Yeni Üyelik
28.
Bölüm

27.BÖLÜM🕸️

@thunder_sla.0104

 

Üstümü değiştirip aşağı indiğimde Egemen ve diğerleri çoktan gelmiş, koltukta oturuyorlardı. Beni gördüklerinde hepsinin yüzü solmuştu. “Neler oluyor?” dediğim cümleye kimse yanıt vermemişti. Egemen’e baktığımda beni görmezlikten geliyordu.

 

“Egemen, sorun ne?” dediğimde ayağa kalkıp yanıma geldi. “Bu seni ilgilendirmez.” Ne demek beni ilgilendirmezdi? Ne oluyordu? Ne yapmıştım ben buna? Egemen’in elini tutup “Ne oldu, sevgilim?”

 

Egemen hızlıca elini elimden çekip “Kes sesini, Lilya. Ayrıca Egemen değil, abi diyeceksin bana.” Bir dakika, ne? Rüya mı görüyorum ben şu an? Kaşlarımı çatıp “Ne oluyor, Egemen?” dedim.

 

“Abi, Egemen abi diyeceksin. Senin hiçbir şeyin değilim ben.” Duyduğum cümle ile dünyam başıma yıkılmıştı . Ne saçmalıyordu bu? Gözlerimi sımsıkı kapatıp nefes almaya başladım.

 

“Neden, neden böyle bir şey yapıyorsun?” Egemen öfkeyle nefes verip “Taşı alana kadardı seni seviyormuş gibi yapmak, şu hayatta en çok iğrendiğim görev oldu.”

 

Sakin ol, Lilya. Burada olmaz. Hayır, ağlamak istemiyordum; gözlerim dolu dolu Egemen'e baktığımda, bir saniyelik de olsa üzülüyormuş gibi baktı. Ardından nefret dolu gözlerle, “Burada ağlama, sakın! Senin zırlamanı çekemem,” dediği an kendime hakim olamayıp yüzüne tokat attım.

 

“Kes sesini! sen,senden nefret ediyordum, Egemen Savaş Kartal. Hayatımda gördüğüm en iğrenç herifsin. Sana güvendiğim için kendimden tiksiniyorum,” yüzüne bile bakmadan yukarı çıktım.

 

Elime eşyalarımı alıp çantanın içine koymaya başladım. İstemsizce gözümden yaşlar akmaya başlamıştı; kendimi tutamıyordum. Neden, ya neden bütün bunları bana yaşatmıştı? Ama bende suç, onun gibi bir insana güvenmek; benim hatamdı.

 

Eşyalarımı aldığım gibi aşağı indiğimde, Egemen eline içki şişesini almış içiyordu. Toprak abi ve Barkın abi bir şeyler anlatıyordu. Barkın abi kafasını çevirdiğinde göz göze geldik, hızlıca ayağa kalkıp “Lilya,” dediğinde ikisinin kafası bana döndü.

 

“Maysa beni sorarsa, Lilya’yı ara der misin, abi?” Barkın abi, üzgün gözlerle kafasını Egemen’e çevirdiğinde, Egemen kafasını yere indirdi.

 

Derin nefes alıp evden çıkıp gittim.

 

 

 

🦅🕸️

 

“Abi abi,” diye çırpınıyordu Barkın. Egemen, elindeki içkiyi tek yudumda içip, “Kimse hiçbir şey demeyecek,” dediğinde içeriye Melodi ve Maysa girdi.

 

“Neyi kutluyoruz? Lilya nerede, Egemen?” diyip kinayeli kinayeli gülmeye başladı. Barkın, Maysa'ya dönüp, “Maysa, Lilya’yı arayacakmışsın,” dedi. Maysa tebessüm edip yukarıya çıktı.

 

Melodi, üçünün de yüzünün asık olduğunu görünce kaşlarını çatıp, “Ne oluyor, Egemen?” Toprak, Melodi’nin kolunu tutup, “Otur, anlatacağız,” dedi.

