde başka birileri de olacakmış duyduğum kadarıyla. 4 kişilik bir alana sahipti. Yani tahminen 6-7 oda bulunuyordu evde. Asansördeydik ama çok lüks olduğunu söyleyebilirdim. Ev 12 katlıydı fakat 1 daire 2 katlıydı. Eve anahtarla girdik güvenlikten almıştık evin anahtarını.
"Lan hırsız mı geliyor"
"Alper kapıya baksana lan biri giriyor"
Girdiğimizde evde 2 erkeğin daha olduğunu fark ettim anlaşılan evde iki erkek iki kız kalacaktık.
Bavulumu içeri çekerken Sena seslendi. "Doğru yere geldiğimizden emin miyiz? Dört kişi kalacak değiliz dimi?"
"4 kişi" dedim.
"Merhaba sanırım sizinle kalıyoruz burada" dedi soğuk sesli biri.
"Evet" dedim başımı bavuldan kaldırmadan.
Hâla bavulu içeri taşımakla meşguldüm. Bavulu içeri çektim ve kafamı sonunda kaldırdım. Önüme gelen saçlarımı arkaya attım.
Kafamı kaldırdım, Hayır bi saniye. Bu dünki çocuktu.
"Merhaba ben Çağatay önceden tanışmıştık" dedi elimi sıkarak.
"Evet Merhaba" dedim gülerek. Anlık bir şok geçirmiştim. Nasıl yani!?
"Alper!" Dedi bağırarak Çağatay. Gözleri tarif edemeyeceğim kadar güzeldi. Çağatay çok yakışıklıydı, evet kesinlikle öyleydi. Onu yeni görmesemde büyülenmemek elde değildi. Alper denen kişi geldiğinde bize tebessüm etti.
"Merhaba ben Alper" dedi el uzatarak. "Ben de Işıl memnun oldum"
"Sena" dedi isminin Sena olduğunu kabullenerek.
"Alper" dedi el sıkışarak.
"Kalacağımız odaya geçelim Sena" dedim bavulu alırken.
"Ben gösteririm size" dedi Çağatay bize yol vererek.
Üst kata gittiğimizde odamızı Çağatay göstermişti. Sanırım alışabilirdim buraya. Bavulumda ki herşeyi çıkartıp yerleştirdim. Telefonumdan gelen bildirimle telefonu aldım.
"Kaç" bu anonim mesajlar artık sinirimi bozmuştu.
"Kimsin" yazıp gönderdim.
Ardından odamdan çıkıp mutfağa yöneldim. Uykumun kaçması için kahve yapacaktım. Önce kahveyi köpürttüm sonra ise sütü. Ardından buz atmak için dondurucuyu açtım. Fakat buz kalmamıştı.
"Buz diğer dondurucuda" arkamdan gelen sesle o yöne yöneldim. Çağatay mutfak girişinde elini göğsünde bağlamış duvara yaslanmıştı.
"Teşekkürler" diyip diğer dondurucuyu açtım. Buzu alıp kahveme koydum. Mutfağın balkonuna gidip sandalye de oturdum. Telefonumu aldım ve her zaman yaptığımı şarkı açıp yaslandım. Kahvemden yudum alırken telefonum çaldı. Liseden bir arkadaşım vardı. O arıyordu. Kendisi de İzmir'e gelmişti ama staj bölümü aynı değildi.
Batur arıyor...
Telefonu açtım ve konuştum.
"Merhaba Işıl nasılsın? bildiğime göre İzmir'e gelmişsin."
"İyiyim Batur. Evet İzmir'e geldim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim bu akşam hoşgeldin buluşması yapmaya ne dersin?"
"Olabilir"
"Tamam o zaman ben seni alırım"
"Tamam"
Telefonu kapattıktan sonra bitirdiğim kahvemi yıkayıp bıraktım.
4 saat sonra... (16.35)
Sabah erken uyandığım için biraz kestirmiştim. Uyandığımda hemen biraz açılmak için yüzümü yıkadım.
Saçımı taradım ve Sena'nın odasına girdim.
