@the_older
|
Merhaba sevgili okurlarım. Bir yeni bölümle daha karşınızdayız. Bu bölüm dediğim gibi uzun bir bölüm. Ona göre hazır olun. Texting ve düz yazı ;) Sadece bu böölüme denemelik olsarak sınır koyuyorum nasıl olur acaba diye. Oy 20 Şahane Hayatımda ki Melisa'nın dediği gibi; şantaş, montaş, entrika, kaooooos.
Bir keresinde anneme; Hayattan nefret ediyorum, hiçbirşey bu kadar zor olmamalı demiştim. Annem sırıtıp hayat zor değil kızım zorlaştıran sensin demişti. Şimdi anlıyorum bunu. Hayatımı zorlaştıran asıl benmişim. Sıramda gerye yaslı bir şekilde hocayı dinliyordum. Veya ben öyle sanıyordum. Dün eve geldiğimden beri bir rahatsızlık vardı üzerimde. Sanırım haasta olmuştum. Ama devamsızlık lüksüm kalmamıştı. Buda bir dertti işte. Başı boş okula gitmediğimde ise şimdi derdini çekiyordum. Kollarımı göğsümde birleştirdim. Kollarımı sıvamak istedim. Ders Edebiyattı ama sonradan üşüdüğümü hatırlayıp bu düşünceden vazgeçtim. Kimsede dinlemiyordu zaten. Birde ilk dersin edebiyat olmasının etkisiyle herkes yarı uyurdu. Tek bir kişi dışında. Çağla. " Hocam John Steinbeck'in yazdığı Öfke üzümleri adlı kitapta düna çapında bence en çok değer verilen ve verilmesi gereken klasiklerden biri." Sali hoca etkilendiğini belirtir bir tavırla başını sallamıştı. Biz öğrenciler olarark ise Çağlaya kitlanmiştik. İllaki hocaya bir konu açtıracaktı. O açtırmasada hoca açardı zaten orası ayrı. " Evet kızım. Aferin." Sınıfa bir göz gezdirerek. " John Steinbeck dünya çapında sevilen bir yazardır. Arkadaşımızın dediği kitabında ise kriz dönemlerini, insanlığın dramını etkileyici bir dille anlatmıştır." Derin bir of çektim. Anlatırdı şimdi. Ama arkadan biri parmak kaldırınca hoca anlatmadan önce ona söz hakkı vermişti. Tamam şimdi ders kaynıyacaktı. " Evet çocuğum?" Eren ayağa kalktı. Sırıttım. " Şimdi hocam şöyle birşey var. Adam yazar ama hiç iyi bir örnek değil bence." Tüm öğrenciler şuanda onun dersi kaynatmasını izliyorduk. Çağla ise surat asmıştı. Umrumuzda değildi sanırım. İlk dersin Edebiyat olması ölüm gibi birşeydi sanırım? " O ne demek çocuğum?" Hocanın dikkatini çekmiştii. Omuzlarını gerdi. " Şimdi şöyle hocam. Adam karısını aldatan ve onunla birlikte eş cinsel deniyordu." Gözlerimiz kocaman olmuştu. Bir insan sallarda bu kadar mı sallardı yani? Sınıftakiler gülmemek için birbirlerinin yüzüne bakmamaya çalışırken ben ise yanaklarımın iç tarafını ısırıyordum. Hoca şaşkınlıkla Eren'e bakıyordu. Ben olsam bende bakardım öyle. Ahah hocam şuanda kendinden şüpe ediyordur yüzde yüz. " Tövbe tüvbe. O da nereden çıktı çocuğum? Yok öyle birşey." Eren iki elini havaya kaldırdı. " Siz daha iyi bilirsiniz ama öyle hocam." Sınıftakilere baktı. " Öyle değilmi arkadaşlar?" Öyle bir beklentileri söylemiştik gülmek için zor tuttum kendimi. Hep bir ağızdan. " Evet hocam." Dedik. Sanırmı hhocam benim şoklardan şoka giriyordu. Hoca Erene ve sınıfa öyle bir bakmıştıki sanırım inanmıştı. Veya biz öyle sanıyorduk kim bile bilir? " Çocuklaaaarım saçmalamayın yok öyle birşey. Sende