
1. Bölüm ~ Sevdiğim Karakterler Ölemezdi.
Bela veya şeker.
Mert Demir - Ellerim Ellerinde
3 yıl önce...
Olmaz. Olmamalıydı. Bana bunu yapmış olamazdı, değil mi? Gözlerimin önünde bana bunu yapmış olamazdı. Avazım çıktığı kadar bağırmak, ağlamak istiyorum. O bana ihanet etti; aşkımıza, sevgimize. Benim gözümün önünde şu anda başkasıyla... Başka bir kızla yapamazdı. Kimi kandırıyorum, yapmıştı. Pişmanlık yoktu; ifadesiz bir yüz vardı.
Bir adım geriledim ve durdum. Sessiz kalmayacaktım, onca şeyden sonra kalmayacaktım.
"Sen!" dedim ciddiyetle. Sadece "sen." Kafasını kaldırdı. Etrafına baktı. Hayır, göz göze geldik. Nefretle bakmıyordu. Niye bakacaktı ki öyle? Asıl öyle bakması gereken bendim. Yüzünde ifade yoktu, pişmanlık ondan uzak gibi duruyordu. Veya ben öyle sandım, bilemedim.
Durdu. Bana baktı. Kız ise ona bakıyordu.
"Hayır, hayır. Düşündüğün gibi de-" demesine bırakmadım. Lafını kestim. Konuşma hakkı yoktu. Olamazdı.
"Kes! Konuşma. Kendini bana savunma. Ben... lanet olsun. Ben gördüm göreceğimi." dedim. Diyecek bir şeyim yoktu bundan sonra ona. Ne diyecektim zaten? Veya ben mi bir şey demeliyim? Hayır. O demeliydi, ben değil. Hatta o bile demesin. Yüzsüz gibi ne diyecekti zaten, "kusura bakma, bardayız, buranın kuralları böyle" mi diyecekti? Gözümü kırpmadan onu öldürürüm. Artık bir şeyim değil. Olamaz da zaten. Ondan da sıkıntı olmayacaktır.
"Hiçbir şey gördüğün gibi değil. Beni dinle. Sana bunu yapmam. Aklımdan bile geçirmem de. Şimdi burada anlatamam. Sadece dinle." Ayağa kalktı. Ben ise onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Gitmek istiyordum sadece. Kendimi bir kenara atmak ve içimi dökmek... ama vücudum buna izin vermiyordu. Buz kesilmişti olduğum yerde.
Bir adım attı. "Açıklaması var. Lütfen beni dinle." Dinlemeyecektim. Dinleyemiyordum zaten. Sesi varla yok arasında gidip geliyordu. Arkamı döndüm. Arkamdan geldi mi bilmiyorum. Arkama bile bakmak istemiyordum zaten.
Oradan çıktım. Çıktım ve beni hiç bulamayacakları bir yerde kendimi öldürmek istedim, yok etmek istedim.
3 yıl sonra... Şimdiki zaman.
Sabah olmuş ve ben her zamanki gibi yatağımda uzanmış duruyordum. Kalkmak şu anda zor geliyor, hatta kalkamıyor haldeydim. Yorulmuştum. O olaydan sonra, hatırlamak istemediğim o olaydan sonra, 1 hafta okula gitmemiş, sonra ise onun umurunda olmadığını düşünüp okuluma devam etmiştim. Liseyi bitirdim ve üniversite hazırlıklarına başladım. Şu an ise üniversitenin mimarlık bölümünde okuyorum.
Alıştım demek zor... Kimseyle takılmazdım, konuşmazdım. Konuşmak istediklerinde de şüpheliydim zaten. Herkes kendi halinde takılırdı genellikle. Kulaklığımı takıp müzik dinler, resim çizer kendi halimde takılırdım. Ama sonradan yakın hissettiğim biri olmuştu: 'İlayda'. İyi biriydi, başta sevmesem de alışmıştım ona.