"Ne zaman odandan çıkmayı planlıyorsun."
"Şimdi" diyip odadan çıktı.
"Gel birşeyler yapalım"
"Tamam, kurabiyeden pastaya ne dersin?"
"Olur" dedim.
2 saat sonra...
"Hayır o tabağa koyma diğerine koy."
"Tamam" dedim.
Kurabiyeler, pastalar, ve mısırlar hazırdı. Sena'nın planına göre film gecesi yapacaktık.
"Tamam sen git onları çağır." Dedim ve masanın üstüne yiyecekleri yerleştirdim. Sonra yanına da içmemiz için ufak tefek şeyler koydum. Çok içerlerse sonunun ne olacağını düşünemem. Ev kus kokar. O yüzden az koydum. Onlarıda masaya bıraktım ve televizyondan Netflix uygulamasını açtım. Ortaklaşa açacağımızı düşünüyordum. Üstüne rahat birşeyler giymek için odama geçtim. Üstüme askılı crop onun üstüne de triko örme giydim. Altıma da kot şort giydim. Saçımı da gelişinegüzel bıraktım. Telefonun dürtüsüyle bildirime baktım.
Sena: Çağatay da burada kalıyordu söylemeyi unutmuştum özür dilerim.
"Sorun değil." Diyip yazıp gönderdim.
Batur arıyor...
Siktir onu tamamen unutmuştum. Telefonu sessize alıp mutfağa geçtim. Sandalye çekip oturdum. Ve telefonda gezinmeye başladım onlar gelene kadar.
"Alper acaba ne zaman ex'inin peşini bırakcaksın."
"Sen gelene kadar."
"Nediyon lan"
"Çağatay aşkımm" dediğinde kıkırdadım.
"Alper"
"He"
"Siktir git" dediğinde bu sefer kahkayı patlattım.
O an aklıma Batur geldi onu öyle bırakmak acımasızca olurdu.
"Sena" diye seslendim. Ayağa kalkıp çantamı alıp hazırlanmaya başladım.
"Benim çıkmam gerek hiç birşey sorma gelince anlatırım."
Sonra diğerlerine bakarak "size iyi eğlenceler" diyip kapının kolunu kavradım.
"Aslında benimde bi işim var seni bırakmamı ister misin?"
"Yok benim zaten arkadaşım alacak teşekkürler" Diyip hemen evden çıktım.
Zaten giyinmiştim o yüzden başka bir elbise giymeme gerek yoktu.
Aşağı indiğimde Çağatay'ın da diğer asansörden indiğini gördüm. Bakışlarımız kesiştiği anda hemen Batur'un olduğu arabaya çevirdim bakışlarımı. Tam zamanında gelmiştim.
Arabaya binerken Çağatay'ın beni görmesini istememiştim. Ama otururken bakışlarımız yine kesişmişti.
"Merhaba Işıl, yine ismin gibi ışıl ışılsın"
"Merhaba, teşekkürler" dedim utançla.
Yol boyunca sürekli telefonda uğraşıyordum.
En son da geleceğimiz yere ulaşmıştık.
•~°^^°~•
"Ben de sadece bir Mocha alabilirim"
Servislerimizi beklerken zaman su gibi akmıştı.
"Evet kesinlikle o filmin en güzel sahnesi oydu" dedim gülerek.
Restoran müthişti. Gözlerimi etrafta gezdiriyordum.
Gözlerime takılan şeyin benim gülüşümün kaybolmasına engel olamadım. Tırnaklarımı masanın altından bacağıma geçiriyordum ortamın gerilmesiyle.
Çağatay...
Oradaydı. Bir kızla baş başa yemek yiyorlardı.
"İyi misin yüzün sarardı bi anda?"
"iyiyim" dedim yüzümü o tarafa çevirerek. Kahvelerimiz geldiğimde Batur hâla bişeyler geveliodu ama benim aklım hâla Çağatay ve karşısındaki kızdaydı.
"Artık kalksak mı?"
"Tamam"
Çantamı alıp hemen restorandan çıktım.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Ben ise başımı aynaya koymuş yaşadıklarımı düşünüyordum.
