Yeni Üyelik
36.
Bölüm

35.BÖLÜM🕸️

@thunder_sla.0104

"Hayırlı olsun Savaş ama anneni çağırmayı unutmuşsun oğlum," dediğinde Egemen beni arkasına daha çok çekip, "Gerekmiyordun Suna hocam," dedi. İşte her şey şimdi başlıyordu; Suna hoca ve diğerleri etrafımızı sarıp bekliyordu.

"Ne istiyorsun?" Suna hoca kocaman gülümseyip "Zambak çiçeğini" aynı gülümsemeyle Egemen annesine sunup, "Babam olacak kişiyi mi çıkaracaksın?" dediğinde Suna hoca bozguna uğramış gibi Egemen'e bakıp, "Yaramaz çocuk, sana annenin evini karıştırmak yok demedim mi?" dedi.

"Umurumda değil, o lanet adamda sen de istediğine ulaşamayacaksınız, o hiçbir zaman oradan çıkamayacak," dedi. Suna hoca derin nefes alıp, "Baban o, senin için her şeyi yaptı. Sen ne yapıyorsun? Bir kız için aileni karşına alıyorsun."

"Babam olabilir ama ben ikinizi de kabul etmiyorum; ikinizden de nefret ediyorum, ailem olduğunuz için." Egemen'in elini sımsıkı tuttum; şu an ihtiyacı olan tek şey güçtü. Egemen derin nefes alıp, "Sevgi, aşk zayıflık değildi; bunu hep bildin. Babamın kim olduğunu benden hep sakladın. Sen beni hep hırçın, kötü yetiştirmek istedin."

"Sen de başka birisini severek genlerinden kurtulmak istedin ama o genler sana ait. Savaş, Lilya senin asla olmayacak." Egemen elimi daha sıkı tutup, "İstesen de istemesen de, Lilya benim olacak; Lilya benim karım olacak." Suna hoca ikimizin ellerine bakıp gözlerini devirdiğinde, "Lilya'nın ailesi, Maysa'nın ailesini benim sayemde öldü desem, sence ne kadar üzülürsünüz."

Ama nasıl olur? O okula geldiğim gün "Nasıl yaparsın?" diye haykırdı. Maysa, Suna hoca kahkaha atıp "Sizi bir hayvan gibi besleyip büyüttüm, sen değil Maysa. Zamanı gelince Lilya ölecekti çünkü aptal Luna, kendi büyü kanını ve taşı kızına verdi. Vermesi yetmezmiş gibi istediği zaman vermesi gereken bir büyü yaptı." Annem beni hep korumak istemiş, onu bir kere olsun görmek isterdim.

"Lius, kızı al," dediğinde yanıma gelmeye başladı. Korkuyla Egemene daha çok sarıldım. Egemenden ayrılmak istemiyordum. "Peki anne, al Lilya'yı ama sana kötü bir haberim var. Lilya ile birlikte oldum, artık onun kanı doğacak çocuğumuza geçecek. Şu an kanı yok oldu," ne diyordu bu, nasıl?
Suna hoca öfkeyle yüzünü buruşturup, "Hayır, hayır Lius, bak," dedi. Egemen yanımdan çekilip, "Korkma, yanındayım," dedi. Lius yanıma gelip elini karnıma koydu, ardından gözlerini kapattı. "Doğru söylüyor, hamile kalması da an meselesi. Kartalların yok oluşu ve var oluşu geliyor," dedi. Benim çocuğum mu olacaktı?Lius ellerini çektiğinde karnıma dokundum ellerimi. Ben bu hayatta anne sevgisini tam görmemiş birisiydim; anne olmak nedir bilmiyordum.

Egemen tek adımda yanıma gelip elimi tuttu. "Bizim çocuğumuz olacak, annesi kadar güzel, benim kadar çekilmez olsun," dedi. Neden bilmiyorum ama şu an ağlamak istiyordum. Suna hocaya baktığımda sadece karnıma bakıyordu. "Sana ondan uzak dur dedim. Savaş, şimdi ise hem babanı kaybettim hem de... Hayır, hayır, o zaman o çocuk doğmadan önce ölecek. Lilya'nın kanın lazım."

