@thequeenofdreams_
|
Yıldız'dan Bana sarılıp ağlayan Meltem'in saçlarını okşuyordum üzgünce. Neler olduğunu gerçekten merak etmiştim. Benden ayrıldığında gözleri kıpkırmızı olmuştu ağlamaktan. Derin bir nefes aldı. "Yankı beni aldattı. Yine ve yine aynı şeyleri yaşadım. Yine ve yine." dediğinde büyük bir şoka girdim. Şu an Yankı'yı dövmemek için kendimi zor tutuyordum. Koluna girdim ve onu salona sürükledim. Onu bir koltuğa oturttum ve yastığı kanepenin ucuna koyup onun uzanmasını sağladım. "Ben hemen geliyorum canım. Bekle beni tamam mı?" Başını salladığında hızla mutfağa geçtim ve dolabı açıp süt aldım. Sütü cezvede ısıtırken bir kupa çıkardım ve içine bal koydum. Süt yeterince ısındığında onu kupaya boşalttım ve kupayı alıp mutfaktan ayrıldım. Salona geçtiğimde Meltem kanepede uzanmış, gözleri kapalı öylece duruyordu. "Meltem." Gözlerini açıp elindekini gördüğünde bana gülümsedi ve doğrulup sırtını yastığa yasladı. Eline kupayı verdiğimde burnunu kupaya yaklaştırdı ve derin bir nefes çekti içine. Gülümsedim. Küçükken hiç süt sevmezdi ama ben alıştırmıştım ona bunu. Şimdi de bağımlısı olmuştu ve kendini kötü hissettiğinde onu bir tek içecek rahatlatabiliyordu. O da süt... Sütten bir yudum aldığında ayaklarının dibine oturdum. "Biraz daha iyi misin?" Başını salladı. "Evet. Teşekkür ederim." Derin bir nefes aldım. "Anlatmak ister misin?" "Anlatacağım, merak etme." Boğazını temizledi ve sütü yanındaki sehpaya koydu. "Bugün... Sabah kalktığımda ablamın yüzü bembeyazdı. İki aydır kötüydü zaten. Ama bugün sanki öncekilere nazaran daha kötüydü. Aramız bozuktu çünkü." Kaşlarımı çattım. "Aranızın kötü olmasının sebebi ne?" "Yankıyla sevgili olduğumu öğrendiğinde çok sinirlendi. Lisedeyken zaten beni sürekli Yankı'dan uzak tutmaya çalışıyordu. Bu sefer aramız daha beter oldu." "Peki bu sabah?" "Bu sabah... Dediğim gibi yüzü bembeyazdı. Ne olduğunu sordum. Yine Yankı deyince benim tepem attı. Sonra bir şey söyledi. İnanıp inanmamam gerektiğini bile kavrayamadım." "Ne söyledi?" Gözleri dolmuştu. "Yankı... Yankı'yı biriyle görmüş." "Eee?" "İnanmak istemedim. Ondan ayrılayım diye yapıyorsun dedim. Ama içimde zaten hep bir şüphe vardı. Sonra kırıldı ki kırılmakta haklı. Sana niye yalan söyleyeyim dedi. Belli üzülmüştü. Yine de konuştum. Ondan ayrılmam için her şeyi yaparsın dedim banyoya girdim. Çıktığımda işe gitmişti. Kahvaltı bile etmemiş. Ah Yıldız ne kadar da salağım! " Derin bir nefes aldım. "Büyük ihtimalle inanmak istemediğinden söyledin bunları. Kendini bu kadar suçlama. Peki sonra ne oldu?" "Evden çıktığımda otobüse bindim hemen. Yankı aradı sonra. Seni çıkışta alayım mı dedi. Ben de memnuniyetle kabul ettim tabii. İçim de bir taraftan rahatlamıştı." Sütünü alıp yudumladı ve devam etti. "Okuldan sonra onu beklemek için bir yere oturdum." Sinirle güldü. "Aptal gibi tam bir saat onu orada bekledim. Tam bir saat!" Kaşlarımı kaldırdım. "Eee?" "Sonra içim huzursuz oldu. Ben de evine gideyim bakayım dedim." Gözlerinden akan yaşlarla elini tutup okşadım. "Gitmez olaydım. Kapıyı açan kişi Yankı değildi. Üstüne Yankı'nın gömleğini giymiş olan Doğa açmıştı kapıyı. Arkada da üstü çıplak Yankı..." Sımsıkı sarıldığımda yüzünü omzuma dayayıp ağlamaya devam etti. En son sakinleştiğinde yavaşça ayrıldı benden. Derin bir nefes aldı. "Daha bitmedi." "Devam et o zaman." dediğimde