Gloria, bir parktaydı kendince zaman geçiriyordu, bankta oturmuş insanların gezmesini izliyordu. Parkın çocukların olduğu yerde oynayan çocuklara bakıyordu kaykay dan kayan ve salıncakta sallanan çocukların kıkırdamaları yankılanıyordu. Akşam üzeri saatlerinde, Gloria halan insanları tanımaya çalışıyordu, onların arasında baya zaman geçirmiş olsa da, hiç kimseyle yakınlık kurmamıştı.

Gloria ayağa kalktı parkın yolunda yürümeye başladı, Gloria nın kaldığı yer şehrin dışında bir ormanlık alandaydı, bir kulübe, insanlardan uzakta bir nebze olsun doğaya yakın bir yaşam seçmişti, Gloria yürümeye devam ederken düşüncelere daldı, babasını halkını özlüyordu, yaşadığı yeri.

Bir süre sonra, Gloria evin yolunda ilerliyordu, hava kararmıştı, bir şeyler vardı, fazla sessiz ve huzursuz hissediyordu. Gloria yürürken birden önünü iki kişi kesti, iki adam. Gloria ne olduğunu anlamaya çalışırken arkasında iki adam dah belirdi, arada kalmıştı. Adamların ellerinde beyzbol sopası vardı, belli ki niyetleri hiç de iyi değildi. Gloria adamları süzerek eline uzun bir sopa aldı, bu asasıydı, “ne istiyorsunuz bilmiyorum, ama yanlış kişiye bulaştınız,” dedi tedbirli bir şekilde izledi. Adamlar bir şey söylemedi, bir anda sopalarla saldırmaya başladılar, ama Gloria asasını yere vurdu etrafında rüzgar dalgası oluşturduğunda adamlar rüzgarın şiddetiyle geriye doğru uçtular, hepsi yere yapışmıştı.

Gerideki adamlardan biri yerden kalktı yanındaki arkadaşına bakarak, “bu da ne? böyle bir şey mi var?” dedi şaşkındı. Diğer adamda Gloria’ya baktı, “sırayla peş peşe saldıralım, ilk önce ben sonra sen,” dediği anda Gloria’nın üstüne doğru koşmaya başladı, adam sopasını hızlıca savurdu, Gloria sakin bir edayla geri çekilirken adama gülümsedi, “tek mi saldırıyorsun? Cesur şapşal,” diyerek hızlı bir dönüşle asasını adamın tam göğsüne uzattı ve sert bir rüzgarla geriye doğru uçurdu. Gloria olabildiğince zarar vermemeye çalıştığı belliydi, yaşamı önemsediği için ölümcül saldırılardan uzak duruyordu.

Arkadan bir diğer adam hızla yaklaşarak Gloria’ya sopasını savurdu, Gloria hemen eğildi sopa tam kafasının üstünden geçti, yine asasını yere vurdu yerden sarmaşıklar çıktı adamı yakalayarak yere sabitledi, sonra diğer adamları da yakaladı 4 adamı da yere sabitlemişti. Gloria adamlara baktı adamlar hareket edemiyorlar yere sarmaşıklarla sabitlenmişlerdi, “şimdi ötün bakalım ne istiyorsunuz?” sorarken bir şey hissetti arkasını döndü karanlığın içinden beliren birini gördü.

Siyah takım elbisesi giyinmiş bir adam oldukça sakin ve ciddi duruşuyla adım adım yaklaşıyordu. Thadeus, başını yavaşça aşağı yukarı sallarken, “demek böyle biriymişsin? Seninle tanışmak bit zevk Naturis,” derken hiç ciddiliğini bozmuyordu. Gloria şaşkındı çünkü Naturis ismini hiç bir insandan duymamıştı, “sen de kimsin? Beni nereden tanıyorsun?” dikkatle bakarak asasını iyicene sıktı. Thadeus, adım adım yaklaşmaya devam etti, “ben Thadeus, senin hakkında baya bir şeyler öğrendim, seninle işim var ama senin hiç hoşuna gitmeyecek, birini geri getirmen gerek, zamanında büyü ile kapattığın biri,” dedi bir kaç adım daha attıktan sonra durdu.

Gloria yeşil gözleri kocaman açılmıştı, bu adam kendisi hakkında haddinden fazla bilgisi vardı, “ne sen nereden biliyorsun? ASLAA! O şeyi geri getirmem,” dedi, asasını doğrultu gözlerinde öfke belirmişti. Thadeus’un gözleri kırmızıya döndü ve parlamaya başladı, çok hızlı bir şekilde Gloria’nın dibinde belirdi yumruğunu sıktı karanlık enerjiyle kaplanan yumruğunu Gloria’nın karnına hızla geçirdi, bu saldırı o kadar hızlı gelişti ki karşılık bile veremedi. Gloria acıyla eğildi, “AHH!” Gloria bunu beklemiyordu. Thadeus Gloria’nın yakasından tutup kaldırdı yüzüne baktı, “yoldaşlarıma çok nazik davranıyordun değil mi? Ama bu zayıflıktır,” dedi, yumruğunu kaldırıp sertçe başına vurdu. Gloria yere yığıldı gözleri kararmaya başladı, Gloria güçlü olsa da tamamen hazırlıksız yakalanmıştı, hiç beklemiyordu bunu, yavaşça kendinden geçti yerde hareketsizce yatıyordu. Thadeus adamlarını serbest bıraktı, “çok iyi diniz tanrıçamız sizinle gurur duyduğunu söyleyebilirim cesur yoldaşlarım,” dedi. Oldukça inançlı tavırlardı, adamlar hayranlıkla Thadeus’a baktı, “her zaman efendim amacımıza ulaşmak için, her şeyi yapabiliriz,” dedi aralarından biri. Thadeus başını sallayarak, “bundan hiç kuşkum yok arkadaşım. Şimdi Naturisi götürün, diğer iki kişi de kulübesinden kitapları alsın, sonra gidelim,” dedi Gloria ya baktı, adamlar onu alıp götürürken, “az kaldı yakında serbest olacaksın tanrıçamız, sonunda bu dünya arınacak,” dedi.

Thadeus diğer iki adamın gelişini gördüğünde yaklaştı “kitapları aldınız mı?” diye sordu. Adamlardan biri endişeli bir şekilde bakarak, “efendim sadece bir kitap var diğeri burada değil ulaşmamış ona,” dedi halan endişeliydi. Thadeus sakince adamdan kitabı aldı, “anlıyorum ama sorun değil bulacağız onu da, şimdi gidelim,” dedi.

Kitap halan Luis’de idi saklıyordu, Samy ona vermişti kitabı. Thadeus adamlarıyla beraber gözden uzaklaşarak gitmişti.

~~~~~~~~~Bölüm Sonu~~~~~~~~~