Egemen önüme geçip, "O benden, bizim soyumuzdan bir parça taşıyor. Nasıl, nasıl yok edersin? Anne, benim çocuğum olacak. Beni hiçe saydın, bari torununa yapma!" dedi. Suna hoca kahkaha atıp, "Herkesi öldürdüm, öldürtüm. Sence bir torun benim için önemli mi? Sadece sen, Savaş baban için önemliydin. Benim için de baban o oradan çıkacak. Araf, al kızı!" dedi.

Egemen'e daha çok sarılıp, "Korkuyorum," dediğimde, beni kendisine daha çok çekip, "Korkma güzelim, korkma," dediği an, Araf kolumdan tutup Egemen'den beni ayırmaya çalışıyordu. Egemen ise sadece gözlerime bakıyordu. "Egemen," dediğim an, ondan ayırmışlardı beni.

"Anne, bırak, bırak! Lilya'yı yalvarırım," diye bağırıyordu Egemen arkamdan ama Egemen'i sımsıkı tutuyorlardı. Diğerlerinde öyle, belki de her şeyi kabul etme vakti gelmiştir. Son kez sevdiğim insanlara baktım; ailemin ölümünden sonra onlar benim ailem olmuştu. Kardeşim gibi gördüğüm abi, abla dediklerim ve ruhumun diğer yarısı... Hepsine son kez gülümsedim, belki ben ölürsem onlar beni gülerek hatırlasın diye.

🦅🕸️
Sadece Lilya'nın gidişini izlemişlerdi, bir de son gülümsemesini. Egemen dizlerinin üstüne diz çöküp "Lilya, hayır hayır" diye bağırırken, Suna "Ben sana o kızı sevme demiştim" diyerek gittiler. Artık koca ormanda tek başınalardı. Maysa yavaşça ayağa kalkıp "Egemen abi, koş! Git, öldürecekler! Lütfen, kalkın ayağa, ölecek!" diye bağırıyordu.

Egemen sadece Lilya'nın son bakışında, son gülüşünde kalmıştı. Aslında ne güzel bir gündü; ama sevdiği insan, ellerinin arasından kayıp gitmişti, yok olmuştu. Tek yaptığı arkasından bakmaktı.

"Gitti," dedi Melodi, nefesini zar zor çekerek. "Hâlâ zaman var, evlatlarım," dedi Luminous. Herkes şaşkınca yüzünü çevirdiğinde, Luminous kızıl takımı ve 30 diğer takımla oradaydı. "Ayağa kalkın, savaş zamanı," dedi Luminous. Melodi kaşlarını çatıp "Nasıl olur, yıllardır..." derken, Pamir Melodi'nin sözünü kesip "Asıl bulmanız gereken kişi Luminous'tu. Sayenizde Lilya ölüm tehlikesi, Murky geri dönme tehlikesi var. Hazırlanın, Rüzgar silahları getir!" dedi.


Egemen başını eğip içindeki acı ile kavruluyordu. Toprak, Egemen'in yanına gidip, "Yapma, kurtaracağız onu. Güçlü kal, Egemen. Sen ne kadar çok seviyorsan Lilya'yı, biz de o kadar seviyoruz ve kardeşimizi kurtaracağız," diyerek elini Egemen'e doğru uzattı. Egemen derin bir nefes alıp, "Hadi, yapalım bu işi," dedi.

Rüzgar, silahları yere sermiş, herkesin hazırlanmasını bekliyordu. "Neden, neden yardım ediyorsunuz?" diye sordu Melodi. Rüzgar tam konuşacağı sırada, "Sizin için değil, Lilya için. O yanlış adamı seçmiş olabilir ama onun için her şeyi yapacak birisi daha olduğunu bilmeli," dedi Pamir.

Egemen öfkeyle bağırıp, "Seni öldürürüm, piç kurusu," dediğinde, Toprak ve Barkın Egemen'i tutup, "Abi, Lilya için," dediler. Egemen duyduğu isimle sessizliği korudu.

Herkes hazırlandığında geçitte gittiler.

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ.❤️

 

Loading...
0%