3. Bölüm
Serhat / Gölgelerin Ardında / 3. Bölüm: Naturis

3. Bölüm: Naturis

Serhat
thiswhoo

Çok uzun yıllar önce
Dünyada olan tüm varlıklar, tüm nesneler, hiçbir şekilde yok olmaz. Sadece dönüşüme uğrar yada küle dönüşür, ne eksik ne fazladır, bu bir döngü ve dengeydi. Ya dış dünyadan bir şey gelirse, o zaman denge bozulur muydu?

UMBRAGEN, bunu yapabilen bir varlıktı, her türlü nesneye hakim olabiliyor ve o nesneyi istediği gibi farklı nesnelere dönüştürebiliyordu. Umbragen, kendi gücü olan karanlık maddenin enerjisiyle yapabiliyordu, tüm canlı varlıkları da manipüle edebiliyordu. Umbragen olan o varlık kendine, Violet ismini vermişti.

Violet, uzun, siyah düz saçları ve yoğun kırmızı bir şekilde parlayan gözleri var. Yüzü solgun, porselen gibi cilde sahip, ve yüz hatları keskin belirgin. Siyah ve kırmızı ağırlıklı, detaylı ve zengin desenlerle süslenmiş bir elbise giyiyor. Elbisesinin göğüs kısmında, parıldayan kırmızı bir mücevher dikkat çekiyor. Duruşu, kendinden emin ve hükmedici bir şekilde tavrı var. Violet çok güçlüydü.

****************
Luis Moon
Bir yetimhanede bir kız çocuğu vardı ailesini bir yangında kaybeden bir çocuktu. Çok eski zamanlardı, o kız çocuğunun ismi Luis'di.

Luis çok üzgün ve kızgındı bir gün yetimhaneden kaçmaya karar verdi, yetimhaneden kaçtığında fark edilmişti ama Luis hızla koşmaya başladı hiç durmadan koşa, koşa onu kovalayanlara fark açmayı başarmıştı.

Luis'in gitmek istediği mezarliktı annesi ve babasının yattığı mezarlıktı. Akşam üzeri saatlerinde Luis mezarlığa yaklaştı tek yapması gereken yolun karşısına geçmek ve ailesinin yattığı mezarlığa gidecekti.

Karanlık loş ışıklı saatlerde Luis hızla koşmaya devam etti yolun karşısına geçerken tek gördüğü şey ilerdeki mezarlıkta ki annesinin ve babasının yattığı mezardı. Yolun karşısında mezarlığın girişine doğru koştu. Luis koşarken bir anda herşey kararmıştı, her yeri sessizlik kaplamıştı. Luis'e bir araba çarpmıştı o bile ne olduğunu kavrayamamıştı.

Bir süre sonra Luis gözlerini açtı bütün bedeni ağrıyordu, çarpmanın etkisiyle çeşitli yerlerinden ağır yaralanmıştı, ama kendini annesi ve babasının mezarlığının yanında yatarken buldu. Luis hareket edemeyecek kadar halsizdi. Yerde sırt üstü yatıyordu nefes almakta zorlanıyordu titriyor ve soğuktu. "Ölüyorum anne, baba…" Luis bir ses duydu, başını çevirip diğer yöne baktı, aydınlatma direklerin ışıkları kırmızıya büründü. Kırmızı loş ışığın altında karanlık gölgemsi bir silüet ona bakıyordu. Küçük Luis iç çekerek gülümsedi, korkmuyordu, saten korkacak bir şeyi de yoktu öleceğini düşündü ve ailesiyle yeniden birlikte olacaktı.

Silüet Luis'e yaklaşırken görünümü değişiyordu, siyah kırmızı süslemeli elbisesi uzun siyah saçları olan bir kadına dönüşmüştü Violet'di bu. Küçük Luis’e yaklaşırken kırmızı parlayan gözleriyle ona bakıyordu. Luis hiç tepki vermedi yerde hareketsizce yatarken dikkatle Violet'e baktı. Violet’in sesi fısıltısı mezarlıkta yankılanıyordu. "Küçük bir insana göre korkusuzsun ufaklık, neden korkmuyorsun?" Luis kesik, kesik nefes alırken zorla konuştu, "Korkmadım, çünkü beni annem ve babamla buluşturacaksın," dedi kısık titreyen sesiyle.

Violet şaşırmıştı, onu ilk şaşırtan bir insandı, Violet yaklaştı Luis'in üzerine iki elinide koyarak ona karanlık enerjisini vermeye başladı, "Ah, ufaklık, ailen ölmeni ister miydi?." Violet Luis'den etkilenmişti ama bunun ne anlama gediğini kendisi bile anlamakta zorlanıyordu. “Aileni bilmem ama ben istemiyorum.” Violet kendi karanlık gücünü kullandı. Luis’in içini kaplayan enerjiyi hissederken çığlık attı bedeninde ki yaraları hızla iyileşirken canını acıtıyordu. Luis’in tiz çığlıkları karanlıkta kayboluyordu. Luis, sonunda dayanamayarak kendinden geçti, gözleri kapandı, sessizlik içinde karanlığa gömüldü.

