Yeni Üyelik
24.
Bölüm

23.BÖLÜM🕸️

@thunder_sla.0104

 

Yarım saat sonra Pamir kulübenin önüne gelmişti. Yanıma gelip “Selam güzellik” dedi. Tebessüm edip “Selam Pamir.”

 

Pamir üzgün gözlerle bana bakıp “Bayağıdır görüşemiyoruz, ayrıca dans içinde sen—” cümlesini tamamlamadan elimi kaldırıp “Sorun yok, Pamir, sen de isteyerek yapmadın.” Pamir gülümseyip “Okula dönünce eğer bir işin olmazsa yemek yiyelim mi?” dedi. Bu güzel bir fikir olabilirdi; ayrıca Pamir’i de kullanabilirim.

 

Kafamı sallayıp “Neden olmasın?” dediğimde Pamir bana yaklaşıp yanağımdan öptü. Bu da neydi şimdi? Geri çekilip “Neyse, Pamir, görüşürüz” dedim. Pamir göz kırpıp “Görüşürüz, Lilya” diyerek gitti.

 

Bu çocuğun amacı neydi acaba? Arkamı dönüp içeriye gireceğim sırada balkonda Egemen abiyi gördüm. Demek ki Pamir o yüzden öpmüştü beni; Egemen abi kıskansın diye. Egemen abi ile göz göze gelince bana öyle ters bakıyordu ki, gözlerimi devirip içeriye girdim.

 

Etrafa bakındığımda kimse yoktu; büyük ihtimalle gece için hazırlık yapıyorlardı. Ben de onların yanına gitsem iyi olurdu. Merdivenlerden çıkıp üst kata gelmiştim.

 

Melodi abla ve Maysa'nın sesleri geldiği odaya gireceğim sırada Egemen abinin kapısı açıldı. Kolumdan tutup beni içeriye çekip. “Ne yapıyorsun?” demeye kalmadan kapıyı öyle bir çarptı ki duvarlar titredi.

 

Bana döndüğünde, “Ne istiyormuş orospunun çıkardığı?” derin nefes alıp, “Düzgün konuş; ayrıca bir şey istemiyormuş, sadece beni merak etmiş.”

 

“Sikerim şimdi onun merakını, niye öpüyor o seni?” diyip kolumdan tuttu. “Sana ne ya, sen ne karışıyorsun ki, Egemen abi?” Egemen abi duyduğu cümle ile daha çok öfkelenip, “Beni zorla kötü birisine çeviriyorsun.”

 

Tek kaşımı kaldırıp, “Sen iyi biri misin ki?” dediğimde bana daha çok yaklaşıp, “Doğru, iyi birisi değilim,” dedi. Gözleri gözlerime kilitlenmiş, bana nefretle bakıyordu.

 

“Bana hep nefretle bakıyorsun,” dediğimde Egemen abi kaşlarını çatıp, “İçimde sana karşı nefret yok, sadece…” diyip gözlerini dudaklarıma indirdi. “Ne var o zaman?”

 

Egemen abi gülümseyip, “Seni öpmemem için bir sebep söyle.” Hayır, hayır şu an olamazdı, istemiyordum.

 

“Seni sevmiyorum,” dediğimde geri çekildim Egemen abi öfkeyle bana bakıp, “Çık dışarıya, Lilya!” dedi. Zoruna gitmişti söylediğim cümle. Arkama bile bakmadan odadan dışarıya çıktım. Acaba fazla mı ağırdı? Ama ben içimdekini söyledim. Peki niye kalbim çok ağrıyordu?

 

Odama girdiğimde üstümü değiştirmeye başladım. Paraşüt pantolon, üstüme siyah badi giydim. Saçlarımı tarayıp hafif makyaj yapıp çantamı alıp aşağı indim. Bu gece dağ çıkacaktık.

 

Aşağıda sadece Barkın abi vardı, diğerleri daha gelmemişti sanırım. Barkın abi beni görünce gülümseyip, “Naber, Lilya?” dedi. Kafamı sallayıp, “Biraz kötü,” dedim.

 

“Neden olduğunu tahmin ediyorum, sıkma canını, her şey düzelir.” Aslında Barkın abiye Egemen abi hakkında soru sorabilirdim; eminim bana anlatacağı şeyler vardır.

 

“Sana bir şey soracağım, abi.” Barkın abi gülümseyip, “Dur, tahmin edeyim; Egemen’le ilgili.” Kafamı evet anlamında salladığımda, Barkın abi kahkaha atıp, “Sor bakalım.”

 

“Egemen abiyi anlayamıyorum; bazen siyah oluyor, bazen beyaz.” Barkın abi derin bir nefes alıp,

 

“Bak, Lilya, Egemen’i bildim bileli sana aşık. Evet, seni kazanması gerekirken sana kötü davrandığı günler oldu ama şimdi onu sevmeni istiyor. Bazen siyah, bazen beyaz oluyor; çünkü bir şeyler yaparsa ne tepki vereceğini bilmediği için oyun değil korku bu Lilya,” dediği an içimde kocaman bir taş oturdu.

 

Yutkunup, “Az önce ona seni sevmiyorum dedim.” Barkın abi kaşlarını çatıp, “Lilya, bir şeyi çok merak ediyorum; cidden Egemen’e karşı hiçbir şey mi hissetmiyorsun?” dedi. Şu an ne diyeceğimi bilemiyordum. Evet, sevmiyordum ama içim ısrarla hayır diyordu. Barkın abi benden bir cevap beklerken.

 

Toprak abinin sesini duyduk: “Gelin, gidiyoruz!” Kafamı kaldırıp baktığımda herkes gelmiş, bize bakıyordu; ama Egemen abi, Barkın abiye daha sert bakıyordu.

 

Herkes arabalara bindi. Bu sefer sürücü koltuğunun arkasına Barkın abi geçmişti; ben de ortaya oturmuştum. Böyle rahattım ki, bu sayede Maysa’ya yaslayabilirdim.

 

Araba çalıştığında yolculuk başlamıştı. Egemen abi torpidodan bir çizelge çıkarıp, “Gece taşı dağın en uzun ağacının altında saklıymış. Herkesi ikili grup halinde gezecek. Biz Melodi ile kararlaştırdık.”

 

Melodi abla, Egemen abinin cümlesini yarıda kesip, “Barkın ile ben, Toprak ile Maysa, Lilya ile Egemen olsun dedik,” dedi. Kaşlarımı çatıp Egemen abiye baktığımda, onun da kaşları çatık şekilde Melodi ablaya baktığını gördüm.

 

 

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ.❤️

Loading...
0%