Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@the_older

 

İyi okumalar dilerim <3
Umarım severek okuyorsunuz dur.
Neyse sizi oyalamadan bölüme geçiyorum.
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen :)

_________________________

Gökay?

Ağzımı kapattığı eli sertçe iterken anında uzaklaştım " Ne yapıyorsun sen ya!?" Dedim korku ve panikle.

İki elini teslim olurmuş gibi havaya kaldırdı " Ne sen beni yor, nede ben seni. Zora girmeden dediğim şeşeylere cevap ver." Dediğinde karşılık vermedim. Sabır çekercesini derin bir nefes verdiğinde " Emir ile sen neden o odaya girdiniz?" Dediğinde istemeden güldüm. Sinirlerim bozulmuştu bunu cidden sormuş olamazdı.

" Ciddi misin? Her gün o odadasınız zaten, şimdi oradan çıktı diyemi şaşırıyorsun? Hem bana niye söylüyorsun? Arkadaşın değilmi git arkadaşına söyle!" Diye sonda bağırdım. Her boka bulaşmadan olmuyordu zaten.

Sırıttı bu dediğim karşısında.

Sırıtmasını sağlayacak ne söylemiştim ki şimdi ben? Sen niye sırıtıyon lan diye çakasım geldi ağzının ortasına ama başa bela alınırsa çekilir adlı sözü unutmamak lazım.

" Sen yürek yemişsin sanırım? Yanlış mıyım?" Dedi bir yandanda alayla sırıtarak.

" Yürek yemeyi severim. Yani bir bakıma yanlış değilsin. Ama boş kişilere karşı değil. Sizin gibi kendini bir bok sananlar. Ancak kendinizi birşey sanarsınız..." Dedim sinirle dişlerimin arasında.

Bir şey diyeceği an telefonunun çalması ve spor salonunun kapısının şidetle açılması bir oldu. Ben kapıda beliren boynuna atmış olduğu havluya. Anlından aşağı süzülen tere küçük bir bakışma yaşadığımda Gökay'ı her kim aradıysa şaşkınlıkla Emir'e bakıyordu.

O Emir'le kısa bir bakılışma yaşarken fırsat bu fırsat diyip aradan tüy oldum. Arkamdan seslendilersede hızlı bir şekilde sınıfa doğru yol aldığım içinde duyamadım. Duysamda duyamazdım.

...

Anonim: Başa bela birisin gerçektende. Bir gün eğer normal insanlar gibi olursanız şakasız diyiyorum kendi ellerimle o zaman çıkıp hediyeni vericeğim.
(19.23)

Anonim: Herkes seni konuşuyor.

Anonim: Zaten herkes seni birşey olmasa da konuşuyor orası ayrı ama.

Anonim: Ne için konuşuyorlar diyeceksin şimdi. Sanki haberin olmamış gibi ama söyleyeyim

Anonim: Bugünkü kavga,

Anonim: birde ondan sonra olan basketbol takımının önümüzdeki maçına girememe cezası.

( Görüldü)
Çevrim içi...
Yazıyor...

Otistik lider: Sen nerden biliyorsun maça giremeyeceğimi?

Büyük pot kırmıştı sanırım. Hemen kıvırmam lazımdı.

Anonim: Okumadın mı yukardaki mesajlarımı?

Anonim: Tüm okul biliyor.
(Görüldü)
Çevrimiçi...
Yazıyor...
Çevrimdışı...

Ve yine aynı şeye döndük. Görüldü yedik. Telefonu yanıma koyup balkonda oturduğum yerden dışarı baktım. Yıldızlar gözükmüyordu. Bu şehir ortamında ne bekliyorsam.

" Kimle mesajlaştığını çok merak ediyorum." Sinirle Ozan'a baktım.

" Ve bende acaba seni ne zaman dövmem gerektiğini düşünüyorum." Dedim.

" Aman. Sanada birşey denmiyor. Acaba bize eşit dağıtılması gereken genleri sinir bakımından hepsi sana mı geçti diye çok merak ediyorum."

" Onu bunu bilmem ama birazdan senin genlerinde oynuyacağımı iyi biliyorum." Diye ayağa kalkmaya meğlendiğim an toz olmuştu bile.

Gözlerimi yumdum. Biran önce bu ezyetin bitmesini istiyordum

" Solgun olmanın sebebini sora bilirmiyim?" Hemen yanımda duyduğum sesle başımı çevirdim. Ve görmez olaydım. Kendisi kapı pervazına yaslanmış şekilde bir adet;

Taprak.

Nerde miyim?

Sema teyzelerde. Annemin bana okulda attığı mesajdan sonra bir bakıma belki beni götürmez diye düşünmüştüm ama sonuç. Buradayım.

" Hayır. Soramazsın." Dedim bakışlarımı tekrardan dışarı çevirerek.

" Hmm." Dediğinde önümdeki koltuğa oturmuştu. " Dememkki morelin olmadığını inkâr etmiyorsun. Buda birşey." Dedi, elini çenesine koyarak.

" Her seni terslediğim soruların ve cevabını vermediğim sorularında sonuç çıkarmayı bırak, Toprak." Dedim sinirle.

" Sonuç çıkardığım doğrudur. Ama fark etmeden cevapsız bırakmıyorsun bence. Tavırların bir cevap niteliği taşıyor." Dedi. Bana doğru eğilirken, " en azından benim için." Diye tamamladığında yüzüne tokatımı yapıştırmamak için kendimi zor tuttum.

" Edebiyat yapmayı bırak."

Ellerim yumruk haline alırken gözleri ellerime kaydığını fark ettim.

Oturduğum yerden kalkıp balkondan çıktığımda arkamdan güldüğünü duya biliyordum. Ama bu tavrına cevap vermeden içeri girdim. Tekli koltuğa otururken balkon kapısından Toprak çıktı sırıtarak. Bu haline sinirle göz devirirken bu günün çabucak bitmesini diliyordum.

____________

Bir bölüm sonuykada sizlerleyiz.
Bölüm sonu yorumlarınızı yazmayı unutmayın
Toprağı sevdinizmi çok merak ettim?
Toprak sizce nasıl biri.
Gökayı arayan kişi sizce ne dedi?
Peki Gökay da ne işler dönüyor?

Karakterlere karşı beslediğiniz duyguları emojilerle alayım.

Ve bölüm bitmeden önce; diğer bölümlerde görmek istediğiniz şeyler nedir?

Diğer bölümde görüşmek üzere olsun o zaman.
Seviliyorsunuz ❤🫶🏻

Loading...
0%