Luis gözlerini tekrar açtığında bir odada yataktaydı hızla doğrulup yatakta oturdu ellerini kaldırıp inceledi. Kendini çok iyi hissediyordu, ayağa kalktı karşısında duran dolaba yürüdü aynadan kendine baktı kırmızı gözlerini görür görmez irkilerek geri çekildi ve yatağa oturdu, “Ne oldu bana?” Luis değişmişti. Sonra oda nın kapısı açıldığı gibi Violet belirdi, Luis'e baktı, "Uyanmışsın ufaklık, nasıl buldun kendini?" Bu sefer Violet’in samimi sesi yankılandı odada.

Luis ayağa kalkdı kısacık boyuyla başını kaldırıp Violet'e baktı, "Çok değişik, ama iyi sanırım, ama orada beni ailemle buluşturmanı istemiştim neden beni kurtardın?" Violet iç çekerek, "Bilmiyorum ufaklık bana çok farklı göründün... Belki bir yenilik yapmalıydım bunca zamandır yanlızdım belki bana eşlik etmeni istedim. Sen ne dersin?" dedi öylece.

Luis yere baktı, ellerini kaldırıp tekrar inceledi ben ne oldum, sen nesin?" Violet Luis'i izlerken, "Ben karanlığım, nerede karanlık varsa ben oradayım, her karanlıkta ve her gölgelerde beni görebilirsin. Tabii bir isim istiyorsan benim ismim Violet. Bağzı kişiler tarafından Umbragen olarak bilinirim. Sana kendi gücümden verdim tabii bir insansın ama iyi dayandın. Peki sana ne diye seslenmemi istersin ufaklık?" Luis dolaptaki aynadan kendine baktı kendine baktı, "Luis Moon," dedi kırmızı gözleri parladı.

****************
Zümrüt Gölgeleri Ormanı
Violet ve Luis birlikte bir yere yerleştiler. Zümrüt Gölgeleri ismini, almış oldukça büyük, geniş bir ormana yerleştiler. Violet ormanda bir alanı seçti, karanlık enerji gücüyle seçtiği alandaki, toprağa ve ağaçlara hükmederek yok etti, dönüştürerek kocaman ve oldukça yüksek bir yapı inşa etti. Violet Luis ile birlikte burada yaşamayı amaçladı. Violet Luis’i kızı olarak yanına almıştı, ama çok ilgilenmiyor ve onu kendi başına bırakıyordu. Violet, Luis’e zamanla mesafe koymuştu, Luis ise ondan çok çekiniyordu, belki de korkuyordu. Violet ona karşı, oldukça soğuktu.

****************
Natuisler ve Floragen
Dünyada başka güçlü varlıklar da vardı. NATURİS adında varlıklar, Naturis’ler doğanın element güçlerini kullanabilen dünyada kimsenin bilmediği varlıklardı. Zümrüt Gölgeler ormanın bir ucunda yaşıyorlar ve Floragen’e hizmet ediyorlar. Floragen doğayı temsil eden güçtür. Naturisler güçlerini Floragen’den alıyorlar, güçlerini daha kontrollü kullanmak için asa kullanıyorlar. Floragen’ın asıl gücü Naturislerdi.

****************
LUMIGEN
Naturislerin lideri olan Felix bilge ve evrenin dengesine önem veren Naturisti, Violet’in Lumigen olan Aurel’i ortadan kaldırdığunı ve dengeyi bozduğunu biliyordu, bu yüzden Violet’i büyük bir tehdit olarak gördü. Lumigen ışığın, aydınlığın ta kendisiydi, Umbragenin zıttıydı. Felix, oldukça güçlü bir lider bir adamdı, ama Violet’in çok güçlü olduğunu biliyordu. Violet ise onları hiç umursamıyordu. Felix sonunda tüm Naturislerle birlikte Violet için hazırlanmaya karar verdiler.

Felix, tüm topladığı güçlü Naturislerle Violetin inşa ettiği yapının önünde toplandılar. Felix, Violet’e karşı tüm güçlerini kullanacaklardı. Felix, Naturislerin gücüyle büyülenmiş olan iki kitapla, Violet’i sonsuza tek mühürleyerek, durdurmayı ve dengeyi sağlamayı planlıyordu. Felix ve tüm Naturisler birlikte hazırlandılar, sonunda Violet’i planladıkları gibi durdurmaya hazırlardı.

