@theesorry0
|
Kuzey Büşra'yı sırtına almış arabaya bindirmeye çalışıyordu. Bora ve ben de Kuzey'e bu konuda yardımcı oluyorduk.
Büşra şu anda deli gibi sarhoştu ve masanın üstüne çıkıp dans etmesini son anda engellemiştik.
Büşra'yı arabaya bindirtikten sonra Bora ile Kuzey'e döndüm ve "Ay çok teşekkür ederim,size de zahmet oldu." dedim.
"Ne zahmeti ya! " dedi Kuzey düşünceli bir tavırla. "Bir dahaki sefere arkadaşına söyle de az içsin biraz!" dedi yanındaki Dağ Ayısı.
"Bir saat önceki Bora nerede bu dağ ayısı nerede!" dedim onu gıcık etmek için.
"Sen bana dağ ayısı mı dedin?"
"Evet dedim." Bora tam bir şey diyecekken Büşra kafasını arabadan çıkarmış bir şekilde "Eylül kusacağım sanırım." dedi ve dediğini de yaptı. Hemen Büşra'nın yanına koştum ve o kusarken saçlarını tutmak üzere elimi saçlarına götürdüm fakat Kuzey benden önce davranarak Büşra'nın saçlarını tuttu.
Büşra'nın kusması bitince Kuzey "En iyisi ben gidipte şu köşedeki bakkaldan su ve kraker alıyım." dedi ve hemen arkasını dönüp koşmaya başladı.
Arkasından seslensemde beni duymadı ya da duymamazlıktan geldi. Arkamdan kusma sesi geldi,arkamı döndüğümde Bora'nın da kustuğunu gördüm. "Sana ne oldu? Sen doğru dürüst bile içmedin!"
"Büşra öyle kusunca herhalde benim de kusasım geldi."
Arabanın torpidosundan mendil çıkardım ve "Al." diyerek Bora'ya uzattım. Mendili aldı ve ağzını sildi. "Neden içmiyorsun?" Yüzüne anlamazlıkla yüzüne baktım. Anlamadığımı fark edince "Neden içki içmiyorsun" diye düzeltti.
Sertçe yutkundum. "Annemin ölüm nedeni; Alkol. Sarhoşken kaza yaptı ve öldü." Birden ağlayacak gibi oldum, hemen gözyaşlarımı geri ittim.
Bora'nın yüzü üzüntüyle kasıldı. Bir ara ağzını açacak gibi oldu sonra vazgeçti. Beş dakika boyunca bir açtı bir kapattı. En sonunda dayanamayıp "Ay yeter! Başın sağolsun de geç!"
"Ben şey diye... Bin kere düşün,bir konuş lafı vardır ya...ondan şey ettim."
"Bence sen binden biraz fazla düşündünde neyse!" İma ile söylemiştim.
"Kızım sana bir şey diyim mi? Senin hakkında kitap yazılsa her cümlenin sonunda ünlem olur."
"Çok komiksin Haha!" Benim her cümlemin sonunda nokta olurmuş. Tıh!
"Bak yine ünlem var."
*** "Eylül, kalk! Kalk!"
Zaten dün Büşra yüzünden uyuyamamıştım. Şimdi de Büşra yüzünden uyandırıldı yordum Tüm gece kusup durduğundan onunla uğraşmak zorunda kaldım. Dün kaç kere yeri sildiğimi,kaç kere odaya kova taşıdığımı,kaç kere Büşra'ya su içirdiğimi hatırlamıyordum bile.
Kafamın altındaki yastığı alıp Büşra'nın kafasına attım. "Git başımdan! Zaten senin yüzünden üç kuruşluk uykuyla duruyorum."
"Ben Kuzeyleri bizim eve davet ettim." Gözlerim Büşra'nın dedikleri ile kocaman açıldı. Hemen yerimden doğruldum ve "Ler ekini at ne'olur!" dedim.
"Maalesef atamam." Of, Büşra of! Bora'dan zaten nefret ediyorum. Birde onu evime alacaktım.
Nankör! Dün çocuk senin için ne yaptığını hatırla istersen! İç sesim her zamanki gibi bana karşı geliyordu. Dünkü bana yaptığı iyilik kibirli olduğunu gerçeğini değiştirmiyordu.
"E ne yapacağız şimdi?" dedi Büşra dudağını kemirirken.
