Bölüm 26: Büyük Melek’in Eğitimi

Melda, o gün sıradan bir ders günü olacağını sanıyordu. Ancak sabah erkenden, odasının kapısına gelen bir haberci tarafından gizli bir yere çağrıldı. Haberci, Büyük Melek’in kendisiyle özel olarak görüşmek istediğini söylemişti.

Melda’nın kalbi hem heyecanla hem de endişeyle çarpıyordu. Büyük Melek, okulun en bilge ve güçlü varlığıydı. Onunla birebir görüşmek herkes için büyük bir onurdu, ama Melda bunun nedenini anlayamıyordu.

Sır Odasına Giriş

Melda, haberciyle birlikte okulun en ücra köşelerinden birine yürüdü. Taş duvarlarla çevrili bir koridorun sonunda, neredeyse görünmez bir kapıya geldiler. Haberci kapının yanındaki sembole dokunduğunda, kapı yavaşça açıldı.

Melda içeri adım attığında, odanın ne kadar büyüleyici olduğunu fark etti. Tüm duvarlar, parlak yıldız ışıkları gibi parlayan simgelerle kaplıydı. Ortada, altın bir masanın üzerinde eski kitaplar, parşömenler ve parlayan kristaller vardı.

Büyük Melek, odanın merkezinde duruyordu. Kanatları devasa ve ışıkla doluydu. Yüzünde hem bir bilgelik hem de yumuşak bir tebessüm vardı.

“Hoş geldin, Melda,” dedi Büyük Melek, nazik ama otoriter bir sesle. “Burada olmana şaşırmış olabilirsin. Ancak, ışık gücünün potansiyelini açığa çıkarman için bireysel bir eğitim alman gerekiyor.”

Melda şaşkınlıkla başını salladı. “Ama neden ben? Okuldaki diğer öğrencilerden farkım ne ki?”

Büyük Melek, Melda’nın omzuna elini koyarak, “Senin gücün, yüzyıllardır gelmeyen bir ışık gücü. Efsanelerde anlatılan bir meleğin mirasını taşıyorsun. Bu güç, sadece sana ait ve kontrol etmeyi öğrenmen gerekiyor. Aksi takdirde, senin için de, çevrendekiler için de tehlikeli olabilir,” dedi.

İlk Eğitim: Duyguların Kontrolü

Büyük Melek, Melda’yı odanın merkezindeki altın bir çembere yönlendirdi. Bu çember, enerji dalgalarını yoğunlaştıran bir yapıydı.

“Öncelikle, ışık gücünle bağlantı kurmanı sağlayacağız. Ancak unutma, ışık gücünü kontrol etmek, duygularını kontrol etmekle başlar. Hislerin ne kadar güçlü olursa, ışığın da o kadar yoğun olur,” dedi.

Melda, çemberin içine geçti. Büyük Melek, parlayan bir kristali havaya kaldırarak Melda’nın başının üzerinde tuttu. O anda, Melda’nın içindeki bir enerji dalgalanmaya başladı. Göğsünde bir sıcaklık hissi yükseldi, ama aynı zamanda biraz korku hissetti.

“Rahatla, Melda,” dedi Büyük Melek. “Korku, ışığını bastırır. Cesaret ve huzur, gücünü açığa çıkarır.”

Melda derin bir nefes aldı. Gözlerini kapadı ve içindeki ışığa odaklanmaya çalıştı. Ancak tam konsantre olmaya başladığı anda, içindeki karanlık bir düşünce ortaya çıktı: Ya başaramazsam? Ya bu güç beni kontrol ederse?

Büyük Melek, Melda’nın bu tereddüdünü hissetmişti. “Duygularını bastırma, Melda. Onlarla yüzleş. Işık, yalnızca karanlığını kabul ettiğinde güçlenir.”

İlk Işık Patlaması

Melda, içinde büyüyen korkuya rağmen ışığını hissetmeye çalıştı. O anda, kalbinde bir sıcaklık yayıldı. Ellerini kaldırdı ve hafif bir ışık huzmesi oluşturdu. Oda, bir anlığına yumuşak bir ışıkla doldu.

Büyük Melek başını hafifçe salladı. “Güzel bir başlangıç. Ancak bu sadece yüzeydeki güç. Daha derine inmeliyiz.”

Eğitimin Devamı

Günlerce süren bu gizli eğitimlerde, Büyük Melek Melda’ya ışığın farklı formlarını kullanmayı öğretti. Bazen ışıkla bir kalkan oluşturmayı, bazen ise saf enerjiyi manipüle etmeyi denediler. Ancak Melda’nın en büyük zorluğu, bu gücü doğru anda kontrol etmekti.

Eğitimlerin birinde, Büyük Melek ona özel bir kristal verdi. “Bu kristal, ışığın sembolüdür. İçinde tüm hislerini barındırır. Gücün dengelenmediğinde ona bak ve içindeki ışığı hatırla,” dedi.

Melda, kristali avuçlarına aldı ve başını salladı. Bu eğitim, onun kim olduğunu ve gücünün ne anlama geldiğini daha iyi anlamasını sağlıyordu. Ancak içten içe, hala kendine tam anlamıyla güvenemiyordu.

“Bana güven, Melda,” dedi Büyük Melek, onun tereddütlerini fark ederek. “Zamanı geldiğinde, gücünün büyüklüğünü ve ne kadar önemli olduğunu anlayacaksın.”

Melda, bu sözlerle eğitimine daha sıkı sarıldı. Büyük Melek’in rehberliğiyle, güçlerinin sınırlarını keşfetmeye ve kendini anlamaya bir adım daha yaklaştı.