Aras'la koşarak uzaklaştık.Yaklaşık beş dakika sonra okulun önüne gelmiştik Kuyunun içinde kimsenin bilmemesi gereken birşeyler olmalıydı.Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken Aras sessizliği bozdu."Arya, sen bu kuyuya girdin.İçeride ne v buardı?"diye sordu."Bir, ben o kuyuya girmedim! Düştüm. İki, içeride sadece bir sürü bidonlar vardı."diyerek sorularına yanıt verdim. Zaten bu konuşmadan sonra Aras'ın evine varana kadar ikimizde hiç konuşmamıştık.Aras'la aynı sitede oturduğumuz için onunla bir film gecesi yapmaya karar verdik.İzleyeceğimiz film bir korku filmiydi.Ben mutfağa geçip mısır patlatırken, Aras ise filmi ayarlıyordu. Bir elimde çerez kovası diğer elimde mısır kovası Aras'ın yanına ilerledim. Oturdum ve beraber filmi izlemeye başladık. Tam o sırada oturduğumuz koltuğun arka camından gelen "tık" sesi ile irkildim. Tedirginlik içerisinde Aras'a döndüm. "Sakin ol güzelim kedi gibi birşey olabilir telaşlanma." sıkıyosa sen telaşlanma! Bu arada Aras ayağa kalkmış dairenin çıkış kapısına kadar ilerlemişti. "Aras, hayır ! Yalvarırım gitme Aras beni bırakma bak çok kötü şeyler olacak hissediyorum n'olur gitme." resmen ona yalvardım. Ama kendi çıkarlarımı da gözetmem lazım.

Korkuyorum ! Evet Arascık sağolsun başımızda aksiyon eksik olmuyor. Şuanda ne mi yapıyorum ? Battaniyeyi kafama kadar çekmiş Aras'ı bekliyorum ! Beyefendi kaderden kaçmazmış. Ne kadermiş arkadaş ! Ve o ses...