Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Kurnaz çete

@theruya_m

Yıldızlar 4 Bölüm

 

Ben alı koyulduğum eve getirildim gözlerimi kamaştıran ışıklar büyük bahçesi binlerce hizmetçisi yüzlerce koruması, Olan bir ev

Korumalar öyle sıkı tutuyordu ki beni san ki kaçabilme ihtimalim varmış gibi, gözlerim etrafı incelerken evin kapısı açıldı. Sağ ve solda iki merdiven karşılıyordu kapının Hemen aşağısı. İki basamaklı olan yerde salona çıkıyordu fon perdeler dikkatimi çekmişti koyu renk ve en sevdiğim renkle, bütünleşmişti san ki en sevdiğim renk ise kırmızı ve toprak renkleriydi. Bir orta yaşlarda kadın bizi karşıladı çok şık giymişti saçları sarı ve bazı telleri turuncuya kaçıyordu gözleri mavi renkte, yüzünün hatları ve bazı yerlerinde kırışıklık vardı. “Demek oğlumun kalbini çalan kadın sensin Arya Barlas.” Utanmadan ve sıkılmadan net bir cevap verdim. “Oğlunuzun aklı dengesi olsaydı eğer Aklıyla haraket ederdi Kalbiyle değil. Egosundan ödün vermeyen ismini bile bilmediğim kadın korumalara emir verip üst katta Kİ odaya çıkarmalarını söylemişti, Ayak uyudurduğum korumalardan birinin burnu gargamel burnu gibiydi diğeri ise alımlı ve şıktı. Üst kat çok büyük göz kararı 8 odası vardı belki daha çok beni getirdikleri oda kitliydi açtıklarında beni sert bir şekilde odaya ittiler ve yere düşüp biraz sarsıldığımı hissetim bu acımasızlıktı haksızlıktı adaletsizlikti zamanında yalvardığım çocuğu elimde tutamazken üzerime 3 milyon sayarak yetmezmiş gibi korumaları zoruyla evine tutsak etmişti başımı kaldırdığımda yatağın üzerinde benden küçük bir kız çocuğu gördüm eli kolu bağlı bir şekilde korkuyla bana bakıyordu hızla ayağa kalktım ve düğümlenen halatı açıp ağzında ki koli bandını çıkardım. Titriyordu dudakları susuzluktan kurumuştu sesi titrerken bile abisini sayıklıyordu, “A-bb-i kk-urtar.” Etrafıma bakındım ve sürahide ki suyu bardağa hızlıca doldurdum, susuzluktan kuruyan dudaklarına su değdiğinde gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı kısık sesle “teşekkür ederim” dedi, Ben ise kızı süzerek güzel gözleri ve bal renginde saçlara sahip olan sekiz ve dokuz yaşlarında ki kıza baktım incitmeden ve zararsız duran masumu neden bağladıklarını anlamıyordum Kapı üzerimize kitli bir haldeyken aklıma çantamda ki telefon geldi yerde duran çantamı alıp hızla yatağa geldim kız korkmuş gözlerle ona zarar vereceğimden korkuyordu Uslu Güler yüzümü ona zarar vermeyeceğimi anlatmak için iletişime geçtim. “Benden korkma güzel kız ben seni kurtarmak için buradayım.” Bir an mutlu bir gözlerle soru sordu “Abim beni kurtarmak için senimi gönderdi Abla..” “hımm evet tatlı kız aynen o şekilde oldu.”

“Benim Merih abim hep beni düşünür beni hep koruyacak melekler gönderir.” Yüzümde ki tebessüm bir anda ciddileşti ve, “Senin Abin Merih Ata Ezelmi?” Diye sordum “Evet..”. Dedi mutlu bir ses tonuyla bir çocuğun gülüşünü çalmışlar, ve o anda anlamıştım neden karşı çıkamadığını hepsi kız kardeşini korumak içindi Bu haliyle bugüne kadar nasıl güçlü dura bildi nasıl yaptı bunu aklım ermiyordu 1 aydır yanında çalışmama rağmen hiç bir şey belli etmiyordu bu onu masum biri yapmıyordu elbet yinede kardeşi için çabasını taktir ettim.

