@thequeenofdreams_
|
“Arya, daha bitmedi mi?” “Bir yerinde dur ama Yıldız! Eğer hareket edersen bozulur haberin olsun!” “İyi be!” Ne mi oluyor? Küçüklükten beri can yoldaşlarımdan biri olan Arya,12.sınıflar için düzenlenen mezuniyet balosu için makyajımı yapıyor. Tabii ben fazla makyaj sevmediğim için bu durumdan hoşnut değilim. “İşte bu kadar!” Gözlerimi açıp aynaya baktığımda bu balonun 8.sınıf mezuniyet balosundan daha farklı olacağını anladım. O zamanlar fazla özgüvenli olmadığım için çok içime kapanıktım ve Furkan'ın bile dikkatini çekmiyordum. Furkan mı kim? Ortaokulun başından beri sevdiğim çocuk...O ,12 yaşından beri bana umutların en büyüğünü veren ve sürekli hayal kırıklığına uğratan çocuk...Daha sayayım mı? Seni seven bir kızı neden bu kadar üzesin ki? Biz küçüklük arkadaşıyız demene rağmen onun seni sevdiğini bile bile gelip ona neden umut verici imalarda bulunasın ki? Neden! Nedenini söyleyeyim. Egonu tatmin etmek istersin. O sana seni sevdiğini söylerken o ortamda olan kişilerin senin bir hayranın olduğunu bilmelerini istersin. Fakat ne yazık ki o korkak kız, sana bu şansı vermez. "Yıldız! Daldın gittin yine. Haydi kalk da giyin, sonra saçını yapalım." Arya'nın söyledikleriyle yerimden kalkıp yatağın üzerinden elbisemi aldım ve odadaki banyoya geçtim. Kapıyı kapattığımda gözlerimi kırpıştırdım ve başımı iki yana salladım. Hayır ,Yıldız! Sakın,sakın düşünme onu! Artık önüne bak ve bu gece kalbinin bu olaya son vermesini sağla. Yoksa bu yolun geri dönüşü yok... Düşüncelerimden sıyrılıp elbisemi giydiğimde kapıyı açtım ve kızların çığlık atmalarını kızararak izledim. "Bir susun ya!" "Kızım muhteşem olmuşsun, muhteşem!" Kıkırdadım. "Tamam, yeter! Haydi giyin üstünüzü siz de, haydi! Mutfağa geçtiğimde ilk önce annem, sonra Şebnem teyze sonrasında da Aylin teyze başını bana çevirdiğinde gülümsedim. Annem yüzündeki tebessümle ayağa kalkıp bana sarıldı. "Allah , inşallah hakkında hayırlı olanı nasip eder yavrum benim." Aylin teyze ve Şebnem teyze de annemin sözünün arkasından "Amin." dediklerinde güldüm ve ben de anneme sımsıkı sarıldım. Akşam Saatleri Arabadan inerken babam yanağıma bir öpücük kondurdu. "Dikkatli olun ve eğlenmenize bakın kızım.Çocuğun teki sana yanaşırsa da hemen beni arıyorsun." Kıkırdadım. "Tamam baba,merak etme sen."deyip ben de onun yanağına bir öpücük kondurdum ve arabadan inip beni kapıda bekleyen kızların yanına yürüdüm.Kızların yanına vardığımda beraber içeriye geçtik ve girişteki koltukta oturan Dilan Hoca'nın yanına yürüdük. Dilan Hoca 9 ve 10.sınıf rehber öğretmenimizdi ve üstümüzde büyük emeği vardı.Bu yüzden bizde yeri ayrıydı.Dilan Hoca bizi gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. "Hoşgelmişsiniz canlarım!Ne de güzel olmuşsunuz böyle,maşallah."Güldük. "Siz de çok güzel olmuşsunuz hocam." "Teşekkür