•~°^^°~• Çağatay
Arkaya baktığımda Işıl yoktu. Karşımdaki kıza yani Pelin'e baktım.
"Benim hemen kalkmam gerekiyor. Tesadüfen karşılaşmamız mükemmeldi ama şuan acil bir işim çıktı. Ben sana taksi çağırırım" diyip hemen restorandan çıktım. 5 dakika da nereye gitmiş olabilir ki.
Hemen eve yöneldim büyük ihtimalle oraya gitmiştir.
•~°^^°~•
Eve geldiğimde hemen ceketimi çıkartıp Işıl odasına gittim. Kapıyı çaldım... Fakat cevap yoktu. Kapıyı açtığımda uyumuştu. Yüzüme bilmeden tebessüm bıraktığımı bilmiyordum.
Odadan çıkıp mutfağa geçtim. Alper ve Sena eğlenmişlerdi. Ama ben de Işıl dışarı çıkacağı için onun peşinden gitmiştim. Bu yüzden ikisi kalmıştı. Etraftaki herşey dağınıktı o yüzden toplamaya başladım.
Önce içecekleri kaldırdım, sonra yiyecekleri kaldırdım.
Sonra da soğuk bi duş alıp odama geçtim.
•~°^^°~• Işıl
Uyandığımda üstümde fazla ağırlık vardı. Önce gidip yüzümü yıkadım. Üstümü değiştirmeden yatmıştım o yüzden hemen üstümü değiştirdim. Üstüme kazak giydim çünkü çok üşüyordum. Hastalanmıştım sanırım.
Üstümde kazak altımda ise kalın bir pantolon vardı. Hemen mutfağa geçip bitki çayı yapacaktım. Odadan bile daha çıkamadan gözlerim karardı. Reflex olarak hemen duvara tutundum. Duvarlara tutuna tutuna mutfağa geldim. Sena beni suymayacağı için hemen Sena'yı aradım.
"Sena hemen mutfağa gel."
"Tamam"
Sena 1 dakika sonra geldiğinde bana bitki çayı yaptı ve balkona geçmemi söyledi. Bacaklarımı göğsüme çekmiş kafamıda dizlerime çökmüştüm. Sena getirdiğinde teşekkür ettim. Ardından odama gidip dinlendim.
•~°^^°~• Çağatay
"Evet"
"Yani sırf o kız için mi ilaç alıcaksın"
"Evet" dedim.
"Nerden biliyorsun hasta olduğunu?"
"Kapı dinledim"
"Diyorsun"
"Evet"
"Öyle olsun"
"Öyle olacak" dedim sözlerine karşı.
"Tamam git al"
"Gidip alacağım"
"Al" dedi sinirlerimle oynamak için.
"Kes" dedim sinirle.
Hemen tişört ve pantolon giyip çıktım.
•~°^^°~• Işıl
Uyandığımda Sena bana ilaç almıştı anlaşılan. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçtim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Sena geldi. Çağatay'ın kahvaltıya gelmeyeceğini söyledi. Yine o kızın yanına gidiyordu.
•~°^^°~•
"teşekkürler Sena"
Dedim kahvaltı yaparken. Alper ben ve Sena vardık masa da Çağatay ise arkadaşlarının yanında kahvaltı yapacağını söyleyip gitmişti.
"Ne için?"
"İlaçlar için"
"Onları ben almadım ki"
"Evet onları Çağatay al-" demişti ki boğazında yemek kaldı. Hemen su getirip önüne koydu sena.
"Ne dedin?" Dedim. Çünkü az önce ilaçların Çağatayın getireceğini söylerken söylememesi gereken şeyi söylemiş gibi bakıyordu.
"Şey eniştem" dedi. "Yani teyzem doğum yaptı da gitmeyi unuttum." Diyip hemen evden çıktı. İlaçları Çağatay getirmişti. Neden getirmişti. Sonuçta sevgilisi yok mu? konusu açılacağını bildiği için mi gitmişti. Yoksa gerçekten sevgilisi mi vardı.
|
0% |