 

Alp bir buçuk saat sonra konağa geri döndü neşe vardı yüzünde, kapıda onu karşılayan Kadın aynı kadındı mutlu bir sesle, “Arya hangi odada?” Dedi kadın bilmiyormuş gibi başıyla korumaları işaret ederek onlara sormasını söyledi, “Evet nereye kapattınız kızı?” Dediğinde korumalardan biri “kaçırdığınız kızın yanına kapattık Efendim.” Dedi Alp öfkeli ses tonuyla aşağıladı “sizi Aptallar ben size bunun içinmi para veriyorum!” “Ama efendim..” “kes cevap verme benim odama kapatacaktınız!”

Hızla yukarı çıktı arkasına bakmadan, kadın gözlerini devirerek tekrar salona geri döndü. Ben ise yerde olan çantamı alarak içinden telefonumu çıkarıp Polisleri arayacaktım fakat kapı açıldığında ayak seslerini duydum. Telefonu saklayacak zamanım olmamıştı.

Kız Alp’i gördüğünde irkilerek geri kaçtı Alp üzerine yürümek istemişti hızla önüne geçtim.

“Kız dokunmayacaksın Alp Sarıca!

“Arya çekil!” İnatçı bir şekilde Öfkeli gözleri kıza bakarken Ela gözleri tekrar bana döndü ben korkmaksızın aksi takdirde kıza zarar gelirse bu evde kimseyi rahat bırakmayacağıma yemin edebilirdim sıradan kızdım ama sıradan çocuğun zengin olmasından daha normaldi! “Ne istedin küçücük kızdan!” “Bağırma!” Dedi dişlerini sıkarak Elim inci kolyeye gitmek istediğinde elimi tutarak çok sert bir şekilde sıkmıştı fısıldayarak, “Çocuk korkuyor başka bir yere geçelim Alp!” Dedim kolumdan tutarak beraberinde benide kendiyle sürükledi ve odadan çıkararak diğer odaya geçtik beni fırlatarak ittiğinde dengemi sağlamayı başardığımda yatağın kenarında ki direğe tutundum. Kapıyı kapatmadan önce gördüğüm son yüz kızın bakışları olmuştu tekrar gözlerim Alp’e döndü “Bir zamanlar benim için babamın ayaklarına kapandın ne değişti?” Umursamaz bir tavırla kapıya yöneldim “bunları konuşmak istemiyorum” dediğimde tekrar kolumdan tutarak koltuğa oturtdu önüme sandalye çekerek dik, dik bana baktı. “Evet neden beni istemiyorsun Arya?” Bu soruyu sorduğu zaman gerçekten hafıza kaybı yaşandığını düşündüm san ki giden benmişim suçlu benmişim gibi, Bakıyordu öyle ki tekrar tokat atmak geliyordu içimden. “Sen beni terk ettin.” bıkkın bir sesle gözlerine bakarak söyledim sırıtıp gülerek ellerini parmaklarının arasına geçirip bir birine kitledi Alp “ben sana geri döneceğim demiştim.” Sakin ses tonun altında ne yatıyordu bilmiyordum adını bile sormadığım küçük kız benim cehennemden çıkış biletimdi çok düşündüm gözlerinin içine suskun bakarken sonra bir daha düşündüm ve bir karara vardım . “Alp.” Dedim sakin bir ses tonuyla, “Efendim.” Diye cevap vererek dikkatle söyleyeceğim cümleyi merak ediyordu kahretsin ki yapmak zorunda kalmıştım. Elimi elinin üzerine koyarak sıkıca tutup bir Nefes kadar yakın oldum “Senin evlenme teklifini kabul ediyorum.” Şaşkın gözlerle bana baktı hızla cevap verdi kaşlarını çatarak, “İyide ben sana evlenme teklifi etmedim.” “Biliyorum etmedin evine kapattın tutsak ettin.” Suçlu gözlerle bana baktığını gördüm dudakları aralandı öpmek ister gibi. Başımı geri çekerek fısıldadım, “Evlenme teklifi etmedin teklifimi duymadın karın olmadan bana el sürmeyi aklından geçirme.” Tüm bu konuşmalarımın arasında takıldığı cümlem teklifim var dememdi kısa keserek, “Ne teklifi?” diye sordu meraklı koyu ela gözleriyle. “Küçük kızı abisi Merihe teslim edeceksin incitmeden.”

