Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@the_sml_child

 

⋆ ˚。⋆୨୧˚ ˚୨୧⋆。˚ ⋆

 

Aoi Furtado

 

Kurşun kalemimin ucu kırıldığında aniden irkildim. Ne kadar zamandır düşünüyordum? Kafamı kaldırdım ve hocanın tahtaya yazdığı 'Japon Tarihi' adlı başlığa baktım. Ne ara zaman bu kadar hızlı geçmişti. En son biyoloji dersindeydim...

Gözlerimi siyah tozun üstünde uçuştu defterime kaydırdım. Birkaç çizimin yanında siyah toz güzel gözükmüştü.

Zilin çalması ile herkes konuşmaya, evlerine gitmek için eşyalarını toparlamaya başladı. Herkesin eve giderken yanında olucak bir arkadaşı vardı. Birçoğu okul çıkışı arkadaşlarıyla karaokeye giderdi hatta. Tabi hiçbir zaman böyle etkinliklerden birine davet edilmedim malesef. İlk başlarda abimle eve beraber dönerdik ama artık oda sevgilisini bana tercih etmişti.

Uzun zamandır eve tek başıma yürüyordum...

Taki bugüne kadar. Artık eve benimle beraber yürüyebilecek bir arkadaşım vardı!

MİYAKO YOKO! Kısacası "Miyo"

Ama şöyle birşey vardı, kendisi bir şeytandı. Evet... Şeytan... Bildiğimiz insanların kötülediği şeytanlardan. Evet oda kötü bir şeytan ama bana karşı iyi davranıyor. Küçükken beni satan arkadaşlarımdan daha iyi. En azından beni sırf ırkımdan dolayı satmayacak biri.

Açıkçası onunla tanışma hikayemiz gerçektende çok aaacayyip birşey. Yani bir şeytanın yapacapı gibi dünyaya gelip insan yiyor ve onu zorbalarımdan birini yerken yakaladım. İlk başta dedemin bana küçükken anlattığı efsane geldi ve korktum. Bacaklarımın titreyişi çok belli oluyordu. Sonra nasıl olduysa bir anda sohbet etmeye başladık. Ondan sonra arkadaş olduk. Gerçektende tuhaf değilmi?

Ve artık beni okul çıkışında alabileceğini söyledi. Mükemmel birşey~

Dfterimi çantama koydum ve hızlıca koridora doğru ilerledim. Ayakkabı dolabından ayakkabılarımı aldım ve kenara geçip Miyo'yu beklemeye başladım. Muhtemelen çok geç gelicekti. Dakik bir şeytan olmadığını çok belli ediyor çünkü.

Sırtımı dolablara dayadım. Kafamı dik tuttum ve karşımda duran postere baktım.

'Shinobu Kanzaki Kayıp Öğrenci'

Gözlerimi kıstım. Bazen iyikide öldü diyorum ama... Genede bir şeytan tarafından yenilmeyi hak ettiğini sanmıyorum. Ne de olsa o normal bir insandı. Mutlu bir aileye sahipti...

Kafamı büktüm ve ayakkabılarıma baktım. Yoksa hakketmişmiydi?

Belkide benden başka kaç kişiyi daha zorbalamış ve onların hayatını karartmıştı. İç çektim. Çünkü olmuş birşeyi geri getirme gücüm falan yoktu.

Omzuma bir elin konmasıyla kafamı o yöne çevirdim.

Karşımda kapişonunu gözlerine kadar çekmiş Miyo duruyordu. Kendimi tutamadım ve hafifçe kıkırdadım. Elimle yüzümü kapattım. Miyo ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Gülme lan insan. Senin türünün yüzümü görmesini istemiyorum" parmağıyla kapişonun ucunu tuttu ve yüzünü daha fazla örttü.

"Hadi ama Miyo utanmana gerek yok. Nede olsa şuan insan formundasın. Boynuzların, kanatların, kuyruğun falan yok" elimle Miyo'nun sırtına vurdum ve yürümeye başladım. Oda ardımdan beni takip etti.

Uzun bir sessizlikten sonra ağzımı araladım. Bu düşünceyi söylemelimiydim yoksa susmalımıydım bilmiyordum ama nede olsa bişey olmayacağını bildiğim için derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. "Karaoke?—"

"Hayır"

"Hadi ama hep en istediğim şeydi"

"Ve benimde en istemediğim şey biliyormusun. Şimdi ben senin gibi küçük, masum bir insanı evine bırakıyorum sonrada akşam yemeğimi yemeye gidiyorum tamammı?"

Kollarımı göğsümde birleştirdim ve küçük bir çocuk gibi kaşlarımı çattım. "O zaman yemeğini yedikten sonra eve gelde tamogachi oynayalım"

Gülümsedi ve yanağımdan bir makas aldı "Senin türünden yiyeceğim orusbu sen hala daha tamogachi diyorsun" başkası bana küfür etse muhtemelen hemen ona karşı bir sinir beslendim ama Miyo küfür edince nedense iltifat olarak algılıyordu beynim. Belki oda bunu iltifat amaçlı yapıyordu.

"Beni yemiyorsun ya sıkıntı yok"

İkimizde gülmeye başladık. Belkide artık günlerim eve dönerken büyük bir sessizlikle değil. İkimizin kahkahalarının sokaklarda yankılanmasıyla geçicekti...

 

Okuduğunuz için teşekkürler ♡♡

Loading...
0%