Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@the_older

İyi okumalar dilerim <3
Umarım severek okuyorsunuz dur.
Neyse sizi oyalamadan bölüme geçiyorum.
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen :)

____________________

Gözüme vuran güneş ışığıyla başımı çevirdim, yan tarafa doğru. Bu seferde güneş ışığı tamamen yüzüme vurduğunda söylene söylene yerimden kalktım. Perdeyi çekmemiş miydim ben ya? Yanımdaki telefona uzanıp saate baktığımda

8.09

Geç kaldım! Yataktan fırlayıp dolaptan okul üstümü alıp aceleyle giyindim. Saçımı tarayıp biraz düzelttikten sonra yatağımın yanında hazır duran çantamı koluma takıp aşağıya indim. Holde ilerlerken mutfaktan sesler geldiğini fark ettiğimde annemlerin yeni yeni yemek hazırladığını anlayıp mutfağa doğru ilerledim. Tam tahmin ettiğim gibi annem hazırlıyor babamda annemin yapıp yapıp koyduğu krepleri yediğini gördüğümde ister istemez yüzümde bir tebessüm oluştu bu hallerine.

Annem babama döndüğünde herşeyi unutup kapıya yaslanmış bir şekilde onları izliyordum. " Yaa! Her yaptığımı yemeyi bırakıp, tabakları koysan olmuyor mu?" Dedi, annem bunları söylerken babamın eline aldığı krepi elinden alırken. Babam bu yaptığına dudak büzerek yetinir ken daha fazla oyalanma dan mutfağa girdim. Annemler beni fark ettiğinde bu yaptıklarına bir ara verip bana döndüler ben sandalyeye oturup bir kaç lokma birşey yiyip çıkmak için çabalarken.

" Kızım. Doğru düzgün oturup yesene. Bu ne acele." Dedi, babam.

Elimde ekmeği ağzıma tıkıştırırken bir yandan da çay yudumluyordum. "Geç kaldım, baba. " Son lokma mı alıp ayağa kalktığımda annemle babamın yanağına bir öpücük kondurup holde ilerledim.

Ayakkabılarımı aceleyle giyerken annem arkamdan " Bir kaç lokma daha yeseydin bari." Diye seslendi.

En sonunda büyük bir uğraş sonucu ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım. " Çok geç kaldım. Sizi seviyorum. Ve tekrardan öpüyorum." Diyip kapıyı kapatıp merdivenlerden inmeye başladım.

Okula vardığımda derin bir nefes verdim daha üç dakika vardı. Okulun kapısından aceleyle içeri girdim. Merdivenlerden üçer üçer çıkarken koridorda hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Sola dönüp tekrar yürüyecekim ki çarptığım cüsseyle hissettiğim sıcaklıkla birlikte yerimden sıçradım. Kendimi bağırmamak için sıkarken bir yandanda ağzımda bir inleme döküldü.

Yanmıştım.

" İyi misin? Özür dilerim. Özür dilerim. Çok özür dilerim." Diye bir ses duyduğumda yanmanın azda olsa geçmesi için üstümü üflemeye çalışıyordum. Göğüs kafesim ile karnıma denk gelmişti elindeki kahve.

Ağzımdan bir inleme daha dökülürken " Yandıktan sonra özür dilemenin ne an..." Diyemeden tekrardan acı hissettiğimde ağzımdan bir inleme daha döküldü. Suana kadar hiç görmediğim yüze doğru çevirdiğimde ne yapıcağını şaşırmış bir şekilde bir adet Emir duruyordu karşımda. Lavaboya doğru ilerliyordum ki ayaklarım yerden kesilince yanmanın etkisi ve şaşkınlıkla ağzımdan tiz bir çığlık koptu.

" Ya bırak ne yapıyors..." Cümlenin devam etmeme izin vermeden sözümü kesti.

" Revize götürüyorum." Dedi. " Hen rahat dur canın yanacak." Diye tamamladığında önemsiyor mudur acaba diye düşünmeden edemedim.

Koridorda alt kata doğru merdivenden inerken. Kucağından inmeye çalıştım." Kendim ine bilirim..." Ve yersiz bir sızıyla cümlem yine yarıda kaldığında yerime sindim.

Derin bir nefes alıp verdi. Boğuk bir şekilde " Rahat dur. Canını yakıyorsun." Revizin kapısını açıp beni sedyenin üzerine yavaşça koyup " Buraya bakın!" diye bağırdı.

Beyaz önlüklü bir abla gelirken sakınca " Ne oldu?" Dedi, bana doğru yaklaşırken.

" Kahve döküldü. Sıcaktı ona göre yavaş bakarsanız." Dediğinde, tam cevap veriyordumki göğüs kafesimi saran ağrıyla inlemelerimle yok oldu cümlem.

Hemşire abla gömlek düğmelerimi yavaşça açarken " Seni dışarı alalım." Dedi, Emire doğru.

Emir bu dediğini ikiletmeden kapıdan dışarı çıkarken "Dışarıdayım."dedi.