 

Melodi hızlıca oturup Toprak’a döndü. “Melodi, Egemen Suna hoca ile anlaşma yaptı. Bu anlaşmada Lilya’nın hayatı karşılığında Egemen’in başka bir kızla sevgili olmasıydı.” Melodi, duyduğu cümle ile öfkeyle Egemen’e bakıp, “Lütfen, yanlış bir şey yaptım deme Egemen. Ona yalan söylemeyeceğimize söz verdik,” dedi.

 

Egemen, kızarmış gözlerle Melodi’ye bakıp, “Benden nefret ediyor. Bundan sonra yüzüme dahi bakmayacak,” dedi. Melodi, Egemen’in yanağının kızarmış olduğunu görünce, “O yaptı, değil mi?” diye sordu.

 

Egemen, evet anlamında başını sallayıp, “Hiç bu kadar canım yanmamıştı. Ona baktıkça ölmek istedim. Melodi, onu çaresiz göreceğime ölsem yeriydi.”

 

“Söylemen gerekiyordu. Aşağılaman değil, Egemen. Bizden daha çok güvendi sana. Yüz üstü mü bıraktın? Cidden korkak herifin tekisin. Eğer Lilya seni affedecek olursa, onun yüzüne ben bakmam.”

 

Egemen, bir şey demeden başını yere eğdi. Haklıydı, söylemesi gerekiyordu ama o yine aynı hatayı yaptı. Toprak, öfkeyle Melodi’ye bakıp, “Saçmalama Melodi, adam isteyerek mi yaptı bunu? Şunun haline baksana, kolay mı sanıyorsun?”

 

Melodi, elini kaldırıp, “Bir kere onu korumak için her şeyi sakladık. Şimdi, şimdi söylesene, hangi birimizi affedecek? Ben istemiyorum, Lilya’ya hiçbir şey demeyeceğim ama bu yaptıklarınızdan benim hiç haberim yokmuş gibi davranın çünkü ben de öyle davranacağım.”

 

Egemen, bütün sinirini ve acısını bardağı kırarak çıkarttı. Melodiye dönüp, “Tamam Melodi, ama şunu unutma: her şeyi onun için yaptım, yapıyorum,” dedi.

 

Melodi, kinayeli bir şekilde gülüp, “Onu sevdiğin kadar kendinden nefret ettiriyorsun. Egemen, sevgi zorlukları beraber aşmaktır; onu uçurumdan aşağı atmak değil.” Maysa, hızlıca aşağı inip, “Melodi abla, gitmemiz gerekiyor. Lilya, Lilya!” dedi. Egemen, Maysa'nın sözünü kesip hızlıca ayağa kalktı, “Ne oldu?” diye sordu.

 

Melodi, gözlerini devirip, ne oldu der gibi Maysa'ya baktı. “Abla, sesi kötü geliyordu. Yanına gitmemiz gerekiyor; ayrıca eşyaları da yok.”

 

Melodi, Egemen'e dönüp, “Kendi evime geçiyoruz. Lilya, seni isteyene kadar gelme,” diyerek çıktılar.

 

Egemen içki şişesini eline alıp kafasına dikti. Barkın Toprak’a bakıp, “Ben kahve yapıyorum,” diyip gitti.

 

“Abi, kendine zarar veriyorsun, yapma!” Egemen elindeki şişeyi yere yatıp, “Keşke ama olmuyor. Toprak, Lilya olmadan kokusu üstüme sinmeden ölmek, yaşamak benim için hiçmiş gibi geliyor. Yine kaybettim yine, Allah da belamı versin benim,” dedi.

 

“Abi, yapma! Plana sadık kalmamız gerekiyor. Lilya’yı da son taşı da aldıktan sonra her şey bitecek.” Egemen elini alnına koyup, “O taşı alayım, her şey bitecek Toprak, her şey,” dedi.

 

 

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ.❤️

Loading...
0%