Otur Eren çocuğum. Ortalığı karıştırma." Eren oturmuştu ama sırıtarak. Çünkü karıştırmmıştı bile ortalığı. Çünkü hocanın kafasına takılmıştı. Vşimdi eminim ki eline telefonunu alıp araştıracaktı. Ve bu da birinci dersin sonu demek olucaktı. Dediğim gibide oldu. Hoca yandaki telefonunu eline almıştı. Hocaların huyunu bilmek böyle birşey sanırım. Sınıfca birbirimize baktık. Şimdi herşeye evet de derdi. " Hocam dışarı çıka bilir miyiz?" Ela demişti bunu. Hatta o kadar emindik ki izin vericeğine. Ayağa kalkıp sıradan kalktık. " Hayır. Çıkamassınız." Hoca başını kaldırıp sınıfın hepsini ayakta görüncce gözleri kocaman büyüdü. " Oturun yerlerinize! Ben çıkım dedim mi?" Haklısınız hocamy a. Tabii demediniz. Biz de malız Eren'e güveniyoz. Harbi bu hoca niye ters tepkime yaptı. Oflaya oflaya geri döndüp yerimize oturduk. Çantamı yere koyup kollarımı göğsümde bağladım. Hoca geri telefona bakmaya dönerken herkeste konuşmaya başlamıştı biribirleriyle. Oflayaoflaya telefonumu çıkardım çantamdan. Ela da zaten gizli gizli telefondan konuşuyrordu. Kimle konuşuyordu acaba. Her neyse. Telefonu açtığımda bildirim geldiğini gördüm. Bildirime tıkladım. Emirdendi. Buda alışmıştı. Offff. Mesajlara girdim. Otisitk lider: Napıyon bakam ifşa olan anonim? Ben: Dünyaya benim sinirlerimle oynamaya gelmişsin. Ben: O konuyu açarsan engellerim. Otistik lider: Engelle çok umrumdaydı. Ben: Tamam. Bir iki dakika yazmadım. Merak ettim ne yapacağını. Sonra ise ekrana bildirimler düşmeye başladı. Otistik lider: Laaan. Otistik lider: Engelledinmi lan? Otistik lider: Şaka yaptım şaka geri gel. Otistik lider: Pisi pisi? Piiiişt. Otistik lider: Lan harbi mi engelledin? Ben: Kedi miyim lan ben? Ben: Pisi pisi neee? Ben: Hayır engellemedim. Seni görüyordum. Otistik lider: Lan bi ara yazmayınca engelledin sandım.. Otistik lider: Ne diyem lan aklıma ilk o geldi. Ben: Hayrıdır. Senin aklına neden ilk kedi geldi. Otistik lider: Ne bilem lan. Ben beynimin çalıştığından şüpheliyim. Ben: Çalışmıyor zaten. Otistik lider: 🤦🏻♂️ Ben: Sen bana mı benzedin ne? Otistik lider: Malum. Dakika başı burnumun dibindesinde ondan. Ben: İyi iyi. Bana benze. İyiyimdir. Otistik lider: Ooof Gece. Herneyse. Dersiniz ney? Ben: Edebiyat. Çok sıkıcı ya. Ben napacaaam. Sizin ders ne? Otirstik lider: Boş Otistik lider: Şaşdım çenesi düşük biri olarak sana göreydi. Ben: Benim çenem düşük değil. Otistik lider: Tamam değil. Otistik lider: Yardım edebilirim. Ben: Neye. Otistik lider: Sıkıcı olamamasına. Ben: Naıl olacak mış o? Hem neden umrunda? Otisitk lider: Kurtulmak istiyon mu? İstemiyon mu? Onu de. Birkaç saniye düşündüm. Kusura bakma gurururm ders çok kötü. Yok la ne kusuru. Gururun olarak bende izin veriyım. Ben: Tamam da nasıl olacak o? Otistik lider: İzle ve gör çok olay bir şekilde nasıl oluyor. Ben: Bunu atmasaydım olmazdı. Beş dakika bile sürmeden kapı çaldığında nasıl bir bok yediğimi söyleyerek beni alacağını merak ediyordum doğrusu. Kesin birşey yapmışımdır. Öyle diyecekti. Eminim. Hocanın klasik İçeri gir demesiyle