başını salladı. "Şey...Ben Yankı'ya giderken Onur aramıştı takside. Bize gel film izleyelim diye. Onu aradım. Çok kötü olduğumu söyledim. Hemen geldi. Sarıldı, destek oldu. Sonra evine gittik. Tabii ben uyumuşum. Uyandığımda kendimi evde buldum." Gülümsedim. "Onur seni çok seviyor. O olmasaydı ne olacaktı?" Başını salladı ve gülümsedi. "Evet, o benim baştan beri en büyük destekçimdi." "Devam et." "Bizim Kaderle Uğur da gelecekti film izlemeye. Onlar geldiğinde yemek söyledik. Tabii Yankı bu sırada boş durmadı. Tam kuryenin geldiği vakit Yankı kapıda belirdi." 💙💙💙 Yankı'nın dediklerini bana bir bir anlattığında resmen sinirim bozulmuştu. "Sen kendini ne zannediyorsun ya, pisliğe bak." "Orası ayrı sinir bozucuydu zaten." "Eee?" "O gittiğinde ben Onur'un odasına kaçıp kapıyı kapattım ve birazcık ağladım. Sonra Onur'un sesini duyunca toparlanıp kapıyı açtım. Yine sarıldı bana, yine ruhumu iyileştirdi." Tebessüm ettim. Yüzü gülüyordu. Onur'dan bahsederken sürekli yüzü gülüyordu. "Neyse yemeğimizi yedik, filmimizi izledik. O sıra tabii benim uykum gelmiş başım Onur'un dizinde. Kaderle Uğur gidince kalktım. Sonra biraz daha konuştuk. Ardından da hiç olmayacak bir şey oldu." deyip gözlerini kapattı ve dudaklarını ısırdı. Kaşlarımı çattım. "Ne oldu?" "Şey...Zaten birbirimize oldukça yakındık." Derin bir nefes aldı. "Neden yaptım bilmiyorum." deyip elleriyle yüzünü kapattığında gözlerimi büyüttüm. "Meltem?! Ciddi olamazsın!" "Ciddiyim." dedi ellerinin altından boğuk gelen sesiyle. Güldüm. "Eee?" "Sonra...O da karşılık verdi. Bildiğin böyle...Öpüştük yani." deyip ellerini yüzünden çekti. Kıkırdadım. "Kızım sen manyak mısın?" "Galiba." dediğinde kahkaha attım. "Of sus Yıldız ya!" "Tamam tamam sen devam et." dedim kendimi zorla dizginleyerek. "Sonra çıktım ben hemen evden. Peşimi bırakmadı. Seni bu saatte yalnız bırakamam dedi. Ben de kabul etmek zorunda kaldım. Beni eve kadar getirdi. Arabadan inmeden önce özür diledim. Bir anlıktı neden yaptığımı bilmiyorum dedim. O da kendimi açıklamak zorunda olmadığımı, aramızın açılmasını istemediğini söyledi. Yine eski zamanlara döndük, rahatladım. Sonra birbirimize iyi geceler diledik." Gülümsemem genişledi. "Meltem, böyle bir ARKADAŞA sahip olduğun için çok mutluyum." dedim arkadaş kelimesine baskı yaparak. Gözlerini devirdi. "Offf Yıldız." "Tamam, pekâlâ, asıl merak ettiğim şey neden tekrar ağlamaya başladın." Derin bir nefes aldı. "Şey...Eve girdiğimde ablama seslendim. Annemler aramıştı okuldayken. Evde bir ablam olacaktı. Ama yoktu. Ablam da yoktu. Annemi aradım. Ablan Damla ablanlarda dedi. Ablamı aradığımda da biraz daha orada kalacağını söyledi. Telefonu kapattığında onu çok kırdığımı anladım. Gözünden bir damla yaş aktığında saçlarını okşadım. Sütünü alıp hepsini içtikten sonra elindeki kupayı aldım ve mutfağa götürdüm. Kupayı makineye koyup mutfaktan çıktığımda zilin çalmasıyla kaşlarımı çattım. Kapıya varıp kim o diye sorduğumda Ege'nin sesini duymamla gülümsedim ve kapıyı açtım. Göz göze geldiğimizde sımsıkı sarıldım. O da bana sarılıp saçlarımı öptüğünde huzurla gözlerimi kapattım. O sırada arkadan Meltem'in sesi geldiğinde hemen ayrıldım ve boğazımı temizledim. Meltem kıkırdadı. "Yıldız, yapma böyle. Size baktıkça ben de mutlu oluyorum. Bir dostun mutluluğuyla mutlu olmak ne kadar güzel bir şey biliyor musun?" dediğinde tebessüm ettim. "Eda abla bizde. Bu arada burada neler dönüyor?" deyip kaşlarını kaldırdığında derin bir nefes aldım. "Şey...Sonra konuşuruz bunu. Bugün Meltem'in üstüne fazla gitmeyelim." "Ayyyy, karı koca gibisiniz." dediğinde gözlerimi büyüttüm. "Kızım sen manyak mısın?" Sonra gıcık etmek için bir şey hatırlamış gibi kahkaha attım. "Evet, manyaksın, mesela bugün yaptığın şey." dediğimde Meltem gözlerini devirdi. "Shut up!" Ege, "Olay ne?