@thezel
|
Okul temposuna alışmam zaman aldıı kusura bakmayınn🙇🏻♀️
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
3 haftaya yakın geçmişti. Ben ise yeni yeni bu sakinliğe alışıyordum. Savcılık sınavlarına çalışmaya başlamıştım sonunda. Konular zihnime girmemek için çırpınıyordu. "Öf be." Kalemi defterin üstüne attım. Nereye sürükleneceğimi bile bilmiyordum. Sonum ne olacaktı? Sadece bu kadar rolüm yoktu bu planda. O halde neden günlerdir haber yoktu. Mesaj atmalı mıyım diye aklımdan geçirmemiş değildim ama ne yazacaktım? "Beladan çok uzak kaldım da, olaylara ne zaman dahil olurum acaba Albay'ım?" Düşünmedim ve elime telefonu alırken yazmaya cidden başlamıştım.
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
14.53
Yelda Yakaza Benlik bir şey kalmadı galiba. 🥳
22.03
Albay Çok mu hasret kaldın belalara? Yazmanı bekliyordum aslında.
Yelda Yakaza Evet kaldım. Başımda zaten bir ton şey varken dedim bir siz eksiksiniz.
Albay Çok karıştırmışımdır aklını. Yüzümü falan merak etmeden duramamışsındır.
Yelda Yakaza Ne ara lise aşıkları gibi olduk acaba? Sizi bizi de geçtik direkt flörtleşiyoruz. Çok uçmaya başladın he sen?
Albay Askerihavacılık okuduğumu da biliyorsun yani. Dikkat et savcı aşık olma. Fena kalp kırarım.
Yelda Yakaza Öf ergenliğine yeni girdin anlaşılan. Yüzünü görsemde şu yazdıklarınla anlatıyorsun zaten kendini.
Albay Sizli bizli fastınıda bitirdiğine göre. Bu hasreti artık bitirebiliriz. Sabah 6da. Mardine uçak biletin var. İyi geceler.
Yelda Yakaza Ne? Yarın özel dersim var olmaz. Görüldü ✓✓ Albay? İletildi Sizede en içten dileklerimle müsait bir tarafınıza 🫶🏻 İletildi
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
Alay ediyordu. Ya da beni bir şekilde kendine yakın tutmaya çalışıyordu. Bu da olayların daha ciddi bir seviyeye ulaştığı ve ya ulaşacağı... "Çok pis oynuyor." Bu olayların hepsi bittikten sonra ne olacağını anlamıştım. Az önce buruşturup yere attığım kağıttan bir farkım kalmayacaktı. En büyük sorunum ise elinde tuttuğu piyon oyunu bitirmek için tek hamlesine bakmasıydı. Daha beteri; oyunun bitmesi, hayatımın bitmesi anlamına geliyordu.
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
Sabah 5 ve ben havaanalnına anca gelebilmiştim. Hiç özen göstermeden valizmi topladığım gibi taksi çağırmıştım. Sıra sandığımdan hızlı geçmiş bekleme yerinde oturuyordum şuan. Büyük camların ardında inen uçaklar yıldızlarla beraber bir kaç acıyı anımsatıyordu. Telefonu elime aldım. Olabildiğince ayık kalmam lazımdı. Havaalanının bu kısmında ışıklar biraz daha loştu. İç çektim. Mesaj kısmına girdiğimde ekranın en altında hala okunmamış halde orada bildirimi duruyordu. Kış Güneşi. Böyle söylerdi yıllar boyunca. Başta saçma yada klişe gibi dursada anlamlaşmıştı. Yıldız ve soğukluğun kombinizasyonu. Anlamını böyle tanımlardı. Şimdi ise bir yerlerde hâlâ kalbime sızı hissettirirken diğer yanından saçma geliyordu. Gülümsedim. Ama ne içimdi emin değilim.
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
"Ah evet. Pardon. Geçebilir miyim?" Zorlukla yerime geçtim. Cam kenarı. Çocuk gibi sevinmeme sebep olmuştu anlık. Küçük pencerenin önündeki kapağı yukarı kaldırdım. Etrafıma baktığımda ise biri omuzuma dokundu. "Şey afedersiniz beni uçak tutuyorda. Cam kenarına geçebilir miyim?" "Afedersiniz? Ama kusura bakmayın o halde cam kenarını alsaydınız." Diğer koltuklara göre cam kenarlarının fiyatı daha pahalıydı. Bazı insanlar bunu bilmiyormuş gibi uçak sıradında böyle tekliflerde bulunurdu. İlk yaşadığım şey olmadığından da tahammülüm yoktu. "Biletleri aldığımda malesef kalmamıştı." "O halde yapacak bir şeyim yok. Ne tesadüfdür ki beni de uçak tutuyor." Söylediğim son şeyle haklı gibi ters ters baktı. Kafamı cam kısmına geri çevirdim. Kadın bakır saçları ve yeşil gözleriyle alımlı biriydi. Üstüne itici. Yolculuğumun güzel geçmeyeceğini o an anladım.
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
Uçak cidden azap gibi geliyordu. Yanımdaki şahıs sürekli hareket ettiğinden kısa süreliğine kestirenemiştim bile. Sadece yere inip bulduğum ilk düzlüğe kırılmak istiyordum. Çok mu zordu? Boyunluğu kafamdan çıkarttım ve ona döndüm. Eli kucağıma düştü. Benim aksime mışıl mışıl yatıyordu. Boynumu geriye attım. "Sabır."
─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───
"Sayın yolcular yarım saate inişimizi gerçekleştireceğiz." Gerinebildiğim kadar gerindim. Alanım işgal edilmişti kalkıştan beri. Gözlerimi ovaladım. Korkunç gözüküyor olmalıydım. Ellerimi yüzümden çektim ve yeşil tırnaklı ellerin uzattığı pakete sonra yanımdaki şahısa baktım. "Bak biliyorum iyi bir başlangıç yapmadık ama bence hâlâ geç değil. Çerez?" "Pekala." Sinirlerim hâlâ tepemdeydi, yinede bir düşmanla daha uğraşamazdım. "Bu arada adın ne?" "Yelda. Senin?" "Çise Demirer." gülümsedi. Benimse yüzüm asıldı. "Uraz Demirer'i... tanıyor musun?" Gurur duyarcasına gülümsedi. "Evet. Abim olur." |
0% |