Yeni Üyelik
23.
Bölüm

Gölgeler Vadisinde Bir Sır

@thegundiyer

 

Bölüm: Gölgeler Vadisinde Bir Sır

 

Melekler ve Şeytanlar Okulu’nun salonu, her zamanki gibi büyülü bir enerjiyle doluydu. Okulun müdürü, Büyük Melek, öğrencilerin karşısında belirmiş ve yeni bir görevden bahsetmişti: Gölgeler Vadisi’ndeki kayıp antik taşın bulunması. Bu taşın, Luci’nin güçlerini artırabilecek kadar tehlikeli bir enerjisi vardı. Eğer karanlık taraf bu taşı ele geçirirse, evrenin dengesi bozulabilirdi.

 

Görev Melda ve arkadaşlarına verilmişti. “Sadece ışık ve karanlık arasında dengeyi sağlayabilecek bir ekip bunu başarabilir,” demişti Büyük Melek, gözlerini özellikle Melda’ya dikerek.

 

Lale, planı oluştururken buz gibi soğukkanlıydı. “Gölgeler Vadisi hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Önce bölgeyi analiz etmeliyiz,” dedi. Sude omuz silkti. “Yani, analiz falan güzel de, bence orada karanlık yaratıklarla savaşacağımız kesin. Her an hazırlıklı olmalıyız.”

 

Selin, haritayı inceleyerek sessizce konuştu: “Gölgeler Vadisi, zamanı ve mekanı bükebilen bir yer. Eğer dikkatli olmazsak, hepimiz orada kaybolabiliriz.”

 

Defne, rüzgar kadar özgür bir ruhla, “O zaman fırtınalarımla yol açarım, kimse kaybolmaz,” dedi, yüzünde çocuksu bir gülümsemeyle.

 

Melda, onları izlerken içten bir gülümsemeyle başını salladı. “Birlikte olursak her şeyin üstesinden geliriz,” dedi. “Şimdi yola çıkma zamanı.”

 

Görev Başlıyor

 

Gölgeler Vadisi’ne vardıklarında, her şey sessiz ve ürkütücüydü. Vadinin içinde adeta bir karanlık perde asılıydı. İlk başta hiçbir şey görünmüyordu, ancak ilerledikçe yollar daraldı, ağaçlar şekil değiştirdi, ve gölgeler hareket etmeye başladı.

 

Bir süre sonra taşın parıltısını gördüler. Ancak bir sorun vardı: Taşı koruyan Gölge Sürüngenleri adı verilen tehlikeli yaratıklar, etraflarını sardı.

 

Sude, gölge alevlerini çağırarak yaratıklarla savaşmaya başladı. Lale, buz kalkanları oluşturup Melda’yı koruyordu. Selin, zamanı yavaşlatarak yaratıkların saldırılarını engelledi. Defne, fırtınalarıyla onları geri püskürtüyordu.

 

Ancak yaratıklar durmadan çoğalıyordu. O sırada Melda’nın içindeki ışık enerjisi parladı. Arkadaşlarının desteğiyle gücünü artırdı ve ışığı tüm gölge sürüngenlerini dağıtacak şekilde yayıldı. Vadide bir an için sükunet oluştu.

 

Tehlike Ortasında Bir Sır Açığa Çıkıyor

 

Tam taşı aldıkları anda bir başka enerji hissettiler. Vadinin karanlık zemini çatlamaya başladı ve altından eski bir mühür belirdi. Selin, dikkatle mührü inceledi. “Bu, Luci’nin güçlerini hapsetmek için yapılmış bir mühür. Ama bir kısmı zarar görmüş.”

 

Melda, mühre yaklaştığında birden zihninde eski anılar belirdi. Büyük Melek’in onu bir bebekken dünyaya götürdüğünü ve Luci’nin güçlerinden saklamak için bu mühürle koruduğunu anladı. Ancak mühürün artık güvende olmadığını fark ettiler.

 

Defne endişeyle sordu, “Melda, bu mühür neden seni etkiliyor?”

 

Melda sessizdi. Kalbi hızla atıyordu. Mührün onun geçmişiyle bağlantılı olduğunu hissediyordu. Gözlerini arkadaşlarına çevirdi. “Sanırım Luci’nin beni neden istediğini öğrenmeye başlıyorum.”

 

Sude, elini Melda’nın omzuna koydu. “Her ne olursa olsun, biz buradayız. Bunu birlikte çözebiliriz.”

 

Melda, arkadaşlarının kararlılığı karşısında güç buldu. “O zaman eve dönelim. Bu sırrı çözmek için hepimizin gücüne ihtiyacımız olacak.”

 

Vadiden çıkıp okula döndüklerinde, sadece antik taşı değil, Melda’nın geçmişine dair önemli bir ipucu da beraberlerinde getirmişlerdi. Ancak bu sır, beraberinde çok daha büyük tehlikeler getiriyordu.

 

Bu bölümün devamında daha fazla sır ortaya çıkabilir...

 

Loading...
0%