@thezel
|
Masanın sallanmasıyla resmen deprem olduğunu düşünmüştüm. Önümde duran Murat'a baktığımda uğraşacak bir şeyler aradığını yine anlamıştım. Kolumdaki uyuşukluk hissiyle yüzümü buruşturdum. "İyi beslemediler mi seni?" diye dalga geçtim. Boz ayısı. Geçen sene yemeğini yemediği insan kalmamıştı. Koluma vurdu. "Diyete başladım, bide sen beni sınama." Elimle orayı sıvazladım. "Yavaş ol. Çürüttün." Kapı açılırken lafı ağzında kaldı ve önüne dönmek zorunda kaldı. Bu gün bizimkiler gelmediğinden tek oturuyordum ve günümün iyi geçtiği söylenemezdi. Bir de önümde oturan şahsı yok saymazsan iyice beter bir durumdaydım. Sezen hoca oturun komutunu verirken ben hiç kalmamıştım, bunu zaten sorun etmezdi. Bacaklarıma gelen uyuşuklukla sadece gerinebildim. Kollarımı kendi çapımda açtım. Çantamdan bir kaç eşyayı çıkartmak için eğildim. Masanın altında elim gezindi, ama tuhaf bir kağıt parçasına değdiğimde durdum. "Kesin yine saçma aşk sözcükleridir." Pars'ın yerinde oturduğum için böyle şeylere bu gün muhattap olucağımı düşünmemiştim. Adam ortalıkta yoktu, ama yinede alt sınıflardan aşk mektupları alıyordu. Kağıdı elime alıp yırtıp atmayı düşünürken boyutu beni şaşırttı. Normalde A4 boyutunda falan olurlardı. "Her sır bir kalpte saklanır. O kalpler ise bir dünyayı değiştirir." Kağıtta yazan sözcükleri okuduğumda başta anlamadım. Bir şey bulmak umuduyla arkasını çevirdim. "O kalplerin ait olduğu kişi sensin." "Yazık." Yazık çünkü bu kağıtların hepsi cevapsız kalıyordu. Masanın altına geri sıkıştırmak için elimi tekrar oraya attım. Ama değen diğer kağıtla iç çektim. Sanırım artık ispiyoncu bi öğrenci olup, öğretmenlere söyleme zamanı gelmişti. Merakıma yenik düştüm ve o kağıdada baktım. "Sırları çözebilir misin sevgili Mira?" Kaşlarım çatılmış olayı anlamaya çalışıyordum. Ne yani şimdi de bana mı sarmışlardı? Başka mantıklı açıklaması olamazdı çünkü. Kapının tekrar açılmasıyla elimdeki kağıt parçası ile oraya baktım. Sezen hoca gelen kişiyi onun yerine tanıtmıştı. "Uraz Yakaza. Yeni 11. Sayısal sınıf öğrencisi çocuklar." Kapıdan girdiği gibi, sanki beni tanıyormuş gibi direkt arkaya doğru, camın bu kısmına baktı. Yüzünde yavaşça beliren gülümsememeyi gördüğümde bir haltlara karışacağımı çoktan anlamıştım |
0% |