Yeni Üyelik
26.
Bölüm

25.BÖLÜM🕸️

@thunder_sla.0104

 

Aşağı indiğimizde Suna hoca koltuğa oturmuş, bir bana bir de Egemen'e bakıyordu. Kaşlarını çatıp, “Egemen, bu ne hal?” dedi. Egemen gözlerini kısıp, “Ne varmış?” Suna hoca ters ters Egemen'e bakıp, “Siz beraber misiniz?” dedi.

 

Egemen sırıtıp, “Bu seni bağlamıyor hocam, asıl sadede gelin.“ Suna derin bir nefes alıp, “Taşları ver, yoksa seni, hatta seni değil, en sevdiğin insanı elinden alırım.”

 

“Bu tehditlerin boş artık hocam, ama isterseniz evi arayın çünkü taş bizde değil, hiçbiri değil.”

Suna hoca hızla ayağa kalkıp, “Peki Egemen, Savaş Kartal seninle görüşeceğiz,” diyip gitti.

 

Melodi abla derin bir nefes alıp,konuşacağı sırada Egemen ayağa kalkıp, “Herkes hazırlansın, evimize gidiyoruz,” dedi.

 

Kıyafetlerimi çantaya koyup aşağı indiğimde Egemen'i gördüm. Kaşları çatılmış, bir şeyler düşünüyordu. Beni gördüğünde gülümseyip, “Gel,” dedi.

 

Yanına oturduğumda beni kendisine çekip başımı göğsüne yatırdı. “Bunu yapmayı hep çok istedim,” diyip saçlarımı koklayıp öptü. Gülümseyip, “Egemen, annen gerçekten zarar verir mi bana veya sana?” Dedim.

 

“Sana zarar vereni öldürmekten beter ederim Lilya’m. Senden tek istediğim var; ne olursa olsun sözümü dinleyip bana güvenmen.” Kafamı sallayıp, “Tamam ama merak ettiğim her şeyi bana anlatacaksın, benden hiçbir şey saklamak yok,” dediğimde tebessüm edip, “Söz, zambak çiçeğim, söz.”

 

Herkes aşağı indiğinde Egemen’den ayrılıp ayağa kalkacağım sırada, Egemen elimden tutup, “Gidebiliriz,” dedi.

 

Ayağa kalktığımızda Melodi abla ve Barkın abi bize gülüyor, Toprak abi sanki bizden cesaret almış gibi. Maysa’nın elini tuttu, arabaya bindiğimizde 2 saatlik yolculuğumuz başlamıştı.

 

Melodi abla cebinden kağıt çıkarıp, “Diğer taşı bulmamız gerekiyor,” dediğinde Toprak abi öfkeyle, “Galiba diğer taş onlarda.”

 

Barkın abi kaşlarını çatıp, “Egemen, senin şu ajan kızına söylesek,” dediğinde, Egemene döndüğümde bana dikiz aynasından masum masum bakıyordu. Demek kızına ha?

 

“Kim bu kız?” dediğimde, bütün gözler beni buldu. Melodi abla gülümseyip, “Merak etme, Lilya kız sadece bize yardım ediyor.”

 

Öfkeyle biraz sesimi yükseltip, “Onu anladım, benim yani bizim niye haberimiz yok?” Barkın abi kahkaha atıp, “Kıskandın mı, çen?” dediğinde gözlerimi devirip, “Alakası yok, sadece sordum.” Barkın abi kafa sallayıp sadece güldü.

 

Kimdi bu kız? Aşırı merak ediyordum. İki saatin sonunda eve gelmiştik. Aşağı indiğimde çantamı aldığım gibi odama çıktım. Eşyalarımı yerleştirip üstüme yeşil sweatshirt, altıma ise siyah taytımı giydim.

 

Saçlarımı tarayıp aşağı ineceğim sırada kapı açıldı. Sadece kafasını çıkartmış, gözleri kaplı şekilde “Lilya” diyordu Egemen.

