2. Bölüm
Serhat / Gölgelerin Ardında / 2. Bölüm: Gloria

2. Bölüm: Gloria

Serhat
thiswhoo

Astrum'da Bir Sabah
Astrum şehri, sabahın erken saatlerinde her zamanki gibi canlı ve hareketliydi. Gökyüzünü kaplayan bulutların arasından süzülen solgun ışıklar, devasa kulelerin camlarına yansıyordu. Şehrin merkezindeki kafede Samy iş başındaydı. Charlie her zamanki gibi kasada, sandalyesine yaslanmış oturuyor, etrafı gözlüyordu.

İçeride birkaç müşteri vardı. Onlardan biri sessizce elini kaldırıp Samy’i çağırdı:
“Bir bakar mısın?”

Samy hemen hızlı adımlarla adamın yanına ilerledi.
“Buyurun efendim,” dedi.

Adamın yüzü solgundu, gözleri yorgun, ifadesi donuktu. Elindeki siyah kaplı kitabı masaya bıraktı. Başını kaldırmadan konuştu:

“Bana yalnızca kahve... Ne şeker, ne krema. Sadece kahve.”

Sözlerini bitirince yeniden başını eğip masaya baktı. Samy, adamın tuhaf tavırlarından rahatsız olsa da başını salladı.
“Ta-tamam, hemen getiriyorum...” diyerek tezgâha yöneldi.


---

Gölgelerin Ardında Uyanış

Aynı dakikalarda, Luis gözlerini araladı. Yatağında doğrulup esnedi. Telefonunu eline alıp saate baktı:
“Dokuz buçuk mu? Bu kadar geç kalmamış olmalıydım…”

Hızla çantasını açtı. İçinde kara kaplı kitap duruyordu. Elini kitaba götürüp bir an tereddüt etti:
“Yanımda kalmalı… Şimdilik.”

Aynanın karşısına geçti. Gözlerindeki kırmızı parıltı dikkatini çekti. Çekmeceden beyaz dairesel kutuyu alıp lenslerini yerleştirdi. Mavi gözlerle aynaya yeniden baktı ve hafifçe gülümsedi:
“Böyle daha iyi.”


---

İkinci Kitap

Kafede işler devam ediyordu. Samy kahveyi hazırlayıp geri döndüğünde adam gitmişti. Masada yalnızca kitap kalmıştı. Samy gözleriyle çevreyi taradı, Charlie’ye seslendi:

“Buradaki adam nerede?”

Charlie başını kaldırmadan cevapladı:
“Dikkat etmedim.”

Samy kahveyi ona uzattı,
“Boşa gitmesin, sen iç bari,” diyerek güldü. Charlie kahveyi alırken,
“Daisy harika kahve yapıyor. Onun bu kadar hızlı öğrenmesi senin sayende,” dedi.

Samy utangaçça gülümsedi:
“Ben sadece nasıl yapıldığını gösterdim, başarısı ona ait.”

Ama o sırada gözü masaya takıldı. Üzerinde bırakılmış kara kaplı kitap hâlâ oradaydı. Merakla uzandı, kapağını açtı.
“Yazı yok… Hepsi sembol mü? Ne garip…”
Sayfaları çevirdikçe birbirinden farklı, esrarengiz işaretler dikkatini çekiyordu.

Tam o anda telefonu titredi. Gelen mesaj Luis’tendi:
“Samy, ne yapıyorsun? Bugün de gelebilir misin?”

Yüzü parladı, heyecanla cevapladı:
“Elbette! Geliyorum.”

Kitabı eline alarak kafenin arkasına doğru ilerledi.


---

Antikacıda Buluşma

Luis, antikacı dükkânının raflarında geziniyordu. Özellikle eski ev eşyalarının bulunduğu bölümde vakit geçirmeyi severdi. Diğer bölümlerde eski silahlar, zırhlar, antika kitaplar vardı.

Birden aklına kara kitap geldi. Çantasından çıkararak, eski kitapların arasına dikkatlice yerleştirdi:
“Şimdilik burada kalsın…”

Bir gardırobun aynasında kendi yansımasını görünce birkaç saniyeliğine durakladı. Derin düşüncelere dalmıştı. Tam o anda dükkânın kapısı açıldı. Gelen kişiye bakarak konuştu:

“Geldin mi? Hızlı oldun, Gloria.”


---

Gloria

Gloria, doğanın ta kendisi gibiydi. Zümrüt yeşili, beline kadar dökülen dalgalı saçlarının arasına yerleşmiş çiçekler ve yapraklar, başında adeta doğal bir taç gibi duruyordu. Gözleri canlı yeşilin tonlarında parlıyor, bakışıyla çevresindeki her şeyi analiz ediyordu.

Giydiği elbise, gökyüzüyle ormanı buluşturuyordu. Omuzları açıkta bırakan, bel kısmı ince bir korseyle saran ve etekleri nazikçe süzülen bu elbise, onun zarafetini ve özgürlüğünü aynı anda yansıtıyordu.