ederim."deyip güldü ve bir salonu işaret etti. "Şu salona geçeceksiniz çocuklar."Hocaya teşekkür edip salona geçtiğimizde boş bir masa bulup oturduk. "Yıldız." Onun sesini duyduğumda derin bir nefes aldım.Tam ona dönecektim ki Nihal sert bir şekilde konuştu. "Bir şey mi vardı Furkan?!"Furkan boğazını temizledi. "Yıldız ile konuşmam lazım."Derin bir nefes aldım ve Nihal'in kolunu sıvazlayıp Furkan'a döndüm. "Aman Yarabbi!" İç ses,kapa çeneni!!! "Ne var ya!Çok tatlı olmuş işte!!!" Eğer onun yanında beni yanlış bir şey yapmaya itersen kötü olur,haberin olsun! "Hıı,ben de öyle diyordum." "Konuşacağız." Kaşlarımı çattım."Konu ne?" "Eğer gelirsen bunu öğreneceksin." "Furkan,konu ne dedim !"Benden böyle bir tepki beklemediği içi afalladı.Tabii,sürekli ona gülümseyen,kusurları olmasına rağmen yine onu sevmekten vazgeçmeyen kızın hiç görmediği bir tarafını görünce ne yapacağını ne diyeceğini şaşırır insan. Boğazını temizledi ve toparlandı. "Konu sen ve ben." NE DEDİ O? "Sen ve ben dedi işte.Şimdiye kadar sana böyle bir konuyu açmayan çocuk sana ilk defa bir şeyi itiraf etti!DAHA NE BEKLİYORSUN?!" Yutkundum ve kızgınlığımı yüksekte tutmak için çaba harcadım. "Nasıl yani?" "İşte tam da bu konuyu konuşacağız.Haydi,lütfen." Dudaklarımı ısırdım ve Arya'ya baktım.Arya bana onaylarcasına göz kırptığında yerimden kalktım ve Furkan'ın beni elimden tutup götürmesine izin verdim.Salondan çıktığımızda beni merdivenlere yönlendirdi.Hatırladığım kadarıyla yukarıda kimse yoktu.Yukarıya çıkıp küçük bir salona girdiğimizde Furkan kapıyı kapatıp kilitledi.Gözlerimi büyüttüm. "Ne yapıyorsun sen!Derdin ne senin?!O-o anahtarı nereden buldun?!" Güldü. "Korkma,sadece konuşacağız.Söylediklerimden sonra kaçmaman için kilitledim kapıyı.Ve hatırlatırım,bu binanın sahibi amcam.O verdi anahtarı."Sinirle güldüm. "Ne dedin de verdi?"Sırıttı. "Hayırlı bir iş için dedim." Gözlerimi kapattım sinirle. Sakinleştiğimi düşündüğümde geçip bir sandalyeye oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Sonra o acı dolu cümle döküldü dudaklarımdan. "Furkan...Sen ve ben...Bu saatten sonra olamayız."dedim ve ona baktım. Gözleri doldu.Ama sen böyle yaparsan işim zorlaşacak. "Ne demek olamayız Yıldız?Ben seni..." "Sevmedin Furkan!"dedim ağlamaya başlayarak ve devam ettim. "Tamam,sevmemiş olabilirsin ama çok üzdün sen beni.Aradan sekiz yıl geçmesine rağmen beni yine aynı sebeplerle üzdün.Seni sevdiğimi bile bile benimle dalga geçtin.Seni sevdiğimi bile bile önümde o Senem sürtüğüyle öpüştün.Üçüncü sınıftan beri arkadaştık,kardeş olduk diyen sen değil miydin?Kardeş olmamız bana acı verse de bir insan kardeşinin önünde onu üzecek onu acıtacak şeyler yapar mı?Söyle bana." "Ortaokulda tamam,seni sevmediğim doğru,seninle dalga geçtiğim de doğru.