Öfkeli sesini bir kez daha gösterdi bana “bunu aklından geçirme o kız nikahımıza kadar evimizde kalacaktır”. Kahkaha atmaya. Ortamı yumuşatmaya çalıştım ve aklını çelmek için her yolu denemiştim. “Merih Ata Ezel benim patronumdu sen karşıma çıkana dek hem senin yüz koruman otuz tane hizmetçin Dört lüks spor araban iki helikopterin var..

Benim kaçma olasılığım sana göre yüzde kaç?”

Hayran bir şekilde beni dinlerken aynı zamanda şaşkın yüz ifadesinide gizlemiyordu.

“Karım olmayı hak eden tek kişi sensin Aryam bu hesaplamaları ne zaman yaptın bilmiyorum benden korktuğun kesin.”

Tekrar güldüm bacağımı bacağımın üzerine atarak elimi çenemin altına yerleştirdim tebessümle korkusuzca karşımda duran Alp’e baktım. “Sen tehlikeli değilsin Alp sadece Alp olarak kalacaksın çocukluğunda ki gibi.”

Bu sözlerim yüzünü güldürmedi ciddi bakışlarıyla, Ayağa kalktı üzerini çıkarıp

Üzerime doğru geldiğini hissetim. İrkildim ve koltuğa yaslandığım halde geri gitmeye devam

Ediyordum adımları yaklaşırken eğilerek iki eliyle kollarının arasına tutsak etti. Yüzümde ki korku belli oluyordu. “İşte sen bundan korkuyorsun Arya.” Dedi Hiç bir cevap vermedim geri çekildiğinde ayağa kalkıp

Hızlı adımlarla kapıya yöneldim arkamı dönüp bir kez daha ona baktım “Teklifimi kabul

et seninle evleneceğim aksi takdirde bu duvarlar korumaların sen dahil olmak üzere kimse beni bulamaz.” Tehditkar şekilde odasından çıktım korumalar kapı önünde durup san ki şimdi şuan kaçacakmışım gibi beni takip ediyorlardı. Tehdit ettiğim kişi çok zenginken kendi kendime konuştum.

 

Aptal Arya salak Arya san ki gücün yetecekmiş gibi güç göstergesi yapman olmadı sıradan birisin Arya Barlas hep öyle kalacaksın hep boş tehditler savurmaktan başka bir boka yaramayacaksın . İç sesim kendi karakterime küfürler savururken tek düşündüğüm küçücük bir kız çocuğunun canıydı.

 

İki gündür tutsak edildiğim evde yaşıyordum,

Bir komedi gibi başkasının başına bu olay gelseydi eminim çok dalga geçer, gülerdim

Etrafı dolaşmadan önce benimle tutsak edilen küçücük kızın ismini öğrenmem gerekiyor mışıl mışıl kollarımda uyurken güneş çoktan doğmuştu kapı sert açıldığında ezberlemiştim Alp’in girişi olduğunu onun dışında ki herkes kapıyı tıklatarak girer gözlerim ona dönerken işaret parmağımı dudaklarıma götürerek susmasını söyledim ve başımla küçük kızı işaret ettim. gözlerini devirerek öylece beklerken kollarımın arasında uyuya kalan minik kızın başını rahatsız etmeden yastığa bıraktım Anne olsaydım nasıl olurdum? Düşüncelerim hayallerim bu şekilde tutsak edilerek olmasa bile hayali güzeldi aslında yavaş adımlarla Alp’e doğru giderken beraber odadan çıkıp, terasta konuşmaya başladık.