En sonunda yataktan kalkıp aşağıya indim. Annem yoktu, birkaç ay önce kaybetmiştim. Trafik kazasında. O günden sonra kendimi ne kadar toparlamaya çalışsam da olmamıştı. "Annen seni bu halde görmek istemezdi, yapma." derdi babam. "Kendini topla, yapma böyle." derdi bana...
Babam işte olmalıydı ki evde yoktu. Tektim. Tek kalmaya alışmış, sevmiştim. Bana söz verip gitmişti, hiç beni bırakmayacaktı ne olursa olsun. Ama yoktu. Ne kadar üzülsem de belli etmemeye çalışıyordum, babam vardı. Tek değildim. Ona bu üzüntüyü bir daha hatırlatmamalıydım.
Mutfağa doğru ilerledim. Aç değildim, ondan dolayı da kahvaltı yapmak istemiyordum pek. Elime kahve alıp kahve makinesine koydum. Ayarladıktan sonra kendimi pencerenin olduğu tarafa, cam kenarındaki koltuğa attım. Hemen koltuğun yanında duran bilgisayarımı aldım.
Açtım.
Bilgisayarımı ilk defa alıyordum elime. Yaklaşık 4 ayın ardından ilk defa. Daha fazla oyalanmadan bilgisayarımı karıştırmaya başladım. Sosyal medyalara girip çıktım. Bakmayalı çok şey olmuştu. Onca şeyden dikkatimi çeken iki şey vardı; biri, grubumuzda yeni mesajlaşmaya başladıkları bir konuşmaydı. Yalan yok, baya dikkatimi çekmişti. Baya demek olmaz aslında ama çekmişti işte. Bir diğeri, annemin çalıştığı yerden gelen mesajlardan biriydi. Ama ilk gruba girdim, sonra bakabilirdim ona. Kahve olmuş olacaktı ki gelen sesle koltuktan destek alarak yerimden kalktım ve hızlı bir şekilde kapatıp fincana koydum. Tekrar koltuğa doğru yürümeye başladım. Açılmıştı çoktan grup mesajları. Hiç oyalanmadan okumaya başladım.
Okul Flaş Grubu~
İsmin saçmalığı... Cidden bunu koymuşlardı gruba. Koymamaları konusunda ısrar etmemize rağmen.
0543: Kızlar, duydunuz mu söylenenleri?
Hiç tanımadığım bir kızdı bu.
Serpil: Hangi olayı? Neyi duyduk?
Zeynep: Ne olayı ya? Olay mı oldu?
Ve daha birçok mesaj. Okumak istemiyordum daha. Diğerleriyle aynıydı.
0543: Okula yeni bir çocuk gelmiş. Bildiğiniz üzere... Doğru bilmiyorsunuz. Çocuğun okulla alakası yokmuş bu arada. Serserinin teki diyorlar çoğu. Merak ettim.
İlayda: Bence pek kafa yormayın. Normal bizim gibi biri işte.
İlayda: Defne, senin görüşlerin ne? Sesin çıkmıyor.
Bana mı demişti o? Bana demişti sanırım. Ne alaka var ki? Benim görüşlerim olsa ne olur, olmasa ne olur sanki?
Defne: Bilmem, çocuğu bilmiyorum.
Ayşim: Hiçbirimiz bilmiyor Defne.
Ciddi olamazsın Ayşim.
0512: Bak, bu iyiydi. Gözüme girdin kıvırcık.
Ayşim: Anaaam başlama yine kıvırcık diye!
Defne: Hem ondan bize ne? Umurumda değil.
Defne: Yani, ondan... ha gelmiş ha gelmemiş.
İlayda: Göreceğiz.
Serpil: Aynen, İlayda'nın dediğinden.
İlayda’ya katılmazsan olmuyordu zaten. Sarı yelloz.
0543: Ben diyeyim, bela olacak okula. Veya şeker pambık bir şey. Göreceğiz artık.
Konuşan salak magazinci.
