Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@thebookscupcake

Taşınma sürecinde olduğumdan dolayı bölümler sık gelemiyor. Onu göz önünde bulundurarak yorum atın lütfen💜

Sizleri seviyorum. Hepinize iyi geceler 💖

~~~~~~~~ Saral Malikanesi ~~~~~~~~~

Korku tüm hücrelerini esir almıştı. Bora tam salona girdiği vakit kapanan kapının sesiyle kaşlarını çatarak ne olduğunu anlamaya çalışmıştı. Kardeşi daha yanlarına gelmemişti çünkü. Dinçer ise o sırada merdivenlerden iniyordu. Merdivenlerin sonu direkt kapıya bakıyordu. Son basamaktan da indiğinde tiz bir çığlık sesi duydu. Kardeşinin dışarıda olduğunu bilmediği için ses etmemişti. Salona girdiğinde abisinin kapıya baktığını görünce merakına yenik düştü.

" Abi, sende mi sesi duydun?" Bora kaşlarını çatarak gelen kardeşine baktı. Ses falan duymamıştı.

" Ne sesi?" Dinçer ensesini kaşıyıp boş bulduğu koltuğa oturdu.

" Çığlık sesi geldi. Ama ince bir sesti çok anlaşılmadı zaten." Bora duydukları ile anında koltuktan kalktı. Dinçer o sırada etrafı izleyen Emire döndü.

" Duru nerede?" Emirde kardeşinin kapının önünde olduğunu biliyordu. Abisinin dediklerinden sonra o da içinden küfür ederek ayağa fırladı. Dinçer olanları anlamakta zorluk çekiyordu.

Kısa bir süre sonra bağırış sesi duyuldu.

" Duru!" Abisinin sesini duyunca koşarak kapı önüne geldi ama beklediği görüntü kesinlikle bu değildi. Duru yerde öylece yatıyordu. Eli kan revan içerisinde kalmıştı.

" Baba!" Dinçer arkasını dönüp babasına seslendi. Merdivenlerden iniş sesi geldiğinde gelenin babası olduğunu biliyordu.

" Oğlum ne oldu?" Dinçer kenara kaydığı an Demirkan Saral kızının bedenini gördü. Şaşkınlığını atamamıştı. Anıl ve Arın dışarıdan yürüyerek gelirlerken Anıl elinde tuttuğu poşeti yere düşürdü. Arına bakarak arabayı işaret etti.

" Arın arabayı hazırla." Arın arkasına dönüp koşarak gittiğinde Anıl herkesin transa girdiğini fark etti. Kardeşinin bedenini kucağına aldığında öylece bakan Boraya döndü.

" Abicim herkesi topla gel. Hazara iyi bakın. Kötü olmasın." Boradan ses gelmeyince Anıl sabır çekerek kardeşini dürttü.

" Bora! Hadi abim." Bora kendisine gelir gelmez başını salladı ve babasına döndü.

" Baba annem ve Hazarı alıp arkadan gel." Dinçer ve Bora abilerinin arkasından gittiler. Anıl sürücü koltuğuna geçerken Arın yan koltuğuna oturdu. Arkaya ise Dinçer ve Bora oturdu ancak kucaklarında kız kardeşleri vardı. İkisinin de ödü patlamıştı.

" Abi hızlı sür." Dinçer eli titreyerek kardeşinin saçına dokundu. Canı acıyordu belliydi. İlk kez böyle hissetmişti. Kötü davranmıştı Duruya ama pişmandı işte.

Demirkan Saral hızlı adımlarla eşinin yanına vardığında onu kendisine getirmek için omuzlarından sarstı. Itır Saral şok geçiriyordu. Arkasından Hazar ve Emir de geldiğinde Emir vakit kaybetmeden annesini kucağına aldı.

" Baba arabayı hazırla." Demirkan Saral kafasını sallayıp arabaya koştuğunda arkasından Hazar da koşarak abisine arabanın kapısını açtı. Hazar ön koltuğa geçerken Emir ise annesiyle arkaya oturmuştu. Sürücü koltuğunda babaları vardı.

Saral ailesi komple hastaneye vardıklarında ilk önce sedye ile Duru taşındı. Ardından da yolda bayılan annelerini bir odaya aldılar.