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım. "Önemli değil. Yani bence önemli değildir. Sonuçta onlar sadece arkadaş." dediğimde Meltem ofladı. "Sen çok gıcık bir arkadaşsın. Ben ablamın yanına çıkıyorum. " dediğinde bize doğru ilerledi. Sarılıp öptüğümde o da dayanamayıp bana sarıldı. "Önemli bir şey olursa arıyorsun." dediğimde başını salladı. "Tamamdır. İyi geceler." "Sana da bebeğim." Evden çıktığında Ege kapıyı kapattı. "Yağız uyudu mu?" Başımı salladım. "Ben de Meltemle sohbet ediyordum." "Meltem solgun görünüyordu." Derin bir nefes aldım. "Yankı onu aldatmış." Gözlerinden büyük bir öfke geçerken kolundan tuttum. "Ege, o pisliğin seviyesine düşme, tamam mı?" Sakinleşmek için derin bir nefes aldı. "Pekâlâ, ama bu iş burada bitmedi." dediğinde sımsıkı sarıldım. "İyi ki varsın." dediğimde saçlarımı okşadı. "Gel, az otur." Elinden tutup salona çektim. Onu koltuğa oturttuğumda ben dizine yattım. "Hanımefendiye bak sen. Uykumuz mu gelmiş?" dediğinde gözlerine baktım gülümseyerek. "Evet, çok uykum var." Saçlarımı okşadığında gözlerimi kapattım huzurla. Bu adamı çok seviyorum... Ertesi Gün "Ablaaa." Yağız'ın sesini duymamla gözlerimi açtığımda Yağız yatağımın üstüne çıkıp zıplamaya başladı. "Hadi kalk, hadi kalk, hadi kalk." Kıkırdadım ve hızlıca doğrulup onu kucağıma oturttum. Onu gıdıklamaya başladığımda "Abla, bırak beni!" dedi aynı anda gülerken. Sonunda bıraktığımda koşar adım odadan çıktı. Yataktan kalkıp genleştim ve banyoya geçtim. Yüzümü yıkayıp çıktığımda dolabı açıp gri tişörtümle açık renk kotumu alıp giyindim. Belime de çizgili gömleğimi bağladığımda saate baktım. 08.30 "Yıldız, biz çıkıyoruz! Çıkışta istersen pastaneye gel." "Tamam." diye seslendiğimde kapının kapanma sesi geldi. Ben de mutfağa geçip bir şeyler atıştırırken telefonum çaldı. "Ege Arıyor" "Allooo." "Güzelim, napıyorsun?" "Offf napayım, kahvaltı." "Pekâlâ. Seni kaçta alıyorum?" "Immm, on dakika sonra falan." "Tamamdır, öptüm canım." "Öptümm."deyip telefonu kapattım ve kahvaltımı devam ettim. Daha sonra hızlıca ortalığı topladığımda Ege aradı ve beni beklediğini söyledi. Notlarımı giyip siyah veremi taktım ve hızla evden çıktım. Aşağı indiğimde Ege beni arabada bekliyordu. Arabaya bindiğimde yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın." "Günaydın." Yola çıktığımızda konuştu tekrar. "Meltem'den haber aldın mı?" Başımı salladım. "Evet, kahvaltı yaparken konuştuk biraz. Ablasıyla arası düzelmiş ama hala sesi cansız geliyordu." Derin bir nefes aldı. "Peki ona yardım etmemiz için ne yapmamız gerekiyor biliyor musun?" Gülümsedim. "Gayet iyi biliyorum. Dün çok ağladı. İçini döktü, rahatladı. Şimdi de mutlu olma zamanı diye düşünüyorum. Kendine zaman vermeli ama kendine zaman verirken sürekli düşünmemeli de. O yüzden yapmayı düşündüğüm bir şey var." Kaşlarını kaldırdı. "Neymiş o?" Kıkırdadım. "Bir arkadaş(!)la güzel bir tatil..."
|
0% |