Yeni Üyelik
4.
Bölüm

|3.Bölüm| ☪︎ˋSon kalan izˊ

@thezel

Aşağıya indiğimde ilk gördüğüm etrafımızın şeritlerle ve polis arabalarıyla çevrili olduğuydu. Arkamda duran asker beni merdivenelerden çekiştirdi ve görüş alanımı daha da açtı. Binadan tam anlamıyla çıkmıştım artık.

Yanımdaki askerler ile beraber, sayabildiğim kadar 4-5 tane vardı. Ama şimdi bütün dikkatimi çeken daha büyük bir saçmalık vardı. Yaslandığım arabaya aynı benim gibi duran eski nişanlım.

"Sen ne? Ne haltlar yedin yine." Telefonumun olduğu adam geldi aklıma. Kafamı tekrar ona çevirdim. "Mesaj atan sen değilsen kimdin." Albay. "Siktir." Ciddi miydi?

Burnundan kan akarken yüzünden gram yakışıklığı bozulmamış gibiydi. Aksine daha iyiydi sanki.

Güzelliklerin içine hapsolmuş kötülüklerde vardır.

En büyük kanıtıda yanımdaydı.

"Sadece bir kaç torbayı senin evinde unutmuşum." Sinir edercesine gülmeye çalıştı ama arkadaki asker saçından tuttuğu gibi kafasını kapıya yapıştırmıştı.

Eller saçlarına dolanırken adam arkasında durmaya devam ediyordu. Kim bilir benim bilmediğim daha neler yapmıştı da haberim yoktu.

Uyuşturucu kaçakçılığı, adının geçtiği haberleri görüp zamanında ona söylemiştim ama o ise bana elinde belgelerle, daha doğrusu sahte belgelerle bunun yalan olduğuna inandırmıştı.

"Kaç kere yalan söyledin de inandım sana?" Orada öylece durmaya devam ederken yıllarımı geçirdiğim adama baktım.

Kandırmıştı yüzsüzce beni. "Bana gülümsediğin anlar bile yalanmış."

"Sana baktığım her an yalandı Kış güneşi."

Gözlerim dolmadı ama o an onun karşısında ilk defa yıkıldım. Ve bu sondu. Tüm anıların son bulduğu gerçeği beni yıpratmıştı.

 

 

 

─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───

 

Demir parmaklıklara bakarken geçirdiğim gereksiz her anı bir köşeye yazıyordum.

Suçsuzdum, ve bunu bilmelerine rağmen hâlâ burada tutuluyordum.

Biri kapının önünde durduğunda ayaklarımı kendime çekip oturuyordum. "Komutan bekliyor."

"Şükür çıkıyorum artık." Kapının kilidini açtı, terliklerimi ayağıma geçirip dışarı çıktım. Tipim sanki evde olduğumu söylüyordu.

Polis önüme geçip onu takip etmem için yolu gösterdi. Siyah masa, hemen sağ kısmında büyük arkası görünmeyen ayna ve bir kaç oturağın üstünde oturmuş orada duruyorlardı.

Kapı açıldı. Bir adım öne çıktım. Beni tutuklayan askerlerden biri sağ önde yer alırken hemen yanında sivil polis vardı. Onun önünde ise benim avukatım. Halbuki kendimi savunabileceğimi söylemiştim.

Geriye kalan boş sandalyeye oturmak için yaklaştım. Daha oturmadan asker sorusunu dayanmıştı bana. "Ne zamandır birliktesiniz?"

İç çektim ve yerime yerleştim. "2,5 yıl. 2 hafta sonra evlenecektik."

"O halde neden rütbesinin düşürüldüğünü biliyorsunuzdur."

"Ever biliyorum ama bir kaç sahte evrakla bana bunları yalanladı. Büyük bir olayın kurbanı olduğunu söyledi."

Dirseklerini masaya yasladı ve öne eğildi. "Bakın, size inanmamız için elinizde herhangibi bir delil olmalı. Bahsettiğiniz belgeler elinizde mi?"

"Hayır, o belgeleri ne yapayım? Hem hepsi ona aitti. O halde benim değil onun evinde olmalı."