"Madem çağırdık gelsinler." Büşra bedenimi kollarının arasına aldı ve sıkıca sıktı. Allah'ım sana geliyorum! Büşra'yı kendimden uzaklaştırdım. "Tamam. Beni boğuyorsun."
"Ne yapayım ya Kuzey bizim eve gelecek ya o yüzden heyecanlandım." Mutlu olması beni sevindiriyordu fakat ardından üzülmesi de beni üzüyordu.
Büşra her birine aşık olduğundaki o şarkıyı söylemeye başladım.
"Dersini almaz!"
"Arsız o!"
"Yüzsüz o!" dedim ve durdum.
"E mutlu o kısmı nerede?" Birde arsızca soruyor.
"Sen mutlu mu oluyorsun onlar seni aldatınca?" Önceden Büşra'ya hep karşı çıkardım,çünkü Büşra hemen aşık olabilen biriydi ve pek doğru kişilere aşık olduğu söylenemezdi. Bir süre sonra beni dinlemediğini fark edince onu kendi haline bıraktım.
Bu yönden Büşra'ya bakıldığında onu aptal sarışın olarak görürsünüz,fakat Büşra öyle gözükse de "o" aptal sarışınlardan değildi. O daha çok fırlama kızlardaki Cher gibiydi. Tamam Karen'dan da bir kaç bir şey almıştı.
"Büşra'ya yaptığı aptallıkları hatırlatma modu açıldı." Tam Büşra'ya laf edecekken aklıma bi şey takıldı.
"Biz bunları eve çağırdık da yaşlı teyzeler gibi oturup kahve içip dedikodu mu yapacağız?" İkimizde dediğimle birlikte düşünmeye başladık.
"Film gecesine ne dersin? Hem eğleniriz hem de Bora ile pek muhattap olmak zorunda kalmazsın."
"Kızım sen bir dahisin."
***
"Of ne zaman gelecek bunlar?" Büşra iki de bir kolundaki akılı saate bakıp duruyordu. "Allah senin çocuğuna akıl fikir versin."
Bana dönüp abartılı ve endişeli bir tavırla " Ya bir organ mafyası bunları kaçırıp bütün organlarını söküp içine pamuk koyduysalar..." dedi.
Alay dolu bir sesle "Ya bunların beynine çip koyduysalar..." dedim. "Ya koyduysalar!" Kafasına hafifçe vurdum. "Saçmalamayı kes de film seçelim." dedim.
Netflix'e girdik.
"Korku seansına ne dersin?" Büşra'nın niyetini hemen anladım.
"Bu filmi açalım da çocukla yakınlaş!"
Pişkince gülümsedi. "Neden olmasın?"
"Neden olsun? Hem daha Kuzey'in nasıl biri olduğunu bilmiyoruz. Hemen de yakınlaşmak olmaz."
"Haklısın. O zaman After'a ne dersin?" Çüş ama artık!
"Ne açalım biliyor musunuz? " Kafasını ne anlamında salladı. "Grinin elli tonu."
"Bu benim nasıl aklıma gelmedi?" dedi başına vurarak. "Ya ben şaka niyetine söyledim onu."
"E ne açalım o zaman?"
"Onlar gelince birlikte karar veririz." Kuş sesine bemzer zilimiz kafamın içinde çınladı. Büşra ellerini birbirine çarparak kapıyı açmaya gitti. Ardından bende gittim.
Kuzey elinde hediye paketi ile kapıda dikiliyordu. Yanında ise Bora vardı.
İçeri girdiler.
*** "Şu film nasıl?" dedi Kuzey parmağıyla kapağında oyuncağa benzer bir çocuğun olduğu filmi göstererek. Megan yazıyordu üstünde.
"Ben bunu izledim,bunun sonu açık uçlu bitiyor." dedi Bora. Bende izlemiştim filmi Megan'ı çok sevmiştim, kötü karakter olmasına rağmen.
O sırada dikkatimi bir film çekmişti. Venüs'te görüşürüz! Değişik bir filme benziyordu.
"Şu Venüs'te Görüşürüz ne?"
"Şu Venüs'te Görüşürüz ne?" Bora'yla aynı anda söylemi ştik. Bu durum biraz tuhafıma gitmişti.
"Tamam onu açıyorum o zaman." dedi Büşra ve filmin üzerine tıkladı.
***
|
0% |