Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@theruya_m

YILDIZLAR 3 Bölüm

Daha 12 yaşımda geceleri evden kovulup saatlerce sokakta oturup ağlardım aynı şeyleri çoğu kez yapardım hatta bazı geceler sokaktan geçen bir kaç insanlar vardı arkamda duran bir adamın gölgesi önümde belirginleşti. Korkuyla arkamı dönüp baktığım kişi çok genç bir okadar çekici gelmişti. Yumşak ses tonuyla, “yanına oturabilirmiyim.” Dedi ben ise ne hayır ne evet demeyerek önüme dönüp elimde ki inciden yapılan kolyeyi tutuyordum. Bir taşın üzerine oturmak saatlerce orada oturmak evet o kız çocuğu bendim. sessizce sol tarafıma geçti ve yanıma oturdu gözleri elimde ki inci kolyedeydi Bir an bile olsun yanıma oturan genç benimle aşağı yukarı aynı yaştaydı gözlerimde ki yaş damlacıkları İnci kolyenin üzerine düştüğünde hafif ürkek sesini duydum. “Seni üzen şey nedir?” Kaba bir şekilde yanıt verdim. “Seni ilgilendiren nedir peki”. Senli benli konuşmamız aslında aynı apartmanda yaşıyorduk sesini tekrar duydum bu sefer Herşeyi görmüş ve şahit olmuş gibi söyledi “Ailen yüzündenmi ağlıyorsun Arya.”

Gözlerim bir an ona döndü tekrar koyu Ela gözlerine baktım dudakları dolgulu her saniyesinde dudaklarım aralanıp söyleyecek gibi oluyorum dilimin ucuna gelen cümleyi diyemiyordum. “Ben..” meraklı gözlerle, “Evet sen?” Nasıl söylenirdi bu gerçek nasıl bir kız evladı Annesinin başka bir adamla yattığını dile getirebilirdi ki? Son iki saniye sonra kalbimde açılan yaranın asla bir daha kapanmayacağını hissetim.. nefesim kesilecek gibi hissediyordum boğazım düğümlenmişti san ki. Nedendir bilmem kendimi tutamadım en içten duygularımla haykırdım. “Alp Babam beni terk etti Annem ise başka bir adamla yatakta…!” Hemen eliyle ağzımı kapatarak susmamı sağladı ortalıkta sokaktan geçen insanlar oluyordu gözlerim yaşlı bir şekilde etrafıma baktım içimde ki acıdan büyük olamazdı Alp Sarıca ile ozamanlar daha çok yakınlaştım başka bir evim yoktu beni seven tek kişi koruyup kollayan her anlamda yanımda olan adama sarıldım. Bu beni iyileştiremezdi açılan yaramı Alp kapatmak istese bile yapamazdı Babası, Silah kaçakçısı ve aynı zamanda soylu isimlerdendi Neyin ne olduğunu daha sonra öğrenmiştim Alp. İkinci gece bana geldi

Bizim kendi çapımızda kendi küçücük dünyamızda onu bekliyordum sabırsızlıkla…

Kısık ses tonu mutsuz bir yüz görüntüsü vardı.

“Alp…” dedim mutlu bir sesle koşar adımlarla boynuna atladım ve sarıldım çünkü biliyordum ki gitmeyen tek oydu. Ona sarıldığım gibi elini belime kavramadı sarılmadığını hissettiğimde sevgiye çok açmışım gibi dikkate almadım nefesini kulaklarımda hissederken. Kulağıma fısıldadı.. “Arya ben gidiyorum.” Dedi kulağımda ki o cümle tekrarlandı defalarca elimi boynundan çektim gözleri bana değil yere bakıyordu çünkü yüzüme bakacak ne yüzü nede gitmeyeceğim diyecek bir sözü vardı.