Violet inşa ettiği yapının en üst katından, yukardan onlara baktı, Fenix ve Naturisler gelmişti. Violet bir şey söylemedi, soğuk bakışıyla herkesi süzdü, Luis, içerde Violet’in arkasından, endişeyle bakıyordu. Felix onu fark etti başını kaldırıp Violet’e baktı, kararlı bir şekilde, “Buraya gelmemeliydin Umbragen,” diyerek göz dağı verdi.

Violet, yerinden sıçrayarak, aşağı, Naturislerin tam önüne atladı, zemine sertçe indiğinde, zeminde küçük bir çukur oluştu, ve etrafa zeminde toprak parçaları saçıldı. Violet, felix’e kırmızı parlak gözlerini dikti, “Neden? Burayı çok sevmiştim oysa ki,” diyerek aşağılayıcı bakış attı. Felix, başını sallayarak, “Sen Aurel’i ve güçlerini salarak dengeyi bozdun. Dengenin düzene gelmesi için seni durduracağız. BAŞLAYIN!” diye bağırdı diğer Naturisler asalarını kullanarak, saldırmaya başladılar. Felix yere asasını sertçe vurarak, Violetin altındaki toprağı yumuşattı, ayakları yumuşamış toprağa batarken, Felix, genç bir Naturise bakarak “Gloria şimdi!” Diyerek seslendi. Gloria asasını doğrulttuğu anda, Violet’in etrafında topraktan, uzayan sarmaşıklar, Violet’in kollarını bağladı. Violet kurtulmaya çalışırken, “Siz beni, yenemezsiniz ki, ha ha ha!” diyerek yüksek sesle güldü. Gloria o anda asasını kaldırıp, iki kitabı çıkarttı, havada süzülen kitaplara karşı asasını doğrultarak, “Seni yenmeye niyetimiz yok, seni hapsedeceğiz,” dedi. Felix Violet’ sabit tutmaya çalışırken diğer Naturisler güçleriyle onu destekliyordu.

Violet, hızlı hareketlerle kendi etrafında dönerken, kollarını bağlayan sarmaşıkları karanlık madde ile etkisiz hale getirdi, serbestti artık, “Bunu siz istediniz,” dedi. Violet bir anda havaya sıçrayarak, çok fazla yükseğe uçtu, Felix ve Gloria, gökyüzüne baktılar. Gloria, endişeyle, “Hayır kaçtı,” diyerek Violet’e bakmaya çalıştı, onu görmekte zorlanıyordu. Violet havada sabit bir şekilde, tüm gücünü kullandı, koskoca ormanı karanlığa boğdu her yere karanlık madde yayılmaya başladı. Felix, herkese göz gezdirdi sonra, Gloria ‘ya baktı, “Başaramadık kızım,” diyebildi sadece.

****************
Zümrüt Gölgeleri Çölü
Violet tüm ormanı ve Naturisleri yok edecek hamlesini yapmıştı. Zümrüt Gölgeleri ormanın tamamını kaplayan karanlık madde, tüm ormanı yok etti, Naturisler de ormanla beraber yok oldular. Zümrüt gölgeleri ormanındaki ağaçlar, topraklar her şey kuma dönüştü, artık bir çöle dönüşmüştü. Kocaman bir çöldü artık. Adeta bir kıyametti.

Violet’in inşaa ettiği yapının ağırlığını, çöl kaldıramadı, gürültü içinde yavaşça sabit hızla yeni oluşan kuma batmaya başladı. Luis içerde en üst katında, sarsıntı içinde, “Olamaz! ne oluyor?” diyerek kaçmaya çalıştı. Gökyüzünde olan Violet, hemen Luis’i çıkartmak için uçarak hızla onu içerden çıkarttı. Batmakta olan yapı tam gömülürken durdu, sadece en üst kısmı kalmıştı, koca yapının çoğu kumların altındaydı.

Violet, Luis ile yapının kalan kısmının önüne indi, yapıya bakarak güldü, “Sonra daha iyisini yapacağım, merak etme Luis” dedi. Luis endişe ve korkuyla etrafa baktı uçsuz bucaksız kum vardı her yönde, “Ne, ne yaptın sen, neden?” diyerek Violet’e baktı. Violet önüne bakarak, “Hak ettiler, ne o beni mi sorguluyorsun?” diyerek, Luis’e göz dikti. Luis başını yere indirip öylece kala kaldı, bir şey söylemedi.