Bekleme odasında tüm Saral ailesi donmuş vaziyette öylece oturuyorlardı. Itır Saral kendisine geldikten sonra elindeki serumu çıkartarak ailesinin yanına gelmişti. Kızından gelecek olan en ufak habere hasretti.

Kimse ona bir şey diyememişti. Biliyorlardı duramayacağını.

Aradan geçen bir saatin sonunda Duru'nun kaldığı odanın kapısı açıldı ve içeriden Doktor çıktı. Demirkan Saral hızla doktorun yanına adımladığında arkasından da ailenin diğer üyeleri gelmişti.

" Kızım nasıl?" Doktor gülümsediğinde herkes rahatlamıştı.

" Bacaklarında ezilmeler mevcut. Ariyetten de sol elinin parmakları ciddi hasar görmüş. Kırık yok ancak ezik mevcut. Hastanenin polisine haber vermemiz gerekiyor. Kızınız darp edilmiş. Bu konuda size yardımcı olsalar iyi olacak." Doktor cebinden çıkarttığı kağıdı Demirkan Sarala uzattı.

" Bunu kızınızın üzerinde bulmuşlar. Önemli olabilir diye düşündüm. Buyurun." Demirkan kağıdı alır açmaz açtı.

Nasıl? Hediyemi beğendiniz mi? Adım attığınız her an arkanıza bakın. Bir nefes kadar yakınım size. Çok yakında görüşeceğiz.

Demirkan Saral kağıdı elinde buruşturup Anıla uzattı. Anıl ve diğerleri yazanı okuduğunda iyice gerilmişlerdi. Demirkan Saral tekrar doktora döndü.

" Kızımı ne zaman görebiliriz?" Odadan bu sefer de hemşire çıktı.

" Birazdan görebilirsiniz. Yalnız çok yormayın. Küçük hanım iç kanama riskine karşılık bugün burada kalsın. Gün içerisinde ifadesini almaya gelirler. Geçmiş olsun." Demirkan başını salladıktan sonra Doktor yanlarından ayrıldı.

" Tehdit ediyor bizi puşt!" Anıl sinirle bağırdığında Demirkan ona yandan bir bakış attı.

" Kes sesini hastanedeyiz insanlar bize bakıyor." Anıl etrafına bakıldığında herkesin onlara baktığını gördü. Kalabalık bir aile olmanın dezavantajıydı bunlar.

" Şimdi ne olacak?" Hazar elini kalbine koyarak sendelediğinde Emir hızla kardeşini belinden tutarak yakaladı.

" Hazar... Hazar iyi misin abim?" Bora korkuyla babasına baktı.

" Onu tekrar bizden alamazlar değil mi?" Demirkan başını iki yana salladı. Kızını bu saatten sonra ondan kimse alamazdı.

" Gerekirse o işlere tekrar dönerim ama kızımı korurum. Kimse size bir şey yapamaz." Oğluna doğru adımlayıp Hazarın yüzüne avuçlarının arasına aldı.

" Hazar bana bak oğlum." Hazar yaşlı gözlerini babasından kaçırdığında Demirkan Saral pes etmedi. " Hazar hadi bana bak aslanım." Hazar pes ederek babasına döndü.

" Kardeşin iyi. İkizin iyi. Duydun mu beni oğlum?" Hazar usulca kafasını salladı ancak eli hala kalbindeydi.

" Baba canı yanıyor. Onun canı yandıkça benimde yanıyor. İkizlik böyle bir şey miydi? Acısını hissediyorum sanki." Dizlerinin üzerine düşeceği an Demirkan Saral oğlunun yıkılmasına izin vermedi.

" Kardeşinin hissettiklerini hissetmenden doğal bir şey yok ama kendine gelmen gerekiyor. Oğlum Duru iyi." Diğer oğullarına ve karısına baktı. " Sizinle daha da iyi olacak. Hepimiz ona destek verip yaralarını saracağız. Kızımız daha fazla kendisini yalnız hissetmeyecek." Kaşlarını çattı. " Duydunuz mu beni?" Herkes başını salladığında mutlulukla gülümsedi.

" O zaman kendinize gelin de artık kızımı görebileyim." Herkes kendisini toparlamaya çalışmıştı. Ne kadarını başarabildikleri ise muammaydı.

Tüm aile odaya girdiklerinde Durunun hala uyuyor olduğunu gördüler.

