@thvrely
|
Pars nihayet küvetten çıktığında, havlusunu giymesini bekledim. Havlusunu giydiğinde bana ses verdi. Arkamı döndüğümde, az önce olduğundan çok daha iyi gözüküyordu. "Elinde bir tencere vardı. Bana ne hazırladın?" Dediğinde dik dik baktım ona. "Saçını kurutmamız lazım. Ayrıca üstünü de giymelisin, üşüteceksin yoksa." Dedim bir anne edasıyla. Gülerek yanağıma bir öpücük kondurduğunda vücudum hareket etmeyi bıraktı. Şokla ona baktığımda gülümsedi. "Sana annelik yakışıyor." Islık öttürerek banyodan çıktığında, bir süre öylece aynadaki kendimle bakıştım. Hemen ardından silkelenerek banyodan çıkıp aşağı indim. Tenceredeki çorbayı ısıtıp bir çorba kâsesine koyduktan sonra içine ekmekleri ufaladım. Bir kaşık alıp kaşık ile çorbayı tepsiye koyup salona girdim. Pars çoktan saçını kurutmuş, üstünü giymiş oturuyordu. Elim ile alnına baktıktan sonra gülümsedim. "Ateşin düşmüş." Bana gülerek baktı. "Beni bu kadar çok önemsediğini bilmiyordum." Yanına oturduktan sonra kaşığı eline verip tepsiyi de kucağına koydum. Çorbayı elim ile yedirmeyi planlıyordum fakat bu sözlerinden sonra tamamen vazgeçmiştim. Tepsiyi kucağıma koydu. "Sen yedirsen olur mu?" İçime derin bir nefes çektim. "Bu günler de geçecek." Diye mırıldandığımda güldü. "Evet. Bu günler geçecek ve seni yatağa atacağım günler gelecek." Sabır. "Sen ne ara arsız olup çıktın merak ediyorum. Hayır, senin bu tuhaf sözlerine karşılık vermiyorum, kendi hâlinde konuşup duruyorsun ama cidden-" Sözlerim onun dudaklarının baskısıyla bölündü. Yine.
|
0% |