Özür dilerim.Ama lisede sana karşı hislerim değişmeye başladı Yıldız,inan bana.Sana karşı ne hissettiğimi bile bilmeden nasıl sana adım atabilirim?Söyle bana." Sinirle güldüm. "Aynen, o gün önümde Senemle öpüşürken de hislerini sorguluyordun değil mi? Ya da ben o anda bayıldığımda ve hastaneye yanıma gelmediğinde hislerini sorguluyordun." Furkan yanıma varıp elimi tuttu. "Yıldız,ama şimdi seni seviyorum, her şeyi silip yeni bir başlangıç..." Kaşlarımı çattım ve hırsla yerimden kalktım. "Ne silmesi ya?! Ne diyorsun sen Furkan! Ben seni kaç kere silip attım sonra affettim ama senin hiç haberin yok tabii.Ama bundan sonra yok öyle! Her şey bitti!Anladın mı beni?!" "Bitmedi!!!" "Bitti!" "Bitemez Yıldız!" "Furkan anla şunu! Seni artık..." Tamam, seviyordum ama sözümü kesen bu tereddütüm değildi. Furkan'ın beni öpmüş olmasıydı. FURKAN-BENİ-ÖPMÜŞTÜ!!! "İşte bu ya!" Yelkenleri suya indirme sakın, sakın!!! "Pardon duyamadım." Ellerimi Furkan'ın yakasına getirip sıktığımda kendime kızmakla kalmıyor, saydırıyordum. Of Yıldız, ne yaptın sen?! Furkan dudaklarımdan ayrıldığında yanaklarımdaki ellerini anca hissedebildim. Peki ben ne yaptım?! "Yooo, ben bir şey yapmadım!" Onu kendime çekip tekrar öptüm. Evet, bu doğru. İnanın, cidden. Neden böyle bir şey yaptım ben de bilmiyorum ama eve gidince kafamı yastığıma gömüp çığlık atacağımı, kendime saydırmakla kalmayıp kafamı duvarlara vuracağımı çok iyi biliyorum. O da bana karşılık verdiğinde her tarafım titriyordu ve bayılmak üzereydim. Ayrıldığımızda alnını alnıma yasladı. "Tamam, geçmişi silmeye gerek yok. Ama hatalarımı telafi edeceğim, sana söz veriyorum." Bir adım geriye gidip önceki oturduğum sandalyeye bıraktım kendimi ve ona baktım. Bana gülümsüyordu. Kaşlarımı çattım ve başımı iki yana salladım. "Seni öpmüş olmam... Seni affettiğim anlamına gelmiyor, biliyorsun değil mi?" Derin bir nefes aldı. "Ne de olsa hala beni sevdiğini biliyorum ya. Bu yeter. Kendimi sana affettireceğim Yıldız. Söz veriyorum." deyip kapıya yürüdü. Kilidi açtığında ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Kapıda durup ona baktığımda bana hüzünlü bir tebessümle bakıyordu. Derin bir nefes aldım. "Düşüneceğim Furkan. Tamam mı? O zamana kadar bekle." Elleriyle avcumu açıp elime bir anahtar bıraktı. "Evimin anahtarı. Kapım her zaman açık sana." Gülümsedim ve aldım anahtarı. Gözlerim doldu. "Umarım ihtiyacım olur." deyip salondan ayrıldım ve aşağıya indim.Balonun olduğu salona geçtiğimde Derya yoktu. Nihal ve Arya masada oturuyordu hala.Yanlarına vardığımda bana merakla baktılar. Gülümseyip yanlarına oturdum. "Derya nerede?" "Çağatayla konuşuyorlar dışarıda. Sen ne yaptın?" Dudağımı ısırdım. "Şey...Beni sevdiğini söyledi..." Kaşlarını çattı. "Sen de inandın mı?!" Sinirle güldüm. "Kendini sorguluyormuş tüm lise yılları boyunca. Ben de' Senemle öpüşürken de mi kendimi