Yapının biraz uzağında, kumun yüzeyi kıpırdamaya başladı, kumun içinden bir el çıktı, yeşil renkte tırnakları vardı. Bir anda kumların içinden çıktı silkelenerek etrafa baktı, ayağa kalktı. Gloria, yeşil saçları, yeşil gözleriyle öylece etrafına bakıyordu. Gloria bir şekilde kurtulmuştu, etrafına deli gibi göz gezdirdi, bu onun için bir kabustu, “Hayır ne, ne oldu?” diyebildi sadece. Gloria, kumların üstüne diz çökerek ağladı, hiç kimseyi hissedemiyordu, ağaçları, ormanı, toprağı ve ailesi Naturisleri hissedemiyordu. Gloria, gözyaşları içinde, ilerde yapının kalan kısmının yanında, Violet’i gördü, ayağa kalkarak sırtında ki asasını eline aldı.

Violet yapının yanında, Luis,e bakarak, “Luis yanımda olman, ne yaptığımı sorgulayabileceğin anlamına gelmiyor,” diyerek uyardı. O anda Violet, rüzgarın sert sıcak esintisini hissetti. Gloria, Violet’in üstüne doğru koşarak ateş ve rüzgar gücüyle saldırıyordu, “Daha bitmedi seni canavar!” diyerek haykırdı, hızla Violete doğru ilerliyordu.

Violet arkasını döndü, Gloria’nın saldırılarını püskürterek, onun boğazını kavrayarak yakaladığı gibi yapının duvarına yasladı, Gloria duvara yapıştı boğazını Violetin eli sarmıştı ayakları yerden kesilmiş halde kala kaldı. Violet, dikkatle Gloria’yı süzerek, “Bak sen kalan son, Naturis, o küçük esintiyle beni yeneceğine inandın mı? Ha ha ha!” diyerek güldü. Gloria iki eliyle boğazına yapışan Violet’in elinden kurtulmaya çalışarak, “Seni öldüreceğim, ahh!” dedi kısık ses tonuyla, Violet elini sıkarak susturdu. Gloria, kurtulmaya çalışıyor, devamlı çırpınıyordu. Violet, elini daha da sıkarak, “Madem öyle, seni çok bekletmeyeyim…” dediği anda, Violet büyük bir acı hissetti.

Luis arkasından kendi oluşturduğu karanlık madde kılıcı, Violet’in sırtına saplamıştı, “Dur, artık yeter, artık bunu yapmak, istemiyorum,” dedi, sesi titriyordu, gözleri dolmuştu. Violet acı içinde, Gloria’yı bıraktı arkasına dönerek, “Ahh, Luis nasıl yaparsın bunu, ahh bu beni durdurmaz kızım ahh,” diyerek kılıcı çıkartmaya çalışırken dizlerinin üstüne düştü, “Bu beni öldürür mü sandın, ahh,” diyerek acıyla inledi. Luis gözlerinden akan yaşlarla, “Öldürmez ama yavaşlatır, güçsüzleştirir,” dedi titrek sesiyle, Gloria’ya bakarak, “Çabuk ol çok sürmez,” dedi. Glorya yere düşmüştü yerden şaşkınca Luis’e baktı, “Tamam,” dedi başını sallayarak. Violet o anda dizlerinin üstünde yerdeydi, Gloria’ya doğru döndü, “Sen, ne yaptığını sanıyorsun?” diyerek baktı sertçe.

Gloria asasını aldığı gibi o iki kitabı çıkarttı, kitaplar havada süzülmeye başladı, Gloria asasını doğrultarak, “Artık bitti,” diyerek gücünü kullandı. Kitaplar ışıldayarak havalandı Violet’in etrafında daireler çizmeye başladı, büyük parlak ışık enerjisi meydana geldi. Violet’in önünde geçit oluştu. Violet’i içine çekerken, “Bu olamaz, hayırr!” diyerek bağırdı. Işık enerjisi yok olduğunda iki kitapta yere, kumların üstüne düştü, Violet yoktu artık.

Luis ve Gloria öylece kitaplara baka kaldılar. Gloria, yapının dibine yanaşarak, kendini yere bıraktı duvara yaslanarak, Luis,e baktı, ağladığını fark etti, “Madem çok üzüldün, neden bunu yaptın?” diyerek merakla sordu. Luis yere bakarken başını kaldırdı, “Üzüldüm çünkü o benim tek yakınımdı. Yaptım çünkü artık ölüm görmek istemiyorum, korku, endişe, istemiyorum,” dedi. İkisi de kalan yapıya yaslanarak öylece oturdular, öylece durumu kabullenmeye çalıştılar, ama artık bitmişti.

****************
Son Naturis
Astrum şehrinin yüksek bir binanın çatısında. Gloria, açık yeşil saçları rüzgarda sallanıyor, yeşil gözleriyle çatıdan tüm şehri izliyordu. Gözlerinin çevresinde mavi bir maskesi vardı. Astrum şehrindeki bazı kişiler ona gizemli kız diyorlardı. Gloria, son Naturis’di.

~~~~~Bölüm Sonu~~~~~~

Bölüm : 21.05.2025 07:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...