“Teklifini düşündüm ve hak verdim çünkü hiç bir yere çıkamazsın.” “Alp.” Dedim kısık sesle.

Gözleriyle konuşur gibi tekrar cevap vermemi bekledi. “Bana evini bahçeni en son Ailenle tanıştır karın olacaksam her köşesini bilmeliyim.” Dedim tebessüm ederek kaşlarını çatarak aklına soru takılır gibi beklediğim ve beklemediğim sorular sordu. “Düne kadar silah zoruyla tutsak edildiğin bu evi gezip dolaşıp üzerine karın olucam demeni beklemiyordum çok hızlı ikna oldun bakıyorum?”

“Haklısın öyle oldu kaderimiz belki bizi birleştirmiştir senden kaçamam bilirsin ki zamanında gitme diye çok yalvardım ve şimdi düşününce sana aşık olduğumu aşkımın bitmediğini anladım.”

Koluna girdim ve etrafı gezmek için önce üst kattan başladık. Her odanın olduğu üst katı anlatmaya başladı. “üst odanın sekiz odası var benim odamı ve tutsak kaldığın oda haricinde altı odanın kendine Özgü bir özelliği vardır.”

Ben ise kulak asarak dikkatle dinliyordum her cümlesini. “Tek balkon benim odamda var iki penceresi.” Dedi gözleri odaya bakarken.

Tekrar kalın sesiyle en köşede ki odayı gösterdi. “Orası benim çalışma odam sadece ben girebilirim Annemin bile girmesi yasak.” Dedi imalı bir şekilde konuşarak “bu arada sende giremezsin karım olsan bile…”

Tedirgin bir şekilde üst odayı teker, teker tanıttı

En son merdivenlere geldiğimizde beraber inerken bazı hizmetçiler Alp’e hayran ve tutkuyla bakıyordu bazıları ise tiksindi gözüyle

Bakıyordu. “Mutfak koridorun en sonunda yer alıyor umarım güzel ellerinle kahve yaparsın bana..” “Hele bir evlenelim belki zehirde içersin.” Dedim sesli bir şekilde kahkaha atarak kendini tutamadı. “Eskidende aynı şakaları yapardın Arya.” Dedi ciddiyetsiz şekilde. Yürürken hemen bizi salon karşıladı. Salandan sonra ise yemek odası yer alıyordu her köşesini gezdiğim evin en önemli olan bölgesi kalmıştı. Kapılar ve çıkışlar.

Koluna girdiğim kişi Bahçeyi tanıtmaya başladı. “buradan düz ilerlediğinde çıkış kapısı karşılıyor seni acil çıkışlar sonradan eklendi bazen silahlı çatışma olabiliyor.” Duraksadım ve elimi kolundan geri çektim.

Etrafı hesap makinesi gibi beynime işledim kaç koruma olduğuyla dahil. Tekrar Alp’e baktım.

“Bana temiz kıyafet ayarlayabilirmisin.” Dedim bıkkın bir ses tonuyla.” “Ayarlarız.” Diyerek gözleriyle bir kez daha süzdü beni gözleri göğsüme kaydığında eli yakama gitti ve içine bakmak niyetiyle etrafıma baktım. Geri çekildiğimde, “Sana dedim Evlenmeden el süremezsin!” Sinirli bir sesle “odana git.” Dedi sıkıcı ve bunalmış ses tonuyla, Hemen koşar adım geldiğim odaya geri döndüm merdivenlerde Annesi olacak kadını gördüm fakat öz Annesi olmadığının farkındaydım.

