@thegundiyer
|
Bölüm 25: Ortak Ders
Haftanın en heyecanla beklenen günüydü: Melekler ve şeytanların birlikte ders işlediği o gün. Ortak dersler genellikle büyük salonun merkezinde, izleyicilerin de rahatça görebileceği bir alanda yapılırdı. Bugünkü dersin konusu savunma stratejileri idi. Amaç, birbirine zarar vermeden yeteneklerini kontrol ederek savunma yapmayı öğrenmekti.
Büyük salonun ortasında geniş bir dövüş alanı belirlenmişti. Melekler ve şeytanlar, iki gruba ayrılarak sıralar halinde oturmuş, dersi izliyorlardı. Eğitmen, hem bir melek hem de bir şeytan tarafsızlığını temsil eden güçlü bir rehberdi.
“Bugünkü dersimizde, saldırıya karşı savunmayı ve kendi yeteneklerinizi kontrol etmeyi öğreneceğiz,” dedi eğitmen. “Amacınız, rakibinize zarar vermeden onu etkisiz hale getirmek. Bu, güçlerinizi kontrol etmenin temel bir adımıdır.”
İlk eşleşmeler sıradan ilerledi. Buz ve ateş güçleri arasında ilginç bir mücadele oldu; zamanı kontrol eden biri, hızla hareket eden bir rakibine karşı avantaj sağladı. Herkes dikkatle izliyor, alkışlıyor ya da hafifçe gülüşüyordu.
Melda ve Cenk’in Sırası
“Şimdi sıra Melda ve Cenk’te!” diye bağırdı eğitmen.
Melda şaşkınlıkla ayağa kalktı. Henüz gücünü tam anlamıyla kontrol edemiyordu ve bu durum onu biraz geriyordu. Ancak arkadaşları ona cesaret veren bakışlar attı.
“Yapabilirsin, Melda!” diye fısıldadı Lale, yanında oturduğu yerden.
Melda sahaya doğru yürürken, karşısında Cenk’i gördü. Cenk, kendinden emin bir şekilde sıradan bir gülümsemeyle ayağa kalkmıştı. Şeytanların olduğu taraftan küçük alaycı sesler duyuluyordu, “Bakalım ne kadar dayanacak?” diye mırıldanan birkaç kişi vardı.
Cenk, Melda’ya dönerek hafifçe başını eğdi. “Endişelenme,” dedi sakin bir sesle. “Bu sadece bir ders.”
Melda derin bir nefes aldı. Sadece bir ders… Sadece bir ders, diye tekrar etti kendi kendine.
Karşılaşma Başlıyor
Eğitmen elini havaya kaldırdı. “Başlayın!”
Cenk ilk hamleyi yaparak saldırıya geçti. Karşısındaki bir melek olduğu için gücünü dikkatlice kullandığı belliydi. Kara alevler avuçlarında parladı ve dikkatlice Melda’nın etrafına bir halka çizdi.
Melda ise savunma pozisyonuna geçti, ama ışık gücünü kontrol etmekte hala tereddütlüydü. Sadece kollarını savurarak bir bariyer oluşturmaya çalıştı. Ancak bu, Cenk’in alevlerini tamamen engellemeye yetmedi ve kendini biraz geri çekmek zorunda kaldı.
“Eğer savunmaya odaklanırsan daha uzun süre dayanabilirsin,” diye uyardı Cenk, hafif bir gülümsemeyle. Ancak bu, Melda’nın içindeki inadı uyandırdı.
Melda aniden ileri atıldı. Ellerini kaldırarak bir ışık parıltısı oluşturmayı denedi, ama gücünün kontrolden çıkmasından korktuğu için yeterince etkili olamadı. Bu sırada Cenk, kara alevlerini tekrar yoğunlaştırdı ve Melda’yı hafifçe yerinden sıçrattı.
Bağlantı Anı
Karşılaşma devam ederken, Melda ve Cenk’in bakışları bir an için kesişti. O an Melda, Cenk’in yüzünde bir şey fark etti. O, sadece bir şeytan değil gibiydi. Bakışlarında bir sıcaklık, bir merhamet vardı.
Cenk ise Melda’nın parlayan gözlerine bakarken içinde bir huzur hissetti. Bu huzur, onun karanlık gücünü bile anlık olarak dengeliyordu.
“Haydi, Melda! Yapabilirsin!” diye bağırdı arkadaşları. Bu sesler Melda’ya cesaret verdi.
Melda, kendini toparladı ve bir kez daha savunma pozisyonuna geçti. İçinde, gücünü kontrol edebileceğine dair bir güven hissi doğdu. Ellerini kaldırdı ve bu kez hafif bir ışık dalgası yaratarak Cenk’in saldırısını tamamen durdurmayı başardı.
Salon alkışlarla doldu. Melekler ve şeytanlar, bu mücadeleden oldukça etkilenmişti.
Eğitmenin Yorumu
Eğitmen araya girdi. “Harika bir mücadeleydi! İkiniz de gücünüzü kontrol etme konusunda önemli bir adım attınız,” dedi. “Ancak, Melda’nın ışık gücü ve Cenk’in karanlık alevleri bir araya geldiğinde ilginç bir denge oluşturdu. Bu dengeyi daha fazla geliştirmek için birlikte çalışmanız gerekebilir.”
Melda ve Cenk birbirlerine baktılar ve hafifçe gülümsediler. Savaş bitmişti, ama ikisi de bu anın sadece bir başlangıç olduğunu hissediyordu.
|
0% |