Gözlerim eline gitti elinde kırmızı Gül tutuyordu

Daha sonra tekrar gözlerine baktım “Alp noluyor?” dediğimde kırmızı gülü elime tutuşturdu “biliyorum benden başka seni kimse umursamadı biliyorum kimse yokken yanında ben vardım artık bunu sözünü veremeyeceğim sana Aryam, sana sarılamam,

Saçlarını okşayıp ağladığın zaman dizime yatîramam Affet beni Arya…” dedi acımasız bir duyguyla dünyam başıma yıkılmıştı o an dudağını bile öpemediğim bir adamın sadece giderken son sözlerini duyabilmiştim dizlerimi yere atıp elimi yere bastırdım çığlık atıp ağlamaya başladım oysa dik dik Üsten aşağı bana bakıyordu biliyordum onunda gözleri doluyordu fakat babası bir erkek asla gözyaşı dökmez kurşun döker mermi dolusu silahı eline alır diye, bahsederdi. Ve ben bu duruma kahkahalar atarak gülerdim bizim bir an bile bir birimizden gizli saklımız olmazdı korkuyordum babası gibi Gaddar zalim olacağından. Sene 2012 yılının son ayları günlerden pazar akşamıydı Takvimlerden 31 Aralık doğum günümü ilk kez onunla kutlayacaktım meğer yalanmış. 21:30 civarında o gece bir idam sehpasına çıkış günümdü yaralarım gittikçe büyüyordu “yapma Arya dik dur bir gün senin için geri döneceğim.” Hırsımdan ayağa kalktım sinirli bir yüz ifadesi oluştu yüzümde haykırmadım fakat haykırmaktan beter ettim. “Avucunu aç Alp Sarıca!” Donuk bir yüz şaşkın ifadesi vardı elini tutup avucuna koyduğum inci kolyesiyle beraber bende son sözlerimi söylemiş bulundum. “Her zaman gecenin Siyah olmasını beklerdik kavuşmak için Şimdi ise o gece siyah gece değil adeta bir ölüm gecesi oldu benim için!” Elinde ki inciye masum bir okadar hüzünlü bakarken acımadım elinde alıp sertçe çekerek her İnci’nin yere düştüğünü izledi. Tekrar gözleri bana döndü bir adım atarak bana yaklaşmak ve dokunmak istediğini anladığımda iki adim geride durup, “bunu yapmakla geç kaldın inci kadar değerin yok!” Fazla acımasız davrandığımı düşüncesisiniz aksine böylesine davranmamın tek nedeni eğer karşısında ağlarsam gitme dersem biliyorum Kİ bir ceset torbası çıkacak evden canıma kıymet vermem bir erkek için canımdan vazgeçmem eğer yapsaydım Babamın gidişinde yapardım Mutlu küçük bir depoyu ev haline getirmiştik beraber küçük bir penceresi vardı. O ev bir daha mutlu olamayacaktı bazen apartmanda örümcek ağıyla kaplanmış olan şuan ki ev artık herkese sonsuza dek kapanmıştı. O günden sonra Gülü kitaplarımın arasına koydum. Annemi Affetim fazla temas kurmama şartıyla yattığı adam kumar borcu yüzünden evinde ölü bulunmuştu.

 

Yıl 2024 teknolojinin geliştiği bir çağda yaşıyorduk her acı zamanla kapanmıştı kendi yaramı kendim kapatmıştım ve çalıştığım yere baskın yapar gibi gelen Alp Sarıca babası gibi gaddar olmuştu korktuğum gecenin bu gece olacağından habersizdim. Merih ayağa kalkıp görevlileri çağırın dedi etrafında Kİ çalışanlara bakarak fakat. Hiç bir görevli Alp Sarıcayı engelleyemiyordu “Alp” diye mırıldandığımda onun gözleri önünde parçaladığım inciyi şimdi boynunda gördüm. Bu olaydan 1 saat önce dikkat etmemiştim boynuna… Merih şaşkın bir bakışla bir bana bir Alp’e bakarken Arkasından gelen zerrini gördüm san ki ağlayıp borç para isteyen o değilmiş gibi yoksa bu bir tuzakmıydı

Gözleri beni bulduğunda Zerrinin dudaklarından iki kelime döküldü. “Özür dilerim Arya.” Diye mırıldandığını duymuştum

Bir adım öne çıktım Merih “Arya tehlikeli adamlar uzak dur bir adım gerimde dur.” Dedi

“Erkeklik göstergesine ihtiyacım yok Merih bey.” Diyerek çıkıştım. Yanında dört koruma bellerinde Silah vardı Alp gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu bende aynı şekilde bir nefes kadar yakınında bir zar kadar uzaktım

