Yeni Üyelik
25.
Bölüm

21. Bölüm

@the_older

Merhaba sevgili okurlarım. Nasılsınız? Umarrım iyisinizdir? İyi olun hep.

Bir yeni bölümle daha sizlerleyiz. Umaarım şuana kadar hep severek okumuşsunuzdur?

Ben hep soru cümleleri öi kuruyorum ne? Herneyse sizi tutmadan ben bölüme geçeyim.

 

" Hadi biryerlere gidelim ya. Herzaman sıkıcı bir günde bir yere kadar."

Okuldan eve gelmiştik. Mağara ayısı mesaj attıp benle geliyorsun dediğinden beri sinirlerim bozuktu açıkçası. Ozanla aramızda kısa bir bakışma geçti. Bunu Ela da yakalamıştı. Göz devirdi.

" Tamam. Bazılarının günü sıkıcı geçmiyor olabilir." dedi. Yani olabilirdi. Ama sıkı olmaması yerine sıkıcı olmasını yelerdim. Hegün başka bir bok yememde bir yere kadardı. Ozan telefondan başını kaldırmadan sırıttığını gördüm yandan yandan.

" Kardeşim diye demiyorum ama; kendisi bir bela mıknatısıdır. Her boku kendine çeker." Ela güldü. Ben ise gözlerimi kısarak baktım. Beni bir kere güzel birşey için kollasa şaşardım.

Senin güzel birşeyin yokki. Tamam bu konuda beni satılık mal gibi satan sadece kardeşim değilmiş

Yanımdaki yastığı elime alıp ozanın kafasına fırlattım. Kafasına tam on ikiden vurudum. Şaşkınlıkla kala kaldığında kendine sövdüğünü anladım. Birde benim yerime kendine sövseydi ne kadar güzzel olurdu ya?

" Senle uğraşmak istemiyorum ikizim. Canımı sıkma. Yoksa birdahakine yastıkla kurtulamazsın." Ozan gözlerini kıstı. Ama ben bu kısışı biliyordum. Yerli ve milli savunma hattına geçiyordu kendisi.

" Sen birkaç aydır abimi görmüyorsun tabikii. Gelsinde gör sen dünyanın kaç bucak oldujğunu." Omuz silktim. Ela ise kardeş tartışmasını bir film izler gibi izliyordu.

" Abim senin ne mal olduğunu biliyor. Yani ondan birşey diyecek olursa ilk sana der emrak etme." Aras abimi birkaç aydır görmüyorduk. Kendisi ünüversiteiçin gitmişti ve en son konuştuğumuz zaman ise bir hafta önceydi. Ozan birşeyler hesablamaya başladı. Bunu gözlerinden parmaklarından çok net anlaya biliyorduk.

" Neyi sayıyor bu?" dedi Ela o da fark etmilti. Sırıttım.

" Olaydan en ghasarsız şekilde nasıl kurtula bileceğini hesaplıyor." Elada dediğim şeyle sırıttı. Çünkü eğer öyle birşeye kalkışır beni abime söylerse kesinlikle biryerleri kırılırdı. Bundan adım kadar eminim. Telefonuma gelen bildirim sesiyle irkildim.. Bunu beklemiyordum. Telefonumu cebimden çıkardım.

Emir: Dolaşalım mı?

Hiç düşünmeden hayır yazmak için parmaklarımı kıpırdatmıştım ki durdum. Neden istemişti ki şimdi bu böyle birşeyi durup dururken?

Ben: Neden?

Emir: İstemiyorsan gelme?

Durdum.

Ben: Tamam.

Emir: Tamam. Geliyorum.

Ben: Hayır. Ben gelirim. Konumu at gelirim.

Emir: Tamam.

Oturduğun yeren ayağa kalktım. Kalktığım gibi konum gelince hızlıadımlarla salondan çıktım.

" Hey! Nereye?" Merdivenlerden çıkmaya başladığımda Ela'ya cevap verdim hızlı bir şekilde.

" Emirle buluşmaya!"

Odamın kapısını açıp üstümü hızlıca değiştirdiğimde aşağıya indim geri. Ela ve Ozan salonun girişinde dikilmiş bana bakıyorlardı.

" Nereye? nereye?" Omuz silktim aynı şekilde. İlerleyip ayakkabılarımı ayakkabılıktan alıp ayağıma geçirdim.

" Emirle buluşmaya." Diye aynı cevabı verdim. Ela sesini çıkarmıyordu. Ama Ozandan bile daha çok merak ettiğini biliyordum. Çünkü sahte sevgililik olayını biliyordu. Ayakkabılarımı tamamen giydiğimde onlara dönüp.

" Birbirinizi öldürmeyin." Dedim " En azındanb burda." diye tamamladım.