kapı açılmıştı. Emirdi. İlk direkmen benle gözgöze geldiğinde gözlerimi kıstımıştım. Kaşlarımla ileri gösterdiğimde görmedi veya görmemezlikten geldi. " Evet oğlum." Hocanın sesiyle önüne dönmüştü. Sınıfta bir kahkaha koparken yüzüm kızarmıştı. Siktirdi. Hoca masasına vurdu. " Susun çocukllar!" Sesler yavaş yavaş kesilireken en sonunda yok olmuştu. " Şey hocam müdür yardımcısı Gece'yi çağırıyor." Kaşları havalandı hocanın. Burdamüdür yardımcısının çağıracağı son kişi bile değildim. İşte böyle akıllı biriydim. " Ne için cocuğum?" İçeriye doğru iki adım attı. " Balo seçimlerinde imza atılmamış hocam." Hocam bu dediğine kafasıyla onaylarken bir baş hareketiyle çıkmamı işaret etti. Pıtı pıtı sıramdan kalkıp kapıyaileledim Emir'de o sırada sınıftan çıkmış. İleride beni bekliyordu. Kapıyı kapatıp yanıan ilerledim. " Bu dakar kolay mıydı ya?" " Bu kadar kolaydı. Şöylentiler gerçekleşti." Dedi çantam içeride kalmıştııı. Dur ne? Okumuşmuydu? " Okudun mu sen?" Kafasıyla onalyadı. Her nrysrydi artık " Bizim denemediğimiz şey kalmadı. En sonunda yazarı gay yaptılar." Güldü. Hemde en büyüğünden. Hemen elimle ağzına yapıştım korkuyla. " Salak mısın ya!? Ne gülüyon?" Durduğunda elimi ağzından çektim. " Kızıım asıl buna gülmeyen salaktır." Doğruydu. Cidden biz ne yapmıştık be? " Harbi ha. Biz adama gay damgası vurduk." Onayladı. "Hemde en büyüğünden" ola bilirdi. Normaldi bu. Etrafımda döndüm bir an sonra ise çıkışa ilerledim. " Nereye?" Emir'e baktım gözlerimi kısarak. " Ben edebiyat dersinden boş mu kaçtım?" " Kaçtık." Gözlerim büyüdü şaşkınlıkla. " Ney ney? Senin dersin boş değil miydi" dedim. Boş demişti. " Değildi." dedi. " Hocaya çay almaya geldim." Dahada şaşırıyordum. " Verdin mi?" Omuz silkti. Şaşırmamıştım. " Hayır." bu çocuk salaktı. Hatta salaktan öte. " Hocadan fırça yiyecen biliyon değil mi?" Geriye duvara yaslandı. " Biliyorum." " EEE O ZAMAN." sesim haddimden fazla çıkmıştı. Ama insanı sinirlendiriyorlardı napam. Bundaki sakinklik bende yoktu. " Bende senle geliyom gideceğin yere. Bu arada doğum gününü unutma bu akşama." Kaşlarım çatıldı. Yaslandığı yerin karşısındaki duvara yaslandım. " Ben gelmiyon. Ve doğum günü bu güne miydi?" " Senlde geliyorsun ve evet bu güneydi." Başımı iki yana salladığımda en derininden bir of çektim. Hayatı zorlaştıran biztik. Başkası değil. " Gelmeyeceğim." " Öyle birşey söz konusu biledeğil." Kollarımı göğüs hizamda birleştirdim. " Halla halla.Söz konusu olan nedir peki?" " Söz konusu olan benim olan benimle gelir."
Textinge göre çoooook uzun oldu. Bu bölümü part olarak atacam birinci part sizlerle. Bu arada otistik lider konusu hakkında konuşmak istiyorum. Bugün bür okurumun yorumuyla karşılaştım ve bence haklı. Görmüşsünüzdür belki. Otizimli lider kelimesini değiştirip başka birşey eklemeyi düşünüyom. Ne dersiniz? Bölümü nasıl buldunuz? Diğerb ölümde görüşmek üzere. Bu bölüm olayların başlangıcı bu arada. Size dmeiştimya bu bölümde bol olay olucak ikiye ayırdım diye çoğu diğer bölümde kaldı. Söyleyeyim dedim. |
0% |