Merih bir işletmeci olabilir hatta bir şef bile fakat boksörcü aynı zamanda iyi bir sporcuydu Merih adım atarak gelmek isterken Alpten gözlerimi çekmeden adım sesini duyuyordum görmesem bile yavaş sakince, “ben hallederim.” Dedim evet 1 saat önce korkuyordum fakat geçmişim beni o hale getirmişti zavallı terk edilmiş kimse tarafından sevilmemiş babası için sevdiği kadından vazgeçmiş bir Alp duruyordu karşımda. Sağ elimi kaldırıp sert bir tokatla sarsmıştım Alp Sarıcayı korumaları silahlarını çıkarmak isterken Eliyle işaret ederek durmalarını emir etti. “Bu Tokat’ı çoktan hakkettin Alp Sarıca sen hem karakterini hem kişiliğini o siyah gecede Öldün!” Herkes şaşkın bir gözle bakarken Merih rahatsız olmuştu bu durumdan Tokatla sarsılan yüzü tekrar bana döndü hiç bir şey yokmuş gibi güldü. “Ben o gece ölmedim Arya ben hala aynı kişiyim.” Dedi alaycı gözlerle, Garsonlardan birisi polisi aramıştı korkuyla müşteri terasta yoktu fakat üst kat sadece Merih beye özel bir Alandı. uzaktan siren sesi duyuluyordu bir kaç dakika sonra polis içeri girdi ve polislerden biri sert diğeri normal duruyordu. Kalın daha korkunç ses tonuyla. “Noluyor burada olay üzerine ihbar aldık.” Merih eli silahları adamların burada olduğunu söyleyecekken konuya atılarak “Yanlış ihbar memur bey.” Merihin gözlerine ki öfkeyi gördüm polislerin Şüpheci bakışları fakat gerçekte kimse kimsenin katil olmadığı üzerine geri çekilerek gittiler Merih öfkeden patlamak üzereydi. Garsonlardan birini yanıma çağırdım. “Lütfen Alp beye kapıya kadar eşlik edin ve arabasının üzerine Cehenneme kadar yolun var notunu ihmal etmeyin.” Merih mırıldanarak küfürler savurdu Alp geldiği yoldan geri dönüp giderken bile gözlerinden rahat bırakmayacağı her gece olay çıkaracağı bakışıyla ima etmişti.

Yanımdan rüzgarını bile hissedecek şekilde öfkeden odasına giderken bağırarak. “Arayın amcamı dükkanla bu gece o ilgilensin!” Ben ise peşinden gitmiştim Arabanın anahtarını almak için ofisine daha sonra çıkışa doğru ilerledi üzerime bir şey almadan hızla ön koltuğa oturup Merihe baktım. “Sür Hadi.”

“Arya in Arabadan!” Sesi çok öfkeli geliyordu ilk tanıştığımda elimi öpen bir Adamı bu kadar öfkeli görmemiştim. İnatla inmeyeceğimi belirtip en sonda tam gaz ilerlediğinde uçakta gidiyormuşum gibi hızlanmıştı ikimizde sessizliğe gömülmüştük sakin degil ama sinirli bir ses tonuyla konuşmaya başladı “kimdi O?”

“Geçmişimden gelen biri.” Dedim hızlı yanıt vererek. Düşünmeden soru sordum Merih’e “Neden öfkeden deliye döndün neden beni hala kovmuyorsun ben bir belayım kaç kez işten atıldım sayısını unuttuğum kadar.”

 

“Arya sus!”

Öfkesi hala geçmemişti tekrar sessizleştik gözleriyle beni süzüp daha sonra önüne baktı

Arabayı bilmediğim bir yere çekip başıyla işaret ederek arabadan inmemi söyledi inmelimiydim bilmiyorum tedirgindim. Merih diye mırıldandım arkasına bile bakmıyordu bir otele gelmiştik resepsiyon hazırdı önceden ne ara yapmıştı bilmiyorum kız arkadaşımı vardı? Tüm olayların arasında tek düşündüğüm kız arkadaşınamı ayarladığı olmuştu derin nefes alıp verdim hızlı adımlarla. Kapı numarası 223 olan odaya vardığımızda kartı okutarak tekrar bana baktı bu sefer konuşmak için başını değil

Dilini kullandı bazen şaşırıyorum haline bazen üzülüyorum bazen ise çok çekici buluyorum. Yarım saat önce konuştuğum adam aynı adam değildi san ki… Merih “seni biriyle tanıştıracağım.” Dediğinde o an anlamıştım yanlız olamayacağımızı içeri girdiğimde Merih arkamdan kapıyı kapatıp tekrar bana döndü başıyla koltukta oturan Adamı işaret etti.