Yanındaki sözü aldı. "Evini aradık, herhangibi bahsettiğiniz bir belge çıkmadı. Ve diyelim söylediğiniz gibi sizi kandırdı. O halde torbaların çoğunluğu neden sizin evden çıktı."

Piç kurusu. Bu yüzden mi gelip kapıda kendini yakmaya çalıştı? Tabi ya affedip eve sokmamı bekledi, daha sonra torbalarına kavuşacaktı. "Torbaları kendi evine saklasaydı bulunma olasılığı daha yüksek olucaktı. İlişkimizi yakınlarımız hariç kimse bilmiyordu. Olabildiğince gizli tutmak istediğini söyledi, aksi halde ikimizinde hayatının mahvolacağını söyledi." Masanın üzerine ellerimi açtım. "Ama gördüğünüz gibi, mahvolması için gizli tutmuş. Torbaların yerinin bilinmemesi için böyle bir işe bulaştı. Ki zaten evliliğimizde sakin bir kır düğünü olacaktı."

Parmaklarını masada oynatmaya başladı ve burun kemerini sıktı. "Dediğiniz gibi olması için elinizde bir kanıt olması lazım. Bunu size zaten belirtmiştim. Avukat olduğunuz içinde iyi bilmeniz lazım. Ulaşılan ticaret için mesajlarda sizin de adınız geçiyor."

Avukatım ve yüzünü şimdi gördüğüm kadın konuşt. "Müvekkilim şucsuzdur. Mahkum onu operasyondan 2 gün önce aldattı." Telefonu masaya koydu ve iğrendiğim o görüntüleri bir kez daha gördüm. "Suçlu olsaydı eğer torbaları alıp intikam amaçlı hepsini satardı. Kimse aldatıldığı birine tekrar güvenmez komiserim. En yakın zamanda müvekkilimin beraat etmesini talep ediyorum."

Derin bir nefes aldım. "Elinizdeki bir kaç mesaj beni suçlu durumuna düşürmez. Ama aynı şekilde masumda yapmaz. Karşı tarafla olan durumum zaten göz önünde. Yani beni burada tutmanız için yeteri kadar sebep yok." Aklıma gelen şeyle sandalyeme sırtımı yasladım. "Hem, torbaların üstüne parmak izi testi yapıldı mı?"

 

─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───

 

"2 kişi işini doğru yapmadığı için ben 8 saatir buradaysam, onların işi daha zor."

Adının Defne olduğunu öğrendiğim avukatım elinde bir kaç evrakla bana gülümsüyordu. Ona kalsaydım belkide burada 24 saatten fazla kalacaktım. "Mesleğinizi cidden seviyorsunuz."

"Evet seviyorum. Yeni mi avukat oldunuz?" Biraz kaba bir soru gibi durduğundan yumuşatmak için başka kelimeler aradım ama dudaklarımdan çıkmadı.

"Acemiyim, lütfen kusuruma bakmayın." İyi birine benziyordu.

"Başka bir dava olsaydı kariyerini zedeleyebilirdin. Daha küçük davalar seçmeye çalış."

Dediğimi yapıp yapmayacağından emin değildim ama belki zamanla daha iyi yerlerde olurdu. "Teşekkürler." dedi.

Telefonum sonunda gelirken rahatlamıştım. Artık bir an önce buradan gitmek istiyordum. Pijamayla burada durduğum yetmezmiş gibi bir çoğu insanın bakışına maruz kalıyordum.

Kapıya doğru adımlamadan önce Defne'ye döndüm. "Umarım sonra görüşmeyiz." İşle ilgili yaptığım espriyi anlaması için göz kırptım.

Anladı ve "Umarım." diye bağırdı arkamdan.

Çevirdiğim ilk taksiye binerken evimin adresini verememiştim çünkü polis 2 gün sonra anca aranma işinin biteceğini söylemişti. "Havaalanına lütfen." Ödemeyi telefondan yapmayı planlıyordum.

Araba hareket etti. Ve ben intenet sitesine girip çoktan Hakkari'ye bilet aramaya başlamıştım. Ama gelen bildirimle telefona bakakaldım.

 

─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───

 

Albay

Ondan intikam almadan gitmek istediğine emin misin?

Loading...
0%