“Gelinin etrafta dolaşması uğursuzluktur.” Dedi sert ses tonuyla, “Sizin Aileniz daha uğursuz ve gerçek kayınvalidem değilsiniz!” Diye çıkıştım hafif iterek saygısızlık etmiş olsamda bu tür konuşmalara gelemiyordum

Aşağıdan bizi izleyen Alp ve Hazar Sarıca oğluna dönerek. “Kızı uyar ve konuş haddini ve hukukunu davranış şekline çeki düzen versin.” Alp babasının dolduruşuna geliyordu biliyordum kendini ona anlatmakta güçlük çekiyordum. Sevdiğim bir adam gözümde canavara dönüşmüştü. Küçük kızın yanına vardığım zaman yatağına oturmuş dizlerini bükmüş bir şekilde beni arıyordu. “Uyandınmı güzel kız?” Başıyla evet diyerek yanına yaklaştım. “Bak seni bu evden çıkaracağım fakat karşılığında bir şey isteyeceğim.” Dedim güzel ses tonumla hemen çekmecelerde kağıt ve kalem aramaya başladım bir kaç dakika sonra kalem bulsamda kağıtta benzer bir cisimin üzerine not yazdım. Hızla yazdığım her satır Merihin eline ulaşatığında sizde ne yazdığımı görüp okuyacaksınız. Elimde tuttuğum notu dört’e katlayarak küçük kızın minik ceplerine yerleştirdim. “Buradan çıktığın zaman küçük notu Abin Merih Ataya ver tamamı güzelim.” Mutlu gözlerle “evet” dedi. İsmini sormayı her defasında unuttuğum için bu kez sordum. “Senin adın ne?” “Narin.” “Güzel bir ismin var Narin kız..”

“Senin adın ne?” İnce ve çocuksu sesiyle tatlı bir bakışlarıyla sorduğu, soruya cevap verdim.

“Arya adım.” “Şimdi hazırlan ve abine kavuşacaksın.” Alp tekrar hatta işlerine arara vererek kapı ardında gözetime almıştı tekrar ve tekrar içeri girdi çoğu kez aynısını yapıyordu bu kez girmesi işime geliyordu yüzü tebessüm ederek içeri girdi önce narine baktı daha sonra bana, narin korkarak hızla bana sarıldı ve teselli edici korkmaması gerektiğini söyledim.

“Korkma narin kız Alp abin seni Merih abine teslim edecek.” Çocuk isteksiz ve üzgün bir yüz ifadesiyle sıkıca bana sarıldı kucağıma alarak ayağa kalktım ve gözlerim Alp’e döndü.

“Ne yaptın kıza senden korkuyor?” “Hiç bir şey.” Dedi karışık bir cümleyle, Tekrar sordum. “Alp gerçeği söyle!” “Gözleri önünde abisini yere ittim daha sonra kızı kucağıma alıp zorla..” “alı koydun!” Net bir ifadeyle bunu söylerken suçlu gözlerle yanıma yaklaştı kucağımda ki kızın saçlarını okşayarak teselli etti. “Bak ben çocuklara asla zarar vermem evimde misafir ederim çikolatalar ve oyuncaklar alırım benim derdim Abinleydi güzel kız.” Kız üzgün bir şekilde Alp’e baktı daha sonra mırıldanarak “beni vurmadın ama Abimden ayırdın.” Dediği anda Alp’in kalbine minicik çocuğun cümlesi ağır gelmişti. Kaldıramaz halde konuyu değişerek, “Arabayı hazırlat kız bugün gidecek eğer kıza zarar gelirse bu evi başına yıkarım!” “Arya öyle bir şey olmayacağına yemin edebilirim hiç bir kız çocuğu ve ya erkek çocuğuna zarar vermem ben çocuklara zarar vermem bunu en iyi senin bilmen gerekiyor.” Haklılık payı olsa bile bazı canavar tarafını karanlık tarafını ben görebiliyordum. Beraber odadan çıktık merdivenlere geldiğimizde bizden önde ve hızla inerek, İki korumasına emir yağdırdı. “Siyah Arabayı hazırlatın kızı, abisi Merih Ata Ezele teslim edin.” Korumalar çıkışa gitmeden önce sırf gönlüm olsun diye uyarısını gözlerimin içine bakarak yaptı. “Kıza zarar verirseniz sizin kemiklerinizi kırarım!” Korumalar eşliğinde kapıdan çıktığımızda hemen uzağımızda Siyah bir araç karşıladı Hızlı adım atarak. Kızı kucağımdan indirip arka koltuğa oturtum

