Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.BÖLÜM🕸️

@thunder_sla.0104

 

Yurda geldiğimizde hâlâ o şoku geçirememiştik. Suna cadısı nasıl böyle bir şey yapardı? Ben odada dört dönerken Maysa oturmuş iç çekiyordu.

 

“Lilya, ben gidip okula sorup soruşturayım.”Kaşlarımı çatarak, “Maysa, bak dikkatli ol.”Maysa yanıma gelip, “Merak etme güzelim, ben dikkat etmem, dikkat çekerim.”

 

Bu kız işin ciddiyetinde değildi. Gözlerimi devirerek, “Maysa, kızdırma beni.”Maysa kahkaha atıp odadan çıktı.

 

Akşam olmuştu bile. Çok sevdiğim kitabı alıp balkona çıktım. Hava hâlâ sıcak olmasına rağmen akşamları serindi.

 

Koltuğa oturup ayaklarımı uzattıktan sonra kitabımı okumaya başladım.

 

 

Kaç saat geçti bilmiyorum ama hâlâ Maysa gelmemişti. Ayağa kalkıp etrafa bakınmaya başladım; okul yurdun içinde olmasına rağmen sessizdi.

 

Zaten az ilerisinde orman vardı. Ama bizim embesiller korkardı. Niye? Çünkü orası tek bir insana aitti, tabii ki Egemen abiye.

 

Kimsenin girmesine izin vermezdi ama ben hep gizli gizli girerdim. Orada oyunlar oynardım. Küçücük bir göl vardı; orasının resmini çizmeye çalışırdım ama el yeteneğim hep kötüydü.

 

Hep merak etmişimdir, o kadar insanın girmesine izin vermeyip beni hiç yakalamamasına. Belki de iyi saklanıyorumdur.

 

İçeriye gireceğim sırada, karşı binanın arkasında duvara yaslanmış birisi benim olduğum yere bakıyordu.

 

Balkon demirliklerine biraz daha uzanarak buraya bakanın kim olduğunu görmeye çalışıyordum ama çok karanlıktı; sadece silüeti görünüyordu.

 

 

“Lilya, ben geldim, kız düşeceksin?” Maysa'nın sesini duymamla arkamı döndüm; balkon kapısını açmış, bana sinirli sinirli bakıyordu.

 

“Ne oldu?” Maysa derin bir nefes alıp, “Düşeceksin, gel içeriye, anlatacaklarım var.”Başımı tamam anlamında salladım. Maysa arkasını dönüp içeriye girince.

 

Kafamı çevirip buraya bakan silüete baktım ama yoktu buhar olmuştu sanki ama hislerim tersini söylüyordu. Etrafa biraz daha bakınıp içeriye girdim.

 

“Anlat hadi.” Maysa heyecanlı heyecanlı yanıma gelip, “Lilya, Lilya, Yeşil Alev takımı gelmiş, Melodi abla gelmiş.” Derin bir nefes alıp, “Maysa, doğru düzgün anlat şunu.”

 

“Tamam, ben okula gittim, ajan takımın katına çıktım. Geziyordum ki bir sınıftan bağrış sesleri geliyordu. Yavaşça o sınıfa doğru gittim. Egemen abi galiba Suna hocaya bağırıyordu; ‘Mutlu musun, geldim, rahat bırak artık’ diyordu. Suna hoca bir şeyler dedi, duymadım. Kapı birden açıldı, ben de oradan geçiyormuş gibi yaptım. İlk çıkan Egemen abi oldu, sonra Melodi ablalar falan.”

 

Duyduklarıma şok olmuş vaziyette Maysa'yı dinlemiştim. Çok uzun zaman olmuştu, ben onlara bir daha gelmez sanıyordum. “Maysa, onları dinlediklerini anlamadılar değil mi?” Maysa, hayır anlamında başını salladı.

 

“Yok ama Egemen abi beni görünce kaşlarını çatıp bir şey diyeceği sırada Melodi abla koşarak yanıma geldi.” Ah Maysa, ah akılsız arkadaşım, Egemen abinin nasıl kurnaz olduğunu bilmiyor sanki.

 

“Maysa, neyse uyuyalım artık, saat geç oldu.” Maysa başını hayır anlamında sallayıp, “Yarın Melodi abla onların evinde bizi bekliyor.”

 

“Maysa, Maysa, yeminle dayaklıksın sen.” Maysa, kedi yavrusu gözlerle bana bakıp, “Gidelim Lilya, lütfen çok merak ediyorum.” Başımı tamam anlamında sallayıp yataklarımıza geçip uyuduk.

 

🕸️🦅

 

Tüm yurt ışıkları sönmüştü. Egemen, saklandığı duvarın arkasından çıkıp son kez balkona baktı; belki bir daha çıkar diye.

 

Keşke her sinirlendiğinde Lilya'yı görebilseydi. Ona uzak olsada hep bir nefes kadar yakındı ama şu 3 yıl daha zor olmuştu.

 

Görmeyeli ne çok özlemişti onu! Zayıflamıştı ama güzelliği daha çok artmıştı, zambak çiçeğinin.

 

Ormana baktığını görmüştü Lilya'nın. Ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu; neden herkese kızıp gizli gizli girip onu yakalamadığını.

 

Aslında tek Lilya girsin diye uğraştığını bilerek yakalamadığını, o girdiğinde onu izlediğini bilmiyordu.

 

Egemen evine döndüğünde Melodi ve Toprak sohbet ediyordu; Barkın ise oyun oynuyordu. Yanlarına gidip oturdu.

 

Melodi ve Toprak birbirine bakıp Melodi konuşmaya başladı: “Gördün mü?” Egemen kaşlarını çatıp “Neyi?”

 

Toprak, Egemen'in yanına oturup, “Yapma Egemen, neyi olduğunu sen de biliyorsun.” Egemen kafasını evet anlamında salladı; tek ailesi onlardı çünkü bir şey saklayamazdı onlardan.

 

Melodi tebessüm edip, “Yarın buraya gelecekler.” Egemen yine kafasını tamam anlamında sallayıp odasına çıktı.

 

Toprak derin bir nefes alıp, “Çocuk hangi birisiyle uğraşsın? Annesiyle mi, düşmanlarıyla mı, takımla mı, yarışmayla mı yoksa sevdiği kadınla mı?”

 

“Öyle, bu yüzden biz varız. Toprak, yardım edeceğiz. Kabul etsene, etmesen de omuzlarındaki yükü alacağız.”

 

Hayat seni ne kadar sınarsa sınasın, yıkılmamayı öğrenmen gerek; düşsen bile yıkılmaman gerek.



 

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ❤️

Loading...
0%