Itır Saral kızına yaklaşıp saçlarını okşadı. Daha sonra usulca yanağından öptü. Kızı melek gibiydi. Kocasına döndüğünde yüzündeki ifade üzüntüden çok nefrete bürünmüştü.

" Kızımıza bunu kim yaptı Demirkan? Kim bizim meleğimize saldırdı." Oğullarına döndü. " Peki ya siz nasıl kardeşinizi yalnız bırakırsınız? Anladım istemiyorsunuz ama ya ölseydi? Ya kaybetseydik onu?" Bora ağzını açtı ancak daha sonra vazgeçti.

" Ona iyi davranın artık. Kızım bunları hak etmedi!" Ağladığı vakit elinin altında kıpırdanma hissetti. Daha sonra Duru yavaşça gözlerini açtı.

" Kimseye kızma anne. Ben çıktım o evden. Adamların bir şey diyeceklerini sandım. Bilseydim çıkmazdım. Kimsenin suçu yok." Kuruyan boğazına rağmen iyi bile konuşmuştu. Daha sonra Itır öfkeyle kızına baktı.

" O evden nasıl kimseye demeden çıkarsın sen Duru! Ya kaçırsalardı. Ya seni bizden alsalardı kızım? Biz o zaman ne yapacaktık." Haklıydı ama Duru o an bunu düşünememişti. Başını öne eğdiğinde kimse anne dediğini fark etmemişti. Duru bile farkında olmadan anne demişti ona.

" Itır kız daha yeni uyandı. Daha fazla yüklenmeni istemiyorum. Belli ki yapmış bir hata. Sende üsteleme artık." Itır Saral eşine de sinirliydi. Bu sefer öfkesinin odağı o oldu.

" Korumalar ne işe yarıyor Demirkan? Her elini sallayan evimize girebilecek mi böyle?" Demirkan hastaneye ilk girdiklerinde yapmış olduğu telefon konuşmasını hatırlayınca yüzü soldu.

" Öldürmüşler. Susturucuyla sıkmışlar korumaların kafasına. Ev savunmasızdı anlayacağın." Itır Saral tüm enerjisinin çekildiğini hissetti. Kocasının dediğine göre iki tane hayat ölmüştü. Bu haberi eşlerine nasıl vereceklerdi?

" Ölmüşler mi?" Itır ağlıyordu. Duru annesinin elini sıktığında ona bakmasını sağladı. Daha sonra yatağa bakarak konuştu. Daha doğrusu ellerine bakıyordu.

" Hayatınızda ben olmasaydım bunlar yaşanmazdı. Benim yüzümden öldüler. Özür dilerim." Sessiz biçimde söylediği şeyi tüm ev halkı duymuştu.

" Saçmalama Duru. Senin yüzünden değil. Bu düşmanlar senin değil babamın düşmanları. Sen olmasaydın bize yaparlardı. Sonuç olarak her türlü birisi zarar görecekti." Anıl konuştuğunda Duru haklılığı karşısında sessiz kaldı.

Kapı iki kere tıklatıldıktan sonra içeriye ifade almak için gelen polis memuru girdi.

" Geçmiş olsun Duru Hanım. Doktorunu ifade verebileceğinizi söyledi." Duru kafasını salladıktan sonra Boranın geri çekildiği yere Polis memuru geçti.

" Sizi bu hale getiren kişiyi ya da kişileri gördünüz mü?" Duru kafasını salladıktan sonra polis devam etti.

" Peki ya o kişiyi tanıyor musunuz?" Duru gene kafasını salladığında bu sefer konuşmaya başladı.

" Bana birisinden selam getirdiğini söylediler ilk başta. Daha sonra ise bu hale getirildim. Beni bu hale getiren kişi Samet Varoldur." Polis bir şeyler yazdıktan sonra Duruya döndü.

" Peki ya bu Samet Varolun sizinle derdi ne ve neyiniz oluyor?" Duru kafasını babasına çevirdiğinde Demirkan çoktan kızının demek istediğini anlayarak cevap verdi.

" Doğumda bebekler bilerek karıştırılmış. Duru o ailenin evinde büyüdü." Polis kafasını salladı. Daha sonra ise şikayeti de alarak odadan çıktı.

 

Loading...
0%