Luis’e yaklaştı:
“Bu sefer kapıdan geleyim dedim,” diye gülümsedi.

Luis alayla karşılık verdi:
“Alıştım ama bu daha iyi.”

Gloria raflar arasında gezinirken sordu:
“Sembollerle dolu kitap? Onu görmek istiyorum.”

Luis başını eğdi, ardından kitaplığına yöneldi. Geri döndüğünde kara kitap elindeydi.

“Bir adam getirdi. Nereden bulduğunu bilmiyorum. Fakat içinde… bir resim var.”

Gloria kitabı aldı. Sayfaları çevirdikçe yüzü ciddileşti.
“O canavarı bir daha göreceğimi sanmazdım. Ailem… arkadaşlarım… hepsi o savaşta öldü.”

Bakışlarını Luis’e dikti:
“Bu yaratık senin annen… Ama bana yardım etmiştin. Zordu, değil mi?”

Luis’in yüzünde bir gölge belirdi.
“Ben yalnızca olması gerekeni yaptım. Annem, ne yazık ki karanlığa teslim olmuştu. Ama ben onun gibi değilim. Geri dönmesine izin vermeyeceğim.”

Gloria gözlerini kararlılıkla kısıp kitabı aldı:
“Bunu ben alıyorum. Ama başka bir kitap daha var… Onu bulmalıyız Luis. Ne olursa olsun, geri dönmemeli.”

Ardından sessizce dükkândan ayrıldı.


---

Gizemli Ziyaret

Gök yüzü griye bürünmüştü. Bulutlar ağır ve tehditkârdı. Samy, kara kaplı kitapla birlikte Luis’in dükkânının önünde durdu. Göğe bakıp fısıldadı:

“Yağmur yağacak gibi… Ama bir türlü başlamadı.”

İçeri girdiğinde Luis, masasının başında düşüncelere gömülmüştü. Samy yavaşça yaklaştı:

“Luis… iyi misin?”

Luis başını kaldırdı. Gülümsedi:
“Sadece biraz düşünüyordum. Hoş geldin, Samy.”

Samy bir an tereddüt ettikten sonra elindeki kitabı gösterdi:
“Bugün kafede bir adam bunu unuttu. Çok garip semboller var. Sana getirmek istedim.”

Luis’in yüzü bir anda değişti. Gözleri irileşti:
“O kitap… sende olmaması gerekirdi!”

“Ne? Sadece biri unuttu… Nedir bu kitap, Luis?”

Luis gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
“Göster bakalım.”

Kitabı aldı, masaya koydu. Samy karşısındaki sandalyeye oturdu, gözlerini Luis’ten ayırmadan beklemeye başladı.

Luis kitabı açtı, sayfaları çevirmeye başladı. İçinden geçirdiği düşünceler hızla birbirine karışıyordu:
“Bu ikinci kitap… Demek ki biri onları bana getiriyor. Ama kim?.. Neden?”

Başını kaldırıp Samy’e baktı:
“Bu kitabı unutan adamı tarif edebilir misin?”

Samy, tuhaf yüzlü adamı anlattı. Luis başını eğdi:
“Aynı kişi… Olamaz. Birileri onu geri getirmeye çalışıyor.”

Samy’nin sesiyle irkildi:
“Ee? Ne buldun?”

Luis gülümsedi.
“Henüz değil. Ama bu kitap bende kalsın, biraz incelemem gerekecek.”

Samy başını salladı:
“Sorun değil. Zaten görüntüsü bile beni huzursuz etti.”

Sonra ekledi:
“Hava da kötü… Bugünlük gideyim. Ama yarın gezeriz, değil mi?”

Luis ona yaklaşarak gülümsedi:
“Tabii ki Samy.”

Aralarında kısa ama sıcak bir sarılma oldu. Samy’nin yüzü kızarsa da, kalbi biraz daha ısındı.


---

Karanlık Sokak

Astrum’un sisli bir ara sokağında, karanlık bastırmıştı. Hava basık, bulutlar tehditkârdı. Kirli sakallı bir adam sigarasından derin bir nefes çekti. O anda gözleri, sokağın köşesinde bir karaltıya takıldı.

Gölge, giderek insan silüetine dönüştü. Ve ardından parlayan, kan kırmızısı gözler…

Adam donakaldı. Kıpırdayamıyordu. Varlık, sessizce üzerine atıldı. Karanlık sokakta yankılanan çığlıklar, geceye damgasını vurdu.


---

Samy'nin Düşünceleri

“Luis… onu ilk kez kafede görmüştüm. Kahvemi sevmişti, sonra sohbet etmek istemişti. Öyle tanıştık. Ama o günden beri hep bir gariplik hissediyorum onda. Bir gizem... Sanki benden bir şey saklıyor. Ama Luis iyi biri. Gerçekten... çok iyi biri.”

~~~ Bölüm Sonu ~~~

Bölüm : 20.08.2024 01:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...