İki elini cebine atarak beni izledi Koltukta oturan adam ayağa kalkmadan yaşlı bir ses tonuyla, “Hoş geldin Arya dedi..” ben ise kısık sesle “hoş buldum.” Diyebildim. Kalbim sıkıştı aklımda delice sorular vardı. Bir anda ayağa kalkarak yüzünü bana gösterdi o an geri geri adım atarken Merihin beni iki eliyle omuzlarımdan tutarak ileri ittiğini gördüm kibarca. “Sen..” dedim öfkeli bir ses tonuyla

“Evet ben Alp’in… Babası Hazar Sarıca.” Yüzü çökmüştü hafif beyaz sakalları vardı

Baştan sona adamı sürdüğümde Elinin üstünde yıldız ve yarım ay dövmesi vardı bu dövmenin aynısı Merihle, ve Alp’in elinin üzerinde bile görmüştüm artık taşlar yerine oturmuştu neden kovulmadığım kız arkadaşımın 30 bin borcu olduğu fakat gerçekte yalandı hepsi Alp ve Hazar Sarıcaya çıkıyordu bir anda geçmişi hatırladım.

 

   

Hava bulutlu sabahın ilk ışıkları Siyah şık bir Araç vardı pencereden dışarı baktığımda Alp’in

Üzüntü dolu gözlerine şahit olmuştum Eşyaları taşımadan zengin hayatlarına geçiş yapıyorlardı gözlerimin önünde babası Hazar Sarıcayı Alp’in baktığı yöne yani bana baktığını gördüm hızlıca evden çıkıp merdivenlerden koşar adımlarla indiğimde, “Hazar Amca diye haykırdım.” Alp’le Hazar amca bana baktıklarında Alp’in “Arya..” diye mırıldandığını duymuştum Yalvarır gözlerle Hazar amcaya bakıp. “Gitmeyin Hazar Amca!” “Kızım git yağmurlu hava ıslanacaksın!” “Hazar amca yalvarıyorum Alp’i benden koparma!” Ayağına kapandım Sertçe omuzlarımdan tutarak. Ayağa kaldırıp ileri geri Sallayarak şöyle dedi. “Kızım bak Alp’i unut tamamı biz artık yokuz kendine başka birini bul!” “Hazar amca benide götür dediğimde ise sert darbesiyle yere ittiğini gördüm kafamı kaldırım taşına çarptım Alp “Arya!” Diyerek bağırıp yanıma koşmak istediğinde babası önünü keserek, “Sürtük Velet olmayacaksın Alp Sarıca.!” İkinci kez daha haykırdı bu sefer babası zorla Arabaya bindirerek Uzaklaştı. Ayağa kalkıp arabanın gidişini izledim

Koşsam bile yetişemezdim. Alp’in arka camdan bana baktığını gördüm ellerini arka cama dayanmıştı. O gün bit felaket yaşandı benim için deprem gibiydi. 2004 yılında doğmuştum. Yıl 2013 aylardan 1 ocak günlerden pazartesi.

 

11 yıldır görmediğim adamı karşımda gördüm geçmişim senaryo gibi gözümün önünden şerit gibi geçti. Merihe baktım “Merih ne demek bu?” Cevap vermedi tek bir cümle bile söylemedi. Yaşlı ses tonu gittikçe yaklaşıyordu adım adım yaklaşırken. “Arya benim Alp’in karısı benim ise gelinim olacaksın Arya Barlas değil Arya Sarıca olarak..”. “Hayır!” Diye feryat ettim çıkışa yöneldiğimde kapıyı açtığımda Alp’i gördüm donuk bir şekilde gözlerim kocaman açıldı “Nereye böyle güzelim?” Geri adım atarken Alp’in bana doğru adım atıyordu hızla Merihe koştum önünde durarak Bağırdım “Merih gidelim!” Korumalardan İkisi içeri girdi ve kolumu tuttular İki yandan biri sağımda, diğeri solumda çırpınışlarım faydasız Kalmıştı. Merih diye bağırırken Alp Merihe teşekkür etmiş gözlerimin önünde para dolu çantayı ona vermişti “Gerçekten yaptınmı bunu Merih!” Nefes almakta zorlanıyordum çocukluğumda gitmemeli için yalvaran Arya Barlas şimdi aynı Adamdan kurtulmak için yalvarıyordu…. Merih parayı aldı gözleri mutlu değildi pişmanmıydı? Suçlumuydu? Bu pişman gözler değilse neydi üzerime kumar oynanmıştı. Alp tekrar bana döndüğünde yaklaşarak Arya diye seslendi. “Benim karım olacaksın ben seni unutmadım sende beni unutmadın mutlu olacağız..”