Daha sonra emniyet kemerini taktım ve yanağından öpüp fırsatımı kollayarak kulağına fısıldadım. “Notumu Abine iletmeyi unutma Narin kız.” Diyerek tekrar diğer yanağını öpüp kapıyı kapattım Araba hızla haraket etti geriye Alp ve ben kalmıştık. Derin nefes aldım odama geri dönmek isterken Arkadan Alp’in bana seslendiğini duydum. “Kıyafetlerini odana bıraktılar üzerini değiş ve yemek masasına gel.” Dudağımı bir birine bastırıp dişlerimi sıkarak, “Aç değilim..” dedim bıkkın sesle “eğer yemek masasında olmazsan seni..”. aldırış etmeden duymazlıktan gelerek

Orta parmağımı kaldırıp cevap verdim. Odama gitmeden önce kapıda Hazar amcayla karşılaştık kinci gözleri üzerimde süzülürken adeta tiksiniyor bakışı sezdim. Aşağılayıcı ses tonuyla, “Bu çingene kıyafetini üzerinden çıkar leş gibi görünüyorsun.” Gözlerine bakmak içimden gelmiyordu yanından geçip

Giderken “geçmişte aynı leşle aynı apartmanda nefes alıp ekmek yiyordun.”

Dedim Şaşkın ve kibirli gözlerini tabi ki bana değildi oğlunu kuklası yapmış bir baba duruyordu karşımda elinde tutuğu iş çantasıyla beraber oğlunun beklediği alana gitti ve dişlerini sıkarak oğlunu bana karşı dolduruşa getiriyordu. “Senin karın olacak kadın bana leş gibi kokuyorsun dedi bu ne hadsizlik Alp! Babasının dediği her cümleye inanırdı bunun bir gün böyle biri olacağını bildiğim halde durduramamıştım gözlerinden kıvılcım çıkacak ken kendini tutarak penceremin olduğu odaya baktı hırslı bir şekilde, Nefes alışında bile hırs vardı. Tekrar gözleri babasına döndü ve şöyle dedi “emin ol akşam haddini bildireceğim kuşkun olmasın baba…”. “İyi edersin yoksa kapı dışarı atarım!” Hırsla sürücü koltuğuna oturdu ve tekrardan bulunduğum odanın penceresine baktı dudağını ısırarak. İç sesiyle “bunun hesabını gece vereceksin Arya Barlas!” Dedi kin bakışlarla ön koltuğa oturarak baba oğul evden uzaklaştılar.

Odamda çeşitli kıyafetler çeşitli ayakkabılar, çantalar makyajlar vardı.” Onları ayarlayan bir hizmetçi kadın. “Efendim ne arzu ederseniz emrinize amadeyim.” Dedi içten bir şekilde.

Gözlerim kıyafetlere kaydığında siyah v yakalı elbiseyi elime aldım ayna karşısına geçerek üzerime tuttuğum elbisenin bende ki duruşunu gördüm yardımcı kadın ise köşeden tebessüm ederek, bana bakıyordu Klasik bir kıyafet seçerek giyinme odasına gittim. Üzerimde pantolon ve gömlek vardı elim yakama gitti yavaş bir şekilde açarak omuzlarımdan aşağı süzülerek çıktı sadece sütyen vardı pantolonumun fermuarını açtım çıkararak elimde tuttuğum V yakalı mini eteği olan elbiseyi üzerime giydim yakamı düzeltmeye çalışırken ayna yansımasından kapıya yaslanan, Alp’i gördüm fark ettiğimde şaşkınca bakarken adım atarak yaklaştığını hissetim aynadan izlediğim adam saçlarımı elbisenin içinden çıkarıp hayran bir şekilde beni süzüyordu ne olduğunu anlamadan elini belime doladı ve ikimizde aynadan bir birimize bakıyorduk. Kulağımda hissetiğim nefesi fısıltılı ses tonu bir şekilde, “Özür dilerim Arya..” dedi nefesi boynumda dolaşırken. Ben ise kitlenmiş bir şekilde beni terk eden çocukluk aşkımı izliyor ve inceliyordum..