sorguluyordun?' dedim." "Hah, iyi demişsin!O ne yaptı?" Gözlerimi devirdim. "Her şeyi silip yeni bir başlangıç yapmak istediğini söyleyecekti ama ben kızınca sustu.Onu kaç kere sildiğimi ve kaç kere affetiğimi sordum. Cevap veremedi. Sonra her şeyin benim için bittiğini söyledim." Dudaklarımı ısırdım. Arya ve Nihal bana merakla bakarken yutkundum. "Artık onu sevmediğimi söyleyecektim...Ama..." Derin bir nefes aldım. Arya merakla, "Ama?" diye sorduğunda gözlerimi kapattım. "Beni öptü." "Ne?!" diye şaşkınlıkla bağırdıklarında yerimde sıçradım. "Sen ne yaptın?" "Kendimi tutamadım." "Off Yıldız! Eee?" "Hatalarını telafi edeceğine söz verdi.Sonra bana ev anahtarını verip istediğim zaman evine gidebileceğimi söyledi." deyip anahtarı gösterdim ve çantama koydum. "Bu kadar mı?" Başımı salladım. "Ben de umarım ihtiyacım olur deyip yanından ayrıldım." Arya gülümsedi ve derin bir nefes aldı. "Umarım! Umarım yanılmazsın Yıldız. Ama benim içimde kötü bir his var." "Zaten onunla sevgili değilim ki. Eğer gerçekten hatalarını telafi ederse ben de ona bir şans veririm." Başını salladı ve derin bir nefes aldı. O sırada gözüme dışarıdan ağlayarak gelen Derya takıldı. Hızla ayağa kalktım. "Kızlar benim konuşmama daldık da Derya'ya bakın siz!" dedim ve hızla yanına yürüdüm. Derya bana sımsıkı sarıldığında daha beter ağlamaya başladı. "Çok acı..." Hıçkırdı. "Birbirimizi sevmemize rağmen kavuşamamamız çok acı..." dediğinde saçlarını okşadım şefkatle. "O acının geçeceğini söyleyemem ama alışacaksın.Acıya alışacaksın ve onunla yaşamayı öğreneceksin." Bana daha sıkı sarıldığında saçlarını okşamaya devam ettim ve yanımıza gelen Aryayla Nihal'e baktım. "Kızlar, size de uyarsa gidelim bence. Derya ağlarken eğlenmek hiç içimden gelmiyor." dediğimde Derya kolumu sıvazladı. "Hayır, siz eğlenmenize bakın, ben babamı ararım gelir alır beni." Kaşlarımı çattım. "Derya, biz birbirimizin can yoldaşıyız! Birimiz düşerse diğerimiz de düşer! Ama hep beraber kalkarız ve yolumuza daha güçlü devam ederiz! Anladın mı?" Buruk bir tebessümle bize baktı. "İyi ki varsınız." deyip koluma girdiğinde Nihal de diğer koluna girdi ve çıkışa yürümeye başladık.Aynı anda Arya da Nihat amcayı arıyordu gelmesi için. " Furkanla ne konuştunuz? " Gülümsedim."Şimdi bunun sırası değil canım. İlk önce kendini bir toparla. Tamam mı? " Başını salladı ve "Tamam." deyip başını omzuma yasladı. Acı geçmez. Acı hiçbir zaman tükenmez. Sadece derinlere gömülür ve bir süre sonra onunla yaşamaya alışırsın. Hani "Geçecek." derler ya. Yalan. Acı olduğu gibi kalır. Sadece derinlere gömüldüğü için sen hafiflediğini sanırsın. Derya da alışacaktı ve o acı kalbinin derinlerinde öylece kaybolup gidecekti. Bir gün o acı gün yüzüne çıktığında ise sadece yüzünde buruk bir tebessüm kalmış olacaktı. Ama gözünden bir damla yaş düşmeyecekti. |
0% |