öylemi Gözlerimi ayırmadan fısıldadı “evet öyle.” Demesiyle beraber Büyük bir kafa attım biraz sarsıntı geçirdi eli burnuna gitti kanıyordu. Babası yanına gelecekken durmasını söyledi Merih bir heykel gibi san ki orada yokmuş gibi olanları izliyordu ne bir şey diyordu ne de Gidiyordu Yerden kalkan Alp öfkeli sesiyle bana yaklaşarak Tokat attı korumalar tutuğu için sarsılmadım İnledim hafif bir sesle. Merih adım atacak gibi oldu Hazar Merihe dönerek anlamıştı isteksiz olduğunu “Merih gidebilirsin seninle işimiz kalmadı.” Hızla arkasına bakmadan çıktı kapı arkasında ki hali nasıldı eğer isteseydi kurtarma çabası gösterirdi neden yapmadı? Değeriz bir kuklamıydım. Alp benim hayatıma karar verecekti. Büyük bir emir verdi gözlerime bakarak. Aryayı “Evimize götürün kapıyı üzerine kitleyin.” Emri vermişti. Artık sesimi çıkarmadım sessizce korumalara zorluk çıkarmadan hayal kırıklığıyla onlara ayak uydurdum.

Arya Barlas olmak kolay değildi sarsılmak onun için hayat güvensizlikten ibaret olduğu hayatında hiç bir insanın çiçek vermediği doğum günlerinde kimsenin yanında olmadığı,

Annesinin ve Babasının diğer aile üyelerinin umrunda olmadığını biliyordu. Ve Merih Ata Ezel Ailesinden geri kalmadığını kanıtlamıştı

Sevilmek sevmemekten daha ağır cezadır

Kız arkadaşı Zerrin hayal kırıklığına uğratmıştı

Yıkıcı bir kazık yiyen her zaman şiddet görmüştü Annesinden. Hem zorbalık hem saygısızlık. Çocukluk aşkı olan Alp Sarıca hayatının en karanlık alanında yer alıyordu.

Arabasına binerek dikiz aynasından bakan Merih Atanın gözleri önünde alı koyulan kadını izliyordu elinden bir şey gelmezken kız kardeşi Ceylan Ezel ellerinde tutsaktı. Ve iki kadın kumar gibi masadan masaya savruluyordu elbet gün gelecek kurtaracaktı o güne kadar Arya Barlasın gözünde Kötü bir adam olarak kalacaktı.. “yok bir önemi var bir gecesi güneş doğarken gece neyin nesi?”

Merih Ata Ezel Sarıca ailesinin eski ve en güçlü korumalarından biriydi bir gün Annesi kansere yenik düşerek hayatını kaybetti. O günden sonra istifa dilekçesini vererek, Temiz bir sayfa açmaya karar vermişti. Gözleri dolmuştu

kendine acımıyordu Annesini kaybetti kız kardeşini kaybetmek istemiyordu, Ve onu kurtaracak kadından habersizdi. Hem yakınında hem uzağında olan kadın Arya Barlastı Kafasını yüzlerce kez direksiyona vurup feryat ediyordu güçlü yanı kız kardeşiydi "tüm hayatım bir kadın yüzünden mahvoldu neden ben neden!" Kendine hakim olamayıp ağlarken bile, Dişlerini sıkarak "Alp Sarıca bunu yanına bırakmayacağım!" Dedi üzgün ve hırslı gözlerle.

Yazar @theruya_m

Loading...
0%