 

Sessizce yanına yaklaşıp, “Efendim,” dediğimde gözleri açılmış, bana bakıyordu. Siyah zeytinim, ya ne kadar da tatlı bakıyor! Hemen yumuşama, Lilya.

 

Kaşlarımı çatıp “Ne istiyorsun?” Dedim. Egemen içeriye girip “Seni” diyince gözlerimi devirip “Git, ajan kızını iste.” Egemen bana bakıp kahkaha atmaya başladı.

 

Beni kollarının arasına alıp “Kıskandın mı beni?” diye sordu. Ne güzel de gülüyordu, şu an onu sonsuza kadar izleyebilirdim. “Hayır canım, neden kıskanayım ki seni?”

 

Egemen saçlarımdan öpüp “Kıskanç sevgilim benim” dediğinde bütün sinirim kayboldu. Derin nefes alıp “Kim o kız? Yoksa çocukken bir kıza sarılmıştın, o mu?” diye sordum.

 

Egemen tebessüm edip kafa salladı. “Hatırlıyorsun her şeyi.” Gözlerimi kısıp “Evet, özellikle o kızı,” dedim. Egemen tam güleceği sırada elimle ağzını kapatıp “Gülme, anlat o kız kim.”

 

Egemen avucumun içini öpüp elimi alıp boynuna koydu. “Sevgi teyze, annemin en yakın arkadaşının kızıydı. Onlar da senin ailen gibi, öldürülünce tek kaldı. Ben de onu yanıma aldım, her konuda arkasından çıktım. Büyüdü, sonra kara takımından birisi oldu,” dedi. Kaşlarımı çatıp “Ne? Kim peki?” diye sordum.

 

“Aden Kıranç” dediğinde şoka girmiştim, o yüzden bana garip bakardı. Fazla olaylara karışmazdı. “Kara takımı hiç anlamadı mı?” Egemen kafasını hayır anlamında sallayıp, “Çünkü onunla hep gizli buluşurduk. Çocukkende bizi ilk yakalayan kişi sendin.”

 

Öfkeyle omzuna vurup “kutup ayısı” dediğimde, Egemen beni kendisine çekip, “Demek kutup ayısı ha,” diyip yüzünü boynuma koyup derin derin nefesler alıp öptü. Kafasını kaldırdığında gözleri tutkulu ve arzulu bakıyordu.

 

Egemen dudaklarını yalayıp, “Şu yarım kalanımı tamamlasak,” dediğinde içimdeki heyecan yine büyümeye başlamıştı. Derince yutkunup, “Aşağıda—” cümlemi daha bitirmeden.

 

Egemen dudaklarını dudaklarıma değdirip, “Tatları çok güzeldi Lilya,” dediğinde derince yutkunup cümlesine devam etti, “Seni çok istiyorum.” Tebessüm edip bu sefer onu ben öptüğüm sırada, kapı açıldı Egemen’i itekleyip gelen kişiye baktığımızda Toprak abiydi.

 

Gözlerini yere indirip, “Abi kusura bakma ama aşağıdan çağırıyorlar,” dedi.

 

Egemen öfkeyle Toprak abiye dönüp, “Amına koyacağım ha, oğlum, kapıyı çalın!” Toprak abi gülümseyip, “Abi, 10 kez çaldım, sonra girdim de sen de kapıyı kilitle,” dediğinde Egemen öfkeyle Toprak abinin üstüne giderken, Toprak abi kahkaha atıp kaçtı.

 

Egemen’in kolundan tutup, “Bu iki oldu,” dediğimde bana dönüp, “Sikeceğim belalarını, o olacak,” gülümseyip yanağından öptüm, “Sakin ol, sevgilim,” diyince dudağıma küçük bir buse kondurup, “Hadi aşağı inelim güzelim,” dedi.

 

 

 

 

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ.❤️

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%