 

Merih Ata Ezel adam toplayarak kız kardeşini kurtarmak isterken camdan aynı plakayla giriş yapan bir araç gördü kameralardan kendi restoranında gören arabaya hırsla ve küfür ederek giderken, “sizin sülalenizi yaşatmayacağım lan!” Dediği odada sesi yankılandı dışarı koşar adımlarla çıkarken belinde ki silahı çıkardı ve aynı araca doğrulttu ta ki kapı açılana kadar minik ayakları yere değdiğinde “Abi!” Diye bağıran kız kardeşinin hem sesini hemde ona koşan minik ayaklarını gördü şaşkınca silahı beline geri koyarak. Kız kardeşine koştu bir saniye iki saniye üç saniye içinde bir birlerine sarılan Abi ve kız kardeşin hasretle Öpüp kokluyorlardı. Merih hem sarılırken hem öperken, “İyimisin Abicim nasılsın sana bir şey yapmadılar dimi?” Kız minik elleriyle sarılırken, “İyiyim

Dedi bana zarar vermediler çünkü orada ki Arya abla beni korudu ve sözünü tutarak bizi kavuşturdu.” Duyduğu söze şaşkınlıkla Narinin yüzüne baktı. Şüpheci bakışıyla soru sormaya başladı. “Narinim Arya ablan nerede?” Dediğinde dudaklarını büzerek ve gökyüzüne bakarak Cevap verdi, “gerçekten beni kurtaran Arya ablam oldu ben çıkmadan Alp abiyi tehdit etti ve bana zarar gelirse onu yaşatmayacağını söyledi.”

Merih kendi elleriyle teslim ettiği kadının gözlerinde ki ona olan nefretini görmüştü fakat gerçekleri öğrendiğinde ise hâlâ Merihin tarafında olduğunu küçük kızla anlatmış oldu.

Minik kız cebinden bir not çıkardı ve Abisinin avucuna bıraktı. “Arya ablam bunu sana vermemi söyledi.” Görüşmenin üzerinden yarım saat geçti Narin masada yemek yerken abisi kağıdı açarak notu okudu.

 

Merhaba Merih Ata Ezel sen beni kız kardeşin narin için istemediğim bir adama, teslim ettin şimdi ise yaptığın hatayı telafi etmeni istiyorum ne kadar Zeki ve kurnaz eli uzun olduğunu biliyorum eğer istersen bir kıvılcım yaratıp beni çıkarabilirsin eğer yapmazsan kız kardeşini ruhun duymayacak şekilde tekrar yanıma alırım…

 

Sevgi ve saygıyla ARYA BARLAS’TAN

 

 

 

Gülümseyerek okuduğu tehdit mektubu değilde aşk mektubuymuş gibi okuyan Merih Ata Aryayla olan güzel anılarını hatırladı

Bir gece ona sarıldığı..

Bir gece beraber oturup dudak dudağa olduğu kadını…

Bir gece adamın kafasında viski şişesini kıran daha sonra odasına özür dilemek için gelen Arya Barla’sı Bir gece onun için kendi eliyle yaptığı kendi tarifi olan, ufak çaplı kekini hatırladı.

Son gece ise odasında ki tozu alırken ayağı takılıp düşecekken Aryanın onun kollarında olmasını unutulmaz anılarından biriydi.

“Düşündüğümden çok zeki ve akıllı herşeyi araştırmış.” Dedi tebessüm ederek. Çenesi elindeyken gözlerini kapatıp o an karşısında ona gelen Aryayı hayal ediyordu elini beline dolamış ve çok konuşan dudaklarını bir öpücükle susturmasını hayal ediyordu. Narin Abi diye iki kere seslendiğinde gözlerini açarak kardeşine baktı daha sonra ise. Düşüncelerini kabullenemediği aşık olmaktan korktuğu kadına karşı hoşlantı başlamıştı….

 

 

Sevgili okurum eğer yazılım hatam var ise Affına sığınıyorum….

 

Yazar: @theruya_m

Loading...
0%