Bela. Bela kendileri olduklarının farkında değiller. Bu magazinle olmadık işler açacaklar bir gün. Daha fazla bakmadan mesajlara, saate baktım. Yeni yeni öğlen olmuştu. Evet. Ben uykuya kalmış, şimdi öylesine bir şey içiyordum. Allah’tan pazar günüydü de okul yoktu.
⋆. 𐙚 ̊
Birazcık daha takılmıştım, kahvemi bitirmiştim ve uyuya kalmıştım tekrardan. Uykum çok kısadır, uyuyamam bile. En son annemle uyumuştum. En fazla, dimdikse maksimum üç buçuk – dört saat falan. Hemen kalkıp telefonumu aradım. Mutfağın üzerindeydi. İlerleyip aldım ve yukarıya odama çıktım. Saat epey geç olmuştu. Odanın kapısını açtım ve içeri girdim. Odamı loş bir ışık aydınlatıyordu. Kendimi sırt üstü yatağa attım, tavana baktım boş boş. Sonra kalkıp balkona yöneldim. Kendime has tatlı bir balkonum vardı ve çok güzeldi. Bir pofuduk koltuk vardı en köşede ve onun hemen ilerisinde sallanan bir koltuk daha.
Kendimi pofuduk koltuğa attım direkt. Pofuduk olan her şeyi çok severdim. Telefonu açıp kurcalamaya başladım. Eski mesajlaşmalara, eski e-maillere ve en sonunda fotoğraflara girdim. En son annemlerle çekildiğimiz ailece bir fotoğraf vardı. Zaten ondan sonra da hiç fotoğraf çekmemiştim. Benden çok annemle babam vardı. Ben arada ya vardım ya yoktum. Bir fotoğrafta kesildi gözlerim. Ben bunu silmemiş miydim? Ağzına s... Neyse, ağzımı bunun için bozmamalıydım. Eski sevgilimin fotoğrafını silmemiştim. Aman, hiç sorun değildi. Direkt üstüne basıp sildim.
Unutmuş olabilir miydim?
Sen ve unutma... Hiç görülür şey değil Defne. Sen her şeyi hatırlarsın.
Evet. Cidden övüyor musun, yoksa sövüyor musun belli değil senin de.
Hava çok güzeldi, bir bulut bile yoktu. Yıldızlar parıl parıl parlıyorlardı. Işığa rağmen çok güzel ve canlı gözüküyorlardı. Tam bu havada film izlemek vardı.
İzle o zaman, ne bekliyorsun ki?
Babamın da şimdi geleceğini sanmıyordum, geç gelirdi. Hemen aşağı inip bilgisayarımı almak için koltuğa yöneldim ve hızla aldım. Yukarı çıkmak için tekrar hareketlendim ki... abur cubur! Direkt abur cubur dolu olan dolabı açıp içinden birkaç bir şey aldım. Ve şimdi çıkabilirim.
Odamdan içeri girdim. Balkona doğru yürümeye başladım. Masanın üstüne abur cuburları yerleştirdim ve onun ardından direkt laptopu yanına koydum. Battaniye önceden buradaydı zaten. Koltuğa oturdum. Bilgisayarı açtım. En sevdiğim diziyi, yani filmi açmak için elimi klavyeye götürdüm. "All of Us Are Dead" yazdım. Evet. Ben bu diziyi izliyorum ve çok güzel bir dizi. En son kaldığım: 2. sezon, 1. bölümü açtım. O açılırken yanımdaki abur cuburlara dadandım kendimce. Bu bölüm ayrı güzel olacak gibi, inanarak izlemeye başladım.
İnşallah sevdiğim karakterler ölmezdi.
En son öyle dediğinde olanları hatırla.
Evet, en son öyle dediğimde en sevdiğim karakter ölmüştü...
Buradaki karakterler olaylar kesinlikle hayal ürünüdür.
Yeni bölümler ile görüşmek üzere
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |