Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@the_older


Onlar müdür yardımcısının arkasından giderken arkada tüm öğrenciler olarak olayın şokuyla kalmıştık. Arkadan birinin " Aha şimdi boku yemediler mi?" Dediğinde herkesin kafasını sesi geldi yöne çevirdiğinde. " Ne, yalan mı?" Dedi sesin sahibi.

Daha fazla durmayıp sınıfa doğru yürüdüm. Ela'da bana eşlik ederken bu kavganın nedenini deliler gibi merak ediyordum. Ama engellemiştim kendisini. Engeli kaldırmak yüzsüzlük olucaktı. Kaldırsam da ne diyecektim sanki? Neden kavga ettiniz mi diyecektim? Kafamdaki soruları kenara koyup merdivenlerden çıkmaya başladık.

" Naneyi yediler bu sefer gerçekten." Dedi, Ela. Bir yandan yürümeye devam ederken.

" İşin içinden sıyrılırlar yine." Dedim. Sıyrılırlardı. Buna emindim. Yani birebir...

" Bu sefer hiç sanmıyorum." dediğinde sınıftan içeri girdik.

Kimse gelmemişti daha. En arka tarafta duvar tarafındaki sıramıza oturduk.

                                 ...

Tam tamına iki ders bitmişti ve olayı kimse bilmiyordu. Ve ben meraktan çatlıyordum. Hiçbirinden ses çıkmıyordu. Yazsam ne olurdu sanki? Etrafıma baktım. Sınıfta kendi halinde birkaç kişi takıldığını gördüğümde telefonu sıranın altında yerleştirdiğim yerden çıkardım.

" Napıyorsun? Görürseler alırlar." Kafamı yanımdaki Ela'ya çevirdim

" Görmezler." Dedim.

Mesajlara girdim. Engeli kaldırdım. Ama birşey yazamadım. Kılavyeyle bakıştık bir süre. Bir süre dediğim de 3 dakika.

Anonim: Kavga ettiniz.

Anonim: Yine.

Anonim: Neden?

Anonim: Bu kadar büyük bir kavga neden?

Anonim: Ne olmuş olabilir?

Anonim: Ama en çok merak ettiğim şey ne biliyon mu ?

Anonim: Bu sefer hangi cezayı aldığınız.

Anonim: Bu defa kesinlikle sıçtınız.

Birkaç dakika bekledim. Çevrimiçi dahi olmayınca çıktım mesajlardan. Telefonumu tekrar eski yerine gizlediğimde Ela bana sorgulayıcı bakışlarından birini yollamakta olduğunu gördüm.

" Yine ne işler çeviriyorsun, Gece?" Dedi yönünü bana çevirerek.

" Hiç. Yani birşey çevirmiyorum." Dedim.

İki kolumu birleştirip sıranın üzerine koyup başımı da kollarımın üzerine yasladım. Uykum yoktu. Sadece iki dakikada gözlerimi kapatmam lazımdı. Gözlerimi kapatmamla gelen bildirim sesiyle yerimden sıçradım. Sessize almamış mıydım? Lanet olsun. Etrafıma baktım aceleyle kimsenin fark etmediğini gördüğüm de derin bir nefes verdim. Telefonu temkinlice yerinden çıkartıp sıranın altından gizlice gelen şeye baktım.

İki bildirim gelmişti biri annemdendi. Bir diğeri ise. Ne! ciddi. Bakmıyacağımı düşünüyordum. Emir'den gelmişti.

Anneminkini açtım ilk.

Komutanım: Okuldan sonra direktmen eve gelin. Misafirliğe gidiyoruz.

Annemin yazdığı şeyle kaşlarımı çattım. Misafirlik? Yine mi? Bu sefer hangi arkadaşı çok merak ediyorum daha doğrusu.

Ben: Misafirlik? Kime gidiyoruz.

Komutanım: Sema'lara.

Yazdığı şeyle anında gözlerim pörtlekleşti. Sema'lar? Hayır ya olamaz. Sema Toprak'ın annesiydi. Sema ablayla bir derdim yoktu hatta aşırı iyi biridir. Bazen ben bile böyle kişilerden bu çocuk nasıl çıktı diye düşünmeden edemiyordum.

Ben: Ben gelmiyorum. İkizimise bilmem gelir o kesin

Komutanım: Gelmiyorum ne demek? Geliyorsun tabi ki de.

Ben: Annee. Gelmiyorum işte ne yapıcam ben orda?

Komutanım: Anneye karşı gelinmez. Gelicen dediysem geliceksin.

Komutanım: Seni yemiyorlar ya.

Yemiyorlardı. Ama kendilerini pek sevdiğim söylenemezdi.

Ben: Anne ya...

Komutanım: Gece. Geliceksin dedim. Davet etmişler ailece.

Ben: İtiraz etsem de aynı değil mi?

Komutanım: Evet.

Ben: Tamamm.

Komutanım: Erken gelin. Okuldan sonra bir yere uğramayın.

Komutanım: O salak kardeşine de söyle sakın okul çıkışı sahaya gitmesin. O da geliyor.

Ben: Taaamaaaam.

Ben gitmek istemiyordum. Oraya zaten yeterince yüzünü görüyordum okulda. Okul sınırları dışında da görmek istemiyordum. Ama sonuç; görüyoruz. Diğer bildirime bastığım gibi telefonum elimden alınması bir oldu. Şaşkınlıkla telefonumu alan şahısa bakarken okulun pickmi kızlarından Çağla olduğunu gördüğümde göz devirmeden edemedim.

" Demek ki telefonunu vermedin." Dedi sondaki kelimesini haddinden fazla uzatırken. " Telefonu vermen gerektiğini bilmiyon mu?" Dedi." Bakalım bunu müdür yardımcısı öğrenince ne olucak." Dediğinde sinirle dişlerimi sıktım.

" Asıl birinin telefonunu izinsiz elinden aldığını görünce ne yapar. Sen düşün." Ela'nın bunu söylemesiyle hak veriyor gibi kafamla hemen yanımı gösterdim. Ela'ya doğru bir adım attığında.

" Sen kime karışıyon lan. Avukatı mısın?" Diyip bir adım daha attığında ayaklandık. Ela'nın önüne geçtim direktmen.

" Asıl sana noluyor? Veriyorsan ver telefonu müdür yardımcısına! Vermiyorsan yürü git!" Diye sesimi yükselttim. Arkadan oiyyyyy diye sesler yükselirken Çağla sinirle etrafa baktı. Görürsün gibi bir kafa hareketi yaptıktan sonra sınıftan çıktı.

" Kafası yok. Bak, yemin ederim yok. Herkese iyi davranmaya çalışırken buna davranasım gelmiyor." Dedim sinirle.

" Pollyanna olmana gerek yok. İyiye karşı iyi kötüye karşı kötü olmak gerekiyor." Dedi Ela.

Sinirle yerime oturduğumda aklıma telefonumun mesajlarda açık kaldığı geldi. İnşallah bakmamıştır. İnşallah bakmamıştır. İnşallah bakmamıştır.

Yan sıradan kıkırdama sesi geldiğinde sinirle başımı o yöne çevirdim " Kardeşim bu sefer gerçektende sıçtın." Bazen kardeşimle aynı sınıfta olmaya dayanamıyordum. Aynı şimdi de dayanamadığı gibi.
Parmağımı sinirle kardeşime doğru salladım

" Bak sinirlerimi bozma. Sonu kötü olur." Dediğimde içeriye 9. Sınıf olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk girdi. Etrafa kısa bir bakış attı. Sonra gözleri beni bulunca.

" Gece abla. Müdür yardımcısı seni çağırıyor odasına." Dedi. Tamam dercesine başımı salladığımda sınıftan çıktı. Bende suçluyordum çocukları zorbalık yapıyorlar diye. Bazen cidden yapmak gerekiyormuş.

" Bu kız işsiz." Dedi, Ela.

" Kolay gelsin canım kardeşim." Ozan'a sinire bakıp sıradan kalktım.

Sıradan kalkıp kapıya doğru ilerlediğimde arkamdan Ela'nın da geldiğini görünce durdum

" Sen nereye?"

"Bende geliyorum senle." Dedi

" Gerek yok bekle iki dakikaya gelirim zaten." Dedim.

" Bende ge-" sözünü kestim.

" Hayıır." Dediğimde bu sefer gelmedi.

Annemle mesajlaşırken yakalansaydım. Neden? Nedeen?

Kapıdan çıkıp merdivenlerden aşağıya inerken son duyduğum Çağla'nın önünde duvara yaslanmış şekilde arkamdan" Sakin ol! Kendini batırma sakın." Diyişiydi.

Çıkarmıyacaktım. Lanet olası mesajı yazmaya kalkmıyacaktım.

Son basamağı da indikten sonra müdür yardımcısının odasının önünde durdum. Hiç bir şekilde bu odaya girmeyen ben, bugün bu odaya hiç ummadığım bir şekilde gidiyordum.

Derin bir nefes alıp verdim. Kapıyı çaldığım da müdür yardımcısının "gir." Demesinin ardından kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Kapıyı arkamdan yavaşça kapatıp başım eğip bir suçlu gibi müdür yardımcısının masasının önüne geçtim. Suçluyum zaten.

" Senden hiç beklemezdim, kızım." Dediğinde yüzümü müdür yardımcısına çevirdim ne kadar istemesem de. " Herkesten beklerdim. Ama senden beklemezdim." Dediğinde kendimi kötü hissettim. Bir öğretmenin karşısında mahçup bir şekilde durmak böyle bir şey miydi? Hiç gelmemiştim yediğim haltlar yüzünden. Bir daha da olmuyacaktı. Umarım.

Stresten ellerimle uğraşırken kapı çaldı. Kafamı o yöne doğru çevirdiğimde kaşı patlamış bir şekilde içeri girmesiyle kim olduğunu anlamam uzun sürmedi.
______________________

Ve bölüm sonu.
Sizce içeri giren kişi kim?
Sorduğum sorunun birden fazla cevabı olması kfmfmcmf

Çağla karakterine beslediğiniz duyguları buraya emoji olarak birkabilirsiniz

Ve hep sormaya devam edeceğim şey; diğer bölümlerde ne görmek istersiniz?

Diğer bölümde görüşmek üzere olsun o zaman

Seviliyorsunuz 🫶🏻

Loading...
0%