O dışarı çıkarken iki elimi yan tarafıma koydum güç almaya çalışarak. Abla yanıklara hafif dokunurken ağzımda bir inleme daha döküldüğünde ablanın yüzünü buruşturduğunu gördüm sanki onunda canı acımış gibi " Özür dilerim." Diyip yanımdan ayrılırken başıma daha ne tür belalar gelebilir acaba diye söyleniyordum. Abla elinde yanık kremi olduğunu düşündüğüm bir kremle dönerken. " Birşey yok gibi. Hafif bir kızarıklık 1. Dereceden yanık. Sadece derin zarar görmüş." Yanıma gelip oturduğunda kremi eldiven takılı eline sıktı. Krem vucuduma değince soğukluğuyla yüzümü buruşturdum.

Abla sürmeyi bitirdikten sonra gömleğimi yavaşça ilkikleyip " Teşekkür ederim." Dedim tebessüm ederek.

Abla elindekileri masaya koyup " Ne demek. Sen yinede ailenle bir hastaneye git olurmu?" Onaylarcasına kafamı salladığımda revizden çıktım.

Revizden çıkıp bir iki adım attığımda karşımda beliren Emir'le yersizce irkildim. " Korkma." Dedi. Kolunu kaldırıp elindekileri bana uzatırken " Gömlekle yanık kremi. Tabiki birde çantan." Dediğinde şaşkınlıkla bir eline birde yüzüne baktım.

Cidden benim için mi almıştı?

" Gerek yoktu." Diyip çantamı elinden alıp ilerlediğim an önüme geçti.

" İtiraz etme, lütfen." Diyip tekrar uzattığında bu olayın daha fazla uzaması için gömlekle ilacı aldım.

" Teşekkürler." Dedim tebessüm etmeye çalışarak.

" Lafı olmaz." Dedi tebessümüme tebessümle karşılık verirken.

Elimdekilerle birlikte tuvalete doğru ilerledim. Varıp kapıyı açıp içeri girdim. Çantamı kenara koyup elimdekilerle lavaboya ilerledim. Üstümdeki gömleği çıkartıp çantamın üzerine fırlatırken Emir'in verdiği gömleği kollarımdan geçirdim. Kollarımdan yavaşça geçirirken. Ne ara gidip aldığını çok merak ediyordum.

Gömleği tamamen giyip düğmeleri iliklemeden poşetten krem kutusunu çıkardım. Aynadan baktığımda hafif kızarmaya başladığını fark ettim göğüs kafesi ve karın kısmının. Kremi süreceğim an kapının çalması bir oldu.

Kapı yavaşça aralanırken. " Müsait misin?" Elimdeki kramle şaşkınlıkla kim olduğunu sorgularken kafasını içeriye gözü kapalı bir şekilde sokmuş bir şekilde Emir belirince şaşkınlığım kat kat artıyordu.

" Müsaitim de. Senin burda ne işin var?" Dedim, şaşkınlığımı dışa vurarak.

" Emin misin?" Dedi, emin olmaya çalışır bir hava verirken.

" Evet." Dedim tekrardan. " Niye geldin? Burasının kızlar tuvaleti olduğunu unutmamışsındır umarım?" Dedim.

Gözlerini yavaşça aralarken " Öncelikle kızlar tuvaleti olduğunu biliyorum. İkincisi seni merak ettim diye geldim. Yardıma ihtiyacın vardır diye." Dedi.

Bu dediklerini ciddi manada mı söylüyordu yoksa alayla mı söylüyordu diye ona baktığımda " Teşekkürler ama kendim hallederim." Dedim. Kibarca reddederek. Kendim hallede bilirdim yani ne kadar zor olabilirdi ki? Ona ne gerek vardı zaten.

" Kapıdayım." Diye net bir şekilde belirtirken. O tuvaletten çıkarken elime aldığım kremin kapağını yavaşça açtım. Sanki dökülen kahve her yerime dökülmüş gibi tek bir hareketimle sızlıyordu. Kapının aniden açılmasıyla inşallah bugün bunu sürücez diye içimden geçirdim. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde Ela'nın bana şaşkınlıkla baktığını gördüm.

" Gece. Ne oldu sana?" Yanıma geldiğinde, Emir'in Ela'yı çağırdığı ihtimali zihnimde grip geçiyordu.

" Uzun hikâye. Gelmişken yardım et bari." Dediğimde, bana doğru adımlayıp elimdeki kremi aldı ve eline sürdü.

Bazı acıları ölüm bile unutturmuyor, bazı davranışlar ölümden sonra bile koybolmuyor...

*****************

Ve bir bölüm sonu daha.

Bölüm sonu yorumlarınızı alalım.

Emir'e ilk başta söven gurup burdamı?

Peki Emir sizce.iyi birimi? Yoksa, diyer yüzünü hiç görmedik mi şuana kadar?

Ve bölüm bitmeden önce; diğer bölümlerde görmek istediğiniz şeyler nedir?

Sizi seviyorum 🫶🏻

Beki siz bu karmaşaların arasında halen bizimle misiniz?

Loading...
0%