Birsaate yakın bir şekilde yoldaydım. Burası tanıdık geliyordu. Hatta baya. Konuma birkez dha baktığımda vardığımı anladım. Ama burası... Geçenki gün Emiri burada bulduğum yerdi. Yağız ise onlara ait bir yazlık demişti. Arabayı geçenki gibi ön tarafa par ettim. Arabadan inip yazlığa doğru ilerledim. Deniz kenarında yürümeye başladığımda Emir'in basketbol oynadığını gördüm. Hızlı ve sessiz adımlarla ilerlediğimde topu potaya yolladığında potanın altına geçmiştim kollarımı göğsümde bağlayarak. Emir beni fark ettiğinde kolumdan tutup hızlıca çekti. Çektiği gibi top yere tam durdupum yere düşmüştü. Nefes alış verişlerimiz birbirimizin tenine değerken bir o kadarda yakındık. Kaşlarını çattı.

" Sen kendine zarar gelmesinden mi hoşlanıyorsun?" Dedi sinir dolu. Omuz silktim.

" Sence ordan bakılınca kendime zarar vermekten hoşlanan biri olarak mı gözüküyordu?" Dedim. Kesinlikle kendime zarar verecek biri olarak gözükmüyordu şahsen. Aşağı yukarı salladı başını.

" Kesinlikle evet." Göz devirdim. Yani kendimi oradan çekermiydim bilmiyorum ama. Çekmeyeceğini kesindi ve top kafama düşerdi büyük ihtimalle. Başını iki yana salladı. Kolumu bıtakıp denizin içine diye bileceğim bir şekilde konulan banka oturdu geçenleyin de yaptığı gibi. Arkasından yavaş adımlarla yürüdüm. Cebinden sigara çıkardığında dudaklarının arasına koydu. Bunda bağımlılık gibi birşey mi vardı? Geçenleyinde oda da yanan sigara izmariti vardı. Adımlarını hızlandırıp suya deymeden dudağına yerleştirdiği sigarayı eline akdım. Şaşkın bir şekilde bana baktığında, şaşkınlığı kızgınlığa döndü. Omuz silktim.

" Sahte sevgilim bile olsan sigara içmenin istemiyorum." İlerleyip takmadığı sigarayı çöp konteynır ona attım. Geri döndüm. Arkasına yaslanmış bir şekilde denizi izliyordu. Arada da gözleri banka kayıyordu. Oflayarak yürümeye devam ettiğim. Bakın arkasına geçip ayaklarım suya deymetecek şekilde üstüne oturdum. Ayakabılarımı çıkartıp yanıma koydum. Ayaklarım artık suya deyiyordu. Serin ve hoş.

'' Beni neden çağırdın? Sadece görmek ve azarlamak için değildir umarım?" Dedim. Başını kaldırıp bana baktı. Sonrada aşağıda suyum içinde bir öne bir geriye şekilde sakladığı ayaklarıma. Başını iki yana salladı tekrardan olumsuz anlamda veya başka bir şey için bikemiyordum. Bugün gerektiğinden daha çok tuhaftı. Elini ensesine götürdüğünde kendini toplamaya çalıştı.

" Noldu? İyi misin?" Derin bir nefes aldı.

" Annem..." Annesi? Dikkatlice dinliyordum kendisini. "Annem arkandaki evde öldü." Ne! Gözlerim kocaman açılırken şaşkınlığı beni ele geçirmişti. Ben bunu neden bilmiyordum? Annesi burda öldüyse buraya niye geliyordu? Mahçup bir şekilde baktım yüzüne. O ise sadece denize bakıyordu.

" Allah rahmet eylesin." Dedim. Başka ne diye bilirdim? Beynim donmuştu. " Sormadan. Sormadan sakınca yoksa. Nasıl oldu bu?" Bana baktı. Gözleri gözlerime değerken bu bakış içime dokunmuştu.

" Annem. " Sonrasını ise söylemedi. " Her neyse. Boşver bunları. Neden söylediğini bile bilmiyorum." Omuz silkti. Ayaklarımı suda bir o yana bir bu yana salladım çok hoştu. Bu evin onda ayrı bir yeri vardı. Sevmiyordu. Ama... İşte amasını bende çözememiştim.

" Özür diler."

" Şey özür diler." İkimizin aynanda söylediğimiz için kala kalmıştık.

" Sen söyle önce." Dedinde ayıp ediyorsun dercesine sen buyur deddim. O da hayhay dercesine kafasını yana yatırdı.

" Özür dilerim Pollyanna güzeli." Gözlerim şaşkınlıkla aralandı.

 

Evet bölüm sonu. Bölüm biriktirem dedim ondan geç oldu yarın bomba gibi bir bölümle sizlerleyiz.

Bölümü nasıl buldunuz?

Duygularınızı emojilerle alalım mı?

Aklınızaa takılan soru var mı?

Bu arada yukarıya yapıştırdığı fotoda Emir ve Gece vıbe veriyor. Sadece saç renkleri farklı ddkdjdj. Sizce?

Yarın görüşürüz

Oy ve yorum unutmayıııın.

 

 

 

Loading...
0%