Yeni Üyelik
36.
Bölüm

İlk Sınav - Fırtına Geçidi

@thegundiyer

Bölüm: Fırtına Geçidi

 

Grup, tapınağa ulaşmak için kara gölge geçidini geçtikten sonra önlerinde uzanan rüzgarla dolu bir vadinin başına geldi. Uçurumlarla çevrili bu bölgeye adım atar atmaz, fırtınanın şiddetiyle irkildiler. Rüzgar öylesine güçlüydü ki, zemindeki taşları havalandırıyor ve her adımı bir mücadeleye dönüştürüyordu.

 

Etraflarında yükselen devasa sütunlar vardı. Her biri üzerinde parlayan eski dilde yazılmış semboller bulunuyordu. Defne, etrafı inceleyip grubun önüne geçti.

“Bunlar sıradan semboller değil,” dedi ve bir eliyle fırtınanın etkisini azaltmaya çalıştı. “Bunlar bir tür mühür. Rüzgarın kaynağı burada saklanıyor olmalı.”

 

İlk Adım: Güçlü Rüzgarla Mücadele

 

Sütunların arasında ilerlemeye çalıştılar, ancak her adımda rüzgar onları geri savuruyordu. Bora, kaslarını gererek öne atıldı ve gruba bağırdı:

“Herkes bir arada kalmalı! Ayrılırsak kayboluruz!”

 

Lale, rüzgarın soğukluğundan korunmak için buzdan bir kalkan oluşturdu. Ancak rüzgar kalkanı parçalayarak soğuğu daha da artırdı. Selin bir anda durdu ve dikkatlice sembollere bakarak konuştu:

“Bu fırtına sadece fiziksel değil. Ruhumuzu ve zihnimizi de test ediyor. Mühürleri çözmeden bu rüzgarı durduramayız.”

 

İkinci Adım: Şifreyi Çözmek

 

Sütunların üzerindeki semboller, bir tür bilmeceyi temsil ediyordu. Ancak bu semboller arasında belirli bir sıra yoktu. Selin sembolleri inceleyip diğerlerine döndü:

“Bunlar bir çeşit element dizisi. Doğru sırayı bulup sembolleri aktive etmeliyiz. Ama bir hata yaparsak fırtına daha da güçlenebilir.”

 

Sude, gölge alevleriyle sembollerin etrafını sarmaya çalıştı ve onların verdiği enerjiyi hissetti. “Burada farklı elementlerin enerjileri var,” dedi. “Ama bu sırayı çözmek zaman alacak.”

 

Melda ise ışık gücünü kullanarak sembolleri taramaya başladı. Her sembol, farklı bir renkte parlıyordu.

“Bu bir döngü gibi görünüyor,” dedi Melda. “İlk sembol ateş olmalı. Sonra hava, ardından su ve toprak.”

 

Cenk, Melda’nın söylediklerini dikkatle dinleyip bir sembolün yanına geçti. Karanlık gücünü kullanarak sembolü aktive etti. Ancak yanlış sembolü seçtiğini fark ettiklerinde, rüzgar bir anda daha da güçlendi ve etraf tozla doldu.

 

“Yanlış seçtik!” diye bağırdı Cenk.

“Hayır!” dedi Selin. “Bu sadece bize bir uyarıydı. Devam etmeliyiz!”

 

Üçüncü Adım: Rüzgarın Kaynağına Ulaşmak

 

Doğru sıralamayı bulduklarında, semboller birer birer parladı ve rüzgar bir süreliğine azaldı. Ancak geçidin sonuna ulaşmadan önce rüzgar, vadinin ortasında bir hortuma dönüştü. Hortumun içinde parlayan bir kristal görünüyordu.

 

Lale kristale doğru baktı. “Bu rüzgarın kaynağı o kristal,” dedi. “Onu yok etmeliyiz, ama çok güçlü görünüyor.”

 

“Birlikte çalışmalıyız,” dedi Melda. “Bu başka bir sınav. Burada bireysel güçlerimiz değil, ekip çalışmamız sınanıyor.”

 

Grup bir araya gelip bir plan yaptı. Defne, hortumun etrafında bir fırtına yaratarak rüzgarı saptırdı. Cenk, gölge gücünü kullanarak kristali çevreleyen enerji kalkanını zayıflattı. Sude’nin alevleri ise kristalin üzerindeki buz katmanını eritti.

 

Melda ışık gücünü odakladı ve kristale doğru güçlü bir enerji patlaması gönderdi. Bu birleşik saldırı, hortumu dağıttı ve kristal parçalanarak yok oldu.

 

Sonuç: Geçidin Açılması

 

Kristalin yok edilmesiyle birlikte vadideki rüzgar bir anda kesildi. Sütunlar sessizliğe bürünürken, fırtınanın kaynağını çözdüklerini anladılar. Geçidin sonundaki devasa bir kapı yavaşça açıldı ve tapınağa giden yolun bir sonraki bölümünü ortaya çıkardı.

 

Grup bir an durup nefes aldı. Bora, etrafa bakarak gülümsedi:

“Birinci sınav tamam. Ama bu daha başlangıç.”

 

“Birlikte olduğumuz sürece hepsini aşabiliriz,” dedi Melda kararlılıkla.

 

Ancak bu sınav onlara, güçlerinin yalnızca bireysel olarak değil, bir ekip olarak nasıl birleştiğinde daha etkili olabileceğini göstermişti. Birbirlerine daha fazla güvenmeleri gerektiğini öğrenmişlerdi.

 

Ve böylece, bir sonraki sınavın ne getireceğini bilmeden, yollarına devam ettiler.

 

Loading...
0%